Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yaradan Kavramı  (Okunma sayısı 18160 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 17, 2014, 11:01:48 ös
Yanıtla #40
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Bu konu ile ilgili epey uzun bir yazı yazmış "önizlemeye" alıp "göndere" basmıştım. zannettim ki yazım ulaştı. Tam o sırada ekranıma, "siz mesajınızı yazarken başka bir mesaj aldınız. bu mesajı okumanız önerilir" gibi bir not geldi. Dediğim gibi ben mesajımı gönderdiğimi zannediyorum ama anlaşılan o ki maalesef mesajım ulaşmamış. Ben karalama yapmadan doğrudan yazdığım için aynı yazıyı tekrar yazamayacağım, hatta daha kısa tutacağım yazımı.
        Daha önce de belirttiğim gibi gerçekten nereden başlayacağımı bilemiyorum..
        Bunun için bu konu başlığı altındaki bütün mesajları yeniden okudum. Katılanların anlatılarını kısa kısa özetler halinde belirteceğim.
        Konuya sayın Nicolus ile başlıyorum.  Sayın Nicolus, " Tanrı ile Yaradan genellikle aynı" demiş.
        Sayın ADAM ilk yazısında "Tanrıdan bahsediyor". Yani konuya Tanrıyı dahil eden ilk sayın ADAM olmuş.
        Sayın Dor, "Nasıl bir din ve tanrı anlayışı " diyerek o da tanrıyı katmış konunu içine.
        Ben ilk yazımı 27 Eylül 2014 te yazmışım .
        Sayın Baran, "Yaradan kavramını tanrı olarak " tanımlamış.
        Sayın Selim de "Tanrı olarak "anlatmış.
        Sonra sayın ADAM gene devreye girip; "Tamam,peki, diyelim ki o dinlerde Yaradan=Tanrı" diyerek başlamış yazmaya.
        Sayın Katharsis, konuyu hemen "İslama getirmiş".
        Sayın Karahan , direkt "Tanrı " olarak girmiş.
        Sayın Dor, daha eskilere gitmiş çok ta güzel etmiş harika görsellerle süslemiş konuyu ama o da Tanrılardan bahsetmiş.
        Ben 1 Ekim 2014 te Kur'an ve Tevrat'tan Ayetlerle  açıklamada bulunmuşum Ve yine 10 Ekim 2014 te sayın Selim'e cevap verip kendi düşünceme göre Masonluktaki Yaradan anlayışımı açıklamışım.
        Sayın Spock, benim daha evvelki yazımdaki aslolan kabullenilen dinin tanımladığı Tanrı/Yaradandır ifademi kabul edilemez bulmuş ve yazısıunda kendi düşünceleri doğrultusunda bir Tanrı/Yaradan kavramı yaratmaya çalışmış. Ve son yazısında da benim yazımdaki o zamanda o eksen etrafında değerlendirmeler yapılması gerekir  sözümü eleştşrerek kabul edilemez bulmuş.
        Ve son olarak da sayın ADAM, beni kastederek ; "...düşüncelerimde özgür olabileceğimi , kültürümün biraz dar çerçevede kalmış olabileceğini,.....Daha geniş perfektiften bakmam gerektiğini " belirtmiş.
         Ben bu konudaki görüşlerimi geçmiş yazılarımda zaten etraflı şekilde açıklamıştım. Tekrar tekrar anlatmanın da anlamı yok. Sayın ADAM ve sayın Spock'tan gayri katılımcılara da  bir diyeceğim yok. Yalnız sayın ADAM ve sayın Spock'un anlatılarını kabullenmem mümkün değildir.     
        Sayın ADAM eksik olmasın düşünce özgürlüğüm olduğunu hatırlattıktan sonra benim kültürsüzlüğümden ve dar bir çerçeve içinden bakıp perfektifimin darlığından söz etmektedir.
         Sayın ADAM üç semavi dinden önce de tanrı kavramının var olduğunu belirtmektedir. Bu tamamen doğru bir tesbittir, ne var ki üç semavi dinden önce de "yaradan " gene din teması içinde incelenmiştir.  Sayın ADAM dahil bütün katılımcılar bu başlık altındaki "Yaradan" kavramını genellikle üç semavi din ekseninde değerlendirmiş olduklarından ben de bu eksen etrafında anlatıda bulunmaya azami özen gösterdim ve bunu yaparken de hiç kimsenin yapmadığı şekilde referans olarak Kur'an ve Tevrat'tan örnekler verdim. Hadislere bile yer vermedim. Böyle olunca benim anlatılarımın yanlışlığından nasıl söz edilebilir ki?
          Sayın ADAM , anlatılarımın benim düşüncelerim olduğundan bahsediyor. Evet doğrudur, büyük bir bölümü benim düşüncelerimdir ama, bu düşüncelerimi dayandırdığım Ayetler her halde benim düşüncelerim olamaz.
          Gerek sayın ADAM ve gerekse sayın Spock'un konu hakkındaki düşünceleri tamamen kendi düşünce ve görüşleridir. Dayandıkları hiç bir referans yoktur. Defalarca yazdım, bir kez daha yazıyorum, söz konusu din ve tanrı olduğunda , düşüncelerinizin hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. Din, kesin akideler üzerine kuruludur. Şayet bir dini (burada kastım semavi dinlerdir) kabullenmiş iseniz, o dine ait her hangi bir ayeti kabul etmemek gibi bir lüksünüz olamaz. Siz öyle istiyorsunuz diye o din sizin isteğiniz doğrultusunda şekillenmez.
          Sayın ADAM beni kültürsüz bulabilir. Tamam. Peki bunun ölçüsü nedir acaba ?
          Keza sayın ADAM benim bakış açımı dar bir perfektif olarak görebilir, buna bir diyeceğim yok.
          Şimdi konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm ve daha önce de alıntısını yaptığım Kur'an Sad suresi 75 Ayetinin mealini buraya yazacağım  ve sayın ADAM ile sayın Spoc'tan bu Ayet'in kendi geniş perfektiflerinden değelendirilmesini isteyeceğim.
          Kur'an Sad suresi 75.Ayet (Mealen) :"Allah: Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi,  yoksa yücelerden misin? dedi".
           Meramımı anlattığımı umuyorum.
           Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ekim 18, 2014, 12:35:38 öö
Yanıtla #41
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 228
  • Cinsiyet: Bay


Alıntıdır;
"Bazı inançlarda ise bir Tanrı ya da Yaradan kavramı olabilir  fakat o  inanç kurumsallaşarak bir din haline gelmemiştir." çok güzel bir cümle.

Kurumsallaşma : yönetsel anlamda hemen hemen her şeyin yazılı olarak dökümante edilmesi.

Yaradan kavramını bütün ilahi dinler dökümante ederek onun nasıl bir şey olduğunu kutsal kitaplarında belirtirler.  İnananların neye inanmaları gerektiğini detaylandırmışlardır. Ve tümümde insani özellikler yüklenerek açıklanmıştır. Aynen " Kur'an Sad suresi 75.Ayet (Mealen) :"Allah: Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi,  yoksa yücelerden misin? dedi"." ayetinde olduğu gibi. Elleri olan, hiddetlenen, öfkelenen, düşünen, vb.

Ayrıca, kutsal kitaplarda denileni yap, senin kaderin belli, sen ancak cüzi oranda iradeye sahipsin, başkada bir şey değilsin, vb. gibi ifadelerle sınırlama had safhaya ulaştırılmıştır.

Bazen de alıntı yaptığım ayette olduğu gibi insan için özel uygulamalarla yaratıldığı anlatılarak üstü kapalı tehditte de bulunulmuştur, "yoldan saparsan da sen kendi o cüzi iradenle sapamazsın seni ancak "şeytan" yoldan çıkartır. Bu sebeple benim dediğimden başka bir şey yapma"

"Eğer bana ulaşmak istiyorsan  tek yol sana gönderdiğim kutsal kitapta anlatılanlara uymandır, bunun dışında hiç bir şekilde ulaşamazsın"  ifadesi tek tanrılı dinlerin getirdiği bana göre en büyük dogmadır.
 
Yaradan'a sadece bu yöntemlerle ulaşılabilineceğini söyleyen dinlerin ortaya çıkışı yazının bulunmasından yaklaşık 2500 yıl sonradır. Kutsal olarak adlandırılan kitaplar da anlatılanlar bu süreç içerisinde insanoğlunun bilgi birikiminin sürekli evrim geçirmesi sonucu oluştuğu düşüncesindeyim.

Eğer anlatılmak istenen sadece tek tanrı olduğunu vurgulamak ise o da bir evrim geçirme sonucu şekillenmiştir. Yazılı tarihte bilinen ve tek tanrı inancı fikrini savunan ilk kişi Sokrates tir, Platon belirli bir noktaya getirmiş, Aristotales bu fikirden biraz uzaklaşmıştır.

Yani ilk olarak tek tanrı inancını yaratanlar ve bunun insanlar tarafından benimsenmesini savunanlar peygamberler değildir.

Şimdilerde bazı ilahiyatçılar Sokratesin peygamber olabileceğini tartışıyorlar. Bu fikirlerini şuna dayandırıyorlar ve şunu söylüyorlar "İslamiyet in genel anlamda dayandığı tevhid (tek tanrı), yeniden diriliş ve adalet fikrini ilk defa vurgulayan olması sebebi ile Sokrates peygamber olabilir, ancak onu nihayetinde Allah bilir"

Olaylara ve şeylere bizlere öğretilen neyse odur diyerek bağlanmak yerine öğretilenlerden farklı olabilir deyip sorgulamak bütün dogmatik inançlarımızı sarsacaktır.


Özel sorum;
 "İnandığınız yaradan'ı anlatabilir misiniz?  sorusunu sorduğumda alacağım yanıtı tabi ki öğrenmek isterim " ;)
Madem yersizlik alemi aslım
Artık bana tek bir şey düşecek
Yücelip aslıma gitmek


Ekim 18, 2014, 05:25:50 ös
Yanıtla #42
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu başlığı ben açmıştım. İlgi gördü fakat ilgilenenlerden birçoğu konuyu kendi dinsel inancı çerçevesine sıkıştırmaya girişti; özellikle de dogmatik tanımları bol olan İslam dinine...

Bu arada Sayın alşah, kültürü oluşturan asıl etkenin coğrafya olduğunu bilmiyor olsa gerek ki, nasıl yaradan kavramını İslam'daki Allah'ın ötesinde değerlendirmemekte direniyorsa, kültürü de bilgi ile özdeşleştirme yanılgısına düştü.

Eğer siz yaradan kavramını tanımlayabiliyorsanız, o sizin kapasiteizi gösterir ve tanımladığnız, yaradanın yarattıklarından birinin yaratmış olduğu pek alt düzey bir yaratıktır sadece.

Zaten bu yüzden konuyu bazı mason örgütlerindeki tutum ile bağlantılandırmaya çalışmıştık. O bağlantıdan söz edilmedikçe bu başlığın işlevi olmaz.

Bir diğer deyişle; burada yaradan kavramıyla bağlantılı olarak şu ya da bu dindeki dogmaları,
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 18, 2014, 05:34:38 ös
Yanıtla #43
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

DEVAM:

kişilerin kendi din, inanç ya da felsefi birikimleri üzerine öznel düşüncelerini kovalamakta değiliz. Katkıda bulunanların çou öyle yapıyor. Pek ses etmedik.

Fakat şunu sorduk: O mason kuruluşlarına sorsanız ne diyecekler acaba? Yayınlarında bunu hiç açıklamamışlar mı? Adaylara bu konuda bilgi veriyorlar mı? Kapı önünde bir aday bunun açıklanmasını isterse ne oluyor? Yomsa bu açıklamaları istemeyecek, doğmayı kabullenecek adaylar yani kullar ya da uyruklar mı aradıkları?
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 19, 2014, 06:39:36 ös
Yanıtla #44
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam doğru söyler ,önce yaradan kavramını sonra tanrı kavramını hatta ilah tanımlamasını bile ilk önce tam manası ile tanımlamalıyızki herşey yerine otursun.Sonrada eğer dilerlerse sn.adam'ında birkaçkez sormuş olduğu üzere masonlar'da en azından söylemek istedikleri veyahut bilebildikleri kadarı ile mason'ca bu kavramların ne anlama geldiğini bizlere anlatabilirler.

Tdk'ya göre yaradan kavramı aynen şöyle!
Yaradan
özel, isim
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5443cef4be0564.62537024

Bu kavram masdon sözlüğünde aynen şöyle geçiyor;

Yaradan/Yaratan  (Yaratıcı, Sani)
Yoktan var eden ya da olmayanı olduran.
Bu terim, genellikle metafizik nitelikli bir anlamda, doğrudan "Tanrı" kavramıyla özdeşleştirilerek kullanılır. Oysa "parçaları bir araya getirerek daha önce olmayan bir yeni bütün oluşturan" anlamına da gelir.
Masonlukta bu terimin "Evrenin Ulu Mimarı" terimiyle özdeş tutulduğu da görülebilir. Günümüzde, özellikle tutucu nitelikli bir Masonluk anlayışını benimseyen kuruluşlarda, Evrenin Ulu Mimarı kavramına bazı belirgin nitelikler verilir. Bunlardan biri de "Tüm canlı ve cansız varlıklarıyla birlikte evrenin oluşturulması" anlamına gelmek üzere kullanılan "yaratıcılık"tır.
http://www.mason-mahfili.org.tr/sozluk/kelime/yaradan-yaratan-yaratici-sani.html

Tanrı kavramı ise tdk'da;
tanrı (I)
isim, din b. (***)
1. isim, din b. (***) Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah

Masonik sözlükte;
Tanrı  (Allah)
Dinlerde ve inanç sistemlerinde en üstün güç, evrenin yaratıcısı ve tek egemeni ya da doğaüstü yüce varlık.
Tanrı kavramının dünya yüzünde benimsenmiş tek ve ortak, üzerinde uyuşmaya varılmış olan belirgin bir tanımı yoktur. Bu sözcüğün tanımı, benimsenen dinin ya da inancın özelliğine göre değişir.
Kimine göre "tek bir Tanrı", kimine göre ise birçok tanrı vardır.
Kimileri Tanrı'yı "yaratıcı ve tüm evrene egemen bir ulu yönetici" olarak, kimileri ise onu evrenin oluşumunda "ilk neden" olarak benimser.
Kimisi Tanrı'nın belirli nitelikleri olduğunu benimseyip bunları açıkça sayıp belirtir. Kimisi insan aklının ürünü olan bu tür niteliklerin ancak insanlara özgü olabileceğini ileri sürerek, bunların kendi düşünüsündeki Tanrı kavramına yakıştırılmasına karşı çıkar.
Bazı inanç sistemlerinde "Tanrı'nın varlığı" yadsınır.
Tutucu Masonluk anlayışını benimseyen masonik kuruluşların ritüellerinde Tanrı sözcüğü sık sık geçer; hatta yapılan çalışmalar Tanrı'ya bir sunu (ithaf) olarak nitelenir. Teist nitelikli bir Tanrı inancı zorunlu görülür. "Evrenin Ulu Mimarı" kavramı ile "Tanrı" kavramı özdeşleştirilir. Tanrı "Yüksek Varlık" olarak da anılır.
Gelenekçi Masonluk anlayışını benimseyen masonik kuruluşların ritüellerinde Tanrı kavramına pek ender olarak yer verilir. Masonların belirli birer dinsel inancının bulunması gözetilir; ancak bu inanç tanımlanmaz. Deizm'e yatkın ilkeler benimsenir. "Evrenin Ulu Mimarı" kavramı "Tanrı" kavramıyla eş anlamlı olmak üzere kullanılırsa da, bu konuda bir bağlayıcı açıklama yapılmaz.
Liberal Masonluk anlayışını benimseyen masonik kuruluşların ritüellerinde Tanrı kavramına yer verilmez. Masonlar, din ve inançlarında tümüyle özgür bırakılır. Kimisi "Evrenin Ulu Mimarı" kavramını bile kullanmaz; kullananlar ise, bu kavram üzerinde bağlayıcı nitelikli yorum yapmaz. Tanrı inancı ve Evrenin Ulu Mimarı kavramının belli bir "Tanrı anlayışı" ile bağdaştırılıp bağdaştırılmaması, bireyin öz buyrultusuyla kendi bileceği bir iş olarak benimsenir.
http://www.mason-mahfili.org.tr/sozluk/kelime/tanri-allah.html

tdk'da ilah kavramı;

İlah (I)
özel, isim, din b. (***) (ila:hı, l ince okunur) Arapça il¥h
1. özel, isim, din b. (***) Tanrı

masonik sözlükte ilah kavramı;

Verilmiyor.

Burada dikkat çekici bir ayrıntı var paylaşalım hemen, masonik sözlükte tanrı kavramı parantez içerisinde(allah) ile eşdeş  görülüyor,halbuki islam bunu redder.

ÖTEDE ya da ÖTENDE bir TANRI yoktur; SADECE "ALLÂH" vardır!..

"ALLÂH'ı (adıyla işaret edileni) hakkıyla değerlendiremediler!.." (22.Hac: 74)

Âyeti bizim bu konudaki ihmâlimize işaret eder...

Aslında birde farklı düşünürsek bu bilgiler ışığında;Tanrı hakkındaki bilgimiz,
Onun ne olduğundan değil, ne olmadığından ibarettir.

Bu kavramlar farkında iseniz hep bana göre,sana göre ve diğerine göre oluşturuluyor.Adı her ne olursa olsun neticede bunlar bizim ve inandığımız kitapların tanımlamaları.Sn.adam'ın yazdıklarında ufak bir ayrıntı dikkatimi çekti orayı açmakta fayda var ,diyorki sn.adam yaradan ile tanrı kavramı özdeş değildir.Hayır bence tam tersi özdeştir biz yaratmayı bir tasarım olarak alırsak tıpkı bir mimar,heykeltraş veyahut sanatçı gibi tasarımlarına hep bir isim vermişlerdir.Yaratıcılık bir vasıftır allah,tanrı,god....vs.vs. ise ona verdiğimiz isimdir ve yaratıcıyı betimlemek için kullanılır.

İlk yaratılan insana verilen isim adem(adam)dir.O insanın ismidir adem vasfı ise insandır.İnsan ile adem özdeştir yani aynıdır tıpkı yaradan ile allah'ın aynı olduğu gibi.

Sn.adam son yazısında sorular sormuş ve bilgi istemiş mason olmadığımız için bu bilgi bizden zor gelir,ama mason localarının bir dersane işlevi görmediği düşünülürse bu konular kişinin kendi merak ve eğilimlerine mi kalıyor acaba?sorusunu sormak lazım.

Üç semavi dinin ve önceki inanç sistemlerinin ,çeşitli ezoterik yapıların bu konudaki tanımlamalarının birbirinden aslında farklı olmadığını sadece dejenerasyona uğradığını düşünüyorum.İnanç insanlık tarihi boyunca aslında hep önce içsel(inanmaya hazır ve buna programlı bir insan)sonra çevresel faktörler(o insana bu inancı vermeye aday  yapılar)ile toplumlar adeta kurgulanmış.

Başa dönersek sorduğumuz ve sorgulamaya giriştiğimiz bu 3 kavram aslında bana göre ve sana göreden öteye gitmez ,ilahiyat kendi cevaplarını verdiğini düşünürken bilim ise sentezleyemediği bir teze bulaşmaz bile çünkü bir tanım getiremez.

Yaradan kavramı,kendi içerisinde yaradan  tanımlaması tam yapılamadan ve bu tanımın geniş çevrelerce kabulü sağlanmadan herhangi bir sonuç alınmaz.

Yaradan yoktan var ettiğin inanılan,daha önce olmayan bir şeyi tasarlayan anlamını içerirki/içerirse eğer mimari bir tasarım yapan mimar ile picassonun veyahut mozart'ı bu bakışta nereye koyarız?

Tasavvufi ve ezoterik inanca göre insan küçük tanrıdır sözü denir,sanırım bu cümle insandaki sınırlıda olsa inandığı tanrısı gibi tasarım yapabilme kabiliyeti olduğunu gösterir ama onun gibi değil.

Karahan.



ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ekim 19, 2014, 07:11:45 ös
Yanıtla #45

Sayin Karahan, ben derim ki konuya boyle yaklasmak sanki hangi ekol hakli hangi ekol haksiz sorusuna cevap aramak gibi oluyor. Oysa bu baslikta cevabi aranan soru bence bu degil. Ben soruyu sormaya yardimci olabilecegini dusundugum bir sey yazmistim ama onu da atladiniz sanirim.


Ekim 19, 2014, 07:22:25 ös
Yanıtla #46
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.resurrected

En azından ben şahsen ekol peşinde olmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.Yazdıklarım düşüncelerimdir,sorduklarımda.Yaradan kavramı konu başlığı ve biz aslında öncelikle bunu çözümlemeliyiz.Şurada haklısınız herkesin ve inancın bir yaradan tanımlaması var bunu bende belirttim ,inancım odurki inanç dünyası özeldir ve bunu ekol tartışmasına dönüştürmek insani aptallıktır ve bir işe yaramaz.
Sorgulanamayacak tek şey belkide kişinin inancıdır.
Nasıl ve kime ne şekilde inanır bu kişinin problemidir.
İnsanın ancak öğrendiğini bilir.Dolayısı ile benim derdim ekol tartışması yapmak değil bu işten bir sonuç çıkmaz bana göre.Benim anlatmaya çalıştığım işi netleştirmeye çalışmaktan öte değildi.

Saygılar

karahan
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ekim 19, 2014, 08:00:24 ös
Yanıtla #47
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın resurrected'in yaradan üzerine sembolizma örneği ilginç ancak bazı mason kuruluşlarında Tanrı'ya(Allah) inanç açıkça sorulurken, bazı mason kuruluşlarında sorgulanmıyor.

Sayın  ADAM'ın sorduğu bu anladığımca.

Açıkça yaradan kavramına hangi anlamı yüklüyorsunuz ki masonluğa girecek kişiden bu açıklamayı bekliyorsunuz? Bu soruya yanıt verilmedi.

Bu sorunun yanıtı kitap gönderen bir Tanrı'mıdır? O zaman O'nun kitaplarına ve içindeki her sözüne de inamak gerekecek. Eğer değiştirilmemiş ise.

Konu çok farklı yerlere gidiyor. İki toplum hatta iki cemaat bile kutsal kitapları aynı yorumlamıyor. Masonluğa giren hangi yorumu benimseyecek.

Benim anladığım inancı, yaraıcıyı açıkça sormak biraz problemli.

Sayın masonlar şuna yanıt verebilirler: Bir locadaki aynı dine inanan masonlar yaratıcıyı, Allah'ı, Tanrı'yı birebir aynı mı tanımlıyorlar?
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ekim 19, 2014, 08:33:07 ös
Yanıtla #48
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Acaba konuyu düşünebilmek adına ufkumuzu genişletmek için şöyle bir senaryo ile düşünsek; diyelim ki hiç bir dinden haberimiz yok ama sembolizm diye bir şeyin varlığını biliyoruz ve bir çok sembolden faydalanabilir bir duruma gelmişiz. Biri bize gelip adına tanrı ya da yaratıcı denen bir sembol olduğunu anlatıyor ve bunu yorumlamamızı istiyor. Bu durumda böyle bir sembole neden ihtiyaç duyulmuş olabilir, bu sembol kişiye nasıl katkılarda bulunur? Bu sembol sayesinde kişide oluşacak duygu, düşünce, izlenimler ile kişi nereden nereye doğru yol alabilme şansına sahip olur?

Bir başka deyişle, tanrı veya yaradan adında bir sembolün varlığı bir insanın zihnini nasıl ve nereye doğru açabilir? Bir insan bu sembolü verimli bir şekilde yorumlarsa yaşamında ne tür değişiklikler olabilir?

Sn.resurrected

Bu bakış açısına göre tanrıyada bir sembol rahatlıkla verilebilir anlatmak için.Sembolden devam edecek olursak bana göre;

Bir yaradan sembolümüz var orası kesin ve o sembolün adına bazıları tanrı,god,alllah,buda vs.vs. diyor.

Karahan
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ekim 19, 2014, 09:16:14 ös
Yanıtla #49
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay


Açıkça yaradan kavramına hangi anlamı yüklüyorsunuz ki masonluğa girecek kişiden bu açıklamayı bekliyorsunuz? Bu soruya yanıt verilmedi.

Bu sorunun yanıtı kitap gönderen bir Tanrı'mıdır? O zaman O'nun kitaplarına ve içindeki her sözüne de inamak gerekecek. Eğer değiştirilmemiş ise.

Eğer sorulan soru spesifik olarak "Geleneksel Masonlukta Hariciye 'Tanrı'ya inanıyor musun?' diye sorulurken, Harici bu sorudaki 'Tanrı' teriminin ne olduğunu zannederek cevap veriyor?" ise sanırım bunun cevabı açık: Evreni en baştan var eden (mevcut şeyleri toparlayıp düzene sokan değil, ilk yaratıcı olan) ve tek olan Allah.

Fakat "kitaplar" konusunu ayrı tutmak lazım. Bir harici evreni en baştan var eden tek bir Allah'a inanırken, kitapların insanlar tarafından yazıldığını da düşünebilir. Dolayısıyla Allah'a inanıp, kitaplara inanmıyor olabilir.

Sayın masonlar şuna yanıt verebilirler: Bir locadaki aynı dine inanan masonlar yaratıcıyı, Allah'ı, Tanrı'yı birebir aynı mı tanımlıyorlar?

Hem evet hem hayır... Kimileri mutlak anlamda bağlı bulunduğu dinin tarif ettiği gibi tanımlıyor olabilir (ki bu durumda bağlı bulunduğu dinin kitabına ve içinde yazanlara da mutlak inancı vardır), kimilerinin daha deist bir yaklaşımı olabilir (yukarıda söylediğim gibi tek bir Allah'a inanabilir ama kitaplara mutlak inancı yoktur), kimilerinin ise daha panteist veya vahdet-i vücut içerikli bir yaklaşımı olabilir.

Fakat bu yaklaşımlar ne olursa olsun hepsinde bir ortak nokta vardır. O da Allah'ın birliği ve tekliğidir. Maddede ve diğer kavramlarda var olduğuna inanılan Dualizm, Tanrı inancında söz konusu değildir.

Acaba Sn. ADAM'ın sorduğu sorular tam olarak bunlar mıydı?
Live long and prosper.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
10075 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2011, 08:01:58 ös
Gönderen: NOSAM33
2 Yanıt
4742 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2008, 01:43:19 ös
Gönderen: dogudan
7 Yanıt
15245 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2008, 09:18:44 ös
Gönderen: saskin
2 Yanıt
5811 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2009, 02:55:29 ös
Gönderen: ceycet
26 Yanıt
16113 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2014, 10:51:19 ös
Gönderen: blackfriairs
7 Yanıt
9738 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2012, 12:46:38 öö
Gönderen: CAMPANELLA
2 Yanıt
6217 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 01:44:08 ös
Gönderen: Maledictum
12 Yanıt
9291 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2011, 08:03:12 ös
Gönderen: Tij
14 Yanıt
8303 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 05:05:54 ös
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
7153 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2012, 06:54:15 ös
Gönderen: karahan