"O’nun Peygamberi O’dur, yani Kendisi, Onun Risaleti O’ dur...Yani Elçisi O’ dur. Yani, Kendisi. Keza Kelamı da O’ dur, yani Kendisi. O bir Elçi gönderdi; Kendisinden; Kendisiyle, Kendisine. Ne sebep, ne vasıta. Bunlar yok, çıkar bunları aklından. Elçiyi gönderen, Elçinin getirdikleri, Elçinin Kendisi ve Elçinin geldiği Kimse. Bunların Hepsi Aynı Varlıktır, TEK Şeydir. Aralarında hiçbir fark, değişiklik ve ayrılık yoktur. Onun gayrı için bir vücud düşünülemez. Hatta yokluğu da; yani Fenası da. Hatta, ne ismi, ne de müsemması düşünülebilir. Sakın ha, çok sakın. Bu manâları inkâra kalkmayasın, sonra yanarsın. Çünkü delilimiz kesindir; sağlamdır. Çünkü Resulullah şöyle buyurdu: “Bir kimse ki Nefsini bildi, gerçekten Rabb’ini bilen O oldu”" Muhyiddin Arabi'nin Mirat'ül İrfan'ından