Öncelikle başta Sn. Adam olmak üzere diğer arkadaşlara da zaman ayırıp yaptıkları yorumlardan ötürü çok çok teşekkür etmek isterim fakat Sevgili SkullG'nin olayı anlayış, kavrayış ayrıca irdeleyiş biçimini son derece benim anlatmak istediğime yakın buldum. Lütfedip benim sorumu cevaplayan kıymetli vakitlerini ayırıp yorum yapan arkadaşlar da elbette olaya kendi açılarından bakmakla birlikte sanırım noktayı siz Sn. SkullG koydunuz. Tam olarak anlatmak istediğim ve almak istediğim cevap buydu. Bu noktada masonluğun masonlardan öğrenilmesi gerektiğinin bir başka kanıtı olsa gerek.
Bende izin verirseniz öncelikle not olarak geçtiğiniz cümlelerden başlamak isterim ki; "süslü püslü cümleler" fazlasıyla kinaye içeren bir ifadedir, şöyle ki; anlatılmak istenen şeyin kenarlarında kıyılarında gezip veya içi boş sözcüklerle sadece güzel konuşmaya ve karşıdakini geçiştirmeye çalışma şeklinde bir tavır hissedişimle alakalı olarak o noktada "süslü püslü cümleler" ifadesini kullanma ihtiyacı hissettim. Keza söz sahibi de benim tavrımdan alınıp gocunarak defansa geçmiş daha da ötesi "bu başlığın kendisi için bittiğini" vurgulamıştır ki doğru karar vermiştir. Yani doğru şeyler söylemedikten sonra, lafı dolandırdıktan sonra sabaha kadar güzel konuşsak faydasız bence öncelikle herkese sonsuz bir saygı ve sevgi çerçevesinde konuşması gerektiğini bilmeli insan. Dahası konuştuğu cümlelerin içinin doluluğu gelir, sonuncu olarak üslup da yerindeyse diyecek söz de bulunmaz karşısında tıpkı sizin itinalı tavrınız gibi..
Diğer notunuzdaki ifadenizde "kömüre belli bir basınç uyguladığınızda yalancı elmasa dönüşür"... Yalancı elmas kimsenin işine yaramayacağı gibi kendi kendine de bi fayda sağlamaz düşüncesindeyim ki zaten zorlamayla hiçbirşeyin olmayacağı kanaatindeyim hatta insana herşey doğuştan verilmiştir "varsa var, yoksa yok" gibisinden (çok istisnai durumlar haricinde)... İyi ya da kötü insan olmak bile siz nasıl adlandırırsınız bilemem ama ruhuna üflenmiş bir meziyet, bir ayrıcalık hatta bir lütfudur Tanrı'nın! tıpkı yetenek gibi... en özelinden...
"Biz hepimiz elmasla kömür gibiyizdir,Ve ne zaman ortaya çıkarız o zaman cevherimiz kendini gösterir. Iyi insan iste cevherinde elmaslık olandır. E peki zaten ışık kimin ne olduğunu gösteriyorsa..." diye devam eden cümlenizde. Burada "ışık" kimdir veya nedir? Işığı kim tutar? Bizler zaten ışığın kendisi değilmiyizdir? diye sorular sormak isterim.
Saygı ve sevgilerimle..