Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Lucifer ve masonluk.  (Okunma sayısı 18640 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 11, 2009, 11:14:19 öö
  • Ziyaretçi

Bu konuda "bilenler" bilgilerini açabilirler mi? acaba ne manadadır? gerçekten şeytan ı mı betimler, yoksa sabah yıldızı mı? yoksa kilisenin bir pagan inancının üzerini örtme çabası mı vs vs. çok konu ve bilgi var lakin çok farklı uçlarda... üstadların bilgilerini merak ediyorum.
« Son Düzenleme: Ağustos 11, 2009, 11:17:01 öö Gönderen: mengin »


Ağustos 12, 2009, 09:14:46 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Sayın Mason olan üstadlar;

Dün yine internet de araştırmalarım ve ardın dan nerden denk geldi isem :( Kenneth Anger - Lucifer Rising (1973) filmini izledikden sonra (benzer sembolzm vb. den de dolayı)  hepten aklım karıştı ve ister istemez olumsuz yönde aklımda bazı soru işaretleri oluşdu.Cahiliyetim varsa affola lakin sorularımın cevaplanmasını umuyorum. "lucifer tam manası ile neyi temsil eder(şeytan, venüs vb. veya bilmediğim ne iste)" ülkemizde de mevcut tek rit in önemli düzenleyicisi Albert Pike aşağıda ki dizeler le ne yi anlatmıstır?". açıklama imkanınızı olursa çok sevinirim veya aklımda ki olumsuz yönde ortaya çıkan soruların cevaplarını okuyabileceğim(sonucu "bana" göre olumlu veya olmsuz da olsa) bir mason açısından yazı-kitap önerebilirseniz(türkçe) çok mutlu olurum. Cevabınızın, benim için önemli olduğunu bildirir.

saygılar dilerim.

söz konusu dizeler;

"LUCIFER, the Light-bearer! Strange
and mysterious name to give to the
Spirit of Darknesss! Lucifer, the Son
     of the Morning! Is it he who
    bears the Light, and with its
splendors intolerable blinds feeble,"
 sensual or selfish Souls ? Doubt it
                 not!"

Albert Pike
« Son Düzenleme: Ağustos 12, 2009, 09:24:07 öö Gönderen: mengin »


Ağustos 12, 2009, 01:03:16 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Merhaba

Sayın doğudan nikli üye
Lucifer ve şeytan bağlantısını din ler açısından anlatmıştır.Lucifer bu açıdan şeytandır.
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=4679.0;highlight=lucifer

Sayın MASON bir yazısında
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=320.0;highlight=lucifer
Piramitin boş olan tamamlanmamış kısmının Lucifer i, Antichrist i temsil ettiğini söyler.
Tepedeki herşeyi gören göz -horusun gözüdür,  İsrailin sahte mesihi olarak enkarne olacaktır diyor.

aynı anda
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=178.0;highlight=lucifer
bizim şeytanla alakamız yoktur da deniyor. Biz bütün masonlar şizofrenmiyiz de şeytana değer verelim
anlamında bir cümle kurmuş.

Halbuki şu iki ünlü üstad mason;
Aleister Crowley (O.T.O) (Ataturk Crowley in babası, Magick büyü ustası,  hermetik Altın şafak cemiyeti kurucusu, incilden geçen 666 beast deccal antichrist
benim  diyen, Osiris çağı bitti , Horus çağı başladı diyen, "şeytan çağırma rituelleri" geliştiren, kabala üstadı bir  eleman 33. derece mason locası
üstadı, bir yaratıcıya muhakkak ki inanıyor :D )
http://tr.wikipedia.org/wiki/Aleister_Crowley
http://www.hermetics.org/Crowley.html

ve Albert Pike a baktığımızda (iskoç riti kurucusu)

Lucifer e çok büyük önem veriyorlar.

Ve

bakış açılarından insanlığın deneyimlerden bilgi edindiğine kanaat edildiğini görüyoruz.

Hatalardan ders alarak ilerleyen Işığın çocukları, ışık işçileri, sahte mesih enkarne horusun kardeşleri.
Hata yaparak doğruyu öğrenme mottosu..
Anladığım inanç şu şekilde; Tekamül lucifer sayesindedir.
Hata yaptırtan da ışığın kaynağıdır.
İnsanlar onun sayesinde, hata yaparak,  ışığa bilgiye doğruya ulaşır sonucuna ulaşabilirsiniz.
Lucifer, ışık saçan. ....

Melekler ve Şeytanlardan
Kilise lucifer şeytanı simgeliyor iddiasında bulunur. Kardeşlik te hayır latin literatur anlamıyla ışığı getiren, illuminator (aydınlatıcı) anlamındadır der.
Bu konuda Harun Y. nın açıklamalarıda vardır http://us2.harunyahya.com/Detail/T/7EZU2FZ0164/productId/16009/DECCALI_SISTEM_OLAN_MASONLUK,_ALLAH_I_INKAR_EDER__VE_SEYTANA_TAPAR

Ayrıca 'Lucifer rising'  ile aynı yönde filmler (crowley tarzı)

1926 The Magician
Night of the Demon
Devil Rides Out
The Decoder
İnvocation of Demon Brother (Kenneth Anger)
Pleasure Dome (Kenneth Anger)

Sevgilerimle



Ağustos 12, 2009, 01:11:21 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Odin

İletinizi iki kere okudum inanırmısın neyi anlattığınızı, neyi savunduğunuzu ve ne seöylemek istediğinizi anlayamadım. Konuyu biraz açarmısın. Şimdiden teşekkürler.
« Son Düzenleme: Ağustos 12, 2009, 01:14:46 ös Gönderen: M.Akyol »


Ağustos 16, 2009, 08:47:47 ös
Yanıtla #4

Alıntı
Hatalardan ders alarak ilerleyen Işığın çocukları, ışık işçileri, sahte mesih enkarne horusun kardeşleri.
Hata yaparak doğruyu öğrenme mottosu..
Anladığım inanç şu şekilde; Tekamül lucifer sayesindedir.
Hata yaptırtan da ışığın kaynağıdır.
İnsanlar onun sayesinde, hata yaparak,  ışığa bilgiye doğruya ulaşır sonucuna ulaşabilirsiniz.
Lucifer, ışık saçan. ....

Bu bir çok açıdan Diyalektik mantığa benziyor. Tez-Antitez- Sentez ile.

Bir de komplo kurayım; acaba kadim diyalektikçi görüşe, bu mit ilham veriyor olabilir mi? Marks'ın antik Yunan düşüncesiyle çok ilgilendiğini biliyoruz. Burada da evrim (gerek insanın, gerek toplumsal evrim'in) büyük rolü vardı.

Burada bir varsayım da var.

Şöyle ki; tekamül vardır, ve tekamül gelişime neden olur. Peki acaba her evrim bir gelişimle mi sonuçlanır? Bu zıtlık, dünyaya ayrıca bir çok kötülük yaşatacak süreçleri de tetiklemez mi? Genel geçer, evrensel doğrular hiç mi yoktur? Gelecek olan "ışık" nasıl bir şeydir? Neye yarar? Tam olarak insanlık bundan nasıl faydalanacaktır? Bu sorulara verilecek yanıt kesin değilse, konunun iyi bilinmediğini göstermez mi? Konu iyi bilinmiyorsa, sonucun iyi olacağı nasıl biliniyor? Albert Pike, neye dayanarak bu miti bu kadar önemsemiş mesela? Benim tek gördüğüm, diyalektik mantıkla yola koyulan Marksistlerin, yıllardır dünyayı ve insan hayatını tehtid ettiği, sürekli bir karışıklığa neden olduğudur. Bunun gibi üst metafizik felsefeler ve inançlar yerine, insanları iyiye yöneltecek etik felsefesine neden bu kadar önem verilmiyor? Sürekli siyaset felsefeleri üzerinden düşünülüyor? Bu, insanların özünde iyi olmadıkları, ancak devlet kontrolüyle "ışığı" bulacakları anlamına mı geliyor?

Hazır yeri gelmişken, bilen biri varsa ona da sorayım, Albert Pike'in 3 dünya savaşı ile ilgili söz konusu mektubu nihayetinde neyi amaçlıyor?

Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 24, 2010, 10:49:22 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

İmanlı kişi için Lucifer de Gabriel ve diğerleri de aslında Yaratan'ın yansımalarıdırlar. Eğer biraz okur ve çalışırsa bilir ki,  hepsi Yaratan'a hizmet eder. Bu açıdan örn;  Kuran'da süleyman'a hizmet için verilen şeytanlardan bahseder (http://www.ilmimercek.net/?Pg=Detail&Number=7283 ), Maji konusuna el atanlar  (Crowley..vs dahil)  ister istemez  şeytandan da faydalanır hatta onların arasında -faydalarından ötürü- iblise methiye düzenler de vardır. Ancak şu unutulmamalıdır ki Yaratan'a inanmadan "bu işler asla olmaz".  Sorunuz  hakkında ise:

"Yeryüzü her türlü yaşam türü barındıran bir yerdir. Okyanusların karanlık diplerinden karlı dağlara dek çeşit çeşit yaşam türleri barındırır. Durum böyleyken, elbette maddenin daha narin bir formu olan astral maddeden oluşmuş ve mekan olarak yer yüzeyinden çok daha geniş yaşam alanları içeren astral alemin kendine has yaşam türleri vardır. Bu madde fizik aleme nazaran irade ve düşünce tarafından daha kolay şekil aldığına göre, yaşam türleri de daha zeki olacaktır.

Özellikle Orta Çağ majisyenin popüler bir uygulaması bedensiz varlıkları çağırmak ve belirli görev yüklemekti. Buna evokasyon denilir. Bu varlıklar ileriki bölümlerde açıklayacağımız "Süleyman'ın Anahtarı"  kitabından "Karanlığın Hayvanları" diye söz edilir. Genelde demon, ifrit veya cin olarak adı geçen ve görünümleri ürkütücü olan bu varlıkları, majisyenler görüntülerini göze hoş şekillere bürünmelerini tembih ederler. Dr. Israil Regardie gibi bazı modern majisyenler bunların majisyenin bilinçaltı komplekslerinin projeksiyonu olduğunu ve bu komplekslerin çözülmesi gerektiğini anlatırlar, ancak bu tanım bütün majisyenler tarafından kabul edilmez ve onların objektif birer varlık olduklarını savunanlar da vardır.

Korkunç şekillere bürünmek varlıkların bir nevi korunma mekanizmaları olabilir. Tibet panteonda, inisyasyon riltüellerinde ve majisinde buna yönelik bazı imalar vardır. Buna benzer bir zihniyetle Amerika'da "Cehennem Melekleri" gibi motosiklet çeteleri de kurukafa, svastika, şeytan gibi sembolleri kullanırlar, sanki "bana dalaşma ben tehlikeliyim" der gibi. Demonik varlıklar her haliyle alt seviye varlıkları oldukları belli oluyor. Modern uygulamalarda genelde bunlardan uzak durulur. Ancak ruhsal açıdan gelişmiş, psişik dengeye sahip ve deneyimli bir majisyen bunlarla yüz yüze gelmeye cesaret edebilir. O derecede biri de genelde bu tür çalışmaları aşmıştır. Oysa Orta Çağ majisyeni bu tür çalışmalara yatkın olduğu elimize geçen "grimoire"lardan belli oluyor. Modern Okült anlayışına göre demonik varlıklar alt astral dediğimiz bir bölgede bulunurlar. Alt astral her türlü nefsi duyguların, saldırganlığın yoğunlaştığı bir bölgedir.

Astral madde içinde bulunduğumuz fizik madde ortamından daha seyyal ve o ortamda enerji ve madde arasındaki fark daha azdır. Dünyamızın astral tabakaları fizik aleme kıyasla daha çok farklılıklara tabidir. Bizim anlayışımıza göre cehennem tabakaları olarak idrak edebileceğimiz yerler olduğu gibi, hayal edemeyeceğimiz güzellik ve aydınlıkta yerler de vardır. Ölüm sonrası girilen ve spiritüalistlerin spatyum dedikleri yer de vardır. Swedenburg'e göre ölümden sonra insanlar ruhsal titreşimlerine uygun yerlere giderler. Astralın daha karanlık yerlerine giren kişiler oraya mahkum edildiklerinden değil, kendi gönüllerinden oralara çekildiklerinden ve o ortama daha rahat intibak ettiklerinden dolayı girerler. Yüksek tabakalardaki ruhsal ışık onları rahatsız eder, kendileri gibi loş, pis ve karanlık yerlerden hoşlanan varlıklar ile birlikte olmayı tercih ederler..."

http://www.hermetics.org/maji.html  


Konu için ayrıca -bir Hp Lovecraft karakteri olarak geçse de- iblislerden biri hakkında değişik ancak hoş bir şarkı:

Azathoth

Mindless demon ruling in absolute chaos
Human minds cannot believe
Black charred brain forms circling deep in the darkness
Bright red trails of pain

Azathoth the mightly, centre of confusion
Ruler of the dead beneath a sea of cloud

Evil blind things ruling in absolute darkness
Fighting forever

Weeping, gnashing, falling in utter confusion
Fire and chaos thrive

« Son Düzenleme: Kasım 24, 2010, 11:02:39 öö Gönderen: Texan »
Çöl Bilgesi


Aralık 10, 2010, 11:52:43 öö
Yanıtla #6

Biraz eski bir başlık ancak Masonluk karşıtı bir konuşma yapıldığı zaman ilk hatırlanan kelime Lucifer olduğu için paylaşıma katkı yapmak istedim. Baştan başlarsak;

Pike'tan yapılan alıntı bir şiir değil Morals and Dogma kitabının 321. sayfasında yer alan bir cümledir. (1916 baskısı). Türkçe anlamı yaklaşık şöyledir :

LUCIFER, Işığı Taşıyan! Karanlığın Ruhu’na vermek için tuhaf ve gizemli bir isim. Lucifer, Seher’in Oğlu! Işığı, onunla birlikte ihtişamını, dayanılmaz göz kamaştırıcılığını ve zayıf, zevk düşkünü, veya bencil Ruhlarını taşıyan ‘O’ değil mi? Hiç şüpheniz olmasın! (Tercüme bana aittir, hatam varsa affola). Burada Lucifere övgü yoktur. Şeytana Işık Taşıyan gibi bir isim verilesinin yarattığı çelişki dile getirilmektedir.

Sn Odin'in yazdıklarında bazı düzeltmeler yapmak gerekiyor:

1) Albert Pike Skoç Riti'nin kurucusu değildir. Sadece 1858-1891 yılları arasında ABD Güney Juridiksiyonu Hakim Büyük Amirliği görevini yürütmüştür. Bunun ötesinde hakkında kullanılabilecek unvan sadece saygın bir araştırmacı ve yazar olduğudur.

2) Kendisi Mason olduğunu iddia etse de, Aleister Crowley hiçbir zaman muntazam bir Mason teşkilatına üye olmamıştır. Kendilerine Mason diyen bazı kuruluşlara üye olduğu doğrudur ama, bu kuruluşların hiçbirisi İngiltere Büyük Locası ve diğer muntazam Büyük Localar tarafından tanınmamaktadır. Kendi iddialarında yer alan üyelikleri şunlardır:

-Meksika, Don Jesus Medina Skoç Riti, 33°.
-17 Aralık 1904’te Paris Grande Loge Nationale Francaise tarafından 1899 yılında kurulan No. 343 Anglo-Saxon  Locası, 3°
-'Cerneau' Skoç Riti, 33°
-Memphis/Misraim Riti, 90°/95°.

Ayrıca Eliphas Levi'nin reenkarnasyonu olduğunu iddia eder. Levi, her tarafta görebileceğiniz şeytani Baphomet çizimini yaratan insandır. Oğluna Atatürk ismi verdiği de rivayetten öteye gitmez. Çünkü oğul Crowley hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Birkaç cümle de Lucifer kelimesinin kökenleri hakkında söylemek isterim.

“Lucifer” Romalıların Venüs gezegeni için kullandığı Latince kökenli bir kelimedir. Gezegen güneşin batısında olduğu zamanlar, sabahları güneş doğmadan hemen önce göründüğü için sabahyıldızı olarak isimlendirilmiştir. 19. ve 20. yüzyıl okültistleri Astarte, Ashtoreth, Lilith, Isis, Cemeramis, Mari ve Ishtar gibi tanrıçaları da Venüs’le eşleştirmişlerse de, kültürel bağları tarihi anlamda kesin değildir. Günahkarların cezalandırıldığı yeraltı dünyasını yöneten şeytani bir gücün Kutsal Kitaplara girmesi, sürgün döneminde Judaism’in Mazdaizm’den etkilenerek melek fikrini benimsemesi, ve sonrasında Hristiyanlığın bu kavramı taklit etmesi ile olmuştur. Lucifer kelimesinin dini terminolojiye nasıl girdiğini anlamak için Eski ve Yeni Ahitler incelendiği zaman ise, kelimenin sadece “bir” yerde geçtiği görülür.

“How art thou fallen from heaven, O Lucifer, son of the morning! how art thou cut down to the ground, which didst weaken the nations! - Ey Lucifer, seherin oğlu, Göklerden nasıl da düştün! Ey ulusları ezip geçen, Nasıl da yere yıkıldın!”

Yeşeya (Isiah) 14:12’de geçen bu kelimenin kökeni İbranice bir deyimdir. "HeYLeL BeN-ShaCHaR." Bu kelime “sabahın/şafağın parlak oğlu”, “parlak sabah yıldızı”, “alevli sabah yıldızı” veya “şafağın parıltılı oğlu” anlamına gelmektedir. Kelime Septuagint’te “Phosphorus” (sabah yıldızı olarak Venüs anlamına gelen Yunanca kelime) olarak tercüme edilmiş, daha sonra Vulgate’de “Lucifer” halini almıştır. Yaşeya 14 bütün olarak ele alındığı zaman, burada anlatılanın Babil Krallarına, özellikle de yaşamı boyunca İsrailoğullarını katlettiği bilinen Tiglath-Pileser III’e yapılan bir uyarı olduğu anlaşılabilmektedir. Kitabı Mukaddesin yeni baskılarında Lucifer kelimesi yer almamaktadır.

Saygılarımla.

Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Şubat 27, 2013, 01:50:46 ös
Yanıtla #7
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Uzun zamandır mesaj yazılmayan bu konu başlığını canlandırdığım için umarım kızmazsınız ama bu forumdaki ilk mesajım ve bu konuda okuduğum bazı bilgileri paylaşmaktan kendimi alamadım. İnternette rastladığım şöyle bir görüş ve mantık silsilesi var:

1. Lucifer İngilizce bir kelime değil Latince bir kelimedir.

2. İncil ise en başta Latin dilinde değil İbranice olarak, hatta daha da önce Septuagint dilinde yazılmıştır, daha sonradan Latinceye tercüme edilmiştir.

3. MS 382 yılında Papa Damascus, Jerome adlı bir bilgine İncil'in ortalıkta dolaşan Latince versiyonunu revize etme görevi verir.

4. Jerome, İncil'i tekrar Latinceye tercüme ederken direk olarak İbranice ve Septuagint dilinde yazılmış olan versiyonları kullanır.

5. Jerome MS 405 yılında tercümeyi tamamlar ve ortaya bugün Latin Vulgate İncili olarak bilinen versiyon çıkar.

6. Bu versiyonun orijinal metinlerin tam bir tercümesi olduğu tartışmalıdır, daha çok içerisine yorum katılmış bir tercüme olduğu düşünülmektedir. Lakin binlerce yıl boyunca Latin Vulgate İncili rakipsiz kalmıştır.

7. Jerome, Isaiah 14:12 ayetinin Şeytan (Satan) hakkında olduğunu doğru olarak anlamış olmasına rağmen, orijinal metinlerde Şeytan'ı tanımlamak için kullanılan İbranice "Heylel" kelimesini Latinceye "Lucifer" olarak tercüme eder. Bu yanlış bir tercümedir!

8. Oysa Lucifer kelimesi 2 farklı Latince kelimeden gelmektedir: Lux (=ışık) + ferous (=getirmek/taşımak). Yani aslında "Lucifer" kelimesi Latincede "Işık getiren" veya "Işık taşıyan" anlamına gelmektedir. Fakat bu kelimenin orijinal metinlerde Şeytan'ı tanımlamak için kullanılan "Heylel" kelimesi ile yakından uzaktan alakası yoktur.

9. Sonrasında Avrupa'da tek kullanılan İncil versiyonu Latin Vulgate İncili olduğu için, Şeytan Lucifer olarak anılmaya başlanmıştır.

10. Daha da ilginci, sonradan İncil'in İngilizceye tercüme edilmesine sıra geldiğinde, tercümeyi yapan kişiler, Şeytan'ı orijinal metinlerdeki "heylel" kelimesi ile anmaktansa, zaten popüler olarak kafalara yerleşmiş olan ve en başta Jerome tarafından doğru olarak tercüme edildiğini sandıkları Lucifer kelimesini kullanmayı tercih etmişler, böylece Lucifer kelimesi İngilizce versiyonda da Şeytan'ı tanımlayan bir nitelik kazanmıştır.

11. Şimdi gelelim asıl ilginç noktaya... Lucifer kelimesi İngilizce İncil'de sadece tek bir yerde geçerken, Latin Vulgate versiyonda iki ayrı yerde geçmektedir. Jerome tabi ki bu durumun farkındaydı ve işte bu nedenle Isaiah 14:12'ne kendi yorumunun ürünü olan Lucifer kelimesini katması, yaptığı tercümeyi daha da şaibeli hale getirmekte, hatta bunu kasıtlı olarak yaptığı izlenimini yaratmaktadır.

12. Latince ve İngilizce versiyonlarda; 2 Peter 1:19 şöyle der: "...günün şafağa ermesine kadar ve gün yıldızı kalplerinizde ortaya çıkana kadar" (until the day dawn and the day star arise in your hearts). Bu da yanlış bir tercümedir. İki kelimeden oluşan "day star=gün yıldızı veya gündüz yıldızı" ibaresi, Yunancadaki tek bir kelimenin tercümesidir, o kelime de "phosphoros"tur. Phosphoros kelimesi de yine Yunan kökenli iki ayrı kelimeden türemiştir; Phos (=light=ışık) + phero (=to bear or carry=taşımak). Bir başka ifadeyle Yunancadaki "phosphoros" kelimesi, "Işık taşıyan" veya "Işık getiren" anlamına gelmektedir.

Hem Yunanca hem de Latince bilen bir kişi, Yunancadaki "Phosphoros" kelimesinin Latincedeki "Lucifer" kelimesiyle tıpatıp aynı anlama geldiğini doğrulayacaktır. Latincedeki "Lucifer", Yunancadaki "Phosphoros" kelimesinin kusursuz bir tercümesidir.

13. 2 Peter 1:19 ayetinin İsa hakkında yazıldığı tartışılamaz bir gerçek iken, hem Jerome hem de İngilizceye tercüme yapanlar neden Lucifer'ın anlamını saptırmışlardır? Aslında bu ayet Hazreti İsa'yı "Phosphoros=Lucifer=Işık-getiren" olarak tanımlamaktadır fakat İngilizce tercümeyi yapanlar, İsa için Lucifer kelimesini kullanmaktansa "day star=gündüz yıldızı" ibaresini kullanmayı seçmişlerdir. Halbuki "Phosphoros" kelimesinin ne "gündüz" ne de "yıldız" kelimeleriyle alakası yoktur. Tercümanlar Revelation 2:28 ve Revelation 22:16 ayetlerinde İsa'yı tanımlamak için kullanılan "morning star=sabah yıldızı" kelimesinin etkisinde kalmışlar ve buradan hareketle 2 Peter 1:19 ayetinde hiç yoktan "day star=gündüz yıldızı" ibaresini uydurmuşlardır ki bu yanlıştır, doğrusu Lucifer olmalıdır. Phosphoros'un "day star=gündüz yıldızı" şeklinde tercüme edilmesi dürüst olmayan bir ifade tarzıdır.

14. Jerome'ye dönecek olursak; Isaiah 14:12 ayetinde orijinal metinlerde "Heylel" olarak geçen Şeytan (Satan)'ı yanlış bir biçimde "Lucifer" (dikkat edin baş harf büyük) olarak adlandırdığını daha önce söylemiştik. Diğer yandan Jerome aslında İsa'yı tanımlayan "Phosphoros" kelimesini de doğru bir şekilde Latinceye "lucifer" (dikkat bu sefer baş harf küçük) olarak tercüme etmiştir.

Yani aslında kendisi de İsa'nın Lucifer (ışık getiren) olarak tanımlandığının farkındadır. Buna rağmen Latince versiyonda İsa’yı tanımlamak için baş harfi küçük lucifer, Şeytan’ı tanımlamak için de baş harfi büyük Lucifer kelimelerini kullanarak tuhaf bir tutum sergiler. Bu kelimenin Latin Vulgate versiyonda iki ayrı yerde geçmesinin sebebi işte budur, birisi İsa’yı diğeri Şeytan’ı tanımlamaktadır. Fakat İngilizceye tercüme sırasında Şeytan’ı tanımlamak için kullanılan Lucifer kelimesi olduğu gibi korunurken, İsa’yı tanımlamak için kullanılan lucifer kelimesi “day star=gündüz yıldızı” ibaresi ile değiştirilmiş, böylece geriye sadece tek bir Lucifer kalmıştır ki o da Şeytan’ı tanımlamaktadır.

Uzun lafın kısası orijinal İbranice ve Septuagint dilindeki metinlerde Lucifer kelimesi aslen İsa için kullanılmıştır ve Şeytan ile herhangi bir alakası yoktur. Ne var ki bilinçli/bilinçsiz tercüme hataları ve yorumlar ile günümüze tam tersi bir durum yansımıştır.
Live long and prosper.


Mart 31, 2013, 01:17:21 ös
Yanıtla #8
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Spock çok güzel, bir paylaşımda bulunmuşsunuz.

Neden ? Kızılsın ki !

Bu tür araştırma ve paylaşımlarınızın devamını dilerim.




Saygılarımla
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
7452 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2007, 03:52:13 öö
Gönderen: nietzsche
7 Yanıt
10180 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2007, 12:57:53 öö
Gönderen: paragon
7 Yanıt
12713 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2007, 06:57:09 ös
Gönderen: paragon
43 Yanıt
24142 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 21, 2012, 01:20:01 ös
Gönderen: Trismegistus
Masonluk degerleri

Başlatan Siempre « 1 2 » Turkiye`de Masonluk

17 Yanıt
17064 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2014, 08:01:18 ös
Gönderen: ozgurppp
8 Yanıt
18460 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2016, 06:51:04 ös
Gönderen: Tesla
1 Yanıt
9725 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2008, 02:54:49 ös
Gönderen: Isis
Lucifer

Başlatan dogudan « 1 2 3 4 » Inanc Uzerine

32 Yanıt
27699 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2014, 11:54:23 ös
Gönderen: peacewings
MASONLUK VE GUL

Başlatan bilmeliyimgalilei Evrensel Masonluk

2 Yanıt
9143 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2008, 01:22:06 ös
Gönderen: bilmeliyimgalilei
0 Yanıt
4565 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2011, 12:19:33 ös
Gönderen: Maledictum