Sayın enelsır’in aktarmış olduğu, Masonluktaki düzen kavramının dördüncü bölümüyle devam ediyoruz.
Bundan önceki bölümde artık benim diyeceğim bir şey kalmadı.
Sayın enelsır, aktarımında, bundan sona şöyle bir soruya yer vermiş:
Bir mason nasıl “düzenli” olur?
Yazar da buna “Düzenli bir locada, masonik yöntemlere ve geleneklere uyularak Masonluğa alınmış olan bir kişi düzenli bir masondur.” diye yanıt verdikten sonra “Bu düzenin korunması, masonik yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlıdır.” diye bir eklemede bulunmuş.
Gördüğüm kadarıyla masonik yükümlülükler konusu üzerinde daha sonra ayrıca durulacak. Öncesine bakarsak, ben yazarın bu yanıtını biraz diplomatik “ne şiş yansın ne kebap” tarzında bulduğumu söyleyebilirim.
Elbette öyle olacak ama işin içine başka tanımların girmesi gerekiyor. Birincisi de “düzenli bir loca”. Hangi loca düzenlidir, hangisi değildir. buna da “düzenli masonlardan oluşan ve düzenli bir büyük locaya bağlı bir loca düzelidir” diye yanıt verilecek olursa, tam anlamıyla kısır dönünün içine girilmiş olur.
Ardından bir de “masonik yöntemlere ve geleneklere uyularak” diye bir lâf var. Bu da tartışma konusu. Çünkü uygulamada yer yer farklılıkların bulunduğu görülüyor. Aynı büyük locaya bağlı locaların hepsinin uygulaması birbirinin aynısının tıpkısı değil. Zatin bu nedenle bazı büyük localarda birtakım “tekris locaları” var. Adayların tekrisi özellikle o localarda yapılıyor ve böylece yöntem ve geleneklere tam uyum sağlanmış oluyor.
Masonlukta pek sık kullanılan düzenin bir diğer koşulu olarak ileri sürülen bir diğer deyiş geldi aklıma: “Bağımsız locada özgür mason” (Bunu nerede okumuş olduğumu sormayın; düşündüm, anımsayamadım.) Eğer bu geçerli bir deyiş ise, önceki paragraftaki gibi bir uygulama bununla çelişkili olmuyor mu?
Gelenekler ve yöntemler zaman içinde değişime uğrar. bu evrimsel doğrultudaki diyalektiğin gereğidir ve önlenemez. Geçici olarak baskı altına alınarak bir süre için engellenebilir. Tarih boyunca gerek devlet rejimlerinde, gerek dinlerde gerekse kendi içine biraz kapanık olan toplumlarda pek sık görülmüştür bu. O zaman da diyalektiğin diğer yasası, nicelikten niteliğe geçiş yürürlüğe girer yani evrim olmazsa sonunda bir sıçrama ile devrim olur. bir bakarsınız ki tüm yöntemler allak bullak hale gelmiş, tüm gelenekler terk edilmiş.
Dolayısıyla düzenli bir masonun düzeni de o an için geçerli olan koşul ve kurallarla, yöntem ve geleneklerle belirlenir ama bunların sonradan değişebileceği de göz önünde tutulmalıdır. Kuralların ve yöntemlerin değişmesi, daha önce düzenli olan bir masonun düzenini yitirmesine yol açmaz. Fakat yeni yöntemlere ve yeni geleneklere uyum sağlamayan bir mason düzenini yitirir.
Bu kadar yazdıktan sonra bir de şu yükümlülüklere geçeceğiz elbette ama burada bir soluk alalım hele…