Üzeyir Bey vefat ettikten beri aklıma takılan bir çok soru vardır bir türlü çözemediğim, parçaları birleştiremediğim. Belki de hiç bir gizem ya da esrarengiz olay yok ortada da ben çok fazla olayların altında bir şeyler arıyorum.
Üzeyir Bey'in Fethullah Gülen ile olan meşhur pazar kahvaltıları, beni hep şaşırtmıştır. Tabi ki Üzeyir Bey ile ilgili şaşıracak daha bir çok konu vardır mesela öldüğünde üzerinde cevşen duası çıkması, öldürüldüğü mekan, her cumartesi nereye gittiğini ailesinin bile bilmemesi ve bunlar gibi bir çok olay. Ancak cevşen duası sadece müslümanlara ait özel bir dua değildir, herkes bu duayı okuyabilir. Cumartesi günleri de ezoterik bir örgütün çalışmlarına katılıyor olabilir.
Böylesine başarılı bir iş adamı neden Fethullah Gülen ile görüşür, acaba ona inanmışmıdır ya da inanmışımı oynamaktadır veya başka bir şey mi var. Şimdi de İshak Bey görüşmelere başladı herhalde. Anlayamıyorum.
Aşağıda odatv.com'dan bir yazarın yazısını alıntılıyorum;
http://www.odatv.com/n.php?n=ishak-alaton-fethullah-gulenin-aracisi-mi-2111101200Türkiye aslında Ortadoğu'dur.
Çünkü Ortadoğu'daki siyasal olayları derinlemesine anlayabilmek için büyük emek harcamanız ve dolasıyla uzman olmanız gerekir.
Yazacağımız aşağıdaki haberin analizini biz yapamadık, belki sizler yaparsınız diye yazıyoruz.
Konu:
İshak Alaton'la ilgili...83 yaşında bir Musevi iş adamı. Alarko'nun ortaklarından. Sosyal demokrat olduğunu söylüyor.
Para sihirbazı ve Açık Toplum Enstitüsü kurucusu G.Soros'a bayılıyor.
Ve...
Son dönemde Fethullah Gülen ve hareketini desteklediği haberleri medyada yer aldı.
Haberimiz bu konuyla ilgili:
Geçenlerde -mesleğini yazmayalım- kamuoyunun tanıdığı bir isme telefon etti; kahve içmeye şirketine davet etti.
Konuk yanına iki arkadaşını daha alıp gitti. Güzel bir sohbet etti.
Sonunda İshak Alaton şöyle dedi:
"Fethullah Gülen konusunda önyargılısın, sizi tanıştırmak isterim."
Alaton'un konuğu yanıt vermedi ve hemen teşekkür edip arkadaşlarıyla birlikte bürodan ayrıldı.
Şimdi...
Bizim anlayamadığım yer burası.
İshak Alaton böyle bir aracılık görevini neden üstlendi?
Ve daha önemlisi şu:
25 Ağustos 2001 tarihinde ortağı Üzeyir Garih Eyüp Mezarlığı'nda Nakşibendi Küçük Hüseyin Efendi'nin mezarını ziyaret ederken öldürüldü. Katili bulunsa da cinayet konusunda hala kafalarda soru işareti var. Ancak meselemiz bu değil.
Mesele şu:
Türkiye'nin en büyük şirketlerinden Alarko'nun iki ortağının bu İslami tarikat ve cemaatlere ilgilerinin sebebi nedir?
Sadece siyasete ve iktisada bunlar hakimdir ve bu şekilde "şirin gözükeyerek" ihale almak mıdır? Bu değerlendirme çok sıradan olmaz mı?
İşte...
Başta yazdığımız gibi, biz bu haberin analizini yapamadık.
Musevi iki ortak; Garih ve Alaton, aracılık yapacak, her cumartesi mezar ziyareti yapacak kadar neden tarikat ve cemaatlere karşı bir "adanmışlık" duygusu içindeler?