Bilgi birikimseldir. Taşların biri oturmadığında yapının en ufak harekette yapının yıkılması gerekir. Kimseden utanmadan sormalı öğrenmeli. Biraz bireysel ve özel bir durum olacak ama kusura bakmayın. Kuzenimin bir kızı var 3,5 yaşında. Ondan bile çok öğrendim. beraber yapboz yapıyorduk. Önce bilip bilmediğini sordum. Bilyom dedi. Sonra bir de baktım ki yapbozun parçalarının ucunu kırdığını gördüm. Sonra bilmiyorsun dedim. Çocuk, bilyoom diye öyle bir bağırdı. Unutamıyorum. Daha sonra annesine benim oyundan atacağım için öyle tepki göstediğini söylemiş. Kısaca insan her yaşta bir şeyler öğreniyor.
Esas cahillik insanın her şeyi bildiğini sanmasıdır. İlkokul 4. ve 5. matematik ve sosyal bilgiler kitabına bakın. İtiraf edin çözemediimiz bi kazık konu vardır. Ama lisans mezunusuz.
Dünya sürekli değişiyor. Bütün bilinenlere yeni bir şeyler ekleniyor. Yada bildiği sandığınız konuların gizliliği kalkıyor. Grçek tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıyor. Bütün bildiklerimizi unutuyor yeni duruma uyum sağlıyoruz hepimiz.
Kendimizi cahil olarak hissetmemeliyiz ama konu hakkında bilgimiz yoksa direk olarak bilmediğimizi söylemeliyiz. insanları hayal kırıklığına uğratmaktan kat be kat iyidir.
Öğrenme yolundaki engelleri, -bence- en önemlisi tembelliği, diğer kişilerin sataşmasını -ki bizim toplumumuzda daha çok olur- dikkate almamak da yarar var.
Öğrenmenin en iyi yolu tekrar. Okuduklarımızı tekrar ederek, tartışarak hayatımıza aksettirerek öğrenebiliriz. Öğrenme zorlukları bende de var.
Bütün bunları yapınca Einstein'in bir sözü aklıma aklıma gelir. Denizin kenarında oynayan bir çocuk gibi hissetmesi.
Hepimizin bu hayatta öğreneceği ve öğretebileceği bir bilginin var olduğuna inanıyorum.