Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: RİTLERİN ÖYKÜSÜ - 4  (Okunma sayısı 3724 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 21, 2009, 09:18:14 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



İRLANDA RİTİ

Ramsay’dan sonra Fransa’da kurulduğu bilinen ilk rit İrlanda Riti oldu.

İrlanda halkı bağnazlığa varan ölçüde koyu Katolik olduğundan, Katolik Kilisesi’nin aforozu bu ülkede etkisini göstermiş, mason localarına saldırılar düzenlenmiş, kanlı olaylar çıkmıştı. Birçok İrlandalı mason ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış, özellikle Fransa’ya göçmüştü. İşte bu göçmenler, 1688 yılı ve sonrasında Fransa’ya yerleşen Stuartist İskoçlar gibi, bir masonik koloni oluşturmuştu. 1740 yılında, Ramsay Riti’nden esinlenerek üç yüksek derecede çalışma yapan İrlanda Şapitri’ni (Irish Chapter), 1747’de ise, simgesel derecelerden sonra 19 yüksek derecesi olan kendilerine özgü riti kurdular.

Bu rit, 18. yüzyıl boyunca çalışmalarını sürdürdü fakat çok daha etkin olan İskoç ritlerinin arasında, -biraz da kendi içine kapanık olmanın etkisiyle- zamanla varlığını yitirdi.

VIELLE-BRU RİTİ

Fransa’da yerleşmiş olan Stuartist masonlar da, İrlandalılar gibi fakat politik bir yaklaşımla bir mason riti kurmaktan geri kalmadı. 1748 yılında kurdukları 9 dereceli rite Vielle-Bru adını verdiler. Bu isimle, kendilerinin eski masonlar olduklarını ve gürleyeceklerini vurguluyorlardı.

Belirgin Stuartist niteliği ve öncelikle bir politik amaç taşıması nedeniyle bu rit, yalnızca Fransa’da ve pek sınırlı bir uygulama alanı bulabildi. Bununla birlikte, 18. yüzyılın sonlarına kadar dayandı. Fransa’daki hemen tüm mason ritlerini çatısı altında toplayan Fransa Büyük Doğusu (Grand Orient de France), Büyük Fransız Devrimi’nden sonra yeni baştan örgütlendiğinde, bu riti bir gerçek mason riti olarak kabul etmedi.

Böylece dayanağını yitiren Vielle-Bru Riti, 1812 yılında kesinlikle ortadan kalktı.

CLERMONT ŞAPİTRİ

İlk üç mason ritinin yanı sıra, 18.yüzyılın ilk yarı ve ortalarında Fransa, yeni ve daha gelişkin masonik derecelerin oluşturulmasına, yeni ritlerin kuruluş hazırlıklarına sahne oldu.

Chevalier de Bonneville tarafından 1754 yılında kurulmuş olan Clermont Şapitri (Chapitre de Clermont), aslında ne uzun ömürlü olabilmiş ne de başarılı bir çalışma sergileyebilmişti.

Kimine göre bu kuruluşun adı o sırada Fransa’daki tüm mason localarının büyük üstadı olarak benimsenmiş bulunan, asıl adı Prince Pierre de Bourbon-Condé olan Comte de Clermont’un onuruna konmuştu ama daha akla yatkın bir görüş, bu adın ilk toplantı yerinin Clermont’taki bir Cizvit kolejinde oluşundan ileri geldiğidir. (Bu yerin bir Cizvit okulu oluşu da ilginç.)

Şapitrin başarısızlığının nedeni, üyesi olan masonlar arasında çıkan görüş ayrılıklarının bir uzlaşmaya bağlanmasının olanaksızlığıydı. Bununla birlikte Clermont Şapitri, Masonluk tarihindeki ilk yüksek derece otoritesi olma niteliğini elde etti.

Bu şapitrin dağılmasından hemen sonra, Masonluk tarihinde çok önemli yer tutmuş olan iki rit birden kuruldu: Fransa’da Yetkinleşme Riti (Rite de Perfection) ve Almanya’da Sıkı İzleyiş Riti (Ritus der Strikten Obzervanz).

YETKİNLEŞME RİTİ

Fransa’da Ramsay ile başlayan Ekosizm akımı, 1750’li yıllarda hızlı bir gelişim gösterdi. Bu gelişmenin sonucunda, 1758 yılında 25 derecelik bir masonik sistem olan ve HEREDOM RİTİ adıyla da anılan Yetkinleşme Riti (Rite de Perfection) kuruldu. Ancak bu sistemdeki derecelerin sayısı öyle birdenbire 6’dan 25’e fırlamadı. Geçen 20 yıllık süre içinde derecelerin sayısı yavaş yavaş artırılmaktaydı.

Bu noktada biraz durarak, “Ekosizm”in ne olduğu konusuna da kısaca değinmek gerektiği kanısındayım.

Bu terimin aslı Fransızcadır; Türkçedeki tam karşılığı “İskoççuluk” olarak verilebilir. Ancak, nasıl Fransa’daki İskoç localarının İskoçya ile doğrudan bir ilgisi olmamışsa, Ekosizmin de İskoç ulusçuluğu ile bir bağlantısı yoktur. Bu terimi, 19. yüzyıl sonlarında Thomas Reed’in önderliğinde kurulmuş olan ve “İskoçya Okulu” adıyla anılan felsefe sistemiyle de karıştırmamak gerekir.

Ekosizm, sonu “izm” ile bitse de  bir doktrin değildir. Masonluğu her türlü doktrinin dışında ve üstünde tutan, yerel ve çağdaş koşullara uyarlanabilme esnekliği gösteren bir masonik sistemdir. 18. yüzyılın ilk yarısında, Stuartist masonların elinde politik bir doktrin özelliği taşımış olduğu da yadsınamaz ama başta Fransızlar olmak üzere 18. yüzyıl ortalarının Kıta Avrupası masonları, nasıl “duvarcılık” ya da “inşaatçılık” demek olan Masonluğa yepyeni bir anlam kazandırmışlarsa, Ekosizme de böylesine bir farklı anlam vermişlerdir.

Ekosizm ya da İskoç Masonluğu, İngiliz Masonluğu’na rakip ve karşıt bir masonik örgütlenme ve çalışma sistemini tanıtlar. Bu adı taşımasının nedeni, pek basit olarak, Fransa’daki İskoç localarında oluşturularak geliştirilmiş bulunmasından ileri gelir. Bu oluşturma ve geliştirmede ise, Stuartistlerin politik emelleri için destek aramakta didinmekte oluşlarına karşın, Fransızlar bu emellere araç olmaktan sakınarak, sistemi kendi anlayış ve eğilimlerine göre yönlendirmişlerdir.

Böylelikle oluşturulan Ekosizmin en önemli özelliği, hazır öğretilerin verilmesinden çok, bireysel ve bilimsel çalışmaların gerekli görülmesidir. Her masonun, bilgi ve yeteneği elverdiğince öğretiye katkıda bulunması, öğretinin gelişmesi ve genişlemesi, Ekosizmin en önemli niteliklerinden biri olarak benimsenmiştir. (Sonrada bu gelişimci nitelik pek korunamamıştır; o ayrı.)

Ekosizmin diğer özellikleri arasında, insanlığın evriminin ve insanların ortak mutluluğunun temel amaç olarak benimsenmesi, öğretilerde gizemci (mistik) eğilimlerden ve varsayımlardan sakınılması, bilimsel ve akılcı gerçeklerin ön planda tutulması, bireyin her türlü özgürlüğüne öncelikle önem ve değer verilmesi, herhangi bir çağın düşünü ve anlayışlarına bağlı kalmayarak kendini yenilemeye ve çağdaşlaşmaya elverişli olması sayılabilir. (Bunların da sonradan böyle kalabilmiş olduğu söylenemez.)

Yetkinleşme Riti, Masonluk tarihinde, Ekosizmin geçirdiği aşamalardan biri oldu. 25 derecesi olan bu ritin egemen yönetici organına “Doğu ve Batı İmparatorları Konseyi” (Conseil des Empereurs de l’Orient et de l’Occident) adı verilmişti. Ritin tüm derecelerinin ritüellerini ve çalışmalarını düzenleyerek yönetme yetkisini elinde tutan bir kurul, 1761 yılında bir anayasa hazırlığına girişti. Bu girişimler sırasında benimsenen kurallar, Doğu ve Batı İmparatorları Konseyi’ne karşıt akımların da oluşmasına yol açtı. Bu akımların arasında en önemlisi, yapılan değişiklik ve düzenlemeleri benimsemeyerek, kendi başına bir masonik yüksek derece otoritesi olduğunu ilan eden “Doğu Şövalyeleri Konseyi” idi.

Yetkinleşme Riti’nin anayasası 1762’de yürürlüğe kondu. Bundan dört yıl sonra ise, Masonluk tarihinin ünlü çehrelerinden Baron de Tschoudy’nin tasarladığı sistemi yürürlüğe sokmak isteyen Pirlet adlı bir mason, kurduğu Doğu Şövalyeleri Konseyi ile, Ekosizmi benimsemekle birlikte Yetkinleşme Riti’ne rakip bir rit kurma deneyimine girdi.

Baron de Tschoudy’nin en başta gelen savı, Masonlukta bu kadar çok dereceye gereksinme olmadığı, bunların uygulanma olanağı bulamayacağı, bu nedenle de öğretilerin zayıflatılmadan derecelerin sayısının azaltılmasıydı. Ancak Doğu Şövalyeleri Konseyi’nin yönetimi altında bir başka mason riti kurulamadı. Bu konsey, 1779 yılına kadar varlığını sürdürdü. Ertesi yıl ise ilginç bir olayla karşılaşıldı: Derecelerinin sayısını 25’te bırakmayarak daha da artıran Doğu ve Batı İmparatorları Konseyi, kendi riti çerçevesinde daha önceden bulunmayan fakat Doğu Şövalyeleri Konseyi’nin üzerinde çalışılmasını öngördüğü bir dereceyi de kendi sistemine kattı.

Ancak Yetkinleşme Riti’nin bu aşaması biraz karmaşık görünüyor. Bu ritin hiçbir zaman 26 derecesi olduğundan söz edilmemiş.

ADONHİRAMİT RİTİ

Aynı sıralarda Fransa’da gene Ekosizm’i temel alan bir başka mason riti daha kuruldu. Adonhiramit Riti (Rite D’Adonhiramite) adını alan bu 13 dereceli riti, Chevalier de Lussy’nin kurduğu söyleniyordu. Oysa bu adı taşıyan kimse yoktu; bu, Baron de Tschoudy’nin takma adıydı.

Kimine göre ise Adonhiramit Riti’nin kuruluşunda Baron de Tschoudy’nin desteğinin önemli payı olmuştu ama ritin asıl kurucusu Louis Guıillemain Saint Victor idi. Bu konunun açıklığa kavuşturalamamış oluşuna karşın Adonhiramit Riti, günümüze kadar varlığını sürdürebilen, pek yaygın olmasa bile daha hâlâ locaları bulunan ender mason ritlerinden biridir.

YETKİNLEŞME RİTİ’NİN SONRASI

1766 yılında Doğu ve Batı İmparatorları Konseyi, Fransa Büyük Locası (Grande Loge de France) ile bir uzlaşmaya vararak, ritin simgesel derecelerindeki yönetim yetkilerini bıraktı.

Bu olay, simgesel derecelerin yönetici otoritesi ile yüksek derecelerin yönetici otoritesi arasında bir sözleşme bağıtlanması, böylelikle yetkilerin paylaşılması olgusunun ilk örneğiydi. Ancak bu örnek yöntem, 1778 yılında Fransa Büyük Doğusu’nun (Grand Orient de France) kurulmasından sonra yürümedi. Yeterince geniş kapsamlı bir şekilde tasarlanmamış olduğu için de, Yetkinleşme Riti’nin diğer ülkelerdeki uygulamalarında birçok çözümlenemez sorun yarattı.

Eldeki belgelerin yeterince güvenilir olmamasına karşın ilk kuruluşunun 1786 yılında olduğu benimsenen Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti (Rite Ecossais Ancien et Accepté), yürürlüğe giren yeni anayasası ile Yetkinleşme Riti’nin yerini alınca, Doğu ve Batı İmparatorları Konseyi’nin varlığı da sona erdi. Dendiğine göre, yeni ritin egemen yöneticisi otoritesi, her ülkede ritin son derecesini alan masonlardan oluşmak üzere ayrı ayrı kurulacak ve “Yüksek Konsey” (Suprême Conseil) ) adını taşıyacaktı. Ancak ilk süprem konseyin kurulabilmesi için 19. yüzyıla kadar beklemek gerekti. Bu arada ritin yönetimi, sonradan “Konsistuvar” (Consistoire) adını alacak olan “Royal Sır Yüce Prensleri Konseyi”nce (Conseil de Sublime Princes du Secret Royal) yürütüldü. Bu, ritin 32. derecesindeki masonların topluluğu oluyordu. [Burada Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti konusunu daha sonra dönmek üzere bırakıyorum.]

Ekosizmi izleyen mason ritlerinden biri de Yenilenmiş İskoç Riti (Rite Ecossais Réctifé) adını taşır. Fakat bu rite değinmeden önce konuyu kronolojik bakımdan şu anda varmış olduğumuz noktadan otuz yıl kadar geriye, Clermont Konseyi’nin dağıldığı yıllara götürmek gerekir.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
5849 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2009, 05:18:17 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3145 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 19, 2009, 08:33:06 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3234 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 20, 2009, 01:47:53 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3762 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 22, 2009, 07:53:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3465 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2009, 08:33:14 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3063 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 09:14:47 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3115 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2009, 08:57:21 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3059 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 08:06:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3291 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 07:25:05 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2665 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2009, 07:35:14 öö
Gönderen: ADAM