Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TAPINAKLAR VE SÜTUNLAR - 7  (Okunma sayısı 2431 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 06, 2010, 11:41:15 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




“Başlangıçta her yerde sadece su vardı.”

Bu mitolojik ya da alegorik anlatım, aslında bir bütünün belli bir aşaması olarak çeşitli kültürlerde görülür. Belki suyun iki zıt özelliği yani hem yaşam verici içeriği hem de yok edici oluşu onun değişik simgesel yaklaşımlarla betimlenmesine neden olmuştur. Her oluşum evresinde görünen bu zıtlıkların birbirleri ile savaşımı, başlangıcın ortaya çıkmasındaki ilk oluşumu anlatmak için kullanılmıştır.

Örneğin Babil anlatımlarında evren doğum esnasındaki savaşımı kozmos güçleri kazanır. Babil yaradılış mitlerinde kazanan ünlü kahraman Marduk idi. Galibiyeti ile kaosun egemen olduğu suları ve orada yaşayan yılanımsı tanrı Tıamat’ı yenmişti.

Bir kez daha vurgulamak isterim: Bu mitolojik anlatımlar sıradan insanlar, halk kitleleri bir başka deyişle egzoterik toplumsal ortam indinde gerçekleşmiş olaylar olarak kabullenilmekte olabilir. Ancak, dogmalardan ve batıldan sakınan, düşünen kafalar, özellikle ezoterik bir toplumsal ortamın inisiyeleri için bunlar birer alegoridir.

Bu tür bir çarpışmanın sonucunda sular birbirinden ayrılır ve ortaya bir tepe çıkar. Bu ilk yaradılışın yeridir ve tanrısallığı ilk ortaya çıkışını simgelemektedir.

İlk yaşamın enerjisi ile dopdolu olan dünyadaki en kutsal yer, tapınak simgeselliğindeki biçimi ile bu tepe kavramının daha sonra “kutsal dağ” biçimine döndüğünü, dünyadaki tüm kültürlerde tapınakların bu kutsal ve ilk başlangıçta ortaya çıkan tepeciği ya da onunla aynı anlamdaki olan kutsal dağı içerdiğini görürüz.

Antik Mısır’da kutsal dağ simgeciliğini birçok yerde açıkça görmek olanaklıdır: Örneğin 3. hanedan krallarında Zoser tarafından yaptırılan basamaklı piramit, bu evren doğum esnasındaki mitolojilerde yer alır. 4. hanedan zamanında yapılmış piramitler ise şimdiki şekline dönüşmüştür. Ptolemik dönemde her tapınağın bu ilk tepe, ilk kaya parçası, suların arasından yükselen toprak parçası simgesi ile bağdaştırıldığını görürüz. Nitekim her tapınak böyle bir yerden yükselen bu tarih öncesi toprağın üstüne yapılıyordu. Dolayısıyla kimilerinin firavun mezarı olarak gördüğü o piramitler, aslında bu kutsal tepe ya da kutsal dağ simgesinin birer karşılığıdır. Firavunun mumyalanmış cesedinin oraya yerleştirilmesi, onun bu simgesel kavramla birlik ve bütünlük oluşu anlamındadır.

Mısır tapınaklarının inşasındaki bir ritüelik uygulama (temel atma), özellikle dikkat çeker. “Dünyayı çapalamak” anlamında bir terimle anılan bu ritüel esnasında kral (firavun) bir çapa ile su kaynağına doğru bir çukur kazar. Büyük olasılıkla kazdığı çukurda bir noktadan itibaren suyun girişini sağlar. (Çapa sonraki teolojik açılımlarda önemli bir yer alacaktır. Umut, dayanıklılık, tam denge, gerçek inanç anlamlarına çekilecektir: Örneğin çapalı yunus, İsa’yı simgelemek üzere kullanılacaktır. Özellikle deniz korkusu olan kültürlerde güven ve iyi talih simgesi olarak benimsenmiştir. Bir başka açılımda ise yardımlaşma anlamındadır)

.Başlangıçtaki o sulardan yükselen tapınağın temeli bu şekilde anlatılmaya çalışılırdı. Simgesel açılımı da büyük olasılıkla yaradılışın kutsal sularından ve kutsal toprağından göklere doğru uzanmasının alegorik anlatımı kapsamında dile getiriliyordu.

Buna benzer bir kavram olan “temel taşı”, günümüzde bile Yahudi geleneğindeki yerini korumaktadır. Tevrat’ın açılımlarını anlatan bir derleme olan Midrash Tanhuma’dan alınan şu pasajda şöyle denir: “Nasıl bir insanın merkezinde göbeği var, işte İsrail de dünyanın tam merkezindedir. Ve tapınak da Kudüs’ün tam merkezinde yer alır. Kutsalların kutsalı tam tapınağın merkezinde, kutsal sandık da kutsalların kutsalının merkezindedir ve temel taşı işte bu sandığın önünde yer almış olup, dünyanın temelini ve esasını göstermektedir.”

Buna benzer bir anlatımı Masonlukta da görmekteyiz ama Masonluktaki simgesel oluşumun kaynağının bu olduğunu söylemek doğru olmaz.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2770 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 24, 2010, 01:03:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3309 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 25, 2010, 01:21:13 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2857 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2010, 12:46:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2476 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 28, 2010, 12:30:20 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3413 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 29, 2010, 04:48:43 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5471 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 02, 2010, 10:04:57 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2871 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 09, 2010, 11:41:16 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
6692 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2010, 10:18:35 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
6588 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 15, 2010, 11:50:33 öö
Gönderen: ceycet
4 Yanıt
6044 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2010, 07:42:51 ös
Gönderen: martı