Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: SİYON PROTOKOLLERİ OLAYI - (EKEİR – 40)  (Okunma sayısı 5833 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 03, 2010, 12:01:23 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



İşte şimdi can alıcı bir noktaya daha geldik. Gerçi bu konuyu forumda bir başka başlık altında anlatmıştımn ama burada Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile bağlantılı olmak üzere yinelemek gereğini duyuyorum.



Antisemitistlerin “Yahudi kaynaklı” olduğunu ileri sürdüğü bu belgeler, “Siyon İleri Gelenlerinin Protokolleri” (Protocoles du Vieux de Sion) adını taşıyordu; “Siyon Protokolleri” bunun kısaltılmışıdır.

Bu belgelerin içeriğinde birtakım politik ve sosyal programlar yer alıyordu. Antisemitistler, bunların “Yahudilerin uluslararası boyutta çevirmekte olduğu dalaverelerin bir kanıtı” olduğunu iddia etmiştir. Nitekim bu belgeler, sonraları bu Yahudi karşıtlarınca hemen her yerde kendi iddialarını desteklemek amacıyla kullanılmıştır.

20. yüzyıl başlarında Siyon Protokolleri’nin 1897 yılında İsviçre’nin Basel kentinde toplanmış olan Uluslararası Yahudi Kongresi’nde derlenmiş olduğunu ileri sürenler çıkmıştır. Günümüzde ise bu iddia çökmüştür çünkü bu protokollerin özgün olarak Fransızca ve mutlaka 1884 yılından önce düzenlenmiş olduğu dil bilimsel (filolojik) yöntemlerle belirlenmiştir.

İşin ilginç yanlarından biri de, bu protokollerin daha 1884 yılında Fransa’da “Memphis-Mizraim” adını taşıyan bir locada görüldüğünün belgelenerek saptanmış olmasıdır. “Papus” adıyla da anılan Gérard Encausse o locanın üyelerindendi. 1890 yılında Masonluğa benzer (paramasonik) olarak nitelenebilen çağdaş Martinist örgütlerinden birini kurmuştur.

Çağdaş araştırıcılardan kimisi, bu protokollerin en azından bir bölümünün 1864 yılında Cenevre’de yayımlanmış olan birtakım hicivler üzerine kurulu olduğu görüşündedir. Bu hicivler, Maurice Joly adlı bir kişi tarafından, özellikle 3. Napoléon’u hedef alarak yazılmıştır. Maurice Joly’nin bir çağdaş Rozkruacı olduğu bilinmektedir. Dahası, Victor Hugo’nun da yakın dostlarından biridir.

O tarihlerde Victor Hugo’nun Prieuré de Sion’un büyük üstadı olduğu anımsanınca, bu protokoller bambaşka bir anlam kazanır.

Victor Hugo’nun, dünya çapında ünlü bir yazar olarak kalemini kullanmaktaki üstün yeteneği yadsınamaz. Dolayısıyla, bu protokollerin doğrudan onun kaleminden çıkmış olması da göz ardı edilemeyecek bir olasılıktır.

Bu protokollerin ayrıntılarına girildiğinde, çok fantastik nitelikli birtakım tasarımlar içerdikleri görülür. Öylesine ki, Yahudilere karşı herhangi bir ön yargısı olmayan tarafsız tutumlu kişiler, bunların 20. yüzyıl İngiliz yazarlardan Ian Fleming’in birçok sinema filmine konu olan “James Bond” serisi romanlarındaki SPECTRE gibi bir “varsayımsal gizli örgüt” tasarlanarak hazırlanmış olduklarını bile düşünebilir. Hatta bunların aynı dönemin ünlü bilim kurgu yazarı Jules Verne tarafından kaleme alınmış olabileceği de akla gelebilir.

Hiç kuşkusuz, Victor Hugo da yalnızca kalem kullanmaktaki becerisi bakımından değil, imgeleme yeteneği bakımından da Jules Verne’den hiç aşağı kalmaz.

Çok önemli olan nokta şudur:

Bu protokollerin 1897 tarihli Uluslararası Yahudi Kongresi’nde düzenlenmiş olduklarına ilişkin iddia baştan sona tutarsızdır.

Yahudi karşıtları bu protokollerin “Yahudilerin hain emelleri”ni gösteren belgeler olduklarını ileri sürerken, kimileri de bunun tam tersini savunur. Bunların, Yahudi karşıtlarınca, Yahudilere mal edilerek, fakat “Antisemitist propaganda” amacıyla düzenlenmiş olduklarını söylerler.

İkisi de yanlıştır. Çünkü bu belgelerin içeriğindeki bazı anlatımlar, kesinlikle Yahudilerin dinsel ilkeleri ve ulusal ülküleriyle uyuşmaz; aksine çelişki gösterir.

Bunların Yahudilerin belgeleri olduğuna, ancak Yahudi dini ve toplumunun kendine özgü ilke ve kurallarını bilmeyen, Yahudilere körü körüne karşıt olanlar kanabilir.

Siyon Protokolleri’nin aslında Yahudilik ile hiçbir ilgisi yoktur. Böyle bir bağlantı kurulması sadece “Siyonizm” teriminin “Yahudiler’in politik ülküsü” olarak tanımlanmasından ileri gelmiştir. Oysa ben bir başka başlık altında hatta belki birkaç kez Siyonizmin de aslında Yahudilik ile doğrudan ilgisi olmadığını, bunun “Prieuré de Sion’un ülküsü” olduğunu, asıl Siyonistlerin 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Yahudi örgütlerini âdeta bir maşa gibi kullanmış olduklarını, bunun sonucunda Yahudilerin politik ülküsüne de “Siyonizm” denmiş olduğunu, böylece asıl Siyonistlerin gene perde arkasında kalmayı başardıklarını anlatmıştım.




Peki bütün bunların Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile ne ilgisi var?

Çok ilgisi var. İzleyen bölümde göreceğiz.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3631 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 15, 2009, 11:01:49 öö
Gönderen: karahan
26 Yanıt
20302 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 07, 2013, 11:47:04 öö
Gönderen: Spock
0 Yanıt
8140 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 11:00:38 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4887 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2010, 10:16:41 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3159 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 31, 2010, 08:54:12 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
4324 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2010, 12:09:15 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4715 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2010, 09:18:53 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4593 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2010, 08:14:46 öö
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
12983 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2010, 06:25:01 ös
Gönderen: aashooter
0 Yanıt
2856 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 17, 2010, 08:12:22 öö
Gönderen: ADAM