Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mason Mabedi – 4 (Biçim)  (Okunma sayısı 12609 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 27, 2011, 11:58:15 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bir mason mabedinin biçimi ve boyutları, özellikle Masonluğun simgesel derecelerinde önemlidir. Kapıdan girdiğimizde, burasının bir dikdörtgen biçiminde olduğunu görürüz. Bulunduğumuz yer kısa kenardır; kapı bunun tam ortasındadır.

5 m eninde, 10 m boyunda bir salon burası… 4 x 8 m de olabilir. Küçük mu buldunuz? Peki; 6x12 m olsun. Daha büyük de olabilir. Büyüklüğü, burada çalışacak olan locaların üye sayısına ve büyük locanın olanaklarına bağlıdır. Üye sayısı 35-40 dolayında olan localar, nispeten daha küçük bir mabette çalışabilir. Bir locanın optimum üye sayısı 50-60 olarak verilir. 5x10 m boyutlarında bir mabet, böyle bir locaya yeter. Üye sayısı artarsa daha büyük bir mabet gerekir.

Şimdi diyeceksiniz ki «Locanın bir de konukları olabilir. Onları da düşünmek gerekmez mi?»

Elbette gerekir. Üstelik konuklara öncelikle yer vermek gerekir. Ancak bu arada locanın tüm üyeleri her toplantıya katılmaz. Bir locanın üyelerinin toplantılara katılma oranı %80 ise, bu büyük başarı sayılır. Demek ki mabedin boyutları locanın %100 üye sayısına uygun ise, konuklar için de %20 oranında yer var demektir.

Mabedin boyutlarının nasıl yeterli olabildiğini anlamak için, yerleşimini de göz önünde tutmamız gerekecek. Bunu az sonra yapacağız.

Mabedin eni ile boyu arasındaki oranın 1:2 olmasına özen gösterilir ama bu öyle kesin ve zorunlu bir kural da değildir.

Olanakları elveren büyük locaların bir de “çok büyük” diyebileceğimiz bir mabetleri olur. Bu mabet, daha çok büyük locanın toplantıları (genel kurul, konvan vb) ve büyük loca çapındaki ağırlamalı törenlerde kullanılır. Bu bağlamda birçok ülkede yüzlerce kişinin yer alabileceği, bilmeyen bir gözle bakıldığında âdeta bir kapalı spor salonunu andıran mason mabetleri vardır. Ancak buradaki konumuz öyle kocaman mabetler değil, locaların ritüelik çalışmalarını yürüttüğü mabetlerdir.

Üstelik bir mabet ne kadar büyükse, burada bulunması gereken simgesel öğeler o ölçüde zor fark edilir olur. Küçük mabetlerde kendilerini daha çok belli ederler. Zaten herhangi bir toplantı salonunu bir mason mabedine dönüştüren de işte o öğelerdir.

«Bunlar nelerdir?» diye mi sordunuz?... Biraz sabırlı olun. Geleceğiz.

Bir mabedin kısa kenarlar karşılıklı olarak “Doğu” ve “Batı”, uzun kenarlar da “Güney” ve “Kuzey” olarak anılır. Biz Batı’dan girdik; az önce değinmiş olduğum üzere tam ortadan.

Ancak bazı binalarda mabedin girişinin böyle kıza kenarın tam ortasından sağlanmasına olanak yoktur. Böyle bir durumda ya mabedin dışına bir ek koridor yapılır ya da içeriye giriş uzun kenarın köşesinden olmakla birlikte mabede asıl girişin simgesel olarak Batı’nın tam ortasına denk düşecek biçimde gerçekleştirilmesi sağlanır.

Bunu anlamadınız değil mi?... Ben de anlamadım. Şöyle anlatırsam daha anlaşılır olacak:

Bir mason mabedinde, kapının hemen içinde ve her iki yanda birer yüksek sütun bulunur. Bunlar süsleme sütunlarıdır; yük taşımazlar; onun için de tavana kadar uzanmazlar ama boyları posları bakımından da görkemli olmalarına özen gösterilir. Buna benzer sütunları antik tapınakların hatta önemli binaların hepsinin girişinde görürsünüz. Fark, o yapılarda bu sütunlar dışarıdadır; bir mason mabedinde ise içeride.

Mabedin asıl girişi kapı değil, bu iki sütunun ortasıdır. Mabedin içinde, kullanım ve ritüelik uygulamalar nedeniyle bu sütunlar kapının biraz ilerisinde de olabilir. Kapıdan geçince mabede girmiş sayılmazsınız; sütunların arasından geçtikten sonra mabede girmiş olursunuz.

Burada her şey simgedir. Şu mabede giriş noktasının çok önemli bir simgesel anlamı vardır. Ben bu bağlamda burada yorum yapmayacağım. Düşünün. Bulursunuz. (Masonlar da düşünüyor ve birbirilerinden arklı yorumlar yapabiliyor.)

İşte bu nedenle, mimari zorunluluktan ötürü mabedin yer aldığı alana uzun kenarın bir köşesinden girmek zorunluluğu doğuyorsa, mabedin asıl giriş noktası buna göre düzenlenir.

Batıdan girdiğimize göre, tam karşısı Doğu demektir. Buradaki arka duvar  diğerleri gibi düz olabilir ama çoğu uygulamalarda bir yarım daire ya da oval biçimde düzenlenir.

Mabedin doğu ya da diğer yönlerde herhangi başka bir kapısı olmaz. Batıdan girilir, Batıdan çıkılır. Ancak mabedin bulunduğu alanın çeşitli nedenlerle bir başka kapısı da olabilir (yangın güvenliği, tesisat erişimi gibi.) İşte o kapılar belikli orada birer kapı olarak görülür. Hatta acil durum çıkış kapısı içten aydınlatmalı bir şekilde işaretlenmiş de olabilir. Ancak masonik/ritüelik açıdan orada bir kapı yoktur/yok sayılır.

Mabette görevlilerin ve protokol uyarınca toplantıya katılırken özel bir nitelik taşıyan masonların oturacakları yerler bellidir. Bunların dışında, toplantıya herhangi bir görevi olmadan katılan masonlar, mabedin Kuzey ve Güney duvarları boyunca tek, arka arkaya iki ya da üç sıra halinde yerleştirilmiş sandalye ya da koltuklarda yer alırlar.

Hani yukarıda mabet 5x10 m olsun demiştik ya… Böyle bir mabette, kuzey ve güney duvarları boyunca iki sıra halinde yaklaşık 6 m. boyunca sandalyeler yerleştirilebilir. Giriş-çıkış boşluklarını da düşünecek olursak, buraya 40 kişi oturabilir. Locanın görevlileri ve Doğu’da oturacak olanlar ile birlikte toplam 60 kişi sığdırılabilir.

Biraz tıkıştırdık gibi sanki…

Sayın Alcyone mimardır, biliyorum. Oldu mu olmadı mı, o söylesin.

Ayrıntılara izleyecek bölümde geçelim.





ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 27, 2011, 12:43:34 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

katkıda bulunmak isterim,
ekte eski bir loca görüntüsü mevcut, dekorasyonların kalitesi değişsede, ifade ettikleri hep aynı kalmıştır.


Temmuz 27, 2011, 01:15:24 ös
Yanıtla #2
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 241
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Siempre, göndermiş olduğunuz resim muntazam olarak çalışılan bir Mabed görünüme sahip değildir.

Saygılarımla


Temmuz 27, 2011, 01:44:16 ös
Yanıtla #3

Thoth Kardeşim tam da benim takıldığım konuyu yazmış :) Ama bu bence çok önemli değil. Çünkü görüntü Sn. Adam’ın anlatımını gerçekten görselleştirmeye yeterli. Üstüste 2 kare şeklindeki boyutlar görülüyor. Oturma yerleri görülüyor. Orta kısım biraz farklı ama olur artık o kadarı da :)

Ben boyut ne kadar büyük olabilire bir örnek vermek istiyorum. New York Büyük Locası ana toplantı salonunu gördüm. Yanımdaki  görevli Kardeş, bu salonun birebir Titanic’in balo salonunun aynısı olduğunu söyledi. Tabi ki bu toplantıların yapıldığı bir salon değil. Yıllık genel toplantılar ve/veya törenler bu salonda yapılıyor. Ama boyutları bir düşünün. Ve inanılmaz bir akustiği vardı…

Bir de anektot: Bu salonu gezerken yanımızda İrlandalı bir Kardeşim vardı. Titanic ismini duyunca söze daldı “biliyor musunuz o gemi benim doğduğum kentteki tersanede yapıldı” dedi, heyecan ve gururla. Anlamsızca baktım… Nesiyle öğünüyorsun ki, gemi daha ilk seferinde battı :) Kırmadım ama Kardeşimi :)

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Temmuz 27, 2011, 02:09:33 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Sayın Thoth,
İlgili resmi, herhangi bir internet sitesinden Sayın Adamın, Sayın Localardaki, oturma düzenini ve yönlerini ifade edebilmek amacı ile ekledim, obediyanslar da localarda yer alan bazı simgeler farkılık gösterse de , genel olarak hepsinde , oturma düzeni ve yönler aynıdır. 
(Resimdeki eksikliklerin farkındayım, fakat daha fazla ayrıntının açıklanabilecek katkılarla süsleneceğine eminim.)

Loca resminde gözükmeyen simgelere değinmiyorum  :)
Saygılarımla,



Temmuz 27, 2011, 02:27:23 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Siempre'ye teşekkürler.

Gerçi biraz erken oldu. Mabede iyice girdikten sonra görseydik bu fotoğrafı daha anlamlı olurdu. Şimdi benim anlatabileceklerim biraz sınırlandı. Ne yapalım.

Ancak bu resmin yayınlanışı (forum kuralları uyarınca sakıncası yoksa) iyi de oldu.  En azından sayın Thoth ve Sayın Mustafa Kemal bu resmin bir muntazam locanın çalıştığı bir mabedin resmi olmadığını belirttiler. İyi de, ben Sayın Thıoth ile Sayın Mustafa Kemal'in hatta bu forumda üye olan tüm MUNTAZAM statüsündeki masonların, ayrıca onların muntazam saymadığı diğer masonların dünyanın her yerindeki tüm mason mabetlerini görmüş ve bilmekte olduklarını sanmıyorum. Hatta belki Türkiye'de yaşamakta olan masonlar Türkiye'deki tüm mabetleri görmemiştir hepsini özel olarak ziyaret etmemişlerse. Yurt dışına çıktığımızda işin ölçüsü daha da karmaşıklaşır.

Örneğin burada açıkça sorayım bakalım: Muntas-zam masonlar arasındakilerden kim Londra'da Cafe Royal'in bodrum katındaki mabedi gördü? O mabet ile ana binadaki mabetler arasında çok fark var. Ana binadaki mabetler arasında da farklar var ve bunlar ABD'nin, Almanya'nın, Fransa'da muntazam sayılan ve şimdi sorunlu durumdaki o GLNF'ın mabetlerinden farklı. Demek istiyorum ki, muntazam denilen masonlukta da öyle tek ve standart bir mabet yok. Hele İngiltere'de farklı ritüellerde çalışmakta olan locaların mabetlerinin de yer yer farklı olduğunu, hele hele İskoçya'daki mabetlerin pek bir farklı olduğunu biliyoruz.

Ben bunları buraya çalaklavye yazdım. Yanlış bir şey dediysem hoş karşılana ve düzeltilene.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 27, 2011, 02:43:10 ös
Yanıtla #6

Son derece uygun bir düzeltme ve tespit. Düzeltme şansı verdiği için Sn. Adam'a teşekkür ederim. Aslında hızlı yazmaktan kaynaklanıyor. Yoksa ben de tam bakarken, acaba Almanya'da mabetler böyle olabilir mi diye düşünüyordum.

Sn. Adam'ın ikazı üzerine ben düzeltmemi şu şekilde yapıyorum. Bu resim HKEMBL'na ait değildir.

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Temmuz 27, 2011, 02:55:05 ös
Yanıtla #7
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 241
  • Cinsiyet: Bay

Ben de Sayın Adam'ın yazdıklarını okuduktan sonra Mustafa Kemal Kardeşimin yapmış olduğu düzeltmeyi yapıyorum.

Saygılarımla


Temmuz 27, 2011, 02:57:45 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 159
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Adam'ın yazılarını (yazı dizilerini) okurken insan hem keyif alıyor hem de birçok yeni şey öğreniyor. Yapılan yorum ve tartışmalar da bu keyifi katmerliyor.

Bir mimar olarak anlatılmaya çalışılan mabed mekanının zihinlerde rahatlık kurgulandığını ancak mekanı oluştururan tüm sınırların tarifi bitmeden üç boyutlu olarak anlaşılmasının biraz zor olacağını düşünüyorum. Sanıyorum sayın Adam bu konuları ileriki yazılara bırakmış. Yani mabedin tabanı, zemini oluşturan kademeler, katlar ve tavan bölümünden bahsediyorum.

Sayın Adam, giriş kapısından içeri girdiğimizde iki yanda bulunan sütunların aslında birçok eski/yeni yapıda girişi
vurguladığından bahsetmiş ancak mabedde içeride yer aldığının da sanki altını çizmiş. Acaba masonlar mabed ile harici alemi ayıran bu kapının içeriden dışarıya çıkmak değil de, içeriden başka bir içeriye girmek (için içi) olarak mı yorumlayarak bu iki sütunu mabedden çıkış yönüne koyuyorlar? Mabedden harici aleme giriş gibi... Bir şekilde bu harici aleme geri girişin bir nevi gösterge ve uyarısı olabilir mi? Dolayısıyla mabede aslında bir giriş yok, harici alemden bir çıkış var gibi de algılanabilir bu söylediklerim.

Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Saygı ile.
« Son Düzenleme: Temmuz 27, 2011, 03:00:53 ös Gönderen: alcyone »
veritas lux mea.


Temmuz 27, 2011, 04:26:32 ös
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ben Sayın Alcyone'den mimar gözüyle bir yorum rica etmiştim; o bizi alıp derin bir felsefi düüşüncenin içine dalarak orada yorum yapmamızı istiyor. Daha doğrusu belki masonların yorum yapmasını istiyor.

O yorum benim boyutumu aşar.

Ancak şöyle bir şey yaparsam belki daha kolay olacak: İzleyecek bölümde de mabedin içine girmiyeyim de, girişinde yani şu iki sütunun arasında durup, önce onları şöyle bir inceleyeyim diyorum. Sayın Alcyone'nin dediği üzere mabedin içine girip, döşemeye, tavana, duvarlara altı bir yana nasıl olsa bakarız.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
10 Yanıt
7564 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2012, 08:42:36 öö
Gönderen: ADAM
13 Yanıt
14295 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2011, 02:33:59 öö
Gönderen: ARCHITECT
1 Yanıt
7355 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2011, 12:26:28 öö
Gönderen: malygos
2 Yanıt
5180 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 22, 2015, 08:09:55 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
14566 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2011, 11:50:10 öö
Gönderen: Siempre
0 Yanıt
3901 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2011, 02:20:30 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
9921 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 12, 2011, 11:12:29 ös
Gönderen: neumann
5 Yanıt
6385 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2015, 05:56:05 ös
Gönderen: İNSAN
11 Yanıt
15491 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2011, 03:14:13 öö
Gönderen: ARCHITECT
21 Yanıt
17065 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 21, 2018, 07:29:33 ös
Gönderen: karahan