Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: REGIUS - 4  (Okunma sayısı 3850 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 13, 2010, 11:33:54 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




TARİHSEL BÖLÜM

 Burada Öklit'e göre Geometri
 sanatının yasaları başlar. [1]


[1] Regius öyle bir başlangıç yapmaktadır ki; kopyalanmış olduğu özgün belgede bundan öncesinin bulunduğu açıkça bellidir. Sayfa numaraları olmadığına göre; aslında özgün yazımın daha uzun olduğunu ve başlardaki birkaç sayfanın yitirilmiş bulunduğunu da düşünebiliriz. Öklit ya da Euklidies, M.Ö. 4. yüzyıl sonlarında İskenderiye'de bir ezoterik ekol kurmuş olan ünlü düşünür ve matematikçidir. Tarihte bir diğer Öklit daha vardır; Megaryalı Öklit olarak anılır ve İskenderiyeli Öklit'ten yaklaşık yüz yıl kadar daha önce yaşamıştır. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir. İskenderiyeli Öklit'in, temelini Hermetizmden alan öğretisindeki kimi öğeleri, Çağdaş Masonluğun ritüellerinde de bulmak olanaklıdır. Zamanında "Yedi Bilim'in Üstadı" olarak da anılmış olan Öklit, Hermes ile de özdeş tutulmuştur. Bu özdeşleştirmeyi Regius'ta da yer yer sezinleyeceğiz.

 Okuma ve incelemeyi iyi bilenler,
 Eski kitabında şunu yazılmış görürler [2]
 Büyük Efendilerle hanımlar ve onların [3]
 Elbette çok sayıda olan çocuklarının
 Geçimlerine gelirleri olmadığında
 Ne kentte, ne taşrada ne de ormanlıklarda; [4]

[2] "Eski kitap" terimiyle neyin nitelendiği pek belli değildir. Bunun, Hıristiyanlıkta "Eski Ahit" diye de anılan Tevrat olması olasıdır. Bir diğer olasılık ise, bunun çok daha eski bir tarihte yazılmış ve Yapıcılık Zanaatı'nın kuralları ile törelerini içeren bir kitap olmasıdır.

[3] "Hanım" sözcüğü İngilizcedeki "lady" sözcüğünün karşılığı olarak alınmıştır. Türkçede bu anlamda İngilizceden dönüştürülen "leydi" sözcüğü de kullanılmaktadır. "Büyük Efendi" terimi kullanıldığında, bunu sıradan bir "Efendi"den ayrı tutmak gerekir. Büyük Efendi, bir locaya iş veren kişinin niteliğidir; bu kişiye "patron" ya da "işveren" de diyebiliriz. Nitekim Kral, bir aşama daha gidilerek "Egemen Büyük Efendi" (Sovereign Great Lord) olarak anılır.

[4] Burada herhangi bir mecazi anlatım olduğu sanılmamalı; yalnızca yapılan varsayımda bir yanlışlık var. O da, 14. yüzyılda İngiltere’deki sosyal koşullar ile, bundan çok yüzyıllar öncesinde Mısır'daki sosyal koşulları benzer saymak. Orta Çağ'da ve daha sonra, İngiltere'de (özellikle Londra'da) birçok yoksul lord vardı. Bu kişiler, "soylu" (asil) olmakla birlikte, bir kont ya da bir baron gibi toprak sahibi olmayabilirler ve geçimlerini çok zor koşullar altında yürütmek zorunda kalabilirlerdi. Bu konuya, az sonra-daha ayrıntılı olarak değineceğiz.

 Hepsini de alabilecek bir kurum vardı,
 Çocukların geleceklerini hazırlardı;
 Yaşamları en iyiye yöneltilsin diye
 Hastalık, dert ve sıkıntı çekmesinler diye; [5]

[5] Öklit'in Mısır'da kurmuş olduğu ezoterik ekol, Orta Çağdaki Yapıcılık Kurumu (Operatif Masonluk) ile özdeşleştiriliyor. Aslında 14. yüzyılda İngiltere’de söz konusu olan bir uygulamadan, sanki daha önce Mısır'da karşılaşılmış gibi söz ediliyor. Varsayımdaki yanlışlık bir yana, yapılan abartma da açıkça belli oluyor. Bu konuya daha sonra, Mısır ya da Öklit ile bağdaştırılmaksızın değinildiğini de göreceğiz.

 Çoğunun buraya gelişi her şeyden önce
 Çocukları içindi, kendileri bitince.
 Büyük rahiplere gönderirlerdi onları
 Öğretmeleri için iyi çalışmaları; [6]

[6] Bir lordun, düşünceli bir kimse olması gerekiyor. Bu nedenle, eğer çok sayıda çocuğu varsa, yaşamı sırasında pek yoksul olmasa bile, zengin de değilse, çocukları için olumlu bir gelecek hazırlamış olması gerekli görülüyor. O dönemde belki de böyle düşünenler vardı.

Bence burada şu “rahipler” sözcüğü de bir açıklama gerektirir. Bunun İngilizce özgün metindeki karşılığı “clerk”.  Bunu Cooke El Yazması adlı belgede de görmüştük. Bunu günümüzdeki dilde alacak olursak, karşılığını “kâtip” ya da “yazman” olarak vermek gerek. Ancak yerine oturmaz. Ben her ne kadar öz Türkçeci olsam da bu noktada “kâtip” sözcüğünün daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü yanlış bilmiyorsam bunun kökeni “kitap” sözcüğünün kökeniyle buluşur. Demek ki bu kâtip, kitap sahibi olan ya da kitap yazan kişi, öyle sıradan bir yazman değil. Demek ki bu kişi bilgili bir kişi, öyle sıradan bir yazıcı değil. Acaba buradaki rahip sözcüğünün yerine “bilge” koyacak olursak, çok aykırı bir iş mi yapmış oluruz? Bir sonraki aşamada çevirmen bu sözcük için bir başka açıklama veriyor, o ayrı.

 Ve onlara dua edelim, Tanrı aşkına;
 Çocuklarımıza iş oluşturmalarına;
 Böylece kendi yaşamlarını kazansınlar;
 Hem iyi ve dürüst, hem güvenceli olsunlar. [7]

[7] Orta Çağdaki "gelecek güvencesi" kuşkusu açıkça seziliyor. Fakat bu kuşkuya karşın, "iyi ve dürüst kişi" olmanın öncelikli tutuluşu da gözden kaçmıyor. Yoksul bir lord için, aslında toplum içinde ayrıcalıklı kişilerden olan oğulları için sağlam bir gelecek hazırlamak çok önemliydi. Buradaki ''rahip" (clerk) sözcüğünün asıl karşılığı da, bir mason locasının üstadıdır. Fakat Eski Mısır'daki Öklit Ekolü'nden söz edilmekte olduğundan, ''rahip" sözcüğü kullanılmıştır.  Ancak, kendilerine dua edilecek olan lordlar kimlerdir, bu belli değil. Çocuklar için ''iş oluşturulması'', localara yapılacak işler çıkması, dolayısıyla loca üstatlarının da yetiştirmek üzere yeni çıraklar almaları demektir. Dolayısıyla, bu kez "kendilerine dua edilecek olan lordlar" ancak olası işverenler olabilir. Nitekim, kimi masonik araştırmacılar, Regius'ta sözü edilen lordların işveren durumunda olan çeşitli nitelikli soylulardan başka bir kimse olamayacakları üzerinde durmuşlardır. Fakat ''lord" sözcüğünün salt bu nitelikteki zengin kişiler için ku1lanılmamış olduğu da bellidir. Hıristiyanlıkta lord sözcüğü ''Tanrı'' ya da "İsa'' anlamına da gelebilir. Türkçedeki sözlük karşılığı olan ''efendi" sözcüğü gibi, çok farklı anlamlarda kullanılabilmektedir.

 Kullanılıp iyi geometri o zamanda,
 İyi masonluğun onurlu zanaatı da, [8]
 Geleceğe yönelmeyle şöyle düzenlendi,
 Tüm bu rahiplerin bilgilerinden derlendi; [9]
 Efendilerin dualarıyla toparlanan,
 Zanaatlar içinde en onurlusu olan
 Geometriye masonluk adım koydular.
 Bu efendilerin çocukları tutuldular,
 Almaya ondan geometri zanaatını, [10]
 Büyük bir özenle yapmakta olduklarını; [11]
 Dualarıyla hem baba hem de anaların,
 Yoluna koydu onları onurlu zanaatın.
 Bilgide ve dürüstlükte o en iyisiydi;
 Ardından gelenleri özenlice geçirdi. [12]

[8] En başta Geometri için "sanat" (art) sözcüğü kullanılmıştı. Bu aşamada ise "zanaat" (craft) sözcüğünün kullanımına geçiliyor. "Öğrenimle birlikte deneyim ve hüner gerektiren iş" olarak tanımlanan Zanaat sözcüğüne "Yapıcılık Mesleği ve Sanatı (Operatif Masonluk) anlamına gelmek üzere sık sık rastlayacağız. Daha sonra ise Geometri'nin "Bilim" olarak nitelenişini de göreceğiz.

[9] "Geometri" kavramı çok geniş bir anlamda, hem tüm bilimlerin karşılığı, hem de bir simgesel terim gibi kullanılmaktadır .Geometri, Eski Çağlarda tüm bilimlerin temeli sayılmış olan "Yedi Bağımsız Bilim"den biridir. Regius'ta alışılagelmiş sıralanmalarından farklı olarak, son sıraya yerleştirilecek, fakat gene de diğerlerinden üstün tutulacaktır. Bunun ötesinde burada Geometri, hem özdeksel hem de tinsel evrene ilişkin bilgileri edinerek yetkinleşmiş bir insana özgü erdemlerin bağdaştırıldığı bir öğreti, bir sistem gibi de değerlendirilmektedir. Bu bakımdan Geometri'nin, tümüyle "düzen" kavramının bir karşılığı olmak üzere kullanıldığı da söylenebilir. Çağdaş Masonlukta bir simgesel terim olarak Geometri'ye verilmekte olan önemin, buradan kaynaklanmakta olduğu da düşünülebilir.

[10] Efendilerin (Lordların) çocukları Geometri Zanaatı'nı kimden alacaklar ya da öğrenecekler?... Konu salt geometri olunca Öklit'ten; fakat Geometri'nin karşılığı "Yapıcılık" olunca, Loca Üstadı’ndan... Tek bir loca ve bir tek loca üstadı olmadığına göre, hangisinden?... Bunlar yanıtlanamayacak türden sorulardır. Regius'ta bir "genelleme" yapılmaktadır. Konuyu kesinlikle "somut" bir anlamda değil, biraz soyut olarak almak gerekmektedir.

[11] Öğrenilecek olan işin "özenle" yapılmakta oluşu, yalnızca doğru dürüst yapılması bakımından dikkatli olunduğunu değil, aynı zamanda nasıl yapıldığına ilişkin bilginin de gizli tutulduğunu belirtmektedir.

[12] ''Geçmek'' yüklemi, Çağdaş Masonlukta da aynen kullanılmaktadır. Bu ''geçiş'', bir çırağın, gerekli olan temel bilgilerin edinmesinden sonra kalfa oluşudur. Bilinmesi gereken noktalardan biri, her çırak masonun, kalfalığa geçemediği, bu işin pek o kadar kolay olmadığıdır. Günümüzde de okullarda kullanılan ''sınıfı geçmek'' terimi aynı anlamdadır.

 Bu zanaatta birini geçirmişse eğer,
 Noksanlardan fazla saygı görmesine değer; [13]

[13] ''Noksanlar'' sözü, ''Bilgisizler'' anlamına da çekilebilir. Burada bir ince alay var. Bilgili bir kişinin, saygı görmekte olan bilgisiz bir kişiye oranla çok daha saygıdeğer olduğu üstü kapalı olarak vurgulanıyor; ama kimlerin nitelendiği belli edilmiyor. Bu ''noksanlar'', Masonluk ile ilgisi olmayan, fakat masonları da küçümseyen soylular olabilir.

 Bu büyük rahip Öklit adıyla tanınmıştı,
 Bu ad diyarlardan diyarlara yayılmıştı.
 Bu büyük rahip öyle bir düzen kurmuştu ki, [14]
 Onca bu dereceden daha da yüksekteki
 En basitlerini öğretmeli fikirlerin,
 Onurlu zanaatta yolu bu yetkinliğin. [15]
 Böylece her biri diğerine öğretmeli,
 Ve birbirlerini kardeş olarak sevmeli. [16]
 Bunların ötesinde birçok şey düzenledi,
 Gerektiği üzere ona üstat denildi;
 Ona bu sanın verilmesinin ötesinde,
 Herkesten fazla saygı gören kişidir hem de;

[14] Öklit'in neyi düzenlemiş olduğu belli değil... Kimi masonik araştırıcılara göre; bu noktadan birkaç dize önce, özgün yazımda bulunan bir bölüm kopyalama sırasında atlanmış.

[15] Özellikle yeni bilgiler edinirken, her şeyin bir anda öğrenilemeyeceği, sürekli ve dirençle çalışmak gerektiği vurgulanıyor. Çok önemli bir nokta da, her şeyin ille de üstattan öğrenilmeyeceği; masonların karşılıklı bilgi alışverişi içinde bir dayanışma birliği kurarak, kendilerini yetiştirmelerinin gerektiği. Çağdaş Masonlukta olduğu gibi…

[16] Asıl yazımda hem ''erkek kardeş" (brother) hem de ''kız kardeş'' (sister) sözcüklerinin karşılıkları kullanılmış. Fakat bundan ötürü kızların da yapıcılık zanaatına alınmış olabilecekleri düşünülemez. Kız çocukların hermetik bir ekole alınmış olmaları da söz konusu değildir. Dolayısıyla buradaki ''kız kardeş'', ancak şiirdeki boşluğun doldurulması için kullanılmış olabileceği izlenimini veriyor.

 Fakat masonlar bu zanaatta hiç bir zaman,
 Birbirlerini kul ve uşak gibi tutmadan,
 Sevgili kardeşim diyerek anmalılar,
 Yetkin olmasa bile biri öteki kadar; [17]
 Her biri diğerine dostça davranmalıdır,
 Çünkü onların hepsi hanımlardan doğmadır. [18]

[17] Yekdiğerini "kardeş" olarak tanımak ve öyle çağırmak gereği, Öklit'in de öğretisi kapsamında da yer alır. Fakat burada asıl belirtilmek istenen, bu yaklaşımın yeni çıkmış değil, çok eskiden kalma bir gelenek olduğunun vurgulanmasıdır.

[18] Bu meslekte (zanaatta) çalışan bir kimsenin sıradan biri değil, "soyu belli" olduğu özellikle vurgulanıyor. Böylelikle, bir masonun "soylu birisiyle eşdeğer sayılması gerektiği de belirtilmiş oluyor. Bu sav masonların "özgür insan" sayılmalarının bir gerekçesi durumuna getiriliyor. Buradan, diğer soyluların, masonlara böyle bir ayrıcalığın tanınmasını pek de hoşnutlukla karşılamadıklarını çıkarabiliriz.

 İşte masonluk zanaatı başladı böyle,
 Önce iyi geometri düşünüleriyle;
 Rahip Öklit böylelikle bir temel attı,
 Mısır'da kuruldu geometri zanaatı. [19]

[19] "Geometri" ile "Yapıcılık" özdeşleştirildiğine göre; burada bir kronolojik çelişki var gibi görünmektedir. Fakat aslında "Öklit" ile "Hermes" özdeşleştirilmektedir.

 Geniş bir kapsamda öğretti onu Mısır'da,
 Çeşitli ülkelerde her yanda ve diyarda;
 Anladığıma göre bundan çok yıllar sonra,
 Yakınlarda geldi bu zanaat buralara. [20]

[20] "Geometri" olarak anılan Yapıcılık Mesleğinin (Zanaatın) kökeni, böylece Mısır'a yerleştirilmektedir. İngiltere’ye hangi yolla, nasıl ve ne zaman gelmiş olduğu üzerine ise kesin bir şey söylenmemektedir. Buna "yakında" denilmektedir, ama bu en azından birkaç yüzyıl öncesidir. Bu yapıtın kaleme alınışı sırasında, aradan geçmiş olan süre üzerinde durulmayışı, bunun bilinmediğini de gösterebilir. Bu aşamada, Cooke Elyazması'nda göreceğimiz ve o zamanlar "doğru" olarak benimsenen bazı tarihsel bilgilerin tümüyle atlanmış olduğu görülüyor.

Aynı olay… Cooke El Yazması konusu üzerindeki çalışmam sırasında da belirtmiştim. Tam bir İngilizvarî tutum var burada. Hani neredeyse bu inşaatçılık meslek ve zanaatını bir yana bırakalım, belki geometrinin bile İngiltere’de icat edilmiş olduğunu ileri süreceklerdi ama işte o kadarına güçleri yetmemiş. Konu Operatif Masonluk fakat bu meslek ve zanaat sanki daha önce başka hiçbir aşamadan geçmeden Mısır’da üretilmiş ve dosdoğru İngiltere’ye gelmiş; orada geliştirilmiş. Dehşetli bir kendini beğenmişlik… Benzerini bugünkü Masonlukta görüşümüz bizi şaşırtmamalı.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
12405 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2006, 11:01:25 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
3463 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 14, 2009, 10:01:20 öö
Gönderen: TRca
3 Yanıt
11224 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2011, 02:47:16 ös
Gönderen: Mustafa Kemal
0 Yanıt
4647 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2010, 03:18:42 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3963 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2010, 06:44:15 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3474 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 16, 2010, 11:17:46 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3069 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 17, 2010, 02:15:53 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3044 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 19, 2010, 01:38:09 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2995 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 20, 2010, 01:22:00 ös
Gönderen: ADAM
14 Yanıt
7588 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2012, 02:50:04 ös
Gönderen: BULGARIA