Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Turkiye`de Masonluk => Atatürk ve Masonluk => Konuyu başlatan: enelsır - Mayıs 30, 2013, 04:55:44 ös

Başlık: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: enelsır - Mayıs 30, 2013, 04:55:44 ös
Dün akşam çok sevdiğim bir tanığımla yemekteydik. Buluşmamızın amacı olan konu hakkında konuşurken, konu başka başka alanlara da kaydı kaçınılmaz olarak. Bu tanıdığım konuşmasının bir yerinde "Sen köyde yaşadın bilirsin" diyerek söze girdi, benim yaşamımın yaşıma nispetle uzun bir bölümünü "Köy" de geçirdiğimi bilerek.

Akşam eve döndüğümde yemekte konuştuğumuz konu ile alakalı olarak düşünürken, bu detay da aklıma geldi. Elimde olmadan içime bir sıcaklık doldu ve tebessüm ettim. Evet çok genç sayılabilecek bu yaşımda edinmiş olduğum tecrübelerin önemli bir kısmını bu "Köy" yaşantısından elde etmiştim.

Sonra beynimin içinde düşünceler dönüp durmaya başladı. Öylesine ki, beni sevgili Atamızın şu başlıkta kullanmış olduğum deyişine kadar getirdi.

Sahi Atatürk bu sözü öylesine söylemiş olabilir miydi?...

Düşündüm...

O dönem için henüz kentlere göç başlamadığı için halkın büyük çoğunluğu "Köy"lerde yaşadığı için mi böyle söylemişti?

O dönem ekonomi bilimi dediğimiz şey henüz işlerli bir halde olmadığı ve ekonomik getiri dediğimiz şeyin büyük yüzdesi tarıma dayandığı ve tarımın da "Köy" de ve "Köylülerce" yapıldığı için mi böyle demişti?

Düşündüm...

Sebebi bunlardan hiçbiri olamazdı. Hele ATAM söylediyse... O başka birşey anlatmak istemiş olmalıydı.

Düşündüm...

Belki de bizim şu anda günlük hayatımızın bir parçası olan ( malesef) alaverelerin, dalaverelerin, yalanların, ahde vefasızlıkların, kandırmacaların, tokatçıların, kapkaççıların, karaborsacıların olmadığı... Geçimini mertçe çalışarak sağlayan, sonunda ölüm olsa yalan söylemeyen, harama el uzatmayan, kan içip kızılcık şerbeti içtim diyen, onurlu, namuslu ve adına medeniyet dediğimiz şu heyula içinde henüz kirlenmemiş ve kirletilememiş ülkemim pırıl pırıl insanlarından söz ediyordu herhalde diye düşündündüm "Köylü" derken.

Sonra içime bir burukluk doldu. Çorbası bile toprak kokan bu ülkeye, güneş altında kısmaktan gözleri yuvalarının içine kaçmış o güzelim reçberlere, yolma yolmaktan kınalı elleri çatlak çatlak kadınlara, ne oldu? Nerelere gittiler diye düşündüm.

Düşündüm...

Belki de Atamızın en anlaşılamayan, eğer tam olarak anlayabilseydik bambaşka bir Türkiye kurmaya yetecek olan sözünün " Köylü Milletin Efendisidir" sözü olduğunu düşündüm.

Sonra tekrar o tanıdığımla gerçekleşen yemeği ve bana "Sen köyde yaşadın bilirsin" dediği anı hatırladım. Ne yalan söyleyeyim mutlu oldum. Anadolu'nun bir köşesinde sırtını bir ardıç ağacına yaslamış, tepeden, derenin yanından geçen tren yolunu izleyen, kasketi yana düşmüş yorgun reçber gibi baktım kendime. Gözümden iki damla süzüldü... Atama teşekkür ettim. İçimdeki köylüye sarıldım efendi efendi...

Bunun bu başlık altında yayınlanmasının alâkasını kuramamış ve yanlış bulmuş olabilirsiniz. Bence var... Hem de çok.

Eh. Bu forumda çok şey paylaştık... Bunu da paylaşayım dedim.

Başlık: Ynt: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: ceycet - Mayıs 30, 2013, 05:29:43 ös

Yüreğinize sağlık.
Başlık: Ynt: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: Arais - Mayıs 30, 2013, 06:38:31 ös
Bende bu konuyla ilgili çok güzel bir yazı yazmıştım bir tusla gitti

En derin kalbi duygularımla sizi kutlarım sayın enelsır.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: karahan - Mayıs 30, 2013, 09:14:31 ös
Yüreğ,ne sağlık güzel insan


Bir dönem bende işlemiştim bu konuyu lakin ciddi anlamda sulandırılmıştı.
Daha bugün aydın ödemiş arasında bir dağ yolunu kullandım yol kenarı kiraz tarlaları alabildiğine kırmızı dağ kirazı işte canım çekti durdum tarlada bir köylü topluyordu,satarmısınız yoksa daldan başlıyayımmı yemeye dedim kendisi koparıp ikram etti ,bir poşet kiraz toplayıp onuda ikram etti parasını dahi ödetmedi bana,işte o yüce gönülleri olduğu için milletin efendisidir köylüler.

sn.enelsırım merak edipte bulamadığı şeyi bende yıllarca düşünmüşümdür Atamız nasıl ve neyi düşünerek yazdı bilemem amabenimde bir bildiğim var;

Meşhur bir söz vardır ya Kendini bil

insanın kendisini bilmesi için önce bu dünyayaya geldiği yeri tam bilmesi lazım oda toprak,işte köylününde aslında en iyi bildiği şeyde toprak bilmediklerinin gayrısında.
Toprağı bilen ve toprağa hakim olan efendi olur,aslında bu kadar basit.
topraktan nasıl can çıkıyor nasıl hayatlar yeşeriyor köylü bunu biliyor zahiride olsa biliyor iç manasını anlamasa bile biliyor,ya sen şehirli yani ben sadece yemeği biliriz gelir önümüze tüketiriz.
Başlık: Ynt: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: Zennn - Kasım 10, 2016, 12:29:18 ös
Atamızın cevabı...

""Türkiye’nin sahibi ve efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birlikte verelim: Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi , gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten çok refah, saadet ve servete layık olan köylüdür. Binaenaleyh, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin iktisadi siyaseti, bu temel hedefi gerçekleştirmektir.

Efendiler! Diyebilirim ki bugünkü felaket ve sefaletin tek nedeni bu gerçeğin gafili bulunmuş olmamızdır. Filhakika; yedi asırdan beri dünyanın çeşitli bölgelerine sevk ederek, kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi asırdan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna mukabil daima horlayarak karşılık verdiğimiz ve bunca fedakarlık ve ihsanlarına karşı nankörlük, küstahlık, zorbalıkla uşak derecesine indirmek istediğimiz bu asli sahibin huzurunda bugün büyük utanç ve saygı ile gerçek duruşumuzu alalım. Efendiler! Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki mesaisini çağdaş iktisadi tedbirler ile azami ölçüye ulaştırmalıyız. Köylünün mesaisinin sonuçlarını ve faydalarını kendi menfaati lehine azami ölçüye vardırmak iktisadi siyasetimizin esas ruhudur. Binaenaleyh; bir taraftan çiftçinin mesaisini artıracak ve verimli kılacak malumat, vesait ve teknolojinin kullanımı ve diğer taraftan onun mesaisinin sonuçlarından azami istifadesini temin eyleyecek iktisadi tedbirlerin alınmasına çalışmak lazımdır. Şimdiye kadar mevcut olan yolsuzluk, çağdaş nakliye araçlarının yokluğu, mübadele usullerinin çiftçi aleyhine olması ve hükümet kanunlarının çiftçiyi koruyamaması gibi engellerin kaldırılması lazımdır. Bu noktada bilhassa tarım ürünlerimizi benzer ecnebi ürünlere karşı korumaya engel olmakla milletimizi bugünkü iktisadi sefalete mahkum eden mülga(kaldırılan) kapitülasyonların acıklı durumunu hatırlatmadan geçemem. Malumunuzdur ki, memleketimiz iktisadi teşkilat ve muhit itibariyle kuvvetli bir halde bulunmuyordu. Özel iktisadi sermaye de serbest rekabete dayanabilecek dereceye erişememişti. Tanzimatın açtığı serbest ticaret devri Avrupa rekabetine karşı kendini koruyamayan iktisadiyatımızı bir de iktisadi kapitülasyon zinciriyle bağladı. Teşkilat ve özel sermaye açısından iktisat sahasında bizden çok kuvvetli olanlar memleketimizde, bir de fazla olarak, imtiyazlı mevkide bulunuyorlardı. Temettü (kar) vergisi vermiyorlardı. Gümrüklerimizi ellerinde tutuyorlardı. İstedikleri zaman istedikleri eşyayı, istedikleri şeriat tahtında memleketimize sokuyorlardı. Bütün iktisat alanlarımızda bu sayede mutlak hakim olmuşlardı.

Efendiler! Bize karşı yapılan rekabet hakikaten çok gayrimeşru, hakikaten çok kahir(zorlayıcı, yok edici) idi. Rakiplerimiz bu suretle gelişmeye müsait sanayiimizi de mahvettiler. Tarımımızı de zarara uğrattılar, yıktılar. İktisadi ve mali gelişmemizin ve ilerlememizin önüne geçtiler.

Efendiler! Artık serbest ve müstakil bir hayata atılan Türkiye için, iktisadi hayatı boğmakta olan kapitülasyonlar mevcut değildir. Ve olamaz. İktisadi hayatımızın belirlenmiş hedeflere yönelmesi ve süratle ilerleme ve gelişmesi için kabul edilecek tedbirler arasında memleketimizde Avrupa rekabeti yüzünden mahvedilmiş ve şimdiye kadar ihmal edilegelmiş tarımsal sanayiimizi geliştirme ve çağdaş iktisadi araçlarla ile teçhiz etmeyi öncelikli olarak ele alacağız. Gerek ziraat ve gerek memleketin servet ve sağlık açısından önemi tartışmasız olan ormanlarımızı da çağdaş tedbirler ile güzelleştirmek, genişletmek ve en yüksek verimi elde etmek esas ilkelerimizdendir. İktisadi siyasetimizin önemli amaçlarından biri de genel çıkarları doğrudan doğruya alakadar olacak kurumlar ve iktisadi teşebbüsleri mali gücümüz ve fenniyemizin müsaadesi ölçüsünde devletleştirmedir.

...

Mali kuvvetimiz bugüne kadar olduğu gibi, dışarıdan borç almaksızın, fakirane olmakla beraber memleketi idare edecek ve hedeflerine ulaşacaktır.

Efendiler! Bugünkü kutsal savaşımızın amacı tam bağımsızlıktır. Tam bağımsızlık ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati alanlarında bağımsızlık felçlidir. Çünkü her devlet ancak mali kuvvetle yaşar. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart, bütçenin iktisadi bünye ile denk ve birbirine uygun olmasıdır. Binaenaleyh; devlet yapısını yaşatmak için dışarıya müracaat etmeksizin memleketin gelir kaynaklarıyla idare temini, çare ve tedbirlerini bulmak lazım ve mümkündür.""

TBMM Üçüncü Toplanma Yılı Açış Konuşmasından

(1 Mart 1922)
Başlık: Ynt: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: Zennn - Kasım 10, 2016, 12:38:55 ös
Bir de Sofya da ateşemiliterlik vazifesindeyken kıyafeti nedeniyle kibar bir restorana alınmak istenmeyen Bulgar köylüsünün garsonlara Bulgaristan benim emeğimle doyuyor  cevabını çok beğenmiş, Türk köylüsü de böyle düşünmelidir kanaatini ifade etmiştir.
Başlık: Ynt: "Köylü Milletin Efendisidir"
Gönderen: Ankara - Şubat 13, 2017, 02:51:02 ös
Yüreğinize, kaleminize, dilinize, emeğinize sağlık çok güzel yazmışsınız.  :)