Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: COCUKLARDA DIN EGITIMI  (Okunma sayısı 2634 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 19, 2011, 08:58:23 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Mehmet Yapıcı/Çocuklarda Din Eğitimi

Bilim Teknik 25.06.2005
AKÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi

Din eğitimi isteyene verilmelidir. Din eğitimi alacak birey, seçme hakkına sahip olmalıdır. Ve son olarak din eğitimine başlamak için bireyin soyut düşünmeye başladığı dönem beklenmelidir.
Çocuklara din eğitimi ne zaman ve nasıl verilmeli? Bu sorunun cevabını "gelişim ve öğrenme psikolojisi" vereli onlarca yıl oldu. Ama bizim bilimsel kuramlardan yararlanmamak gibi kötü bir alışkanlığımız olduğu için; her kafadan bir ses çıkıyor. Din eğitimi yapılmamalıdan doğar doğmaz yapılmalıya kadar uzanan ve çoğunlukla siyasal dünya görüşleri etrafında şekillenen bir dizi bilimsel olmayan görüş...
Alışılmış olanın dışında bir tutumla, sonda söylenecek olanı baştan söylemek istiyorum. Din eğitimi isteyene verilmelidir. Din eğitimi alacak birey, seçme hakkına sahip olmalıdır. Ve son olarak din eğitimine başlamak için bireyin soyut düşünmeye başladığı dönem beklenmelidir.
Din eğitimi dersinin seçmeli olup olmaması, tartışılmasına gerek olmayan bir konudur. Bütün toplumlar ve uluslar birbirinden farklı inanışlara sahip bireylerden oluşur Farklı inanışlara sahip bireylerin kaç kişi olduğu önemli değildir. Olup olmaması önemlidir.
Örneğin Türkiye için % 99'u Müslüman olan ülke tabiri kullanılır. Bu istatistiğin bilimsel bir veri olmadığı açıktır. Buna rağmen bir an bilimsel bir veri olduğu varsayıldığında bile, geriye kalan % 1'in anlamı şudur: genel kabul görmüş din eğitimini tercih etmeyen insanlar vardır. Bunları dikkate alıp gereksinimlerini karşılamalıyız.
SEÇMELİ OLMALI
Her bir bireyin değer yargıları kendisi için değerli ve kutsaldır. Öyle ise, din eğitimini oluşturan derslerin seçmeli olup olamayacağı, ancak aynı genetik miras ve kültürel birikime sahip, dünyadan soyutlanmış ilkel kabile toplumlarında tartışılabilir. Biz bir toplumsal (kültürel) bir mozaikten bahsettiğimize göre, din eğitimini oluşturan dersler seçmeli olmalı demek zorundayız.
Din eğitimini vermek için soyut düşünme dönemini neden beklemek zorundayız. Bunu Jean Piaget 'in Zihinsel Gelişim Kuramına göre irdeleyerek cevaplayabiliriz. Piaget'in çağdaş dünyanın eğitim sistemlerinin yeniden kurgulanmasına yol açan kuramı; bireyin doğduğu andan bir yetişkin oluncaya kadar, hiyerarşik bir süreç içinde zihinsel gelişim aşamalarından geçtiğini ve buna göre zihinsel işlem yapabildiğini göstermektedir.
Buna göre; dünya'ya gelen insan yavrusu, 0-2 yaş arasında Duyusal-motor dönemdedir. Yaşamı duyu organlarıyla tanımaya ve anlamlandırmaya çalışır. Bu dönemde; düşünme ile ilgili ilk somut şey, çocuğun "nesnelerin devamlılığı" fikrini kazandığı 8-12. aylar arasındadır. Bundan önce; çocuğun zihinsel işlem yapabilme yeterliliğine ilişkin bilimsel bir kanıt şu anda ne yazık ki mevcut değildir.
Bana göre; 3-4. haftadan itibaren başlayan gülümseme davranışı ilk zihinsel işlem bulgusudur. Ancak bebeğin, bu davranışını zihinsel bir işlem olduğunu ortaya koyacak bilimsel bir kanıtımız ne yazık ki mevcut değildir.
İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM
Çocuk, 2-7 yaş arasında İşlem Öncesi dönemi yaşar. Bu dönemde çocuk; nesneleri bir tek özelliğine göre sınıflayabilir. Örneğin önüne koyduğumuz değişik şekillerdeki nesneleri sadece renklerine göre ya da büyüklüğüne göre sınıflayabilir. Ama hem büyüklüğüne hem de rengine göre sınıflama yapamaz. İşlem öncesi dönemin sonlarına doğru nesneleri sınıflamada farklı boyutlar olduğunu da düşünebilir. Gözünün önündeki nesneyi betimlemekte güçlük çeken bu çocuk bu dönemde dinle ilgili olgu ve olayları anlamlandıramaz.
Bu nedenle de; anlamlandıramadığı üstünde düşünemediği için kendini kötü hisseder. Ama yetişkinler onun dinsel formları ve algıları anlamasını beklerler. Bu bağlamda, çocuğun düşünüşü açısından yetişkinlerin dinsel form ve algıları anlamlandırmasını beklemeleri; "ben merkezli" "evrenin merkezine" kendisini koyan çocuk için, yapılması gereken ama yapamadığı bir yetersizlik olarak olumsuz benlik algısına yol açacaktır.
Bir çok çocuk; bu dönemlerini yaptıkları ve yetişkinlerden olumlu dönüt alamadıkları her davranışlarının bedelini ağır bir şekilde ödeyeceklerini duyumsadıkları yoğun bir korku içinde geçirirler. "Şeytan tarafından cezalandırılmak", "cehennemde cayır cayır yanmak", "Allah tarafından taşa dönüştürülmek", "Allah tarafından sevilmemek" bunlardan bazılarıdır.
Hiç kimsenin çocuğa bu duyguları yaşatmaya hakkı yoktur, olmamalıdır. Bu dönemde, doğaçlama olarak çocuk içinde bulunduğu sosyo kültürel çevrenin ilk dinsel formlarını da farkında olmadan kazanmış olur. Bu, bir tür informel eğitimdir.
EZBERİ ORTADAN KALDIRMAK
Çocuk 7-11 yaş arasında somut işlemler dönemindedir. Sınıflama yapmada ustalaşmıştır. Ama bu sınıflama çoğunlukla somut olgu ve olaylar üzerinedir. Basit soyutlamaları anlayabilir. Ama bu soyutlamaların karşılığının somut olması gerekir.
Örneğin; hayvan soyut bir kavramdır. Ama çocuk bunu anlar, çünkü çevresi bir sürü hayvanla doludur. Kültür de soyut bir kavramdır ama çocuk bu kavramı anlamlandıramaz. Çünkü; bu kavramın çocuk açısından yaşamın içinde somut bir karşılığı yoktur. Bu nedenle, bu tür bir kavramı öğretmeye kalktığınızda, anlamlandıramadığını ezberleyerek öğrenMİŞ gibi yapacaktır.
Bizim eğitim sistemimizde ezberi ortadan kaldırmanın tek yolu çocuğa zihinsel, duygusal ve psiko-motor gelişimine uygun öğretim yapılması ile mümkündür. Dolayısıyla, bu yaşta verilmemesi gereken ama verilen din eğitimi, anlayamadığını ezberlemeye yöneltir çocuğu... Bizim eğitim sistemimizdeki temel problem olan ezbercilik hastalığının kökleri de, dinsel eğitimle başladığını düşünüyorum. Çünkü, o eğitim sürecinde, insan bilmediği bir dilde olanı anlayamadığı için ezberlemeye çalışır.
Somut işlemler döneminde din eğitimi verilmemelidir Bu dönemde, somut olgu ve olaylar üzerinde düşünebilen birey, din gibi soyutun soyutlaması bir olguyu anlamlandıramaz.
HEYET NASIL OLUŞMALI?
Soyut işlemler dönemi Piaget'e göre 11-12 yaşından itibaren yani ergenlikle birlikte başlayan bir dönemdir. Soyut düşünme döneminin başlama yaşı ve şekli; kültürden kültüre toplumdan topluma, iklimden iklime, bireyden bireye değiştiğinin de bilinmesi gerekir.
Soyut işlemler döneminde çocuk artık karşılığı soyut olan soyutlamaları da anlamlandırabilir. Bilimsel düşünme becerilerini göstermeye başlar. Evreni tanımaya ve anlamaya başlar. Kendisi dışında canlıların da önemli olduğunu gerçek anlamıyla bu dönemde betimlemeye başlar. Gerçek ve sağlıklı bir din eğitimi de ancak bu yaşlarda başlayabilir. Böylece çocuk; dinsel değerler sistemine sahip, başkalarının da inanış sistemlerini saygılı bir birey olarak yetişebili
Bunun için de; somuttan karşılığı somut olan soyutlamalara kadar; din eğitimi dersi "zihinsel gelişim kuramı" alanında uzmanlaşmış eğitim bilimciler tarafından kurgulanmalıdır.
Din eğitimi kurgusunu yapacak komisyonda şu kişiler yer almalıdır: Program geliştirme Uzmanı, Eğitim Psikologu, Din Kültürü Ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni, Din Psikologu, Din Bilimci, Öğrenci Temsilcileri. Bu şartlarda yapılmış olan bir kurgunun içinde; günümüzde yer alan dinler yüzeysel olarak tanıtılmalıdır. Yani basit ve yüzeysel bir Dinler Tarihi dersi olacaktır. Ama ihtimal ki; din eğitimi taraftarları bununla yetinmeyeceklerdir. Çünkü, onların niyeti, bireyin kendi özgür aklı ile dinsel olguları anlaması ve anlamlandırması değil, kendi dinsel algılarına uygun müritler yetiştirmektir.
SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ
Çocuk; doğduğu andan itibaren aslında dinsel bir kültürlenme sürecini de yaşamaya başlar. Aile ve aile çevresinde yaşananları yaşayarak, gözlemeyerek, taklit ederek öğrenir. Dolayısıyla okulda din eğitiminin olmaması çocuğun dini öğrenmediği anlamına gelmez. Çocuk dinin somut kısmını, somut değerlerini ailede kültürlenerek öğrenir. Eğer çocuk dinsel değerler sistemini kültürlenerek kazanamıyorsa; ailede dinsel kültürlenme yaşanmıyor demektir. Dolayısıyla çocuğunu kültürleyemeyen bir aile, kendi suçunu başkasına yükleme kolaycılığına kaçmamalıdır.
Ama eğer dini öğrenmekten kastedilen; belirli mezheplerin değerler sistemine ve felsefesine ulaşmaksa; bu din eğitimi olmaktan çıkar. Bu olsa olsa mezhep öğretimi olabilir ki; demokratik bir toplumda hiç kimse, mensubu olduğu mezhebi din eğitimi adıyla genelleştirme ayrıcalığına sahip değildir.
Dolayısıyla DİN üst düzey bir soyutlamalar dizgesi olduğuna göre; çocuğun bunu anlamlandırarak öğrenebilmesi için SOYUT İŞLEMLER dönemi beklenmelidir. Bunun en uygun olduğu dönem ise (en erken); İlköğretim ikinci kademedir.
Din eğitiminin amacı baştan konulmalıdır. Çocuk, din yoluyla sevgi dolu bir dünyanın nasıl kurgulanabileceğini mi öğrenecek, içine doğduğu dinin biçimsel formasyonunu mu öğrenecek? Ve bunları hangi yaşta öğrenebilir? Eğer amaç; din yoluyla sevgi dolu bir dünyanın nasıl kurgulanacağını öğretmekse, birey bu amacı geliştirecek zihinsel işlemleri soyut işlemler döneminden itibaren sahip olabilmektedir. Eğer amaç diğeri ise; zaten bizim ülkemizde bunun sonuçları bütün çıplaklığı ile görülebilmektedir. Dolayısıyla üzerinde konuşmayı gerektiren bir şey yok demektir.
Düşünebilen her bir birey kendisine şu soruları sorabilmelidir. Din neye hizmet etmeli? Laik anti-laik kutupları kendiliğinden, bir gecede mi oluştu? Yoksa uzun yıllardır yapılan yanlış din eğitiminin (ister okul kurumunda, isterse okul dışı kurumlarda yapılmış olsun) bir sonucu olarak mı ortaya çıktı? Bu soruların cevabı verilmeden; sağlıklı bir din eğitimi kurgusu yapılamayabilir.
   
   

   


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4152 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2010, 11:29:47 ös
Gönderen: cardiffmonster