HKEMBL'nin sitesinden şu alıntıyı yapıp, en son da kendi görüşümü belirtmek istiyorum:
'Operatif Masonluk olarak da adlandırılan bu Masonluk, ortaçağda Avrupa’nın her köşesinde mevcut olmuş, Avrupa’nın mimarî şaheserleri bu Hür Masonlarca inşa edilmiştir. Ne var ki geçen zaman içerisinde katedral inşaatçılığının parlak dönemlerinin sona ermesi, üstelik meslek sırlarının herkes tarafından ulaşılabilir hale gelmesiyle Operatif Mason Locaları on beşinci asrın sonlarından itibaren kan kaybetmeye başlamış, on altıncı asrın ortalarına doğru da tamamen sönmüşlerdir. Bu sönüşe mani olma arzusu, locaları, aralarına meslekten olmayan aydınları da almaya ve bu şekilde teşkilatlarını yeniden canlandırmaya çalışmaya itmiştir. Mason localarının kilise ve devletin baskısından arınmış imtiyazlı hür ortamı, bu baskıdan yılmış olan aydınlar için de bir cazibe merkezi oluşturmuş ve bunlar on yedinci asrın başından itibaren mason localarına girmeye başlamışlardır. Meslekten olan hür masonlarla meslekten olmayan bu aydınlar arasındaki farkı vurgulamak için sonradan gelenlere Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar denilmiştir.'
Mâdem yorum yapmak serbest, öyleyse yorumum şöyle olacak...
Demek ki locada en başından beri var olan ve asıl meslekten olanlar hür mason; sonradan gelen ve başka meslekten olanlar ise kabul edilmiş mason. O zaman aynı çatı altında iki ayrı loca olması ihtimâli var. Fakat belki de locadaki herkes hür olana dek, yalnızca sürecin başında bu ayrıma gidiliyordur. Hür olanlar zâten hür, kabul edilmelerine gerek yok ancak sonradan kabul edilmiş olanlar, önce kabul edilip sonra hür oluyorlar. 'Kabul edilmiş' kavramı sadece ilk gelenler yâni henüz hür olmayanlar için kullanılıyor olabilir.
Ayrıca evet bir zamanlar aynı çatı altındalardı fakat 'sonradan kabul edilmiş olanlar'dan bazıları, kabul edildikten bir süre sonra belki de 'biz artık hür mason olmak istemiyoruz' deyip de ÖMBL olarak kurulmuş olabilirler. Fakat bu ikinci tahminim bana pek doğru gelmedi.