Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook.......  (Okunma sayısı 5441 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 09, 2010, 09:01:33 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

       İnsan daima kendini arıyor. İnsan dünya yaşamında çok daralmış bir bilinçle yaşıyor. Ancak özden gelen ışığın farkında olmamak mümkün değil. Bir yanda madde ortamında çok sınırlı bir bilinç, diğer yandan vicdan, gönül dediğimiz mekanizmalar arasında sıkışan insan gerçek kendini kimi zaman sevilmekte, tanınmış olmakta, kimi zaman güzellikte, servette, mevkide veya sanatta, bilimde, iş başarılarında arıyor ve doğaldır ki bulamıyor.

       Son yıllarda insanlar kendilerini sanal dünyada aramaya başladı. Facebook da bunlardan biri. Bu konuyu sosyolojik açıdan inceleyen ilginç bir kitap : “Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook: Görülüyorum, Öyleyse Varım”. Kalkedon Yayınevi tarafından çıkarılan kitabın yazarları Tuğrul Çomu, Senem Börekçi, Eser Aygül, Ayşenur Yıldırım, Ali Toprak ve Mutlu Binark.

       Kitabın arka kapağında yazarlar şöyle bir açıklama yapmışlar: "Görülüyorum Öyleyse Varım" adlı bu çalışmada, Facebook kullanımına ve Facebook ortamına ilişkin iki farklı çerçeve çizdik. Facebook kullananların mahrem algısının değişmesi, kamusal alanda gözetim ve denetimi nasıl kavrayarak, uyum sağladıkları ile Facebook vb. toplumsal paylaşım ağlarında gelişen iki yeni olgu: Teşhircilik ve muhbircilik. Bu iki olgu, yeni medyanın gündelik yaşam rutini içerisindeki önemli rolünün de yansılarıdır, denilebilir. Yeni medya döneminde dolaşıma sokulan popüler kültür anlatılarında bireye haz veren artık görüntünün egemenliğidir. Görsel olanın egemenliği, beri yandan da sürekli görmeyi ve görülmeyi de doğal ve meşru hale getirmekte, bu iki edimin de birey tarafından kanıksanmasını sağlamaktadır. Görmek isteyen birey mikro iktidar düzleminde toplumsal paylaşım ağlarında eski ve/veya yeni arkadaşlarını gözetlemekte, makro iktidar düzleminde ise bu bireyin sanal uzamda bıraktığı tüm elektronik ayak izleri başta ulus-devletin emniyet güçleri olmak üzere tüm kapitalist örgütlenmeler tarafından da takip edilmektedir. Toplumsal paylaşım ağlarında tıklanan reklamlar, ziyaret edilen arkadaş hesapları sürekli ve düzenli olarak reklamcılık ve pazarlama şirketleri tarafından ayrıntılı olarak kayıtlanmakta ve kişiselleş(tiril)miş reklam kampanyası veya ürün tanıtımı için bu veri bankası kullanılmaktadır.

       Yazarlar Facebook kullanılmasın demiyorlar. “Facebook vb. toplumsal paylaşım ağlarını mahrem olgusunun değiştiğinin, ulus-devletin emniyet güçleriyle ve kapitalist şirketlerin reklam ve pazarlama birimleri tarafından veri bankası oluşturma amaçlı gözetlendiğimizin, kendimizin de bizatihi her seferinde başkalarının profillerine, duvarlarına ve görsel paylaşımlarına baktığımızda gözetim ediminde bulunduğumuzun, kendimize de bakılacağını bilerek-tam da bu nedenle "Facebook sahnesi"nde bilerek ve isteyerek belli bir performans sergilediğimizin, görmekten ve göstermekten bir haz aldığımızın farkında olalım” olalım diyorlar. Ve ekliyorlar: “… iktidarın kendini tesis etmekteki başarısı görünmezliğinden ve doğallığından kaynaklanmaktadır. Bu incelik üstüne bir de bireyselleşmenin getirdiği "teşhir" etme arzusu eklenince; yukarıda daha önce söz ettiğimiz iki düzlemli/katmanlı iktidar örüntüsü ortaya çıkmaktadır: makro politik ve mikro politik iktidar. Bu her iki düzlemde kurulan iktidar, son kertede bireyi, kendi varoluş koşullarını denetlemek, değiştirmek konusunda güçsüzleştirir; egemen olan durum tanımları tarafından bireyin özerkliği emilir ve sahne performansı, gündelik rutinlerinin güzergâhı belirlenir. Kamusal alan artık özel olanı da içermiştir: ikili ilişkiler, kaygılar, korkular, sevinçler, acılar, hayal kırıklıkları ve umutlar...”

       Yazarlar konuya sosyolojik açıdan bakıyorlar . Günümüz insanı kendini şimdi çok daha yanlış yerlerde, çıkmaz sokaklarda arıyor ki kendi varoluşu ile ilgili farkındalığını tamamen kaybedebilir; düşünce gücü emilir yok olur. Bu bir hayal alemidir, bir kaçıştır. Ama dönüşü olmayan bir yol haline gelebilir. Sanal arkadaşlıkların sanal hazları bir uyuşturucu gibi kişiyi egemenliği altına alır ve artık gerçek arkadaşlık, gerçek dostluk olanaksız hale gelir. Halbuki insanın kendini arayacağı yer gerçek dostunun kalbidir. Sanal dünyaya böyle bir sapma, insanın daha yaşarken tam bir teşevvüş haline girmesidir.

       Yazarlar Facebook kullanılmasın demiyorlar, ama  gerçek dostlukları yaratın ki böyle Facebook kullanmak gibi yanlışlıklarla varlığınızı azaba sokmayın, yaşamınızı çöpe atmayın.......


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Ekim 09, 2010, 09:09:18 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Orası da yasaklanacak merak etmeyin... :(

"Youtube'den sonra facebook da kapanma tehlikesiyle karşı karşıya"

http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/558966-facebook-kapatiliyor-mu
Çöl Bilgesi


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3949 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2013, 08:19:00 ös
Gönderen: Melina
1 Yanıt
3948 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2007, 11:17:37 ös
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2146 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 29, 2007, 01:42:29 öö
Gönderen: shemuel
6 Yanıt
6416 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2008, 06:29:11 ös
Gönderen: Anatolic
4 Yanıt
3931 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 02, 2008, 09:39:54 ös
Gönderen: alpacino
Facebook film oluyor

Başlatan bugfree Sinema

1 Yanıt
3217 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 14, 2010, 01:02:39 ös
Gönderen: ozkann
1 Yanıt
2045 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2012, 03:59:30 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
2073 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 21, 2013, 08:11:12 ös
Gönderen: GOASISG
3 Yanıt
2857 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 11, 2014, 01:45:08 öö
Gönderen: Melina
9 Yanıt
5516 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 12, 2016, 09:11:56 ös
Gönderen: baran21