Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: DAVİNCİ ŞİFRESİ  (Okunma sayısı 86331 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 24, 2007, 11:19:52 öö

                                                                                          _ A Ç I K L A M A_
Filmi ve kitabı yazılan bu konuda birbiriyle bağlantılı olan ve sanki  zincir halkaları gibi birbirine bağlı olarak örülmüş ve sonuç itibariyle de bir düğüm noktasıyla karşı karşıyayız.
Bu düğümü çözmek için de olayları en başından itibaren çok dikkatli bir şekilde deyim yerindeyse çorap söküğü gibi olayları değerlendirecek ve bu şekilde düğümü çözecek netice itibariyle de sonuca ulaşacığız, ancak düğüm noktasında çok büyük bir Sır'rın olduğunu söylemelim, buna adım adım çok dikkatli bir şekilde yaklaşarak bu büyük Sırrı açığa çıkarmak için ilk adımı ben atıyorum, siz Saygıdeğer Kardeşlerimden bu konuda beraber hareket etmek koşuluyla yardımlarınıza ihtiyacım olacaktır, unutmayın bu büyük Sır sadece benimle değil bütün İnsanlığı çok yakından ilgilendirecek bir Sır'dır.   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 11:26:38 öö
Yanıtla #1

Öncelikle konuyla ilgili olarak verilen ipuçlarını birarya getireceğiz, bazı ipuçlarından ben bahsedecem, sizler de benim bilmediğim ve farkında olmadığım aynı zamanda gözümden kaçırdığım ipuçlarını bularak benimle paylaşırsanız bu iş sanıldığı kadar çok zor olmayacaktır, benim bu olayı başlatmamdaki amaç daha önce de belirttiğim gibi hepimizi ilgilendirdiği için ortak çalışmaya davet ediyorum, tabi bu konuda hiç kimseyi zorlamıyorum, gönüllü olarak katılacak arkadaşlarla paylaşım yoluna gidebilirsek çok daha iyi olacağını düşünmüştüm, bu arada benim sadece şahsım adına Yüce Tanrı'ya karşı çok büyük bir Sorumluluğum vardır, O'nun haricinde hiçbirşeye karşı sorumluluğumun olması düşünülemez_
SAYGILARIMLA_ 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 04:09:02 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

Eger yardımım olacaksa seve seve davetınızı kabul edıyorum.
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Mayıs 25, 2007, 09:18:37 öö
Yanıtla #3

Teşekkür ederim, aynı durum sitedeki diğer arkadaşlar için de geçerlidir.Bu arada öncelikle herşeyden ötürü Saygıdeğer Siteyi oluşturdukları için Site Yöneticilerine Sonsuz Saygılarımı bildiriyorum_
SAYGILARIMLA_
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 25, 2007, 09:49:50 öö
Yanıtla #4

Uzun yıllardır tartışmalara maruz kalan ve birçok farklı yönlere sapan değişik görüşler çerçevesinde bir türlü asıl amaca yönelinmemiş ve biz insanoğluna bildirilmek istenen Sırrın mahiyetini anlamamış buna bağlı olarak bu sır açığa çıkarılamamıştır, benim yöntemim ise biz İnsanoğluna sunulan bu büyük sır hakkındaverilen ipuçlarını bulmak ve bunları deşifre ederek olaylar arasında bağ kurmak haliyle de çok dikkatli bir şekilde ana merkeze ulaşmaktır_
Verilen İpuçları:
Semboller, şeklini çizmekte zorlandığım için bu sembolleri sözlü anlatımla ifade etmeye çalışacam;
_ Beş Köşeli Yıldız: bunun anlamına bakıtğımızda birbiri içine girmiş birbirine ters olan iki üçgen,
_ Dişi ve Erkek: buradaki anlamı itibariyle yaratılan ilk iki insan olan Adem ve Havva'yı simgeleyen bir durum ortaya çıkmaktadır,
_Yin ve Yang: Yin ve Yang'ı çoğumuzun bileceği üzere dünya üzerinde yaşanan kaosun nedeni,
_Leonardo Da Vinci: Burada ise ünlü ve çok büyük bir Ressam olan Da Vinci'nin 3 eseriyle karşı karşıyayız, Son Akşam Yemeği,  Kayalıklar Bakiresi ve en önemlisi de  Monalisa'dır.
Bilindiği üzere uzun yıllardan bu yana Monalisa tablosunda bir esrarengizlik farkedilmiş şifreli bir gizemliliğin olduğu anlaşılmış ancak netice itibariyle tam olarak açığa çıkarılamamıştır.
Bir başka ipucu ise adı geçen Bakirenin Döllenmiş Rahmi ve bu Rahim, Macdallı Meryem'e mi ait yoksa Sofia'ya mı aittir?
_Kutsal Kase: Burada söz konusu olan kase mecazi bir anlamda mı yoksa gerçek anlamıyla mı kullanıldığı, burada öncelikle şunu arzetmek istiyorum, gerçek bir kase olma ihtimali çok az ve bu nedenle de ben kaseyi şekil itibariyle de bir bayanın vücutsal özelliklerini gösterdiği için Kutsal Dişi olarak tanımlıyorum,
_Başka bir ipucu ise bahsı geçen Soy: önecelikle bu Soyu sürdürecek olan kişinin kim olduğu ve hangi amaçla düşünüldüğüdür önemli olan, öncelikle bahsı geçen romana dönelim, Macdallı Meryem'in Nasıralı İsa Mesih'in Çarmıha gerilme andında hamile olduğunu ve bu şekilde günümüze dek soyunun devam ettiğini buna paralel olarak da adı geçen Sofia'nın Nasıralı İsa Mesih'in soyunun son kişisi olan bakire olduğu tanımlanmıştır, bu açıklamaya bakacak olursak Nasıralı İsa, Tanrı'nın Oğlu olmayıp sadece bir insan ve doğal olarak Peygamberdir, ve Roma İmparatoru tarafından çıkarcı kesimlerin menfaati gereği İsa, Tanrılaştırılmıştır_
Burada bahsı geçen Kase olayı Kutsal ve Bakire olan Dişi'yi temsil ettiğine göre öncelikle Macdallı Meryem'in olmadığını görüyoruz, çünkü sözümona bahsı geçen romana göre Macdallı Meryem, İsa'yla evlenmiş ve bir çocuklarının olduğu beyan edilmektedir, buna paralel olarak Kutsal Dişi'nin Sofia olduğu düşünülürse o zaman Döllenmiş olan Rahmin sahibi Bakire olan Sofia'dır.Peki öyleyse Soy nerede anlam taşımaktadır?Çünkü Macdallı Meryem eğer gerçekten İsa'yla evlenmiş olsaydı İsa'nın Soyu'nun günümüze dek gelmesine karşın Döllenmiş Rahim olayı burada hangi anlam kazanmaktadır ve burada doğal olarak çelişki doğmuş oluyor_
Diğer bir  İpucu ise Sion Tarikatı: bu tarikatın günümüse dek geldiği ve İsa'nın Soyu'nu sakladığı haliyle de Avrupa'nın bir ülkesinde bu soyağacını koruyan bir tarikat olarak nitelendirilmektedir_
Son İpucu ise Tapınak Şovalyeleri: Bu şovalyelerin ise Macdallı Meryem ve çocuğunu koruyan Kişiler olarak tanımlandırılmaktadır ve günümüze dek saklanan büyük Sırlar'a sahip olan kişilerdi_
Sangreal yani Kutsal Kan ise İsa Mesih'in Kanını taşıyan Kişi olduğu betimlenmektedir_

Şimdilik verilen ipuçları bunlar yani benim bildiğim kadarıyla eğer eksik ve yanlış bir bilgi olması durumunda hemen bilgilendirmenizi rica ediyorum çünkü sizin bana iletmiş olduğunuz eğer varsa ipuçlarınızı bekledikten sonra Açıklamalara geçeceğim_
SAYGILARIMLA
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 25, 2007, 10:17:35 öö
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

Konu ya edılebılecek en buyuk yardım sudur;Bizler sag elimizi kesıp sol kolumuza takarsak ters kalacaktır.Demek odur kı ,Bazı konular yerınde guzeldır.Ve oylece kalmalıdır.Sessız sakın ve ketum.Ama ısteyen kollarının yerını degıstırebılır fakat zorluk cektıgı an Tanrıdan yardım dıleyemez cunku bu onun yanlıs hareketının bedelıdır.Tanrı herkesı kusursuz yaratmıstır.....
« Son Düzenleme: Mayıs 25, 2007, 10:26:45 öö Gönderen: Itzhak »
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Mayıs 25, 2007, 10:23:25 öö
Yanıtla #6

Eklemek istediğim bir diğer ipucu ise adı geçen Sofia'nın Şifreli bir biçimde hareket etmesi, peki bu şifre çözme olayının temeli ne olabilir, neden şifre olayı burada büyük bir anlam taşımaktadır, olayın düğüm noktasını çözmek için verilen şifreleri öncelikle bulmak ve sonra da çözümlemek daha sonra da açığa çıkarılan bilgileri birleştirip sonuca varmak_
Bir diğer konu ise Haçlı Seferleri, burada aranılan ya da peşinde olunan neyin olduğudur, ve neden Bizans ve İstanbul olduğu, tahmin edeceğiniz üzere İstanbul kelimesinde bir şifrenin bulunduğu ve bu da ''İsa'' ve ''bul''dur_ Burada açıklığa kavuşturulması gereken konu İsa'yı bulmak'tan geçer kanaatime göre;
Peki İsa gerçekten bir insansa ve peygamberse o zaman Ölüm'ünün ardında yatan Gerçek neydi?
Bilindiği üzere yeryüzüne farklı dinlerden gelen farklı Peygamberler gelmiş ve hepsinin ortak yanı ise Tanrı'yla alakalı olarak insanoğlunun bilgilendirilmesidir, buna ek olarak birçoğu zulme uğramış, hatta öldürülmüşlerdir fakat yeryüzünde hiçbir Peygamber, İsa gibi çok korkunç bir şekilde acı çekerek çok feci olarak öldürülmemiştir!
Peki İsa'yı diğer Peygamberlerden ayıran en büyük fark neydi?
İsa, gerçekten bir İnsan olarak Peygamber miydi yoksa gerçekten O, bir Tanrı'nın Oğlu'muydu?
İsa'yı İnsan olarak sadece bir Peygamber olarak kabul edersek üzülerek söylüyorum ki daha başındayken kaybederiz ve diğerleri gibi birçok yanlış yönlere saparak asla Hakikatı öğrenemeyiz, ben bu açıklamalarımda Nasıralı İsa Mesih'i TANRI'NIN OĞLU olarak kabul ederek açıklamalarıma devam edeceğim_
Haçlı Seferleri ve Tapınak Şovalyeleri'ne gelince onların aradığı veya sakladıkları Sır tam olarak netliğe kavuşulamamış ve bir yerde tıkanmışlardır_Haliyle de sonuca varılamamıştır.
Kutsal Dişi'nin şeytanlaştırılması ve Venüs Gezegeninin Tanrıça'yı temsil ettiği, bununla ilgili olarak şunu beyan etmek isterim ki Gökyüzünde yörüngelerde hareket eden gezegenlerin dönüş yönüne paralel olarak Venüs Gezegeninin diğerlerine karşın ters döndüğü bilimsel olarak da kanıtlanmıştır_

Tekrar ediyorum, Saygıdeğer Arkadaşlar, herhangi bir yanlış bilgim olması dahilinde uyarılmam hepimiz için çok önemlidir_
SAYGILARIMLA_
  
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 25, 2007, 10:37:36 öö
Yanıtla #7

Hazır arkadaşları beklerken bu arada sembollerden bahsetmeye başlayalım, Beş Köşeli Yıldz; Venüs Gezegenini temsil eder, Venüs Gezegeninin diğer gezegenlerin dönüş yönünün tam tersine dönmesinin anlamı üzerinde birazcık duralım;
Burada Kutsal Dişi'nin varlığı kesinleşmiştir, bu da Tanrıça'nın olduğunu beyan eder, peki bu anların altında yatan nedenlere hemen inersek karşımıza büyük bir Gerçek ortaya çıkıyor;
Yeryüzünde bir Tanrıça'nın oluğu ve hangi amaçla bulunduğu ve neden Tanrı'nın Tanrıça'yı yeryüzünde oluşturmasının altında yatan büyük nedene istinaden neden buna gereksinim duyduğudur_
Bu konuyla ilintili olarak İsa'nın neden Tanrı'nın Oğlu olduğu ve hangi amaçla yeryüzüne gönderildiğini öncelikle irdelersek bu amaç doğrultusunda Dişi Tanrıça olayına da neden gereksinim duyuludğunu da ortaya çıkarmış oluruz_
İsa'nın amacına gelinmeden önce izin verirseniz Dünyanın ilk yaratılışı zamanına gelmek istiyorum, doğal olarak da İnsanoğlunun Yaratılış anına istinaden neden yaratıldığı ve hangi amaçla yeryüzüne gönderildikleri dünyanın olşumuyla bağlantılı olarak Tanrı'nın Amaçları ve Planları dahilinde Kurallara bağlı olarak kullandığım teknik ve yöntem dahilinde bu olayı açıklığa kavuşturalım_
     
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 25, 2007, 10:38:00 öö
Yanıtla #8

Böyle bir soy ağacı olduğu düşünülebilir.Kral Arthur efsanesinde bu arayış vardır. Arimetya'lı Yusuf tarafından Fransa'ya taşınmış olabileceği görüşü vardır. ''Kutsal Kan'' Avrupa'lı ailelerle birleşmiş taki Haçlı Seferleri sonrasında Kudüs'ün ele geçirilmesi ve orda bir Prenslik kurulmasına kadar. Bundan sonra bilinen Tapınak Şövalyeleri ve Sion Tarikatı kurulmuştu. Ancak aralarında çıkan anlaşmazlık ( İngiliz-Fransız Kralları ) sonucunda ayrılmışlardır diye biliyorum. Bundan sonra yaşananlar bilinir Tapınakçılar giderek güçlenmiş ve sonunda Papa'dan özel izin almıştır. Buna göre Tapınak Şövalyeleri kendi liderleri ve Papa'dan başka hiçbir güce tabi değillerdi. Zaman içinde bu durum ters tepmiş Fransa toparlanma sürecine geçtiği vakit Papa'nın desteğini alarak Tapınakçıların büyük bir çoğunluğunu yakalatmış ve idam etmiş kaçabilenler ise farklı ülkelere gitmiş özellikle İskoçya'da toplanmışlar diye biliyorum. Bilinen bir gerçek tüm Avrupa Kraliyet aileleri birbiriyle akraba ancak feodalitenin yıkılma sürecinde Tapınakçılardan borç alan prensler bu borçları geri ödemekte zorlanırlar, İstanbul' un Fethi ve ateşli silahların kullanılmasına önem verilmesi feodal yapının yıkılma sürecine girmesine ve kılıç-kalkan gibi eski silahlar ile savaşan Şövalye yapısının gözden düşmesine neden olacak bundan sonra düzenli ordu sistemleri ve ateşli silahlar tercih edilecekti. Leonardo Da Vinci' ye geri dönersek kendisi pek çok alanda çalışmalar yapmış Floransa'nın seçkin ailelerinden yardım görmüş bir sanat ve bilim adamıdır. Çağının ötesinde düşünmesi ile bugünde insanları şaşırtan buluşları olması bakımından önemlidir.
Şifreleri ve kitabı ele alırsak bir kardeşlik örgütünden bahsediyor kardeşliğin amacı Kutsal Kan'ı korumak. Kutsal Dişi Sembolleri Özellikle Mısır, Yunan, Roma, Mezopotamya ve Anadolu'da görülen tapınımlara örnektir. Kayalaklar insanın aklına yüksek yerlerde var olan Tanrı ve Tanrıçaları hatırlatır Dağların Hanımı terimleri vardır eski çağlarda Kadın Kutsallık sembolüyken Erkek onun yardımcısı durumundadır.Buna en iyi örneklerden biri Kibele ve Attis 'tir. Kibele isim değiştirmiş olsada ilk çağ medeniyetlerinin hemen hepsinde var olan bir tapınımdır. Roma'ya taşınmış Hristiyanlık ortaya çıktığı dönemde önce yasaklanmış sonrasında ise diğer inançlarla eş tutulmuştur. Milano Fermanı Hristiyanlığı serbest kılmış ve bu fermanla yükselişte olan Hristiyan devlet adamları ve arkasındaki halk meşrulaşmış mallarını geri alabilmiştir. Konsüller ile bir birlik sağlanmak için çalışıldıysada giderek Monofizit ve Diofizit akımlar ortaya çıkmış bu birlik sürtüşmeler ile ayrılığa doğru gitmiştir. Sonraki süreçte Sasanilere karşı Thema sistemi geliştirilmiş Batı'da ise Gotlar'a ve Hunlar'a karşı Slavlar desteklenmiş Kiril sayesinde Bulgar halk Hristiyanlaştırılmıştır. Ancak burada bir farkla bu halkın dini yorumu farklı olacak ve Bogomiller ortaya çıkacaktır. Avrupa'da yaşanan diğer bir olay ise Keltler'in ortadan kaldırılması baskı altına alınması ve Hristiyanlığı Papa'nın istekleri doğrultusunda ''doğru'' yaşaması için bastırılmıştır. Bahsi geçen hikayede Kutsal Kase'nin bir dönem burada saklandığı ve bu baskılar sırasında farkettirilmeden kaçırıldığı görüşü vardır. Tapınakçılar tarafından Amerika kıtasına Kanada'ya bir yere götürüldüğü söylenir hala birçok define avcısı burada Kase 'yi aramaktadır ancak sonuç hep eli boş dönmeleridir.

Bu bilgiler aklıma gelenler doğruluk payı olduğu gibi yanlışlıklarda içerebilir, tartışmalıdır.
Okuduğum bir kaç kitaptan hatırladıklarımı yazdım.


Mayıs 25, 2007, 11:14:23 öö
Yanıtla #9

İstanbul isminden bahsetmişsiniz. İsa ile bir bağlantı kurmak bana biraz zorlama gibi geldi. Bulabildiğim İstanbul isimleri içerisinde Hz. İsa 'ya dair bir referans yok.

KENTİN 33 İSMİ

Çeşitli dil ve medeniyetlerde farklı şekillerde adlandırılan İstanbul, Grekçe’de “Vizantion”, Latince’de “Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma”, Rumca’da “Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis”, Slavca’da “Çargrad, Konstantingrad”, Vikingce’de “Miklagord”, Ermenice’de “Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli”, Arapça’da “Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma”, Selçuklular’da “Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul” ve Osmanlıca’da “Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü’s-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü’l-Hilafetü’l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergah-ı Mualla, Südde-iSaadet” gibi bilinen farklı 33 isme sahip.

İstanbul" adı gene Yunancadaki "εις τήν Πόλι(ν)" (/is tin boli/) yani "Şehir'e ve Şehir'de" kullanımının Türkçeleştirilmesiyle oluşmuştur.


« Son Düzenleme: Mayıs 25, 2007, 11:24:26 öö Gönderen: Fraternis »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
7054 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 04, 2008, 08:28:43 öö
Gönderen: Prenses Isabella