Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İşkenceyi anama diyemedim  (Okunma sayısı 2020 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 10, 2011, 08:48:09 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Ankara'daki Hopa eyleminde gözaltına alınanlar yaşadıkları polis işkencesini gözyaşlarıyla anlattı. Otobüste 5 saat Ankara'da gözaltına alınan ve yüzlerindeki morluklar ile kollarındaki kelepçe izleri hâlâ geçmeyen eylemciler, polis otobüsü ve emniyette 'darp, taciz ve hakarete' uğradıklarını belirtti. Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan BES üyesi Hacı Özkan "Orada yaşadıklarımı anama diyemedim. Umarım bu işkenceyi yapanlar analarına söyleyebilmişlerdir" dedi.


Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, Hopada emekli öğretmen Metin Lokumcunun ölümüyle sonuçlanan olayları AKP Ankara İl Başkanlığı önünde protesto etmek isterken gözaltına alınan eylemciler, polis otobüsü ve emniyette yaşadıklarını anlattı. Şoku üzerlerinden atamayan eylemcilerin yüzlerindeki morluklar, kollarındaki kelepçe izleri halen geçmemişti. Gözaltında, darp, taciz ve hakarete uğradıklarını söyleyen eylemciler, Bu çok aşağılayıcı, insanlık onurunu zedeleyiciydi dedi.

4 gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakılanlar, dün Mülkiyeliler Birliğinde basının karşısında çıktı işkenceyi söze döktü:


Onu da alın, o da gününü görsün

Hacı Özkan (BES Danıştay Temsilcisi): Gözaltılar yapılırken bir insan olarak buna katlanmam mümkün değildi. Kolluk görevlilerinin işi insanları dövmek değil, insanları sağlıklı bir şekilde savcılığa teslim etmektir. Bu mu ileri demokrasi, bu mudur hukukun üstünlüğü diyerek tepki gösterdim. İl Emniyet Müdür Yardımcısı Kenan Kabak, Onu da alın, o da gününü görsün diyerek beni de gözaltına aldırdı. Otobüste 5 saat boyunca her türlü şiddet, hakaret ve darp kesintisiz olarak devam etti. Gece 23.00 sularında Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Ankara Emniyetine girmeyi başarıp, Nedir bu insanların hali, hiç mi yürek yok sizde. Hâlâ mı kelepçeliyorsunuz deyinceye kadar bütün insanlık dışı muamelelerine devam ettiler. (Özkan, bu sırada gözyaşlarını tutamayarak ağlamaya başladı) Hiçbir din, ideoloji, düşünce bunu açıklayamaz. (Özkan bu sözlerin ardından fenalaştı.) Hâlâ orada yaşadıklarımı anama diyemedim. Umarım bu işkenceyi yapanlar analarına söyleyebilmişlerdir


Hüseyin Gölpınar (BES üyesi): Cinsel ve ırksal içerikli küfürlerle psikolojik işkence gördüm. Engelli olduğumu söyledim ama bu sefer de saldırının dozunu iyice arttırdılar. Aldığım darbeler sonucu her iki elimin başparmaklarımda doku kaybı var. Kaburgama aldığım darbe nedeniyle nefes alamıyorum.


Bülent Teoman Özkan (ÇHD üyesi Avukat): Avukat olduğumuzu söylememize rağmen polis kimlik sormadan gözaltına aldı. Saçımı çekerek götürmeye çalıştılar. Düşen gözlüğümün üstüne polis bilerek bastı. Avukat Pınar arkadaşımız araca dövülerek bindirildi. Duygu ise erkek polislerin taciziyle karşılaştı. O..., bir yerlerinize bir şeyler yazacağız, şerefsizler gibi sözler kullanarak taciz ettiler.

Polis kaskla kafa attı

Ezgi Şahingöz: İşkence bizlerde derin izler bıraktı. Bana metal kelepçe takıldı. Cinsel tacize maruz kaldık. Hakaret ve darptan daha çok bizi bu taciz etkilemiştir. Bu çok aşağılayıcı, insanlık onurunu zedeleyiciydi. Otobüse bir grup çevik kuvvet bindi, bir grup indi; hepimizi sıra dayağından geçirdiler. Yüzümdeki iz polisin kaskla kafa atmasıyla oluştu.


Özden Kaya (KESKe bağlı sendikanın yöneticisi): Yaka paça saçlarımdan sürükleyerek götürdüler. Bacaklarımda darp izleri var. Otobüse bindiğimde kâbus başladı. O kadar vahşilerdi ki gelip gidip kelepçeleri sıkıyorlardı. En çok başımızdan darp aldık. Yüzümdeki iz de bir çeviğin yüzüme attığı yumruktan oluştu. Camlar özel filmle kaplı olduğu için dışardan görünmüyordu bize yapılan işkence. Bu yüzden çok rahattılar. Tüm kadın arkadaşlarımıza o... muamelesi yapıldı.

Suç duyurusu

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, yaşananların adının orantısız güç değil işkence olduğunu belirterek, İşkenceciler, cinsel tacizciler aramızda dolaşmaktadırlar. Bu insanlar derhal yakalanmalıdırlar dedi. TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu da yaşanan sürecin öfkesini kontrol edemeyen 3-5 polisle açıklanacak bir şey olmadığını, bunun Erdoğanın yönlendirmesiyle gerçekleştiğini kaydetti. Basın toplantısının ardından emniyette kötü muamele gördüklerini söyleyen eylemciler, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Lokumcunun son sözü boğazımdan gaz tıktılar olmuş

Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Başbakan Tayyip Erdoğanın Hopa mitingi öncesinde yaşanan olaylarda polisin attığı biber gazıyla yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcunun son sözlerinin Boğazımdan içeri biber gazını tıktılar olduğunu söyledi.


Batı Ankara Girişimci ve Sanayici İşadamları Derneği (BAGİAD), savunma mesleği ve hakkına katkıları nedeniyle Feyzioğluna onur ödülü verdi. Törende yaptığı konuşmada Feyzioğlu, Hopadaki olaylarda yaşamını yitiren emekli öğretmen Lokumcunun ailesini ziyaret ettiğini söyledi. Feyzioğlu, şöyle konuştu: Biber gazı belli mesafeden sıkılırsa caydırıcıdır. Daha yakından öldürür. Astım olmanıza gerek yok ölmeniz için. Ve ölmeden, belki öldürülmeden önce, okuldan çıkan çocukları olay olacak burada, hava çok gergin deyip meydandan uzaklaştırmış. Darp edilmedi diyorlar. Fotoğrafları öyle demiyor. Vücudunun her yeri darbe almış. Hastanede son nefesini verdikten sonra, hastaneye gelen Başbakanlık koruma görevlilerinin havaya yüzlerce mermi sıkması. Nedir bu?
 
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1052344&Date=10.06.2011&CategoryID=77&CMessageID=855846&C


Haziran 11, 2011, 12:19:58 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 56
  • Cinsiyet: Bay

Son osmanlı padişahı tayyip erdoğan'ın ileri demokrasi yansımalarından kesitler :)