Mağrur muhtaçlığımıza başkaldırırcasına;
Her amaçlanışımızda,umutlanışımızda;
Muhtaçlığımızı bize yeniden anımsatırcasına:
Tüm yaşantımıza hükmeden yazgı...
Bitirilememiş,tüketilememiş sevdalarla var edilen umutlara hediye:
Düş kırıklıkları...
Ne olur anlayın beni!
Ruhum nefes alamıyor,
Bu çepeçevre kıstırıldığım suret kordonunda!
Bu yüzden,
illa ki yalnızlık diye haykırıyorum;
Bir kentin o soğuk zırhına bürünmüş,
Kaçabildiğim her tenha kuytulukta...
Yanan sigara tütününün çarşaf üzerindeki devinimi yorgun!
Sigaradan tüten ürkünç gölgeli duman yorgun!
Ben yorgun!..
İlk benim üzerime düşüyor gecenin ayazı:
Damarına bir zehir gibi dolan bu bilinmezlikte,
Üşümemek mümkün mü?..
Yine bir kan kokusu doluyor geceye...
Yine bir insanın kanıyla dolu bir kadehi,
Şerefe kaldırıyor hayat;
Kader namlusunu bir başka insana doğrultmaya hazırlanarak...