Şimdi ben size yaşanmış bir hikaye anlatacağım. Bu anlatacağım hikayede en ufak bir abartı yok bilakis yanlış anlamalara sebebiyet verilmemesi için biraz makaslama vardır ve anlatılanların tamamı gerçektir.
Adamın biri devlet memurudur.Memuriyeti gereği bir şubede personel müdürü olarak görev yapmaktadır. Bu adamın işsiz güçsüz ve sabahtan yatıncaya kadar şarap (parası olmadığından başka içki alamaz ve şarabın da en kalitesizini) içmektedir. Kayınbirader her gece evde eşi ve çocukları ile kavga edip yaşlı annesine de binbir hakaretler yağdırmaktadır. Neyse Adam bu kayınbiraderini başka bir memuriyette aynı görevi yapan arkadaşına rica minnet devlet memuru olarak işe sokar. Ne var ki kayınbirader içkiden vazgeçmez. Gene ailede büyük huzursuzluklar vardır. Adam bu sefer kendi kurumunda hizmetli sınıfından olmak üzere kayınbiraderin karısını da memuriyete yerleştirir. Artık eve çift maaş girmesinden dolayı kayındirader şaraptan rakıya terfi eder. Bu arada kayınbiraderin kızı liseyi bitirmiştir. Aile bu kızın da bir işe yerleştirilmesini ister, karısı ve kayınvalidesi adam üzerinde gerekli baskıyı da oluştururlar, adam çaresiz, huzuru bozulmasın diye liseyi bitiren kayınbiraderin kızını da memeriyete yerleştirir. Artık aile iyice rafaha kavuşmuştur. Fakat bu defa da kayınbiraderin karısının kardeşi askerden gelmiştir, işsiz ve parasızdır. Kayınbirader ve eşi bu sefer de adama bu çocuğu da bir yere yerleştir diye yalvarır yakarırlar, çocuğun hiç bir mesleği olmadığı gibi eğitim düzeyide ortaokuldur. Bu arada adamın karısı ve kayınvalidesi çocuk işe yerleştirilmedi diye adama tavır yapmaya başlarlar, adam çaresiz, askerden gelen bu çocuğu da bir kuruma yerleştirir. Arkadan bu çocuğun ağbeyini de bir yere yerleştirir. Kısa zaman içinde ik aile de hayli rahat bir yaşama başlarlar. Bu işeri yapan adam, bir gün askerden gelip işsiz güçsüz olan genci yerleştirdiği kuruma gider, genç adamı görünce önce tanımamazlıktan gelir. Adam işi için talepte bulunduğunda "tamam bakarız" der ve başından savar, hemen akabinde kayınbirader ve eşi ile kızı da artık adama gelip gitmeyi bırakmışlar, kayınbirader annesini de getirip adamın kapısına bırakır. Kadın 85 yaşındadır. Kayınbirader, eşi ve kızı bir daha adamın kapısını açmazlar. Aradan yıllar geçer, o gün bu gündür kayınbirader gidip annesini bir defa olsun ziyaret etmediği gibi bayramlarda bile ziyaretine gitmez. Bu kayınbirader zaman içinde haca gidip hacı da olmuştur. Bir kuruş nafaka vermediği gibi halen 92 yaşına gelmiş annesini bu gün görse muhtemelen tanıyamayacaktır.
Kadir kıymet bilmemek böyle bir şey olsa gerek.
Yani bunların adı insan!. İşte bunu söylemeye çalışıyorum. İnsan olmak zordur.
İşte böyle. Neler yaşanıyor hayatta.
Saygılar-sevgiler.