Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: HKEMBL & ÖMBL  (Okunma sayısı 24935 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 09, 2011, 05:36:04 ös
Yanıtla #20
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

 Sayın ADAM konunun bundan sonraki yürüyüş şekline benim karar vermemi istemiş. Teşekkür ederim.

 Benim bu konuda ki düşüncem, başlarken anlatmaya çalıştığımla aynı. Adım adım ilerleyerek her şeyi netleştirmek. Bununla birlikte buraya kadar az yol aldığımız da söylenemez. Kişinin hangi locayı tercih edeceği ve ritüeller konusu atlanabilir gözüküyor. Ha! Ritüellerin farllığı da bu ayrılığın sebeblerinden biriyse onu bilemem. Bu da tabiki konuyu bilenlerce ortaya konulabilir.

 Şu halde elimiz de tartışılması gereken en önemli konulardan biri olarak iki BL' nın '' Masonluk ülküsü''  olarak neyi benimsedikleri bununla neyi anlatmak istedikleri kalıyor. Bence bunu tartışarak başlayabiliriz.

 Öte yandan her ne kadar konu iki BL 'nın karşılaştırılması gibi geliyorsa da , samimiyetime inanın ki, ben bu başlığı bunun için açmadım. Bu tartışma sürerken çok yararlı bilgiler edineceğimizi görüyorum. Benim beklediğim yegane şey de bu zaten.

 Bu tartışmanın bize katacağı en büyük faydalardan birinin de şu olacağını düşünüyorum. Bu saye de forum da :

 a) Forumun amacına uygun bir konu ele alınacak

 b) Bu konu tartışılırken belli bir yol izleneceği için bu bize bunda sonraki konuları tartışırken de belli bir disiplin ve düzen alışkanlığını edinmemize katkısı olacak. Ben bizzat bu konunun dağılmaması ve polemik ortamı oluşmaması için, sağlıklı bir şekil de yürümesi için takipçi olacağım. Arkasın da duracağım.

 c) Forumumuzda ki ADAM gibi Mustafa Kemal gibi büyüklerimizin katılımıyla gerçek bir tartışma ve araştırma sürecine gireceğiz. Belki büyüklerimiz konunun ilerleyen aşamalarında , konuyla alakalı olarak bizlere araştırılmak üzere görevler bile verebilirler. Bu paylaşımcı bir ruh da oluşturur.

 Konunun kendisi tabi ki önemli. Fakat ben bu yönleriyle de bakıyorum duruma.


 Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Mayıs 09, 2011, 05:45:09 ös Gönderen: enelsır »
enelsır


Mayıs 09, 2011, 07:03:09 ös
Yanıtla #21
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sadece büyükler mi? Bizde bir iki şey söyleyelim arada :).
Benim anladığım kadarıyla bölünme evrensel değerlerin farkıyla olmamış, olay siyasi veya başka bir şeyin patlak vermesiyle başlamış, daha sonraki dönemlerde B.Localar yönlerini tespit etmişler.
Tarih de ki olaylara bakınca, bölünme önce, yol belirleme ise sonra olmuştur.
Bu yüzden aralarındaki fark bir zıtlaşma gibi görünmektedir. Sebebi başka bir zıtlaşma. Örneğin ÖMBL daha önceden İskoç ve İngilizlerce onay almış olsaydı, HKEMBL de aynı obediansı kabul edermiydi? Görünen o ki çok zor.

Sayın Mustafa Kemalin açıklamasına gelirsek, bu sefer masonluk kelimesini kaldırıp yerine muntazamlığı koymamız gerekiyor ki sanırım bu da hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Ayrıca birisi çıkıp ben masonum dese, HKMBL ye göre ÖMBL ile sınıfa sokulmuş olacak. Toplantılara alınmayacak, uluslarasında tanınmayacak, yani bir şey değişmiyor.
Ayrıca merak ettiğim bir konu daha var ki, Kimse kimsenin mason olup olmadığına karar veremez deniyor ama, üyelikten nasıl atıyorsunuz o zaman? Mason olmanın kriterlerine, kurallarına, kanunlarına uymadığı için değil mi?

Saygılarımla...
« Son Düzenleme: Mayıs 09, 2011, 07:13:20 ös Gönderen: Prometheus »
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mayıs 10, 2011, 07:18:30 öö
Yanıtla #22
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Prometheus haklı... Elbette benim gibi yaşı ileriler yazacak da gençler izleyecek değil. Tersi daha iyi.

Ancak konu kapsamından çıkmasak nasıl olur? Konu iuki büyük loca arasındaki farkların ne zaman ve nasıl, niçin oluştuğu değil, bu farkların neler olduğu. Elbette aynılıklar ve benzerlikler de işin içine katılmalı ki farkların ne denli sudan kaldığı da anlaşılabilsin.

Sayın Prometheus'un sorduğu sorunun yanıtı da bu konu başlığının kapsamının çok dışında. Gerçi o konu forumdan geçmiştir ama isterse Masonluk ile İlgili Sorular ve Cevaplar bölümünde yeniden gündeme getirebilir.

Şu halde lütfen başa dönelim. Amaçlarda, ilkelerde, kurallarda, yöntemlerde bu iki büyük loca arasındaki uyuşmalar ve uyuşmazlıklar nelerdir?
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 10, 2011, 10:02:48 öö
Yanıtla #23
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM, ben o lafı yaş açısından söylememiştim. :)

Hani masonlukta siyaset konuşmak yasaktı?
Ayrıca şu var ki bölünmenin siyasi veya kişisel olaylar yüzünden yaşanması çok yakışıksız. Bölünme evrensel fikirlere bakış açısından olsaydı tartışmayı da doğru bulabilirdim. Ortada düşünce farkından dolayı bir bölünme yok gibi görünüyor, şimdi fikir farklılığını tartışmak ne kadar doğru olur ki?
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mayıs 10, 2011, 12:29:34 ös
Yanıtla #24
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Masonlukta siyaset konuşmak gene de yasaktır. Zaten konuşulmamıştır da...  Zaten Süleyman Demirel konusu ortaya çıktığında buna şiddetle karşı çıkılmıştır siyaset sokulmasın kuruma diye...  Zaten aslında pek sokulmamıştır da... İşin siyasetle bağlantılı yönü kişilerin bireysel eğilimleridir. Bunlar bilinmektedir ama hiçbir zaman bundan ötürü diye ortaya konulmamıştır. Nitekim bu nedenle de masonların kitaplarında bu noktalara değinildiğini pek göremezsiniz. Dolayısıyla benim böyle deyişlerim ve anlatılarım bir bakıma antimasonik bile sayılabilir; öyle bir niyetim olmasa da...

Bir diğer nokta Türkiye'de Masonluğun bölünmesi olayının daha doğrusu HKEMBL üyesi olan kimi masonların ayrılıp bir başka büyük loca kurmaları olayının "bölünmüşlük" olarak niteleyebileceğimiz bir olgu ile doğrudan bağlantısını kurmanın pek gerçekçi olmayacağıdır.

Şayet işin içinde masonik tutum ve eğilim bakımından farklı düşmek olmasaydı, kişilerin siyasi yeğlemelerinin bir yan ürünü olan çekişme ortadan kalktıktan sonra, bunlar tümüyle bireysel olduğu için, iki büyük locanın yeniden birleşmeye yöneldiği görülürdü. Oysa böyle bir şey hiçbir zaman olmadı. Hele düşünün ki bir de 1980 darbesi geçiyor bunun üzerinden ve ortada önceki siyasi partiler de kalmıyor. 

Ara sıra kimi masonların bir büyük locadan ayrılıp diğerine geçtiği görüldü. Bunun toplu bir grup halinde yapıldığı bile görüldü ama neresinden bakarsanız bakın bunlar örgütsel değil, bireysel hareketlerdi.

Büyük localar arasında iletişimin ilerlediği dönemler de görülmedi değil. Ancak aralarındaki iletişim hiçbir zaman birleşmeye yönelmek amacını taşımadı; sadece Masonluğu ülke çapında bir bütün olarak görebilmek dileğini yansıttı.

Üstüne üstlük, 1965-1975 yılları arasında, HKEMBL ile ÖMBL (o tarihlerde henüz Büyük Mason Mahfili) arasında bugün görülmekte olan farklar yoktu.  Demek oluyor ki 1975 yılı sonrasındaki farklara bakacak olursak bunların bölünme olayı ile doğrudan bağlantısı bulunmadığını görürüz.

Dolaysıyla, 1965-1966 yılında gerçekleşen olaylar hiç yaşanmasaydı bile bugün Türkiye'de biri Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, diğeri Özgür Masonlar Büyük Locası diye iki ayrı büyük loca olacaktı. (Bir de Kadın Mason Büyük Locası da mutlaka olur muydu, orasını bilemem.)

Tüm bu nedenlerden ötürü, bana göre, Sayın enelsır'ın açmış olduğu bu başlık altındaki tartışma, Türkiye'deki Masonluğun bölünmesi olarak anılan 1965-66 tarihli olaylardan bağımszdır ve öyle değerlendirilmelidir.





 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 10, 2011, 12:37:06 ös
Yanıtla #25

bu iki BL nin ayrılması doğal , birleşmesi ise olanaksızdır
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Mayıs 10, 2011, 02:32:05 ös
Yanıtla #26
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay


 Bence konuya şu açıdan yaklaşmak akılcı olacak gibi. İki BL arasındaki en temel görüş ayrılıklarını ortaya koyalım.

 İlk bakışta iki BL arasındaki en temel farklılık bir yaratıcıya inamak konusu. Bu fark öylesine keskin ki HKEMBL, hürmasonluğu tanımlarken '' Yüce Varlık'' a inamayı bunun temeli ve Hür Masonluğu bu temel üzerine kurulmuş bir Kardeşlik örgütü olarak tanımlıyor. Bilindiği üzere ÖMBL böyle bir inancı şart koşmuyor.

 Bu iki BL böyle düşünüyorlar ve düzenlemeleri, çalışmaları, işleyişleri bu yön de oluyor. Peki. Fakat bu nokta da Masonluğun bu konuya nasıl baktığı önem kazanıyor. Bunun için de Masonluğun tarihine bakmak kaçınılmaz. Masonluk çıkışı itibarıyla '' Tanrı inacı''na nasıl bakıyordu. Bu nokta da iki BL' nın söylediklerinden çok, Masonluğun ne dediğini bilmek önem kazanıyor.

 Şu hal de , iş konu hakkın da daha bilgili üyelere düşüyor sanırım.
enelsır


Mayıs 16, 2011, 11:57:14 ös
Yanıtla #27
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

 Bu konunun gündem de kalabilmesi için biraz çaba gösterdim. Fakat konuya gönderilen son iletiden ( ki onu da ben yazmışım) bu yana birilerinin dikatini çekip katılım olacağı umudu ile bekliyordum. Tabi bu bekleyiş unutturası bir bekleyiş değildi... Benim de huyum bu ne yapayım? Bir şeyin ucundan tuttuysam sonuna kadar gitsin isterim.

 Bu konuda da durum böyle. Katılımı beklerken kendimce araştırıp kafam da olgunlaştırmaya çalıştım. Bu konu hakkın da düşündüm yani.

 Belki konuyu tekrar canlandırıp , daha doyurucu sonuçlar çıkarabileceğimiz bir açıdan bakabiliriz.

 Şimdi baştan alalım. İki büyük loca arasındaki en büyük fikir ayrılığının '' bir yaratıcıya inanmak'' olduğunu anladık. Fakat bu şu sonucu doğurmuyor mu? Ya da en azından şöyle anlaşılmıyor mu? Sanki ÖMBL bir yaratıcıyı kabul etmiyor ve böyle düşünen insanları arasına almıyor. Tabiki öyle değil. Onlar sadece inanıp inanmamanın sizin bir tercihiniz olduğunu ve bununla ilgilenmediklerini söylüyorlar. Fakat bunu bir fark olarak ortaya koyduğumuz da konunun algılanışı böyle olmuyor.

 Öte yandan HKEMBL ''bir yaratıcıya inanmak'' koşulunu hem kendi üyelerinin , hem de kurumunun vazgeçilmez bir özelliği olarak ortaya koyuyor. Hatta bunu arasına kabul edeceği insanlar için  şart koşuyor. Bütün bunlara böyle dışarıdan ve yüzeysel bakınca , sanki ÖMBL daha çağdaş daha yenilikçi daha kucaklayıcı, buna karşılık HKEMBL da , daha tutucu daha gelenekçi, daha bağnaz gibi duruyor. Bu da HKEMBL için bir yanlış algılanma bence. Çünkü onlarda kişinin diniyle ( bir yaratıcıya inanmak, aynı zaman da bir dine mensup olmayı kaçınılmaz yapar mı?) ve onu nasıl yaşadığıyla ilgilenmiyorlar. Yani bu yönüyle konu din meselesi değil. Peki.

 İşte benim bu konu üzerinde düşünürken kafam da oluşan soru şuydu: ÖMBL üyelerinde bir yaratıcıya inanmak koşulunu aramıyor, bunu da kişinin hür iradesi ve kendi tercihi olarak yorumluyor. Peki şöyle sorup, bir de şu açıdan baksak ne buluruz acaba? HKMBL niye bir yaratıcıya inanmayı şart koşuyor? Bu durduk yerde ortaya çıkmış bir şey olamaz herhalde. Madem böyle bir kuralları var , ve bu kuralların Masonluğun temel kuralları olarak görüyorlar, Masonluk gibi aklı ön de tutan bir öğreti de, bunun da bir açıklaması olmalı.

 Buna cevap ararken sıraladığım sebebler ( tabi ki kendi görüşüm olarak) şöyleydi;

Kişi bir yaratıcıya inanmalı çünkü ,bu onu yanlız olduğu anlarda bile gözeten ve izleyen bir yüce varlığı bildiği için, kimse görmese bile:

1- hep adil olmaya
2-hep vicdanlı omaya
3-hep doğru olmaya
4-hep iyilik sever olmaya
5-hep dürüst olmaya...

  İtecek ve bu yaşamının her anına yansıyacak. Yani başka bir deyişle, hepimizin günlük hayatta, bir haksızlığı, bir yosuzluğu gördüğümüz de '' Allah'tan da mı korkmadın be adam'' dediğimiz anlar olmuştur. İşte bu anlar da yüce bir yargıcın oduğunu ve bir gün bütün bunların hesabını '' mazlumun '' yerine soracağına inanmanın, inanmayana göre bir artı olduğunu söyleyebilirim.

  HKEMBL nın savunduğu düşünce bir de bu gözle değerlendirilebilir mi? Bu konu da katılımlarınızı bekliyorum.

 Yoksa bana , konuya ilginizi çekecek başka bir bakış açısı bulabilmem için , bir onbeşgün daha mı vereceksiniz? :D

 Saygılarımla.
    
« Son Düzenleme: Mayıs 17, 2011, 12:03:28 öö Gönderen: enelsır »
enelsır


Mayıs 17, 2011, 12:50:39 öö
Yanıtla #28

Şimdi baştan alalım. İki büyük loca arasındaki en büyük fikir ayrılığının '' bir yaratıcıya inanmak'' olduğunu anladık. 

Aslında hayır... 1929 bildirgesini kabul edip etmemek diyebilirsiniz... Yüksek Şura'yı Büyük Locanın üzerinde kabul edip etmemek diyebilirsiniz... Landmarklara bağlanıp bağlanmamak diyebilirsiniz... Politikanın Localara girmesi diyebilirsiniz... Tamamen kişisel husumet bile diyebilirsiniz...

Bunların hepsi ve fazlası söylendi zaten....

Zaten kusura bakmayın ama "bir yaratıcıya inanmak" şeklinde bir ayırım da yok. Bir yaradana inanmayı önşart olarak koyup koymamak konusunda bir görüş farklılığı var.

Cevap gelmemesi, özellikle Masonların bu konuda yazmada isteksiz davranmaları normaldir. tarihte neler olduğu kayıtlarla ortaya konulduktan sonra, konuşmaktan çok haz etmediğimiz bir süreç olduğunu söyleyebilirim.

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Mayıs 17, 2011, 01:01:01 öö
Yanıtla #29
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın enelsır, yazdıklarınızı çok beğendim ve çok haklısınız.
Hatta bir kaç soru da ben ilave edeyim.
-Masonların en zekisi ve kültürlüsü Anderson'muydu?
-Tanrıtanımazlık geçilebilecek bir süreç olamaz mı? Sonuçta bazı şeyler illa kitaptan öğrenilmemeli.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
36 Yanıt
40349 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2011, 12:53:00 öö
Gönderen: Maledictum
5 Yanıt
9665 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2011, 01:27:11 ös
Gönderen: Cin Ruhi
3 Yanıt
5917 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 06, 2012, 02:05:23 öö
Gönderen: Lucian
45 Yanıt
22775 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2012, 10:18:53 ös
Gönderen: Genius Loci
8 Yanıt
6629 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 26, 2013, 06:21:17 ös
Gönderen: 418
2 Yanıt
3715 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 13, 2015, 03:12:49 öö
Gönderen: Risus
36 Yanıt
16585 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2016, 11:24:14 ös
Gönderen: Niko
6 Yanıt
5882 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 12, 2015, 01:15:36 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3608 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2015, 12:56:34 ös
Gönderen: peacewings