Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ATATÜRK'ÜN TÜRK DİL KURUMU  (Okunma sayısı 14450 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 15, 2013, 01:38:04 ös
Yanıtla #10
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Sayın GOASISG,

Mu uygarlığı konusunda bir çok belge,döküman,çalışma varken bunu yok saymak bence biraz araştırmaktan yoksunluktan kaynaklanıyor gibi geliyor.J. Churchward 'un mason olup olmadığını bilmiyorum ama sanırım sizin elinizde böyle bir belge yada duyum var.

Ayrıca MU uygarlığı 10 koloniden oluşmuştur.Bunların içinde Mu uygarlığının Atlantis dışındaki en önemli kolonileri Maya ve Uygur kolonileridir (4). Bunlardan, Amerika kıtasındaki Maya kolonisi, Mu ve Atlantis’in varlıkları hakkındaki pekçok bulgunun kaynağını teşkil etmesi açısından önemlidir. Mu’nun ilk kolonilerinden birisi olduğu sanılan Mayalar’ın ve onların devamı niteliğinde olan Aztek ve İnka’ların imparatorlarına “Güneşin Oğlu” demeleri, tapınmalarının birer güneş kültü olması tesadüf değildir. Ayrıca, Mısır ve Maya piramitlerinin benzerliği, her iki ülkede bunların törenler için kullanılması ve yeniden doğuş inancının yozlaşmış bir biçimi olan mumyalama işleminin aynılığı, bu iki uygarlığın aynı kökten geldiklerinin ispatıdır.

Yucatan’da bulunan ve bir adı da “kutsal sırlar mabedi” olan Uxmal mabedi, burasının, tıpkı Mısır’daki benzerleri gibi inisiasyon törenleri için kullanıldığını göstermektedir. Mabedin içinde, adayların sınandığı ateş odasının bulunması, tufandan sonra yapılan bu mabedin, Mu dini uygulamalarının ilkel bir devamının gerçekleştirildiği mekan olduğunu ortaya koymaktadır.

Churchward, Alaska’dan Güney Amerika’nın Horn Burnuna kadar rastlanan birçok eski kalıntılar ve Amerika yerlilerinin sayısız lejantları, buralarda çok eskiden uygar ulusların yaşadığını gösterir der. Ve Amerika’da bulunan pek çok kalıntıda MU sembollerine rastladığını belirtir.

Öte yandan İsvaçli bilgin Norrenskjöld, eski Amerika uygarlıklarıyla Pasifik’teki Polinezya uygarlıkları arasında birbirinin tıpatıp eşi olan 24 unsur saymıştır ki bunlar arasında flüt, kıvrık deniz kabuklarından yapılmış borazanlar, panço denilen kısa pelerinler, kuştüyünden taçlar, balık ağlarıyla oltaları, sandal kürekleri, hamaklar, zaman hesabı guipu denilen düğümler, bira yapım yöntemleri, kafatası ameliyatları sayılabilir.

Arjantinli dil bilimci Imbelloni ise Amerika’ya pek uzak birçok pasifik adalarında konuşulan dillerle Ekvator’da Kolombiya’da ve eski Peru’da konuşulan dillerde pek çok sayıda birbirine eş sözcük bulunduğunu bildirmektedir.

Nitekim yukarıdaki tapınak yazıtları(Uxmal ve Xochicalo piramiti yazıtları) ve W. Niven’in bulduğu tabletler de MU’dan Amerika’ya göçler yapıldığını doğrulamaktadır.

Churchward,  MU’luların Amerika’da kolonileşmelerine ilişkin şunları söylemektedir:

“MU’lular Kuzey Amerika’da ilk olarak Meksika’ya çıktılar. Bu çıkışın en az 50.000 yıl önce olması gerekir. Haber Anavatan duyurulduktan ve gene bir grup geldikten sonra çevrede araştırmalar başladı. Hızla disiplinli bir kolonileşme aşladı. Koloni kısa zamanda gelişti parladı. Diğer kavimler de gelip daha kuzeye yerleştiği zaman ilk koloni güneye doğru inmeye başladı. Yukatan’a ve Orta Amerika’ya yerleştiler. Guatemala’da başkentlerini kurdular ve bir kral seçtiler.”

W.J. Thomson araştırmaları sonucunda çözdüğü Paskalya adasına ait bir tablette şöyle bir ifadeye rastlamıştır: “ Ada bir zamanlar büyük bir kıtanın parçasıydı.”

Churchward bu konuda şöyle der:

“ Eski Paskalya adası hiçbir zaman yoktu, çünkü: şimdiki Paskalya adası geçmişte MU kıtasının bir parçasıydı.”

Churchward Paskal adasının Mu’nun güneydoğu bölgesinde oturan Karyenlerin bir limanı olduğunu söyler ve adanın bugün ki sakinlerinin Karyenlerin devamı bir nesil olmadığını, onlardan sonra geldiklerini bildirir.

Aryenlerin kökeni konusunda Churchward’la aynı görüşü paylaşan Hans S. Santesson “MU’yu Anlamak”(Understanding MU) adlı kitabında şöyle der:“ Bir aşka açıdan bakılırsa Uygur tarihi bir yerde Aryen ırklarının da tarihi sayılır. Çünkü bütün gerçek ve kesinlikle belli Aryen kavimleri, Uygurların torunlarıdır.”

Churchward, u,Uygur İmparatorluğunu MU koloni İmparatorluklarının en büyüğü ve en önemlisi olarak tasvir eder: “MU’dan sonra yalnız başına bile Uygur, dünyan en geniş imparatorluğuydu.” Mu araştırmacılarına göre bu koloni imparatorluğu doğuda Pasifik Okyanusuna, batıda Moskova’ya kadar uzanıyor, güneyde ise İran’ın kuzeyi, Hindistan ile kuzey Vietnam ile sınırlanıyordu.

Bazı eski Çin kaynakları Uygur İmparatorluğunun 17.000 yılönce doruğuna ulaştığını söyler. Bu eski Çin kaynaklarına göre Uygurların tenleri açık ve beyaz, gözleri mavi, saçları da sarıydı.

Uygur ülkesinin geçmişte bugün gibi çöller ve dağlarla kaplı olmayıp, burada düz verimli toprakların ve düzgün yolların uzandığı, ileri uygarlıkların hüküm sürdüğü bir ülke olduğu, doğu efsanelerinin çoğunda anlatılır. Hans S. Santesson konuya ilişkin şunları söylemektedir:

Bütün doğu efsaneleri eskiden Orta Asyanın Himalaya bölgesi dâhil olmaz üzere, düz, ormanlarla kaplı, işlenen, bereketli topraklara, büyük şehirleri ve köyleri birbirine bağlayan düzgün yollara sahip geniş bir ülke olduğunu gösterir. Bu şehirlerde krallar için mükemmel saraylar, özel evler ve büyük tapınaklar inşa edilmişti.“ bugün bu topraklar bir çölden ibarettir.  Kaya çakıllı kaba kum ve kum tabakalarını 20m. Kazdığımız zaman Khara-Khota harabelerine erişiriz. Ama Gobi Çölünün başka yerlerinde, erozyona uğramış yerlerde, kurumuş akarsu yataklarını, kanalları ve gölleri fark edebiliriz.”

Mu araştırmacılarına göre Uygur İmparatorluğunun başkenti bugün Gobi Çölünün uzandığı bölgede bulunmaktaydı. Nitekim Rus Prof. Arkeolog Kosloff, Gobi Çölünde çok eski Khara-Khota kentnin kalıntılarında kazılar yapanken bir mezara rastladı. Mezarda 18.000 yıl öncesinden kalma, genç bir hükümdar çiftini canlandıran bir duvar resmi bulunuyordu. Churchward, buluntunun üzerinde çeşitli MU sembollerine rastladığını söylemektedir.

Uygurlar üçüncü zamanda Orta Avrupa’da bir yerleşme zinciri kurmuşlardı. İmparatorluğun (manyetik afetin sonunda) çöküşünden sonra kurtulan ve onlardan oluşanlar yeniden Avrupa’da koloniler kurdular. Churchward bütün buların Pleistosen’de olduğunu söyler. Churchward’a göre, Slavlar, Tötonlar, İrlandalılar, Brötonlar, Basklar ve Keltler, hepsi Uygurların torunlarıdır. Bunlar üçüncü zamandaki Avrupa kolonilerinin torunlarıyla “manyetik Afetten” kurtulabilen torunlarıdır.

Saygılarımla...
« Son Düzenleme: Temmuz 15, 2013, 01:43:33 ös Gönderen: symbol »
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Temmuz 15, 2013, 02:21:42 ös
Yanıtla #11
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

syn sembol
Atatürkün mu uygarlığını araştırma sebebi bizde sizin kadar büyük bi ırkdan geliyoruz .mesajını vermekti
Paskalya adası olayı tam bi saçmalıktır.silisyum örnekleri oluşumunun volkanik olduğunu kanıtlar. ada halkının kaybolması ispanyol denizci cortezin günlüklerinde neden olduğu yazar .
Arştırmalarımda bi sorun yok syn sembol
J.Churchward araştırmasındaki iddaların hiç brinin tektonik hareketlerin coğrafi etkileriyle bağdaşmamaktır
Yukatan yarım adasıda 120 milyon yıl evel büyük bir göktaşına maruz kaldığından coğrafi yapısındaki değişiklikleri karıştırmıştır
Neden uygarlıkların benzer özellikler taşıdığını yazdım.
Çindeki pramitler konusundada sölemek istediğim.Çinliler türklerle veya mu uygarlığıyla alakası olduğu için pramidlerini ağaçlandırıyorlar gibi iddalar var.Pramitler toprak ve kilden sıkıştırılarak yapıldığından doğal şartlarla yok olmasını önlemek için ağaçlandırılmışlardır
(Bilginiz bir yönlüyse aradığınızı her zaman bulursunuz,ışığın aydınlattığını değil aydınlık yerdeki karanlığı görün)
« Son Düzenleme: Temmuz 15, 2013, 02:27:40 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 15, 2013, 02:43:57 ös
Yanıtla #12
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Sayın GOASISG,

Mu uygarlığı konusunda bir çok belge,döküman,çalışma varken bunu yok saymak bence biraz araştırmaktan yoksunluktan kaynaklanıyor gibi geliyor.J. Churchward 'un mason olup olmadığını bilmiyorum ama sanırım sizin elinizde böyle bir belge yada duyum var.

Ayrıca MU uygarlığı 10 koloniden oluşmuştur.Bunların içinde Mu uygarlığının Atlantis dışındaki en önemli kolonileri Maya ve Uygur kolonileridir (4). Bunlardan, Amerika kıtasındaki Maya kolonisi, Mu ve Atlantis’in varlıkları hakkındaki pekçok bulgunun kaynağını teşkil etmesi açısından önemlidir. Mu’nun ilk kolonilerinden birisi olduğu sanılan Mayalar’ın ve onların devamı niteliğinde olan Aztek ve İnka’ların imparatorlarına “Güneşin Oğlu” demeleri, tapınmalarının birer güneş kültü olması tesadüf değildir. Ayrıca, Mısır ve Maya piramitlerinin benzerliği, her iki ülkede bunların törenler için kullanılması ve yeniden doğuş inancının yozlaşmış bir biçimi olan mumyalama işleminin aynılığı, bu iki uygarlığın aynı kökten geldiklerinin ispatıdır.

Yucatan’da bulunan ve bir adı da “kutsal sırlar mabedi” olan Uxmal mabedi, burasının, tıpkı Mısır’daki benzerleri gibi inisiasyon törenleri için kullanıldığını göstermektedir. Mabedin içinde, adayların sınandığı ateş odasının bulunması, tufandan sonra yapılan bu mabedin, Mu dini uygulamalarının ilkel bir devamının gerçekleştirildiği mekan olduğunu ortaya koymaktadır.

Churchward, Alaska’dan Güney Amerika’nın Horn Burnuna kadar rastlanan birçok eski kalıntılar ve Amerika yerlilerinin sayısız lejantları, buralarda çok eskiden uygar ulusların yaşadığını gösterir der. Ve Amerika’da bulunan pek çok kalıntıda MU sembollerine rastladığını belirtir.

Öte yandan İsvaçli bilgin Norrenskjöld, eski Amerika uygarlıklarıyla Pasifik’teki Polinezya uygarlıkları arasında birbirinin tıpatıp eşi olan 24 unsur saymıştır ki bunlar arasında flüt, kıvrık deniz kabuklarından yapılmış borazanlar, panço denilen kısa pelerinler, kuştüyünden taçlar, balık ağlarıyla oltaları, sandal kürekleri, hamaklar, zaman hesabı guipu denilen düğümler, bira yapım yöntemleri, kafatası ameliyatları sayılabilir.

Arjantinli dil bilimci Imbelloni ise Amerika’ya pek uzak birçok pasifik adalarında konuşulan dillerle Ekvator’da Kolombiya’da ve eski Peru’da konuşulan dillerde pek çok sayıda birbirine eş sözcük bulunduğunu bildirmektedir.

Nitekim yukarıdaki tapınak yazıtları(Uxmal ve Xochicalo piramiti yazıtları) ve W. Niven’in bulduğu tabletler de MU’dan Amerika’ya göçler yapıldığını doğrulamaktadır.

Churchward,  MU’luların Amerika’da kolonileşmelerine ilişkin şunları söylemektedir:

“MU’lular Kuzey Amerika’da ilk olarak Meksika’ya çıktılar. Bu çıkışın en az 50.000 yıl önce olması gerekir. Haber Anavatan duyurulduktan ve gene bir grup geldikten sonra çevrede araştırmalar başladı. Hızla disiplinli bir kolonileşme aşladı. Koloni kısa zamanda gelişti parladı. Diğer kavimler de gelip daha kuzeye yerleştiği zaman ilk koloni güneye doğru inmeye başladı. Yukatan’a ve Orta Amerika’ya yerleştiler. Guatemala’da başkentlerini kurdular ve bir kral seçtiler.”

W.J. Thomson araştırmaları sonucunda çözdüğü Paskalya adasına ait bir tablette şöyle bir ifadeye rastlamıştır: “ Ada bir zamanlar büyük bir kıtanın parçasıydı.”

Churchward bu konuda şöyle der:

“ Eski Paskalya adası hiçbir zaman yoktu, çünkü: şimdiki Paskalya adası geçmişte MU kıtasının bir parçasıydı.”

Churchward Paskal adasının Mu’nun güneydoğu bölgesinde oturan Karyenlerin bir limanı olduğunu söyler ve adanın bugün ki sakinlerinin Karyenlerin devamı bir nesil olmadığını, onlardan sonra geldiklerini bildirir.

Aryenlerin kökeni konusunda Churchward’la aynı görüşü paylaşan Hans S. Santesson “MU’yu Anlamak”(Understanding MU) adlı kitabında şöyle der:“ Bir aşka açıdan bakılırsa Uygur tarihi bir yerde Aryen ırklarının da tarihi sayılır. Çünkü bütün gerçek ve kesinlikle belli Aryen kavimleri, Uygurların torunlarıdır.”

Churchward, u,Uygur İmparatorluğunu MU koloni İmparatorluklarının en büyüğü ve en önemlisi olarak tasvir eder: “MU’dan sonra yalnız başına bile Uygur, dünyan en geniş imparatorluğuydu.” Mu araştırmacılarına göre bu koloni imparatorluğu doğuda Pasifik Okyanusuna, batıda Moskova’ya kadar uzanıyor, güneyde ise İran’ın kuzeyi, Hindistan ile kuzey Vietnam ile sınırlanıyordu.

Bazı eski Çin kaynakları Uygur İmparatorluğunun 17.000 yılönce doruğuna ulaştığını söyler. Bu eski Çin kaynaklarına göre Uygurların tenleri açık ve beyaz, gözleri mavi, saçları da sarıydı.

Uygur ülkesinin geçmişte bugün gibi çöller ve dağlarla kaplı olmayıp, burada düz verimli toprakların ve düzgün yolların uzandığı, ileri uygarlıkların hüküm sürdüğü bir ülke olduğu, doğu efsanelerinin çoğunda anlatılır. Hans S. Santesson konuya ilişkin şunları söylemektedir:

Bütün doğu efsaneleri eskiden Orta Asyanın Himalaya bölgesi dâhil olmaz üzere, düz, ormanlarla kaplı, işlenen, bereketli topraklara, büyük şehirleri ve köyleri birbirine bağlayan düzgün yollara sahip geniş bir ülke olduğunu gösterir. Bu şehirlerde krallar için mükemmel saraylar, özel evler ve büyük tapınaklar inşa edilmişti.“ bugün bu topraklar bir çölden ibarettir.  Kaya çakıllı kaba kum ve kum tabakalarını 20m. Kazdığımız zaman Khara-Khota harabelerine erişiriz. Ama Gobi Çölünün başka yerlerinde, erozyona uğramış yerlerde, kurumuş akarsu yataklarını, kanalları ve gölleri fark edebiliriz.”

Mu araştırmacılarına göre Uygur İmparatorluğunun başkenti bugün Gobi Çölünün uzandığı bölgede bulunmaktaydı. Nitekim Rus Prof. Arkeolog Kosloff, Gobi Çölünde çok eski Khara-Khota kentnin kalıntılarında kazılar yapanken bir mezara rastladı. Mezarda 18.000 yıl öncesinden kalma, genç bir hükümdar çiftini canlandıran bir duvar resmi bulunuyordu. Churchward, buluntunun üzerinde çeşitli MU sembollerine rastladığını söylemektedir.

Uygurlar üçüncü zamanda Orta Avrupa’da bir yerleşme zinciri kurmuşlardı. İmparatorluğun (manyetik afetin sonunda) çöküşünden sonra kurtulan ve onlardan oluşanlar yeniden Avrupa’da koloniler kurdular. Churchward bütün buların Pleistosen’de olduğunu söyler. Churchward’a göre, Slavlar, Tötonlar, İrlandalılar, Brötonlar, Basklar ve Keltler, hepsi Uygurların torunlarıdır. Bunlar üçüncü zamandaki Avrupa kolonilerinin torunlarıyla “manyetik Afetten” kurtulabilen torunlarıdır.

Saygılarımla...
Mayalarla soy açısından yada daha geniş sorarsak Mu'dan gelenlerin hepsinin köken açısından bir ortaklığı var mı yoksa farklı milletlerin bir araya gellip federasyon oluşturması mı söz konusu?
Gerçi bu konuyla ilgili churchwardın kitabını kütüpanede gördüm yakında alıcam ama merak ettim sorayım dedim  :)


Temmuz 15, 2013, 02:48:04 ös
Yanıtla #13
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

syn samuray
İnsanlık sürekli neden arayışında ve kimiz arayışında kendi yarattığı olgularla savaşmaktan gerceği göremiyor.
Mayalar demiri ve tekerleği bile bulamayan mistik bi topluluktu. 1000 kişi tarafından bütün uygarlıkları yok edilmiştir.
AFRİKALILAR HARİÇ HEPİMİZ AYNI IRKTAN GELİRİZ
« Son Düzenleme: Temmuz 15, 2013, 02:56:43 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 15, 2013, 03:07:33 ös
Yanıtla #14
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

syn üyeler
Gecmişlerinde Mayalar ve soydaşları,toplumları toplum yapan demir.tekerlek gibi olgulardan bi haberken böle büyütülüyor.
1000 kişi tarafından yok edilen bi milletin tarihinin.İnsanlığın başlangıcıyla bağdaştırılmasını kabul etmiyorum
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 15, 2013, 03:07:45 ös
Yanıtla #15
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Sayın samuray,

Mu uygarlığı 10 koloniden oluşmuş bir topluluktu.Daha sonra bu topluluktan ayrılan insanlar değişik yerlerde yeni uygarlıklar kurmuştur.

Sayın GOASISG,

Mayalar konusunda da demir ve tekerleği bulamayan bir topluluk  astronomi, matematik, mimari ve sanat gibi birçok alanda ileri bir uygarlık düzeyindedir.

''Türklerin bilinen ilk yurdu Orta Asya'dır.Peki ama Türkler Orta Asya'ya nereden,nasıl ve ne zaman gelmişlerdi?''

Sümer,Akad,Babil,Miken,Eti,Sippililuyuma,Bask,Bröten,Kelt gibi sözleri diline dolamıştı.Türk'ü zaman ve mekan içinde arayıp bulmak, Türk'ün benliğini,yüceliğini,asilliğini ispat etmek istiyordu.Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorileri bu düşüncenin ürünüydü.O yüzdendir ki Türkiye 'de kurulan ilk bankalara Sümerbank ve Etibank isimlerini vermiştir.

Yazınızda  J.Churchward 'ın mason olduğunu yazmışsınız.Bu bir varsayım mı yoksa gerçek mi?Beni bu konuda aydınlatırsanız çok sevinirim.

Saygılarımla...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Temmuz 15, 2013, 03:08:34 ös
Yanıtla #16
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

syn üyeler
Gecmişlerinde Mayalar ve soydaşları,toplumları toplum yapan demir.tekerlek gibi olgulardan bi haberken böle büyütülüyor.
1000 kişi tarafından yok edilen bi milletin tarihinin.İnsanlığın başlangıcıyla bağdaştırılmasını kabul etmiyorum

Sizin tercihiniz...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Temmuz 15, 2013, 03:26:53 ös
Yanıtla #17
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

syn üyeler
Gecmişlerinde Mayalar ve soydaşları,toplumları toplum yapan demir.tekerlek gibi olgulardan bi haberken böle büyütülüyor.
1000 kişi tarafından yok edilen bi milletin tarihinin.İnsanlığın başlangıcıyla bağdaştırılmasını kabul etmiyorum

Sizin tercihiniz...
syn symbol
Sizin Bana vermeniz gereken cvp Tekerleğin gereği yoktu cünkü sık ormanlık bi ariziydi.Demiri bulamadılar çünkü Mineral yeterli değildi .ve yok oldular çünkü su ciceğine bağışıklıkları yoktu.
Bu cvbı sizin için değil üyeler bilgilensin diye veriyorum demeniz lazımdı.
« Son Düzenleme: Temmuz 15, 2013, 03:32:25 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 15, 2013, 03:32:57 ös
Yanıtla #18
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.GOASISG

İlgi ile yazılarınızı okuyorum,sormayı düşündüğüm bir konuya son mesajınızda biraz cevap vermişsiniz.Sn.Symbol'den beklediğiniz cevabı aslında sizin yazmanız gerekir bir çok yazınızda bunu yapmıyorsunuz ve sadece şunu okuyun şunu araştırın diyorsunuz,bu söylem sizin bildiğinizi yada araştırdığınızı gerekti,rir,bunu neden siz yapmıyorsunuz bizimle paylaşıp daha anlaşılır hale getirmiyorsunuz,okuduğunuz bir çok konuyu birbirine bağlayabiliyorsunuz ilginçte tezler oluşturuyorsunuz,demirle alakalı verdiğiniz bilgi çok enteresandı bu işi böyle yapsanız daha iyi olur tez sizin teziniz cevabı başkasından beklemeyin bence.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 15, 2013, 03:37:21 ös
Yanıtla #19
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

sn.GOASISG

İlgi ile yazılarınızı okuyorum,sormayı düşündüğüm bir konuya son mesajınızda biraz cevap vermişsiniz.Sn.Symbol'den beklediğiniz cevabı aslında sizin yazmanız gerekir bir çok yazınızda bunu yapmıyorsunuz ve sadece şunu okuyun şunu araştırın diyorsunuz,bu söylem sizin bildiğinizi yada araştırdığınızı gerekti,rir,bunu neden siz yapmıyorsunuz bizimle paylaşıp daha anlaşılır hale getirmiyorsunuz,okuduğunuz bir çok konuyu birbirine bağlayabiliyorsunuz ilginçte tezler oluşturuyorsunuz,demirle alakalı verdiğiniz bilgi çok enteresandı bu işi böyle yapsanız daha iyi olur tez sizin teziniz cevabı başkasından beklemeyin bence.
Syn karahan
Derin öğreti mensuplarına soru sorarken. Tezlerinden ziyade gercekliğin insana verdiği son cevabi görebilmelerini sağlamaktır. bir soru bir soruyu doğurmaması gerekir.
Tartışmada karşı kişinin bilgisini sınamadan.bilgisizlikle eleştirmemesi gerekir.Burda anladığım herkezin tartışma merakı olduğu. Ve beni tam anlamaya kimse calışmadan, yargılamaya kalktığı bir ortamdayım kansı uyandı.Bu bütün öğreti meraklılarının alması gereken yol olduğu anlamına gelir.
Bilgiye gercek ulaşımın mantığı konuşmaktan ve yazıdan uzaklaşmaktır. 4 boyut görüşünü engeller
« Son Düzenleme: Temmuz 15, 2013, 04:17:04 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
13 Yanıt
11292 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2008, 06:57:35 ös
Gönderen: kure
5 Yanıt
14369 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2015, 05:10:27 öö
Gönderen: Risus
15 Yanıt
24770 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2017, 10:43:05 öö
Gönderen: Ankara
4 Yanıt
4861 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2012, 09:52:22 öö
Gönderen: Tij
3 Yanıt
12225 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 12, 2010, 05:35:50 ös
Gönderen: Texan
7 Yanıt
8193 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2011, 01:58:58 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
5779 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 15, 2011, 01:24:52 öö
Gönderen: smyrnali
13 Yanıt
7976 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2015, 09:33:32 ös
Gönderen: GOASISG
6 Yanıt
6996 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2011, 10:47:11 ös
Gönderen: Maledictum
1 Yanıt
3462 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2013, 11:08:24 ös
Gönderen: NOSAM33