Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Astral seyahat üzerine inceleme  (Okunma sayısı 6104 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 11, 2011, 08:02:07 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Bu yazı, astral dünyayı ve projeksiyon sürecini açıklamaya çalışan bir seri makalenin birinci bölümüdür. 

Lütfen bu incelemenin versiyon 1.x'ini okurken bunun ilk ciddi yazın denemem olduğunu göz inünde bulundurun. Bunları yazarken yazmayı öğreniyordum. 

Hayatımın uzunca bir süresinde, astral bedenimle astral plan üzerinde çalıştım. Dikkatli gözlem ve eleştirel düşünceyle onu anlamaya ve en nihayetinde ona ışık tutmaya çalıştım.

İstisnasız herkes, uyuduğunda düşük güç düzeyinde bir projeksiyonla bedeninden ayrılır. Ben bunu uyku projeksiyonu olarak adlandırıyorum. Astral beden, birkaç santim yükseklikte fiziksel beden üzerinde uçan balon gibi asılı durarak onun uyku pozisyonunu taklit eder ve daha ileri gitmez. Bir kere astral beden fizik bedenden ayrıldı mı, rüyalar yaratmada özgür kalır.  Bu bizim aşina olduğumuz doğal (uyku,rüya) sürecidir. Bu esnada dünyanın kollektif rüya bilincine gömülürsünüz. Bu ''Rüya havuzu'' seviyelere ayrılmıştır. Hangi türde bir insan olmanıza bağlı olarak, ruhsal, ahlaki ilerleme vs... ilgili olduğunuz seviyeye kendinizi ayarlarsınız. Bu seviyeler genelde ''Planlar” (“düzlemler”) veya alt planlar olarak bilinir. Bu analojide hiçbir sorun yoktur yalnız tüm konsepti anlamakta şeyleri birbirine karıştırabilir. 

Eğer uyku projeksiyonu esnasında farkındalık sağlayabilirseniz, bir lusid rüya gibi onu kontrol altına alır ve planlar arasında hareket edebilirsiniz. Eğer düşünceyi kontrol altına alabilirseniz gerçek dünyaya dönüp bir astral form olarak gerçek dünyada iş göremezsiniz. Rüya havuzlarının veya astral planların baş döndürücü dünyasındasınızdır ve burada herşey mümkündür ama hiçbirşey inandırıcı değildir. 

''Tamamen bilinçli'' bir astral form projeksiyonu yaptığınızda astral dünyaya değil fiziksel dünyaya projeksiyon yapmış olursunuz. Bu uzun zamandan beri yanlış anlaşılmıştır. Genelde bir astral projeksiyon olarak düşünülen şey bugün Lusid rüya olarak adlandırılabilir ki bu tamamen farklı bişeydir. 

Birçok yazar, her gece AP'la evrenin  tozunu attığımızı belirtir. Bu basitçe doğru değildir. Astral formunuzun içindeyken dünyayı çok ıssız bir yer olduğunu fark edecek ve nadiren birilerinin oraya projeksiyon yaptığını göreceksiniz. Eğer birilerini görürseniz genelde sadece ayakta durmuş, kafası karışık ve sersem bir şekilde projeksiyon yapma ve yaratma durumu arasında yakalanmış olduğunu fark edeceksiniz. Bilinçli bir OBE (Out of Body Experience - Beden Dışı Deneyim) esnasında kontrolü kaybettiğinizde başınıza gelen budur. Ben bunu ''Alis harikalar diyarında'' etkisi olarak tanımlıyorum. Bu etki eğitimsiz zihinlerin karşısında duran etkin bir bariyeridir. 

Astral formdayken inanılmaz derecede güçlü ve genelde rüya yaratmada kullanılan bir yaratıcı gücümüz vardır. Fiziksel dünyanın prangalarından bir kez kurtulduğumuzda tam bir dünya yaratabilirsiniz ve genelde yaratırsınız da. Bu yaratıcı yetenek bir problemdir ve A.P hakkındaki tüm yanlış anlaşılmaların nedenidir.

Her türlü psişik yetenekte olduğu gibi A.P içinde doğal bir bariyer vardır. ''Alis'' etkisi, eğer enerji ve kontrol seviyenizi iyi ayarlayamazsanız gerçek dünyada projeksiyon yapmayı birkaç dakikaya kadar sınırlar. Eğer bir bariyer olmasaydı - Bunu bir düşünün- milyonlarca insan dünya üzerinde gece, gündüz, mahremiyet ve sır kalmaksızın uçuşurdu. Bu içinde yaşanacak çok mutsuz bir dünya olurdu. 

Tamamiyle bilinçli bir A.P'de zihninizi ve enerjinizi kontrol edemezseniz ne olur? A.P sırasında bir noktada deneyim üzerindeki kontrolünüzü kaybetmeye başlarsınız ve iyi bilinen eşyalar yanlış yerlerde bulunmaya başlar. Kapılar, pencereler, mobilyalar, ekstra odalar oluşur vs... Bilinçaltı zihniniz yaratmaya başlamıştır veya siz kendinizi bir rüya düzlemine ayarlıyorsunuzdur. Bu bir kere oluşmaya başladığında artık neyin gerçek olduğunu bilemezsiniz. Bazı rüya havuzu seviyeleri veya düzlemleri gerçek dünyanın karbon kopyası gibidir. Onlara kendinizi ayarlayabilir ve kendinizi gerçek dünyada projeksiyon yapıyor sanabilirsiniz, ta ki bir Cheshire kedisine rastlayana kadar. 

Son birşey, doğu kökenli seviye konsepti; fiziksel, astral, mental, budik, atmik vs.. gerçektirler. Batılı astral projeksiyon konseptinde hep karıştırılmışlardır. Bunlar değişik bilinç seviyeleridir, o türde planlar değil. A.P yaptığınızda bilinç seviyenizi yükseltmezsiniz, aynen uyanıkken olduğu gibi. Bu ''Yüksek'' seviyelere sadece bilinci arttırarak ulaşılabilir, basitçe onlara projeksiyon yapamazsınız. Bu değişik bir tür projeksiyondur. Ben yüksek seviyelerde bulundum ama onları açıklamak çok zordur. Kesinlikle deneyimlenmeleri lazımdır. Genelde derin meditasyon esnasında ulaşılır. 

Bu yüksek seviyelere ulaşabilmek için bir parça durugörü yeteneği gerekir. Bu geliştirilebilir veya doğal yetenek olabilir.

Astral projeksiyon (AP) beden ve zihninize bağlı otomatik bir reflekstir. Onu tamamen bilinçli haldeyken tetiklemek için üç ana gereksinim bulunmaktadır.

1. Beden %100 rahatlatabilmeli ve uyanık kalmalısınız.

2. Bilinç noktanızı bedeninizin dışına aktarabilmelisiniz.

3. Projeksiyon üzerinde kontrol sağlayabilmek ve rüya durumuna geçmemek için yeterli zihinsel ve psişik enerjiye sahip olmalısınız.

Bunlar, hep birlikte tam güç yüklü bir AP için gereken otomatik projeksiyon refleksini tetikleyecektir. Bir kaç küçük koşul daha vardır ama bunlar sizin deneyim ve çevrenize göre değişir.

 

Rahatlama

Bir tüm vücut rahatlatma egzersizini öğrenmelisiniz. Eğer bir tane biliyorsanız, bu uyarlanabilir. Bir sandalyeye oturun ve rahatlayın. Ayaklardan başlayarak gerin ve gevşetin. Uyluklar, kalçalar, mide, göğüs, boyun ve yüzle devam edin. Tamamen rahatlamış olduğunuzu hissedene kadar bunu üzerinden birkaç defa geçin. Bu esnada Derin ve yavaşça nefes alın ve solumun yolu ile alıp verdiğiniz havanın farkında olun.

 

Zihinsel eller

Bir çift ''Zihinsel eller''e sahip olduğunuzu hayal edin. Bu ellerle kendinizi ayaklarınızdan yukarı bacaklarınıza doğru tekrar tekrar sıvazlayın. Onların sizi sakinleştirdiğini ve rahatlattığını hissedin. Çakralara özel önem göstererek bunu gövdenizin merkezine kadar devam ettirin. Zihinsel eller metodu, aynı zamanda bilinç noktanızı değişik vücut parçalarına odaklaya alışmanızı sağlayacaktır. Bu, zihinsel eller tekniğine kendinizden verebildiğiniz kadar verin.

 

Enerji arttırma

Zihinsel ellerinizi bacaklarınızdan yukarı doğru çekerken oradaki enerjiyi yakaladığınızı ve üzerinizde yukarı doğru çektiğinizi hayal edin. Bu içinizden akan psişik/hayat enerjisinin doğal yoludur. Pratik yaparak bu enerjinin her tarafınızda titreştiğini ve dalgalandığını gerçekten hissedeceksiniz. Kelimenin tam anlamıyla sizi bir pil gibi şarj edecektir.

 

Çakralar

Şuralarda yer almaktadırlar.

1. Omurga kökü (Anüs ve genital organların arası)

2. Dalak (Göbek deliğinin biraz altı)

3. Solar pleksus (Göbek deliğinin bir el genişliği üstünde)

4. Kalp (Göğsün merkezi)

5. Boğaz

6. Alın

7. Taç (Kafanın komple üstü)

 

Çakra uyarımı

Çakralar, enerjinin dönüştürülme merkezleridir. Her çakra, gezegenin ham yaşam enerjisini değişik türde bir enerjiye çevirir. Zihinsel ellerinizle bu enerjiyi bedeninizden yukarı doğru çekerken her bir çakrada durun ve zihinsel ellerinizi onu açtığını hissedin. Enerjiyi ondan bir diğerine ve bu şekilde aktarın. Bunu birkaç defa devam ettirin. İlk başta hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz ama devam eden pratiklerle derinizin altındaki nabız atışını ve çırpınmayı hissedeceksiniz.

 

Stop konrolü

Bu egzersizler süresince herhangi bir gerginleşmeye karşı kaslarınızı kontrol edin ve gerektiğinde yeniden rahatlatın. enerjiyi yukarı çekerken kasların otomatik olarak yeniden gerilmesi çok genel bir problemdir. Hatırlayın, tüm bunlar zihinseldir, vücut bu esnada hareketsiz ve relaks vaziyette olmalıdır.

 

Noktanın yerini değiştirmek

Bilinç noktasının yerini değiştirmek için kendinizi, kendi önünüzde bir iki ayak mesafe ötede düşünün. Karşınızdaki bir şekil olarak DEĞİL ama kendinizi kendi fiziksel bedeniniz önünde olarak. Bu çok ince bir noktadır ama çabucak alışırsınız. Bu esnada herhangi bir kasınızı germeyin veya zorlamayın. Fiziksel beden size fiziksel olarak yanıt vermek isteyecektir, buna izin vermeyin.

 

Zihinsel durum

Yüzey zihniniz bu egzersizler esnasında tamamen meşgul olacağı için bu noktada herhangi bir zihinsel egzersiz gerekmeyecektir. Vücudunuzu çok rahatlamış hissettiğinizde vücudunuz ''ağır'' hissi verecek ve hafif bir transa gireceksiniz. Diğer egzersizleri bırakın ve zihnin gezinmesini kesmek için nefes farkındalığını kullanın.

 

Nefes farkındalığı

Nefesinizin içeri girdiğini ve dışarı çıktığını ''hissedin'' Nefes alırken enerjiyi kök çakranızdan kalp çakrasına kadar zihinsel ellerinizle çekin. Not: Eğer bu noktada vücudunuzda titreşimler başlarsa ve henüz daha projeksiyon yapmak istemiyorsanız başınızı hafifçe oynatın ve vücudunuzu sallayarak normal tetikte durma haline getirin.

Bu egzersizler hergün yapılmalıdır. Birkaç dakikanızı ayırarak bu egzersizlerden bazılarını her yerde ve her zaman yapabilirsiniz. zaman içinde bedeninizin kolayca ve hızla size yanıt verdiğini göreceksiniz. Pratik yaparak ''tam rahatlama'' durumuna birkaç dakika içinde gelebilirsiniz. Bu eğitim, tam bilinçli bir AP denemesinde bulunduğunuzda gerekli efor miktarını ve bitkinliği azaltacakttır.

Bu makale tamamen bedenden ayrılmayla ilgilidir. (AP) Eğer daha önceki iki bölümü okuduysanız - okumanızı şiddetle öneririm- AP süreci hakkında biraz anlayışa sahip olmuşsunuzdur. İlgili konularla ilişkin daha fazla detaya gireceğim. Örneğin: dualite (ikilem), çoklu bedenler, felç, psişik rüzgar, uzun mesafeli AP, korku, astral seks, etik, diğer bedenlere girme, astral varlıklar, AP kısıtlamaları, düşünce formları, iyileştirme, problemler ve sonraki makalelerde bulunan konu başlıkları.

Not: Burada kullandığım ve tanımladığım projeksiyon metodu bugün AP olarak bilinen şeyden biraz farklıdır. Bu, gerçek dünyaya tam bilinçli bir projeksiyon yapma metodudur, astral dünyaya değil. Bu, güvenli bir yakın ölüm deneyimidir (Near Death Experience)

 

Koşullar:

Burada AP için ideal koşullar belirtilmiştir. Bunlardan bazıları sizin koşullarınıza ve ihtiyaçlarınıza göre değişebilir.

Rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir odaya ihtiyacınız vardır. Eğer arka plan sesler problem teşkil ediyorsa onları örtmek için radyoyu veya televizyonu bir boş kanala ayarlayın. Böylece beyaz gürültü bu sesleri örtecektir. Müziği önermiyorum. Beden ısısının uygun olduğunu kontrol edin çünkü AP esnasında beden ısısı kaybetmeye eğilimli olacaksınız.

Işık, yumuşak olmalı oldukça kısık ama karanlık olmamalıdır. Gerekli olmasa bile tütsü yakmak bedenin rahatlamasına yardımcı olur. Eğer tütsü kullanıyorsanız bir türü sadece AP için kullanın ve bu türü başka hiçbir amaçta kullanmayın.

Kol ve boyun desteği olan rahat bir sandalyeye ihtiyacınız vardır. Bu bir salon sandalyesi veya rahatça yaslanacağınız türde birşey olabilir. AP, oturur vaziyette uygulanırken çok daha başarılı olur. Sandalye, başın öne düşmesini engellemek için arkaya eğimli olmalıdır. Ön bacakların altına konan bir telefon rehberi faydalı olacaktır. Ayaklar için bir yastık ve bazen boynun arkasına küçük bir yastık veya havlu gerekebilir. Uçaklarda kullanılan boyun yastığı uygundur. %100 rahatlık sağlayana kadar bunları deneyiniz. Not: Bol giysiler giyiniz.

Eğer yatak kullanmak zorundaysanız, diyelim ki hastalık, yaralanma veya koşullar yüzünden oturamayacak durumdaysanız kendinizi sanki yatakta yemek yiyecekmiş gibi yastıklarla destekleyiniz. Dediğim gibi, bu koşullardan herhangi biri sizin ihtiyaç ve koşullarınıza göre düzenlenebilir. Size şu anda en uygun AP koşullarını veriyorum.

 

Yorgunluk:

AP için çok yorgun olmamalısınız. İhtiyacınız olan konum, egzersiz yaptıktan, duş aldıktan, akşam yemeğinizi yiyip bir saat kadar dinlendikten sonra bulunabilir. Bir iyi hissetme ve tazelik, tükenme ve fazla yorgunluk değil, en iyisidir. Eğer gündüz projeksiyon yapıyorsanız sıkı bir egzersiz, sıcak bir banyo ve rahatlama öneririm. Vücut fiziksel olarak yorgun - dolayısıyla kolayca rahatlayabilecek bir durumda - olacak ve zihinde uyanık ve tetikte olacaktır. eğer ışık sorun yaratıyorsa uçaklarda verilen karartma gözlüklerini kullanınız. Bunlar rahattır ve rahatsızlık yaratmayacaktır.

Not: Eğer AP'den önce veya o esnada ağzınızda tükürük birikirse bunu yutabilirsiniz, dilinizi oynatabilirsiniz vs.. Sizi çok etkilemeyecektir. Eğer hafifçe bedeninizi hareket ettirmeniz gerekirse, işi kolaylaştırmak için bunu relaks vaziyetinizi bozmadan uykulu bir biçimde yapın. Eğer öksürmeniz gerekiyorsa hafifçe öksürün. Eğer öksürüyor ve hapşırıyorsanız - unutun gitsin- gidin biraz uyuyun. Hissedebileceğiniz bir diğer duyum ise yüzdeki gıdıklanma hissidir ve bu çok normaldir. İlk safhalarda isterseniz kaşıyabilirsiniz. Sonraki safhalarda, ağırlık çöktükten sonra bunları gözardı edin, kısa zamanda geçerler. Bu çakra enerjisinden ve seyyal bedenlerin serbest kalmasından dolayı olmaktadır.

 

Çıkış:

Uygun olduğunuz zaman geldiğinde AP yapmak için kuvvetli bir niyet oluşturun, gerinin ve rahatlayın. Hafif bir transa girerken hissedilen ağırlığı hissedene kadar rahatlama ve enerji yükseltme egzersizlerini yapın. Nefes egzersizine geçin ve bilincinizi önünüzde sabitleyin. Arkanızdaki fiziksel bedeninizin farkında olun ve gerilimi kontrol edin.

Etrafınızda ve içinizde bir titreşim başlayacaktır. Çakra aktivitesinin gücüne göre çok daha derin bir titreşim seviyesine yükselecektir. Bu durum, eğer neler olduğu hakkında bir bilginiz yoksa yoğun çakra etkisiyle çok dehşetli ve korku verici bir his olabilir. Kalbinizi imkansız denebilecek bir hızda atıyor gibi hissedeceksiniz. Bu kalbiniz değil, kalp çakrasıdır. Önemsemeyin.

Bu şuna benzer: Elinizi göğsünüzün üzerine yerleştirin. parmak uçlarınız göğsünüzün merkezinde, kalbin üstünde olsun. Kalbinizle eş zamanlı olarak parmaklarınızı göğsünüze vurun. Bu oranı parmaklarınızın gelebileceği en hızlı seviyeye kadar yavaş yavaş arttırın. Bir çakra tamamen aktif hale getirildiğinde hissedilen durum budur. Bu durum deri altında seyiren bir kasın nazikçe bir atışlarından deliye dönen bir kasın derin, güçlü çarpıntısına kadar değişebilir.

Çarpıntılara ve titreşimlere kayıtsız kalın ve kıpırdamadan durun. Tüm bunlara karşı bir, hııı hııı, tavrı takının ve anında dışarı çıkacaksınız. Çarpıntı ve titreşimler dayanılmaz bir düzeye kadar artacakmış gibi hissedilir. Onları dikkate almamalısınız. Süregelen projeksiyonlarla atıl çakralar dengeye girdikçe bu daha az fark edilir olacaktır.

AP refleksi geldiğinde çarpıntı ve titreşimler bir kreşendoya ulaşacaktır. midenizin dibinde hafif bir düşme hissiyle vücudunuzdan yukarı doğru fırlayacaksınız. Derin titreşimler göğsünüzün içinden gelen sessiz bir mırıltıya dönüşecektir. Şu anda birkaç metre uzaklıkta kendi önünüzde yüzüyor veya havada asılı vaziyettesiniz. tüm egzersizleri bırakın - konsantre olun- ve sabit kalın.

Bu müthiş! diye düşüneceksiniz. EVET yaptım. Şu anda bilinçli olarak astral bedeninizle projeksiyon yapıyorsunuz ve heey bu mükemmel bir his!

İlk çıkışınızda bunu birkaç dakika ile sınırlandırın. - lütfen bu konuda bana güvenin - Bu önemlidir. Odanın etrafında gezinin - yavaşça. Bacaklarınız hakikaten yok ve SAKIN onları aramayın. Yer çekimi kanunu artık işlemiyor dolayısıyla dikkatli olun. Sadece odada biraz gezinin, nasıl olduğunu sormayın sadece yapın!

Hareket ettikçe göğsünüzün derinliğinden, kalp çakranızdan derin bir mırıltı geldiğini hissedebilirsiniz. Bu küçük bir motor gibidir, hareket ettiğinizde hızlanır, durduğunuzda sakin bir (put put putlama) hissedilene kadar  yavaşlar. Bu sizin güç hazneniz, enerjinizdir. Onun gücü çakra katılımına ve bedeninize olan yakınlığınıza göre değişir.

Zihninizi kontrol altında tutun - sabit kalın- ve AP esnasında fazla heyecanlanmayın. Bedeninizden ayrıldığınızda orada olmayan hiçbir şeyi beklemeyin ve hayalini kurmayın. Bu, ALİS etkisine düşmemek için gereklidir.

Şimdi, geri girme maksadıyla bedeninize dönün. Astral formda yenisiniz ve eğer hızlı atılırsanız %99 ihtimalle kontrolü kaybedip alice etkisine düşer ve hiçbir şey hatırlamazsınız. Uçmadan önce sürünmeyi öğrenin. Sonraki AP'lerde çok ileri gidebilirsiniz ama ilkinde bu kadarla kısıtlamak çok önemlidir. 

Geri giriş kolaydır. Bedeninize ilerleyin, o kendi halledecektir. Geri giriş refleksi durumu devralacaktır ve şıp- geri geldiniz. Yapmış olduğunuz şeyleri hatırlayarak HEMEN kalkın ve YAZIN.

Astral zihin bilgisayardaki RAM gibidir. fiziksel zihin hard disk gibi ve kağıtta floppy gibidir. Hard diske kaydetmeden gücü kesin ve high mem'deki tüm bilgi gidecektir - puff- aynen böyle. Yazdığınız zaman bu hard disk zihninizde bir kıvrım oluşturur. Tam bir makale değil sadece birkaç anahtar kelimeye ihtiyacınız vardır. Detayları sonradan da tamamlayabilirsiniz. Bir AP günlüğü tutmaya başlayın.


Tipik bir projeksiyon

Sandalyemde oturuyorum, rahat ve sıcak. AP yapacağım. İsterse dünya yıkılsın yapacağım işte! Dikkatlice rahatlama egzersizlerini yapıyorum çünkü biliyorum ki bu AP'nin gerçek sırrıdır. Zihinsel ellerimle enerjimi yükseltip çakralarımı aktif hale getiriyorum. Rahatça titreşmeye başlıyorlar. Kalp çakrama daha fazla konsantre oluyorum, diğerleri üzerinden ona daha fazla güç çekiyorum, en sonunda derin ve güçlü bir ritmle atmaya başlıyor. Transa girerken ağırlık hissi üzerime geliyor.  Bir ceset gibi, ölü bir ağırlık gibi hissediyorum. Yüzümde seyirmeler oluyor ama boşveriyorum. Dikkat odağımı önümdeki BANA aktarıyorum. BEN öndeyim. Ama aynı zamanda arkamdaki bedenimin de farkındayım. Bedenimin derinliklerinden titreşimler gelmeye başlıyor. Nefesime konsantre oluyorum ama aynı zamanda dikkatimi dışarıda önde topluyorum. Titreşimler jeneratör yoğunluğunda bir vızıltıya dönüşecek kadar artıyor ama ben boşveriyorum. Adrenalin içimde dolanırken omurgam gıcıklanıyor ama ben boşveriyorum. Nefesime ve gideceğim yere odaklanıyorum. Kalp çakram contası fırlayacakmış gibi hızlı atıyor ama ha ha, Onun kalbim olmadığını biliyorum böylece boşveriyorum. Vızıltı, derin bir vınlamaya dönüşüyor ve bir anda serbestçe havalanıyorum. Hafif bir düşme, vınlama hissediyorum. Dışarı çıkıyorum ve birkaç saniye sonra kendi önümde durur vaziyetteyim. Vay be bu çok iyi hissettiriyor!  Arayarak- avlanarak odada geziniyorum. Hareketlerim hızlandıkça kalbimdeki küçük motor hareketime ayak uydurarak daha sesli hırıldıyor.




Bölünme


Uyuduğunuz veya herhangi bir beden dışı deneyim yaşadığınız her zaman, bilinç iki ayrı ama birbirinin benzeri parçaya ayrılır. Bu ayrılma çok iyi bir nedenden dolayı vuku bulur:

Eğer astral projeksiyon, lusid rüya, obe ( beden dışı deneyim) ve yakın ölüm deneyimleri hakkında olayları okursanız, bölünme etkisini tarif eden birçok tanıma rastlarsınız. Bir beden dışı deneyim esnasında ayrı, suptil bir beden içinde olduğunuzu hissederken aynı anda fiziksel bedenin farkında olmak çok yaygındır. Bunun nedeni iki vücudunuz arasındaki telepatik bağdır. Astral projeksiyon durumunda, bu bağ fiziksel bedeni herhangi bir zarar görmemesi amacıyla denetlemekte kullanılır.   

Projeksiyon yaptığınızda astral dubleniz fiziksel bedenden ayrılır ve zihin bölünür. Bir parçası astral vücut içinde  diğeri ise fiziksel bedenle kalması gereken eterik vücutta merkezlenmiştir. Astral form oluşturulduğunda zihninizin bir ayna yansıması oluşur. O SİZ'dir, her haliyle, bir band kaydının band kaydı gibi, ikisi de aynı, ikisi de SİZ!

Sık sık, uyku esnasında, yansımış zihinler bir tür telepatik rüya paylaşımı içinde karışır. Fiziksel, eterik zihinde ayrıca rüya görme yeteneğine sahiptir. Bu rüya karışımı, birden fazla bilinç noktasından kaynaklanan bir tür rüya hafıza şizofrenisi oluşturur. Şizofreniye aşina olmayanların bilgisine, şizofreniler aynı anda zihinlerinde birden fazla düşünce dizgisine sahip olabilir.

 

Dualite

 

Eğer astral ve eterik bedenlerin ikisi de tamamen uyanık olarak, bir projeksiyon esnasında birbirlerine yakın mesafeden konsantre olursa çift yönlü bir telepatik bağ oluşur.  Bu çok rahatsız edicidir ve bunu çok sık denemenizi önermem. Fiziksel/eterik SİZ ve astral SİZ birbirini aynı anda açıkça görecektir. Birbirinizin gözlerinden aynı anda, simultane bir şekilde, her iki görüntü setinin farkında olarak bakıyor olacaksınız. 

Üstüne üstük, durumu daha da karmaşıklaştıracak bir biçimde, simultane olarak kendinizinkilerle birlikte diğerinin de düşüncelerinin farkında olacaksınız. Bu telepatik bir geri bildirimdir, sonsuzluğa bir bakış atmanızı sağlamak için birbirine bakan iki aynayı tutmak gibi, yansımanın yansımasının yansıması vs....

Bu rahatsız ve kafa karıştırıcı durum, projeksiyon esnasında birbirinize çok yakından bakmayarak ve birbirinizi düşünmeyerek engellenebilir. 

Bu, bir yönüyle bazen rüyaların niye çok karmaşık ve kaotik olduğunu bize açıklar. Zihin çok iyi bir nedenden dolayı bölünmektedir ve her iki parçada bağımsız olarak fonksiyon gösterebilmektedir. 

Projeksiyon esnasında bu fenomeni birçok kez deneyimledim. Onun üzerinde çalıştım çünkü yakınına geldiğimde fiziksel bedenimi hissedişim konusunu merak ediyordum. Ayrıyetten, projeksiyon esnasında aynı anda iki farklı işi yapıyor olmanın kafa karıştırıcı anılarını almaya devam ediyordum. Örneğin: Projeksiyonu hatırlarken ev içindeki ve sokaktaki olayların ve seslerin farkında olmak. Bu dualite başka projeksiyon yapanlar tarafından da bildirilmiş ama hiçbir zaman hakkı vererek açıklanmamış veya anlaşılmamıştır. 

İşte dualiteyi ve telepatik geri bildirimi ilk deneyimleyişimin hikayesi:

Ateşin yanında, sandalyemde meditasyon yapıyordum ve yağmur çatıyı dövmeye başladığında normal farkındalık halime döndüm. Rüzgar hızlanıyor ve pencereleri sarsıyordu. Saate baktım, sabahın üçüydü. Bu olağandışı değil çünkü bazen gece meditasyon yaparım. Kendimi iyi dinlenmiş ve enerji dolu hissediyordum. Kendi kendime düşündüm. ''Daha önce hiç yağmurda projeksiyon yapmamıştım. nasıl birşey olduğunu merak ediyorum.''

Yeniden gözlerimi kapadım, biraz sonra bedenimden dışarı projeksiyon yapmıştım. 

Duvarın içinden geçerek dışarı, yağmurun içine çıktım. ne kadar muazzam ıslak bir histi. Yağmurun içimden geçtiğini hissediyordum. Yağmur kokusu ve ıslaklık heryerdeydi ve beni enerjiyle dolduruyor gibiydi. Çatıya doğru yükseldim, bacanın üstüne oturdum ve şehrin üzerinden baktım. Yağmurun çatı ve sokaklarda dans edişini, oluklardan girdaplar yaparak dönmesini ve mazgallara dökülmesini izledim. Kendine ait dost bir sesi ve ritmi varmış gibiydi ''İç beni, sıçrat beni, lıkırdat beni, taşır beni'' diyordu. O an çok hoştu. 

Bacada otururken aşağıda, sandalyede oturan bedenimi hissedebildiğimi farkettim. Fiziksel vücudumu yakınındayken hissedip uzaklaştığımda hissetmeyişim her zaman ilgimi çekmişti. Bacadan aşağı kayarak kendimi daha yakından etüt etmeyi kararlaştırdım. 

Bir anda, kendimi hem duvardan geçerken hem de sandalyede otururken gördüm. O bendim, sandalyede oturan, duvardan geçerek süzülen bana bakan, ama aynı zamanda sandalyede oturan beni seyreden, sandalyenin on feet önünde süzülen de bendim. Bu sadece kafa karıştırıcı değildi aynı zamanda çok hasta hissetmeme sebep oldu. 

Aynı anda ve birbirine bağlı olarak iki grup görüntüye ve iki grup düşünceye sahiptim, bu büyüleyiciydi. Aynı zamanda bir şey ifade ediyordu. Sadece astral bedenim fiziksel bedenimden ayrıldığı için niye fiziksel olan düşünmeyi kesindi?

Astral ben, o sırada onu izlemekte olan sandalyedeki beni inceleyerek odada gezindi. Hala fiziksel benin arkasında olsam da astral beni görebiliyordum. Astral beden odada gezinirken takip etmeye çalışan kendimi sandalyede oturur hissediyordum. Bunu yapmak sanki hiç kımıldamaya enerjim yokmuş gibi çok zordu. Kendimi dev gibi ve muazzam bir basınca karşı ilerliyormuş gibi hissettim. Görüntü noktamı hareket ettiriyordum ama fiziksel olarak pek hareket etmiyordum. 

Farkındalığım aynı anda hem eterik hem de astral bedenimde bulunuyordu. Böylece fiziksel ben astral beni kolayca ve her bir açıdan görebiliyordu. Eterik bedenim, kelimenin tam anlamıyla derimin etrafında dönüyordu. Bu, kapalı göz kapaklarının ardından ve değişik perspektiflerden görebilme yeteneği sık sık projeksiyon ve meditasyon yapanlar tarafından anlatılır. 

Bu dualite, şizofrenlerin bir nöbet anında hissettiklerine dikkate değer bir biçimde benziyor: Baş dönmesi, enerji kaybı, çoklu düşünce grupları ve yönünü kaybetme duygusu. Bu berbat kargaşa, astral bedenin yerinden oynaması yüzünden oluyor olabilir mi? Bu durumda bunu bulmanın tek yolu, astral görüş açısından bir şizofreni nöbet anında incelemek.

Astral formumla eterik/fiziksel bedenleri inceledikten sonra şu aşağıdaki sonuçlara ulaştım:

Normal uyku esnasında, enerji beden veya yaşamsal örtü olarak tarif edilmesi daha uygun olan eterik beden, sanki bir enerji süngeri veya güneş akümülatörü gibi çalışıyor. Astral bedenin serbestçe süzülmesini sağlayarak şişiyor ve açılıyor, bu esnada evrenden bir tür enerji (kozmik enerji?) emiyor. 

Genişlediğinde, büyük ve küçük tüm çakralar bir bahçedeki çiçekler gibi yavaşça açılıyor ve enerjileri yakalayıp emiyorlar. Uyandığımızda eterik beden, astral bedeni küçültüyor ve yeniden emiyor böylece içinde saklı enerjiler ve seyyal bedenler barındıran yoğun bir eterik kalkan veya deri oluşturuyor. 

Bazı kaynaklara göre, küçükleri de sayarsanız, 300 çakramız var. 

Farkındalık üzerine odaklandığı zaman eterik bedenin kabarıklığı, aynı zamanda kendi içinde bir küçüklük duygusunun eşlik ettiği bedendeki şişlik hissinden sorumlu gibi görünüyor. Bu tuhaf his karışımları sık sık astral projeksiyon ve meditasyon yapan insanlar tarafından anlatılıyor. Bunlara, şişip evrenle ilişkiye geçen eterik beden neden oluyor gibi görünüyor.

Projeksiyon Problemleri

Aşağıda, insanların projeksiyonla ilgili en genel problemlerine bazı yanıtlar bulunmaktadır. Bana gönderdiğiniz yüzlerce mail için teşekkürler. Geri bildiriminiz bana bu incelemeyi geliştirmemde yardımcı oluyor, bu da sonuç olarak herkese yardım ediyor. Eğer bana yazıp da bir hafta içinde yanıt alamazsanız yine yazın. Bazen kazara bazı mailleri kaybediyorum.

Orijinal, bilinci beden dışına aktarma tekniğiyle işimi bitirmiş durumdayım. Birçok kişi bu imgelemeyi çok zor buluyor ve bunu yaparken de değerli enerjiyi kaybediyor. İmgeleme tüm projeksiyon tekniklerindeki en büyük problemdir. Bunun üstesinden gelmek için çok daha etkin olan, daha basit bir teknik geliştirdim.


En genel problemler şunlardır:
1. Dışarı, kendi önüne imgeleme
2. Başarılı görünen bir projeksiyondan sonra felç
3. Korku
4. Projeksiyonu hatırlamak
 
1. Dışarı, kendi önüne imgeleme
İmgeleme sayesinde bilinç noktanızı bedenin dışına odaklamak, basitçe astral vücuda baskı uygulamanın bir yoludur. Daha önce bu seride verdiğim metottan başka bunu yapmanın birçok yolu bulunmaktadır. Bundaki en büyük problem, kendinizi içinde bulunduğunuz pozisyondan farklı bir yerde hayal etmenizin gerekmesidir.
 
Örneğin, Eğer yatıyorsanız, yataysınızdır ve bedeninizi yatağın bir ayak uzaklığında, ayakta hayal etmeye çalışacaksınız ki bu dikeydir. Bu, projeksiyon yapmanın bir sandalyede niye daha kolay olduğunun nedenlerinden biridir. Sandalyede dikeysinizdir ve kendinizi önünüzde dururken (dikey) hayal edersiniz. Oturmak ve ayakta durmak, her ikisi de dikey pozisyonlardır. Gözlerinizi kapatın ve kendinizi yerde yatar vaziyette hayal etmeye çalışın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
 
Tek zorluk bu değildir. Kendinizi asıl bulunduğunuz noktadan daha farklı bir yerde hayal etmenizi gerektiren herhangi bir imgeleme tuhaftır ve dolayısıyla çok zordur. Bu, inanıyorum ki, birçok başarısızlığın sebebidir. Projeksiyonun kendisinde kullanılabilecek pek çok enerji buna çabalarken kaybedilir.
 
Projeksiyon yapmayı öğrenirken imgeleme insanlar için büyük bir engeldir. Pek çok kişinin onunla sorunu vardır çünkü gözlerinde canlandırdıkları şeyi tam anlamıyla görmeleri gerektiğini düşünürler, bu böyle değildir. Şeyleri açıkça gözünde canlandıran kişiler aslında tam olarak bir şey görmüyorlardır. Eğer görüyorlarsa bu artık gözde canlandırma değil, durugörüdür.
 
İmgeleme, bir şeyin nasıl göründüğü veya hissettirdiği hakkında zihin gözünüzde bir simge yaratabilme yeteneğidir. Daha doğru bir adlandırmayla, gerçeğin hayali bir algılanması olan fantezi kurmak. Birçok kişi hiç imgeleme yapamadıklarını söylemektedirler ama yine de şık fanteziler üretebilmektedirler.

Bu problemi çözmek için bu işin aynısını yapacak olan zihinsel eller tekniğinin basit bir uzantısını geliştirdim. Eğer rahatlama egzersizlerindeki zihinsel elleri becerdiyseniz tamamdır. Bunda hiçbir zorlukla karşılaşmayacaksınız.

Zihinsel Eller Projeksiyonu
Yatağınızın veya sandalyenizin üstüne uzunca bir kurdele asın. Göğsünüzün üzerinde asılı ve ucuda kol mesafesinde içinde olsun. Eğer sandalye kullanıyorsanız, bir ayak uzaklıkta ve kol mesafesinde asılı olsun. Not: Bu sadece görsel yardımdır.
 
Bir sonraki projeksiyon denemesine başlamadan evvel uzanıp kurdeleyi tutma alışkanlığını edinin. Nerede olduğunu ve nasıl bir his verdiğini hatırlayın. Bu kurdeleyi kendinizi beden dışına çekmek için kullanacaksınız.
 
Bölüm üçte anlatıldığı üzere projeksiyonunuza başlayın. Trans durumuna geçtiğinizde, kendinizi dışarıda hayal etmek yerine kendinizi kulaç kulaç bedeninizden çıkarmak için zihinsel ellerinizi kullanın. Zihinsel ellerinizle uzanın ve kordondan yukarı tırmandığınızı hayal edin. Kolunuzu her attığınızda kendinizi fiziksel bedeninizden biraz daha çıktığınızı hayal edin. Bunu yaparken herhangi bir kasınızı germemeye dikkat edin. İrade gücü olarak elinizde ne varsa bu işe verin.
 
Kendinizi dışarı çıkarmak için zihinsel ellerinizi kullanırken nefes farkındalığını bırakabilirsiniz. Zihinsel ellerle kurdeleye tırmanmak zihninizi tamamen kaplayacak ve diğer bir zihinsel egzersizi lüzumsuz kılacaktır.Bu, sahip olduğunuz her gram enerjiyi karmaşık bir imgeleme egzersizinde harcamak yerine tek bir aktivitede, projeksiyonda toplayacaktır.
 
Kurdeleye tırmanırken fiziksel bedeninizden serbest kalıyor olduğunuzu hayal edin. Her yeni el atışta biraz daha yükseldiğinizi hayal edin. Serbestçe süzüldüğünüzü hissedin. Astral vücuda basınç verildikçe mide çukurunuzda hafif bir baş döndürücü his hissedeceksiniz.

2. Başarılı görünen bir projeksiyondan sonra felç
Her şey iyi gidiyor gibi görünürken, tüm hisleri, ağırlığı, kalp çakrasının gümbürdemesi hissettikten sonra bu olur. Ama hiçbir şey olmaz. Orada, kımıldayamaz halde, hafif hissederek ve uçar gibi bir hisle yatarsınız. Bu uyanma felcinin bir başka türüdür.
 
Başınıza gelen şudur, projeksiyon refleksini çalıştırdınız, eterik vücut genişledi ama sadece kısmi olarak astral bedeni serbest bıraktı. Bu, uyanma felcine çok benze.

Böyle bir şey olduğunda bundan kurtulmanın yolu, zihinsel ellerinizle kurdeleye tırmanışınıza daha fazla güç yüklemek, tüm iradenizi bunu yapmakta kullanmaktır. Bu, astral bedene projeksiyonu bitirmenizi sağlayacak yeterli baskıyı verecektir. Eğer bu işe yaramazsa kuvvetli bir olasılıkla, zaten projeksiyon yapmış ve fiziksel veya eterik bedeninizde merkezlenmiş olabilirsiniz.
 
Eğer durumun bu olduğunu düşünüyorsanız ve bunu kırıp geçemiyorsanız kullanın. Yapabildiğiniz kadar inceleyin, deney yapan, hissedin, göz kapaklarınızın ardından görün, arkanıza bakmayı deneyin. Deneyebileceğiniz bir başka şey ise bunu lusid rüyaya çevirmektir. Bir fanteziye veya gitmek istediğiniz bir yere odaklanmaya çalışın. Bunu zihninizde yaratın böylece kendinizi buna ayarlamış olursunuz.
 
Uyanma felcinin yukardaki koşuluna ilişkin yeterli şey bilinmemektedir. Onun hakkında veya onunla birşeyler yapmayı keşfederseniz lütfen bana e-mail atın. Başkalarına yardımcı olabilmek için bu bulguları gelecek bir yazıya katacağım.

3. Korku
Pek çok kişi bana projeksiyon esnasındaki korku hislerini yazdı. Bu, bazı insanlar için aşması gereken doğal bir bariyerdir.Bazıları onu ''Eşikte yaşayan'' diye adlandırır. Bu sizin kendi iç korkularınızın bir tezahürüdür. Çocuğun sebepsiz yere karanlıktan korkması, bilinmeyenin korkusu gibi.

Birçok kişi, projeksiyon yapmalarına engel olan şeytani bir şeylerin veya kötü bir ruhun onları beklediğini hisseder. Bu cesaretle karşılanmalıdır! Bunu özgürce projeksiyon yapmadan önce geçilmesi gereken bir test gibi, bir sınav gibi görün. Bir kere projeksiyon yaptığınızda ve onunla yüzleştiğinizde bunun ufalanıp yok olan boş bir tehdit olduğunu fark edeceksiniz.

Hayatım boyunca, astral formumla yüzlerce kez projeksiyon yaptım ve hiç saldırıya uğramadım. Kendime ilk kez bilinçli olarak projeksiyon yapmayı öğretirken benimde çok güçlü korkularım vardı.
 
Bir de düşünülmesi gereken şu vardır. Astral formdayken siz yaralanmazsınız ve vücudunuzun projeksiyon esnasında sizi koruyan mükemmel sistemleri vardır. Genişlemiş eterik iradeniz, en ufak bir tacizde veya dostça olmayan dokunuşta anında tepki gösterecektir. Ne kadar uzakta olursanız olun sizi bir saniyede geri çekecektir.

Korkuyu yenme yolları:
- Gündüz projeksiyon yapmak
- Evdeki birçok ışığı yanık bırakmak
- Bir arkadaşla projeksiyon yapmak (Birleşik projeksiyon)
- Projeksiyon için inandığınız tanrıya dua etmek

4. Projeksiyonu hatırlamak
Eğer projeksiyonunuz uygun bir şekilde olmuş görünüyorsa ama sadece yatakta yattığınızı ve sonrada uykuya daldığınızı hatırlıyorsanız, problem astral deneyimi hatırlamak olabilir.

İşte hatırlamamaya karşı yapacağınız şey. Uyanır uyanmaz kalkın ve o anıları geri çekin. Oturun ve yoğun düşünün. Her sabah birkaç sakin dakikanızı ayırın ve bunu yapın. Bu projeksiyonlarınızı ve rüyalarınızı hatırlamada sizi eğitecektir.

Bu sakin zaman sırasınca, bir şeylere rastlayıncaya kadar aklınızdan anahtar cümleler geçirin. Şunun gibi şeyler söyleyin: Yürüyordum..... Falancayla konuşuyordum........... Filan yere gidiyordum.............. Şuranın tepesindeydim................ Şu yerin üzerinde uçuyordum............. Şuranın içindeydim....... Bunlar sizi uzerine kilitlenebileceğiniz bir anı parçasına rastlamanızı sağlayabilecek cümle örnekleridir. Kendiniz için daha fazla cümleler bulun.
 
Zihninizde hatırlanacak bire şeyler varmış gibi hissetmeyebilirsiniz. ama sıkıca deneyin ve bunun için ciddi bir güç sarf edin. Onlar oradalar sadece ulaşıp yerlerini tespit etmeniz gerekiyor. Bir kere bir anı parçasına kitlendiğinizde çok daha fazlası tespit edilebilir. Bu şekilde ne kadar çok şey hatırlayabildiğinize şaşacaksınız.
 
Bu anıları hatırladığınız anda yazmak çok önemlidir. Çok canlı ve unutulmaz gibi görünebilirler ama eğer onları kaydetmezseniz birkaç dakika içinde kaybolacaklardır. Birkaç anahtar kelime yeterlidir.
 
Hatırlamaya yardımcı olacak bir başka yardım ise projeksiyon öncesi veya yatağa gitmeden evvel kendinize post hipnotik önermeler vermektir. Bu bir onaylama şeklinde olabilir. Şu gibi şeyler söyleyin '' Bu gece yaptığım her şeyi hatırlayacağım'' İyice fenalık gelene kadar bunu tekrar edin.
 
Son olarak, Her projeksiyon için bir görevinizin olması yardımcı olur. Özellikle yapmak istediğiniz bir şey. Bunu onaylamayla birleştirin ve kendinizi bunu yapmaya programlayın. Örneğin şöyle deyin: Plaja gideceğim ve hatırlayacağım ki...... Plaja gideceğim ve hatırlayacağım ki..........
 
Son olarak, ilk birkaç projeksiyonunuzu çok kısa tutmayı hatırlayın. Bu kesin bir zorunluluktur. Hatırlayabildiğiniz 30 saniyelik bir projeksiyon, her gece yapıp da unuttuğunuz projeksiyonlardan çok daha önemlidir.





Ocak 17, 2012, 02:44:21 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Sn Waldow!

Burada yazdıklarınızı hangi kaynaktan alıntı olduğunu belirtmemişsiniz?
Sevgi ile kalın


Nisan 11, 2013, 11:25:12 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Benim ya da onun için Astral'e çıkmanın  sağda solda dolaşan yönergelere bağlılıkla mümkün olmadığını belirtmek istiyorum. Bilgiyi pekiştiren deneyim olmadıktan sonra Astral Beden seyahati ne derece mümkün olabilir ki ? Tecrübe ve tabi ki bilginin maximum seviyede olması şart.
Adequatio intellectus et rei


Temmuz 04, 2016, 05:07:17 öö
Yanıtla #3

Sayın @Waldow
Emeğinize saglık çok güzel bir bilgi en kısa zamanda yazmıs oldugunuz (meditasyon) çakra ları çalıstıracağıma inanıyorum
ayhan


Temmuz 06, 2017, 07:35:48 ös
Yanıtla #4

Bilimsel içerikli çok güzel bir yazi olmuş.Şunuda ben eklemek istiyorum.Astral boyutlarda  gecebilmek icin  yüksek bir enerji ve mistisizm ile sıkı bir bağ olunmasi lazım.Brahmanizm,Budizm ornek verilebilir.Tasavvufta sufilik.Saygilarimla.
« Son Düzenleme: Temmuz 06, 2017, 07:38:40 ös Gönderen: Farmakoloji »
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Mayıs 23, 2018, 12:43:17 ös
Yanıtla #5

Astral seyhat yapabilmek için vücudu toksinlerden arındırmak lazım. Diyetlerle probiyotik alımını artırilabilir.Vucut toksinlerden arınınca beyne giden kan akımı artar.Vücut gevşer ve kendini daha rahat hiseder.Astral seyhat bedenin uyku halindeyken vücuttan ayrılması ile süregelen yaşamsal bir olgudur.Iki kere Astral seyahat deneyimim oldu.Yatis pozisyonu ve beyinde konsantrasyon ile oluşan bir olay.Bedenimin içinden ruhumun çıkıp gezdiğini çoğu zaman görüyorum.Uyku halindeyken epifiz bezinin salgıladığı psikolojik bir durum.Ruhumu uyku halindeyken iki üç kez gezerken gördüm.Ama Beden uyku halinde cansız varlıklar gibi olduğu için seslensemde sanki etrafim beni hic duymuyor gibi bir histi..Garip ve açıklanması çok zor durum... Saygılarımla.
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
13 Yanıt
10718 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 06, 2010, 08:22:41 ös
Gönderen: rvoncu
3 Yanıt
4277 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2012, 04:15:44 ös
Gönderen: mavisezer
0 Yanıt
2701 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 17, 2011, 10:23:09 ös
Gönderen: AQUA
1 Yanıt
5417 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 12, 2011, 07:51:34 ös
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
3749 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 26, 2014, 04:43:59 öö
Gönderen: MysticMind
0 Yanıt
2892 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 26, 2014, 04:45:37 öö
Gönderen: MysticMind
0 Yanıt
2063 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 26, 2014, 04:48:52 öö
Gönderen: MysticMind
0 Yanıt
2109 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 15, 2014, 11:08:52 ös
Gönderen: MysticMind
0 Yanıt
2207 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2015, 09:09:15 öö
Gönderen: MysticMind
14 Yanıt
5937 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2015, 12:54:45 ös
Gönderen: Melina