Yaşam şimdidir.
Yaşamak şimdide gerçekleşir.
Gerçek şimdidir.
Gerçek şimdidedir.
Geçmiş ve gelecek şimdidedir.
Şimdide yaşıyor iseniz doğru yaşıyorsunuz demektir. Sizi şimdiye getiren her şey faydalıdır.
Sizi "hiç kesintisiz şimdide tutan" ise "mükemmeldir" ve "faydaları sonsuzdur."
"Kesintisiz şimdide olma hâli" de "mükemmel olma hâli"dir. Ve "kesintisiz şimdide olma hâli", "içimizdeki ve dışımızdaki hiçbir kimsenin ve hiçbir şeyin etkisinde kalmamak" ile mümkündür. İşte bu, tam farkındalık hâlidir.
Tam farkındalık, sizi sürekli şimdide tutan yaşamınızdaki tek şeydir, tek seçenektir.
Yaşam, sizi sürekli uyararak kendinizi yanlış tanıdığınızı, tam farkındalık ile yaşamanız gerektiğini size sürekli hatırlatır. Dolayısıyla yaşam, bu uyarılarıyla sürekli şimdide olmanız ve şimdide yaşamanız gerektiğini de size hatırlatmış olur. Yaşam, ki siz ona tanrı veya başka bir isim de verebilirsiniz, uyarılarını kaza, doğal felâketler, hastalık, bunalım, sıkıntı, mutsuzluk, boşluk gibi acı verici birçok şeyle verir.
İnsanlar, geçmiş ve gelecekle hep ilgilenir durur. Bu yüzden şimdideki yaşantıları, tamamen zihinlerinde yarattıkları geçmiş ve geleceğin yönlendirmesi ve hâkimiyeti altında geçer. Zihinlerinde yarattıkları geçmiş ve geleceğin etkisinde kalmadan, tüm varlıkları ile şimdide oldukları anlar neredeyse hiç yoktur. Gerçek geçmiş ve gerçek gelecek ise zihinlerinde yarattıkları geçmiş ve gelecekten kesinlikle çok farklıdırve sonsuz ayrıntıya sâhiptir. Kimi zaman tamamen farklıdır. İnsanlar, geçmiş ve gelecekle ilgilensin ya da ilgilenmesin bedenleri hep şimdidedir. Geçmiş ve gelecek şimdidedir. Peki bu nasıl oluyor?
Geçmişin tüm kayıtlarının tam bir yansıması şimdidedir. Zihnimizdeki geçmişle ilgili hatıra ve görüntüler, geçmişin çok eksik, çoğu zaman hatalı ve yönlendirilmiş halleridir. Onlar kesinlikle geçmişin aslı ve tümü değildir.
Gelecek, şimdinin kendisidir. Zihninizdeki gelecek ise arzu, beklenti ve korkularınızın yarattığı görüntülerdir. Bu görüntüler, arzu, beklenti ve korkularla ya geleceğin çarpıtılmış ve çok hatalı hâlidir ya da gelecekte hiçbir zaman olmayacak şeylerdir. Bu nedenle onlar, geleceğin aslı ve tümü değildir.
Zamanı sâniye, dakika, saat, gün, yıl gibi şeylerle anlatırız.
Gerçekte zaman diye bir şey yoktur. Çünkü zaman bir zandır, bir kabul ediştir. Sâdece şimdi vardır. Bu nedenle onu ölçmeye yarayan sâniye, dakika, saat, gün, yıl gibi şeyler de yoktur. Onlar günlük işlerimizi ve ilişkilerimizi düzene koymamıza yarayan, bizim yarattığımız ölçülerdir. Ve hayal ürünüdürler. Gerçek değiller.
Şimdi, zamandan tamamen bağımsızdır. Bu nedenle onu sâniye ve ya sâlise gibi şeylerle ölçmeye çalışmak anlamsız ve yanlıştır.
Gün ve yıl gibi zaman ölçüleri de gerçekte var değildir. Bunu da anlatalım: Dünya gezegeni hem kendi hem de güneş etrafında döner. Kendi etrafındaki bir tam dönüşüne gün diyoruz. Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşüne de yıl diyoruz. Dikkat edin: Burada tanık olduğumuz tek gerçek, dünyanın hem kendi hem de güneş etrafında döndüğüdür. Bundan başka olan hiçbir şey yoktur. Biz bir beden olarak dünya üzerinde yaşadıklarımızı, güneşin görünüp kayboluşu ve mevsimlerin başlayıp bitişi ile sınırlayıp hafızamıza kaydederiz. Ve biz bu kayıtları günler ve yıllar olarak kabul ederiz. Bu da günlerin ve yılların var oldukları ve peş peşe sıralandıkları sanrısının zihnimizde oluşmasına sebep olur. Halbuki peş peşe sıralanan günler ve yıllar değil, yaşadıklarımızın hâtıralarıdır.