Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İyilik ve kötülük  (Okunma sayısı 2941 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 27, 2016, 01:28:40 öö
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

Sn. Risus, tespit ve analizleriniz çok yerindeyken benim dediklerim; ancak fikir beyanı olabilir. Doğruluğu ise tartışılır. Fikrimi sorduğunuz için teşekkür ederim. Çok değişik bir konu olan “düzeltici tecavüz” yani lezbiyen seçiminde olan kişiler için heteroseksüelliğe dönmesi adına yapılan tecavüz, gibi cinsel şiddetler bir faktör diğer faktör evrimsel ve Freud'a göre kalıtsaldır, hatta hastalık değildir yani hakikattır. Ancak azınlıktadır tecavüz edenler o yüzden hastalık sayılır. Şu anki toplumu rahatsız edecek bir olgu olduğundan hastalık olarak alırsak olguyu diğer bir olgu da genotipik hastalıktır (hastalık diyorum çünkü şu anki elit toplum baz alındı. İlkel toplumlar ve kabileler saf dışı bırakıldı). Genotip hastalığı derken kromozom mutasyonu demek istiyorum. Literatürde Klinefelter's syndrome diye geçer ve XYY,47 yani 47. kromozomda trizomi oluşmasıdır ki bu da şu anki insanlıkta görülmemektedir yani dediğim gibi azınlıktır o yüzden normal olarak baz alınmamaktadır tıpta. Yani aslında evrim yani mutasyon sonucu bu trizomi ortadan kalkmıştır. Yani kimi kişilerde 20'lik yaş dişinin geç çıkması gibi. Geç çıkanlar evrilmiş erken çıkanlar ise ilkel kalmıştır deniyor. Konuyu dağıtmadan diğer bir unsur da psikolojik yani penis boyutu ve ortaya çıkan kompleks ve bunu maskelemek adına yani kendini kendine kanıtlamak adına yapmasının bir sonucu. Diğer bir faktör ise eşler arasında doğan aldatma ve yalan konuları. Bunun üzerine erkekliği zedelendiğini düşünen erkek birey yine kaba kuvvete başvurmaktadır. Diğer bir faktör asosyallik. Masturbasyon yapan biri içine kapanmaya mahkumdur. Tabi ki burada normal olmayan sıklıktan bahsediyorum. Asosyal biri ya yalnız ölür ya da bunu kabullenmez çünkü insan sosyal bir varlıktır ve baskı altında kalan çaresiz biri tecavüz ve cinayet gibi suçlar işler. Konuyu fazla uzatmadan toparlarsam eğitim ve ahlak konularına daha girmeden insanlar birbirlerini kollamalı benimsemeli göz kulak olamalı kardeş olmalıdır. Ötekileştirilmek ve dışlanmak olduğu sürece ahlak ve eğitim  gibi olgular, ancak bir sınıf farkı olmaktan ileriye gidemeyecek ve bu farkı daha da çok artıracaktır. Yani elitleşmek suç oranını artıran bir olgudur. İlkel mi kalalım diyorum hayır tabi ki demiyorum. Ancak tüm insanlığı ele alacak bir ahlak benimsenmelidir. Şimdi tüm tecavüz olaylarını kapsayan bir değerlendirme yaparsam, çok açık olarak görülüyor ki insanlığın her alanında bunun gibi suçlar işleniyor ne kadar aristokrat da olsa, çevresi de olsa genetik olarak sağlıklı yani çoğunluğun sahip olduğu genetik yapıya sahip olsa da tecavüz veya cinayet gibi olaylara karışabiliyor. Saniyelik olduğu için ve tüm insanlığı o anda kontrol altına alınamadığı için önüne geçmek zor görünüyor. Eğitim, ve ahlak öğretisi bir yere kadar etkileyebilir. Tavsiye verebilseydim doğar doğmaz insanların genom haritasının çıkarılması olurdu. Bir çok tecavüz vakası kalıtsaldır ve yeni doğan çocuk boş bir tabela olarak düşünülürse ki değil ama öyle kabul edersek eğitimi genetik eğilimine göre yapılsa çok daha etkili olurdu. Bu sadece tecavüz için değil tabi ki. Değişik genetik yatkınlığına göre farklı segmentlerde eğitim kurumları geliştirilebilir. Savaşa yatırılan fonlar buralara yatırılmış olsaydı yapılabilecek bir proje olabilirdi. Saygılarımla.
Hominem te esse memento!


Ağustos 27, 2016, 01:41:29 öö
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Sayın Ömercan,

Elbette ötekileştirmek hiçbir zaman umulan sonuçları doğurmayacaktır. Ahlak ve eğitimden kastım belli kalıpta ve elit zümreyi oluşturmak değildir. Aksine bütün insanlığın kabul ettiği iyi ve kötü değerler üzerine verilen bir ahlak dersidir. Eğitimin genetik eğilime göre yapılması konusuna katılıyorum. Örneğin Darülfünun'da şu yazar; ''Biz kuşlara yüzmeyi, balıklara uçmayı öğretmeyiz.'' Cevabınız için teşekkür ederim.

Saygılarımla
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Ağustos 27, 2016, 02:58:02 öö
Yanıtla #12
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Konuşma güzel gidiyor,takip ediyorum ama araya da özür dileyerek küçük bir giriş yapmak istiyorum.

Sayın Risus'un dedigi sözle ilgili bir ânım var, aslı şöyleymiş:

"Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz…”

Osmanlı Devleti'nde okulların meşhur duvar yazısıymış, ilk defa da fizyoterapist bir arkadaşın odasında görmüştüm. 

Bir de Martin Luther'in buna meydan okurcasına bir sözü var:

"Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk."

Bu sözün de orijinali belki böyle değildir ama, madem iyilik ve kötülük üzerine konuşuluyor, biraz da "kardeşçe yaşamak" üzerinde durulabilir diye düşündüm.

Nasıl olur?





 



Ağustos 27, 2016, 06:33:24 öö
Yanıtla #13
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Evren zitlik üzerine vardır ancak.iyilik kötülük olmadan bir hictir. Kötülük iyiliğin anası dir o iyiliği doğurur.
Neyin iyi neyin de kötü olduğuna toplumsal yaşamdaki sosyolojik olgular karar verir.

Erkek kadına, kadında erkeğe muhtaçtır, birlikte müthiş bir uyum yakalarlar.Bu uyumda kötü hangisidir bilinmez.Aynı şekilde her insan içinde hem iyidir hem kötüdür, iyi olmasinada, kötü olmasinada yaşayacağı sosyolojik durum belirleyecek.

Kötüyü bilmeden iyinin hükmü verilmez.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 27, 2016, 09:17:25 öö
Yanıtla #14
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Kötü de iyi de insanın içinde... Pusula vicdandır.
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Ağustos 27, 2016, 12:29:29 ös
Yanıtla #15
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

Sn. Risus, Sn. İNSAN, Sn. Karahan, Sn. ruzber, yazıma katkılarınızdan dolayı herbirinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim. Sn.İNSAN dediğiniz gibi kardeşlik üzerinde daha çok durulmalı hatta yazımda bundan biraz olsun bahsetmiştim. Derin ve ulvi bir konu olan kardeşlik üzerine yeterince bilgimin olmaması beni bu konu üzerinde yazmayı engelledi. Bilmediğim konularda fikir yürütmektense araştırıp öğrenmeyi tama yakın bilgi edindiğimde de fikir yürütmeyi doğru bulurum. Mümkünse de siz büyüklerimden öğrenmeyi isterim. Sevgi ve saygılarımla.
« Son Düzenleme: Ağustos 27, 2016, 12:37:55 ös Gönderen: Ömercan »
Hominem te esse memento!