Sayın Spock bu başlık altında uzun bir yazı yazmış, akıllıca ve nazikçe sorular sormuştu.
Sayın Asimov bu soruların yanıtlarının Forum’un belli bir linkinde yer aldığına işaret etti. Bunun üzerine Sayın Spock da yanıtlarını almış olduğunu belirtti.
Burada bilinmesi gereken bir evrensel masonik kural var kimilerinin göz ardı ettiği ya da pek dikkat etmediği için gözden kaçırdığı:
“En az üçü üstat derecesinde olan yedi mason bir araya gelip yeni bir loca kurabilir. Bir locada en az üçü üstat derecesinde olan yedi mason varsa, o loca düzenlidir.”
Bu bir geleneksel ve evrensel kural ama bu kural, diğer locaları, bu şekilde kurulmuş olan bir yeni locayı “düzenli” (muntazam) olarak tanımak bakımından zorunlu kılmaz. Her birinin bu bağlamda kendi öngördüğü koşullar bulunabilir.
Bir diğer evrensel ve geleneksel kuralla devam edelim…
“En az üç düzenli loca bir araya geldiğinde, yeni bir büyük loca (ya da büyük doğu) kurabilir. Böyle kurulan bir büyük loca, yönetimi altında en az üç düzenli loca bulundukça düzenini korur.”
İşte bu geleneksel ve evrensel kurala karşın diğer büyük localar (obediyanslar), bu büyük locayı “düzenli” (muntazam) olarak tanımayabilir; onunla masonik iletişim kurmayabilir. Bu bağlamda kendi öngördükleri koşullar olabilir. Her birinin öngördüğü bu koşullar birbirinden farklı olabilir.
Bir diğer deyişle, birisi «Ben onu tanımıyorum.» deyince beriki «Ben de onu tanımıyorum.» diyebilir.
Burada bilinmesi gereken şu: Bu tanımamak ya da tanışmamak, sadece ritüelik konuları ötekilerle paylaşmamak değildir. (O ritüelik konular yazılı olarak zaten her yerde kolayca bulunuyor.)
Bu tanımamak ya da tanışmamak, herhangi bir yerde buluşup, kardeşçe selamlaşmak, hatta sarılıp kucaklaşmak ve birçok konuyu görüşüp paylaşmak, kardeşliği birlikte yaşamak olayını dışlamaz. Zaten bu yüzyıllardır birçok yerde olmuştur; Türkiye’de de yıllardır olmaktadır. Hele son yıllarda daha çok olmaktadır. (Gereksinme arttığı için mi acaba?)
Masonlukta tanımamak ya da tanışmamak, dolayısıyla masonik ilişki kurmamak öyle diplomasi alanında olduğu gibi değil; "birbirlerinin mabette düzenlenen loca ya da büyük loca toplantısına katılmamak" anlamındadır.
Kimi localar ve büyük localar bu bağlamda çok titizdir; kimisi bu konuda rastlantısal ya da tek kerelik durumları umursamaz; bunları istisnadan sayıp kuralı bozmaz olarak nitelendirir.
Bu arada şunu da hatırlatmak isterim: Başka mason kuruluşlarıyla düzenli ilişkiler kurmak ya kurmamak tutumu sadece o muntazam denilen mason örgütlerine özgü değil. Muntazam derken ne demek isteniyor? Anglosakson mu? Hiçbir şekilde Anglosakson olmayanlar da kendi “düzen” anlayışları çerçevesinde düzensiz mason kuruluşlarıyla ilişki kurmaz. Bu bağlamda ÖMBL adlı oberdiyansın da Anglosakson olmadığı halde ilişki kurmaktan kesinlikle kaçındığı hatta sakındığı mason kuruluşları var. (Bu konuda fazla söz etmek istemem. Herkes haddini bilmeli.)
Konu dışına mı çıktık?
Hayır.
ÖMBL nasıl kurulmuştur?
Daha önce Forum’un başka yerlerinde anlatıldı ama belki bazı ayrıntılar verilmemişti. Üzerinde durmak istediğim o ayrıntılar ki, bu konuları bilmeyenler, bilmeden boşuna görüş üretmesin…
Bugün Özgür Masonlar Büyük Locası olarak anılan obediyans 1966 yılında Türkiye Büyük Mason Mahfili adı altında kurulmuştur.
Bu kuruluşa, 7 loca katılmıştır. Bu localardan ikisi daha önce HKEMBL çatısı altında yer almış, birisi yıllardan beri çalışmakta olan bir locadır; diğeri iki yıl önce kurulmuş ama büyük locada olaylar çıkması nedenriyle katılım işlemi gerçekleştirilememiş bir locadır. Diğer beş locayı ise HKEMBL çatısı altındaki çeşitli locaların üyesi olan ama localarından ayrılan düzenli masonlar kurmuştur. (Gerçi HKEMBL o masonları sonradan ihraç etmiş ve böylece düzensiz ilan etmiştir ama çok geç. Onu yapabilseydi, daha önce yapması gerekirdi. Daha önce yapması için de gerekçe yoktu.)
Bundan sonraki yıllar içinde HKEMBL’ndan ayrılan ve yeri kurulan obediyansa geçen ya da yeni kurulan obediyansta yer almakta iken HKEMBL’na dönen masonlar olmuştur. Hatta bir ara yeni obediyanstan ayrılan kimi yeni masonlar topluca HKEMBL’na geçmiştir. Bu transferler günümüzde bile tek tük sürmektedir.
Bugün ÖMBL olarak anılan obediyans, kuruluşundan sonra yaklaşık 10 yıl boyunca daha önce kullanılmakta ola ritüelleri, virgülünü bile değiştirmeksizin aynen uygulamıştır. (Üzerinde tarihi olan basılı ritüeller vardır.) HKEMBL ise, 1970 yılında İngiltere Birleşik Büyük Locası tarafından tanınmayı başarınca, ritüellerini bu yeni tanışıklık olgusuna uyarak değiştirmiştir. (Aslında daha önce değiştirmiştir, tanınmayı sağlamak için ama asıl geçerli tarih 1970’tir. Bir de HKEMBL’nın çok muntazam diğerlerinin çok gayri muntazam olduğunu ileri sürenlere, bir türlü başarılamayan şu “tanınma” olgusunun nasıl olup da gerçekleştiğini anlatmalı.)
Aslında bütün bunlar masonların kendi iç işleri… Bu Forumun üyelerinin bizi bunlarla niçin yorduklarını anlayabilmiş değilim. Bakın masonlar hiç söze karışıyor mu?... Sayın Gnothi birkaç akıllıca/masonca tümce yazdı ama diğerlerinden ses seda çıkmıyor. Neden?...Bence «Bizim iç işlerimize karışmayın.» diye düşünüyorlar. Fakat bir üyemiz, örneğin Sayın NOSAM33, Sayın MASON’un bundan 6 yıl önce yazmış olduğu bir tümceyi getiriyor gündeme. Hani o 6 yıl içinde çok şey değişir ama Sayın MASON’un dedikleri de sadece kendisini bağlar. Kusura bakmasın ama Sayın MASON sadece kendi adına bir beyanda bulunabilir; Türkiye’deki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası adına konuşamaz; onu sadece En Muhterem Büyük Üstat yapabilir; nitekim yapmıştır da… Bu bağlamda HKEBL’nın resmi yayın organı Mimar Sinan’da yazmış olduklarını, bundan bir süre önce yanlış anımsamıyorsam Sayın enelsır aktarmıştı.
Bitirmeden, kendisine çok saygı duyduğum Sayın Gnothi’nin, Özgür Masonlar Büyük Locası’nın kimi üyeleri için dediklerine ilişkin hafiften bir eleştiride bulunayım…
Şöyle ki; o masonların bu gibi sözleri durup dururken söylediklerini hiç sanmıyorum. Bunun örnekleri Batı ülkelerinde de görülmüş. İngiltere Birleşik Büyük Locası, Fransa’daki büyük locaları “klandesten” (gizli ve kötü niyetli) olarak ilan etmiş. Karşılığında Fransa’daki büyük localar da İngiltere Birleşik Büyük Locası ile onun doğrultusunda olanları “dogmatik” olmakla suçlamış hatta bundan sonra bir de kendileri için “adogmatik” diye bir sıfat üretmişler. Diyeceğim o ki, bu işler öyle tek taraflı olmuyor; birisi ötekini kışkırtıyor; sonra ötekisi tepki gösterince onu suçluyor. Tıpkı çocukların itişip kakışmaları ve sonra “İlk o başlattı.” “Hayır asıl o başlattı.” diye kendini savunmaya girişmeleri, oysa önceden birinin “Benim babam senin babanı döver.” sözünü etmiş olması gibi…
Masonlar da ara sıra böyle işler yapıyor. Onları hoşgörmeliyiz.