Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!  (Okunma sayısı 5514 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 05, 2012, 06:39:38 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811




Bugün Marx'ın doğum günü: Avrupa'daki hayalet dolaşmaya başladı!

5 Mayıs 1818'de doğan Karl Marx, bugün 194 yaşına girdi. Marx, bugün bütün ehlileştirme çabalarına rağmen egemenlerin yüreğine korku salıyor, zalime direnen ezilenler ise yanı başında hala Marx'ı buluyorlar. İyi ki doğdun Marx!

Marx 5 Mayıs 1818'de Almanya'da doğduğunda, çalkantılar içerisindeki Avrupa, yeni bir çağa doğru ilerliyordu. Fransız Devrimi tarafından siyasi iktidarının önü açılan burjuvazinin karşı cephesinde, onunla dişe diş kavgaya girecek bir sınıf, proletarya beliriyordu.

1848 yılına doğru gidilirken, bu mücadelede can yoldaşıyla, Friedrich Engels'le birlikte kaleme aldıkları manifestoda, kavganın ana hatlarını betimlediler:

"Şimdi gözlerimizin önünde benzer bir hareket cereyan ediyor. Burjuva üretim ve değişim koşulları, burjuva mülkiyet ilişkileri, öylesine büyük üretim ve değişim araçlarını oluşturma büyüsünü başarmış o burjuva toplumu, yer altından kendi çağırdığı güçlere artık hükmedemez olan cinci hocalara dönmüş durumda. On yıllardan beri sanayi ve ticaretin tarihi, modern üretici güçlerin, modern üretim ilişkilerine karşı, burjuvazinin ve burjuva egemenliğinin yaşam koşullarını oluşturan bu mülkiyet ilişkilerine karşı başkaldırısının tarihidir yalnızca. Periyodik yinelenmeleriyle tüm burjuva toplumunun varlığını sürekli artarak tehdit eden ve sorgulayan ticaret krizlerini anmak yeter. Ticaret krizlerinde, yalnız üretilen ürünlerin değil, oluşturulmuş üretici güçlerin de büyük kesimi düzenlice yok oluyor. Krizlerde öyle bir toplumsal bulaşıcı hastalık ortaya çıkıyor ki, bu hastalık tüm daha önceki dönemler için saçma görünürdü —aşırı üretim denen salgın hastalık. Toplum bir anda kendini barbarlık durumuna düşürülmüş buluyor; bir kıtlık, genel bir yok etme savaşı, tüm yaşamsal maddeleri toplumun elinden almış görünüyor; sanayi, ticaret yok edilmiş görünüyor, niçin? O toplum aşırı uygarlığa, aşırı geçim aracına, aşırı sanayiye, aşırı ticarete sahip diye. Elinin altındaki üretici güçler, burjuva mülkiyet ilişkilerini desteklemeye hizmet etmiyor artık; tam tersine bu güçler, o ilişkilere büyük gelmeye başlamıştır, engellenirler; engellerden kurtuldukları zaman ise tüm burjuva toplum düzenini bozuyorlar, burjuva mülkiyetin varlığını tehlikeye sokuyorlar. Burjuva ilişkiler, kendi ürettiği zenginliği kucaklamaya yetmeyecek kadar daralmış. Burjuvazi, krizleri ne yolla aşıyor? Bir yandan üretici güçlerin büyük bölümünü zorla yok etme, öbür yandan yeni pazarlar fethetme ve mevcut pazarları daha dibine kadar sömürme yollarıyla. Yani? Daha çok yönlü ve daha büyük krizleri hazırlama ve krizleri önleyici araçları daha da azaltma yoluyla.

Burjuvazinin feodalizmi yere sermede kullandığı silahlar şimdi burjuvazinin kendisine yönelmiş durumda.

Böylece burjuvazi, kendi ölümünü getirecek silahları yapmakla kalmayıp, o silahları kullanacak insanları da yaratmıştır —modern işçileri, proleterleri!

(…)

Komünistler, görüş ve niyetlerini gizlemeyi reddederler. Amaçlarına ancak bugüne kadarki tüm toplumsal düzenin zorla yıkılmasıyla ulaşabileceklerini açıkça bildirirler. Varsın egemen sınıflar bir komünist devrim ürküntüsüyle tir tir titresinler. Proleterlerin, zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yok. Bir dünya var kazanacakları.

Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!

Ve Marx ile Engels, "birleşin" dediği tarihten itibaren bütün dünyada sömürücülere karşı savaşanlar, hala ondan ilham alıyorlar, hala onun devrimci kişiliğini örnek gösteriyorlar, hala onun düşüncelerinin derinliğini kavramak için gayret ediyorlar.

İyi ki doğdun Marx!

(soL)



Mayıs 05, 2012, 08:29:25 ös
Yanıtla #1

Marx öldü ve onun değerlerini savunan pek çok lider öldü. Ama dün bin idiler bugün milyonlar. Fikirlerine katılalım yahut katılmayalım, ne olursa olsun emperyalizme karşı verdiği savaş için önünde saygıyla eğilmeliyiz.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Mayıs 05, 2012, 09:18:12 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Sayin  peacewings,

Karl Marx emperyalizim hakkinda birseyler söyledimi tam bilmiyorum ama bildigim kadariyla emperyalizim olgusunu O"nun ögrencisi olan Lenin aciklamistir ve bilimsel temellere oturtmustur.
Ama bir konuda haklisiniz , bugün milyonlarca insan O"nun düsüncelerini savunuyorlar ve yine bugün kapitalizim hala ondan öcü gibi korkuyor.

O"nun degeri hakkinda birsey söylemek benden cok aramizda bulunan sayin ADAM gibi bu iste daha tecrübeli vede bilincli abilerimize ve arkadaslarimiza düser. Ben sadece asagiya O"ndan bir kac alinti yaparak bir katki sunayim dedim.

Alintilar


"Filozoflar dünyayı, yalnızca, çeşitli şekillerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir."


"İnsanların varlığını belirleyen onların bilinci değil, tersine onların bilincini belirleyen onların toplumsal varlığıdır."


   "Dinsel üzüntü, bir ölçüde gerçek üzüntünün dışavurumu ve bir başka ölçüde de gerçek üzüntüye karşı protesto oluyor. Din ezilen insanın içli ezgisini, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığını, manevi olanın dışlandığı toplumsal koşulların maneviyatını oluşturuyor. Din, halkın afyonunu oluşturuyor."

“   Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. "

Alinti bitti.


Mayıs 05, 2012, 09:32:00 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Karl MARX"tan bir kac söz daha.



Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz,başarılı bir üretici değilsiniz...

Yoksulluğu azaltmadan zenginliği arttıran ve suç işleme bakımından,sayılardan daha hızlı artış gösteren bir toplumsal sistemin özünde çürümüş birşeylerin olması gerekir.

İnsanoğlu önüne çıkan sorunlara çözüm arar.

Hadi oradan. Son sözler yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir. (Son sözleri)

İnsan gelişmesinin alanı zamandır.

Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.

İşe fiilen başlar başlamaz, artık, emeği onun olmaktan çıkmıştır ve bunun için de bu emeğin şimdi işçi tarafından satılması sözkonusu olamaz.

Görünen, gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı.

Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir.

İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendine yabancılaşır.

İnsanların maddi yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi koşullar onların bilinçlerini belirler.

Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır.

Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir.

Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.

Toplumun kalabalıkları ve onlar gibi düşünenler benim kitabımı okumasınlar; hem ben, ona hiç el sürmemelerini alışkanlıklarına uyarak eserimi yanlış anlamalarına yeğ tutarım.

Toplumlar üstesinden gelemeyecekleri sorunları gündeme getirmezler.

Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve en sonunda insanlar yaşamın gerçek koşullarıyla ve diğer insanlarla ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor. Modern burjuva toplumu, böylesine kudretli üretim ve mübadele araçlarının bir araya getirmiş olan bu toplum, yer altı güçlerini kontrol edemez bir büyücüye benziyor.

Bir kimsenin özgür olarak gelişmesi, herkesin özgür olarak gelişmesinin şartıdır.

Almanya'nın ve geriye kalan Batı Kıta Avrupası'nın toplumsal istatistikleri, İngiltere'dekilere oranla acınacak durumdadır. Ama gene de, arkasındaki meduza başını şöyle bir görmemize yetecek kadar perdeyi aralıyorlar. Hükümetlerimiz ve parlamentolarımız, İngiltere'deki gibi, zaman zaman, ekonomik koşulları inceleyecek komisyonlar kursa; bu komisyonlara gerçeği araştırmak için aynı biçimde tam yetkiler verilse; bu görevler için İngiltere'nin fabrika denetmenleri,halk sağlığı konusundaki sağlık raportörleri, kadınlar ile çocukların sömürülmesi, konut ve beslenme konularını inceleyen komiserler gibi yetenekli, tarafsız ve saygın insanlar bulunabilse; bizdeki durumu görüp dehşete düşerdik. Perseus, avladığı devler kendisini görmesin diye sihirli bir başlık giyerdi. Biz ise, devlerin varlığını görmemek için, sihirli başlığı gözlerimize ve kulaklarımıza kadar indiriyoruz.

Kapitalist üretimin en büyük engeli, sermayenin ta kendisidir.

Dünyanın kurtuluşu sosyalizmdedir.

Anlatılan senin hikayendir.

Madem ki insanı biçimlendiren yaşadığı koşullar; koşullar en insani şekilde biçimlenmelidir.

Eğer dış görünüş ve şeylerin özü aynı olsaydı, o zaman bilime gerek kalmazdı .

Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa; seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bu bir talihsizliktir."

Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri şeyleri yok, kazanacakları bir dünya var. Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!

Kitaplarım, onları yazarken içtiğim tütünün bile parasını karşılamadı.

Asacağımız son kapitalist, muhtemelen bize asma halatını satan kişi olacaktır.

Modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona dayanarak ürettiği ve mülk edindiği temeli çeker alır. Şu halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır.

Saygilarimla


Mayıs 05, 2012, 10:34:46 ös
Yanıtla #4
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

İnsanlık tarihinde bir en büyük zekadan bahsedilecekse o tac en cok Marx'a yakışır herhalde. Hala hiç bir ana savı curutulememiş, hala söylediklerinin üstüne bir sey söylenmemiş, ortaya koysuklarindan sonra halen yeni bir bilimsel metodoloji geliştirilmemiş, birbirinden farklı pek cok alanda pek cok dusunce ve bilim insanın onun sistemi üzerinden yurumekte. Tum halkların ülkelerin en parlak yol göstericisi iyi ki doğmuş.
Ama Marx'i anlamak icin okumalı, dahası okuduğunu anlama yetisi ve ciddi bir idrake sahip olunmalı. Ne yazık ki bizim ülkemizde Marx'i okuyan tahlil eden pek az. Çoğunlukla ezbere sözlerle gidiliyor, eh tabi bir yerde de tıkanma mutlaklasiyor.

Ondan benim cok sevdigim ve pek cok tekrarettigim bir paragraf alintilayayim. 1844 Elyazmalarında soyle diyor

"İnsanı insan olarak, dünyayla ilişkilerini de insani ilişkiler olarak kabul ederseniz, sevgiyi yalnız sevgiyle, güveni yalnız güvenle, vb., değiştirebilirsiniz. Sanatın tadına varmak istiyorsanız, sanat kültürü almış biri olmalısınız; başkalarını etkilemek istiyorsanız, başkalarını gerçekten canlandıran ve yüreklendiren biri olmalısınız. İnsanla -ve doğayla- ilişkilerinizin her biri, gerçek bireysel hayatınızın belirli bir şekilde kendini göstermesi olmalı, isteminizin nesnesine uymalıdır. Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılığında sevgi yaratmıyorsa, seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bir talihsizliktir."


Mayıs 05, 2012, 11:41:32 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

türk solu için geçerli değil. malesef son yıllarda  kimliksizleşmiş, proleter sorunlara bütünüyle sırtını dönüp ülke içi hesaplaşmalara girişen tuhaf bir sol anlayışı duruyor karşımızda. bakın tkp denen komunist görünüşlü militarist partinin ergenekon örgütüyle bağlantıları deşifre edildi. dsip deseniz tayyipçi solcu gibi yeni bir sol ekolü yaratma peşinde..  ben türk solunun aşırı derecede kimliksizleştiğini, özünden koparıldığını ve devlet tarafından kontrol edilir hale geldiğini düşünüyorum. 12 işçinin yanarak ölmesini doğal bir gündelik hadise olarak yorumlayıp bir iki haber başlığı dışında herhangi bir tepki ortaya koymayan adamlar, tiyatroların özelleştirileceğini duyunca sokaklara dökülüyorlar. bu mudur proleter ahlak? lütfen bana söyleyin postal yalayan komunist olur mu? bir elinde deniz gezmiş'in bir elinde atatürk'ün fotoğrafını taşıyan insanlara komunist denilebilir mi?

halaycı komunist bunlar.. devletin resmi müzik grupları eşliğinde halay çekiyorlar. piknikleri, büroları, sosyal ortamları var.. başlarındaki adamların çoğu devlet tarafından atanmış. bir nevi atanmış komunistler. türkiye'de sol öldü dostlar ruhuna el fatiha..
Her emir özgürlüğün suratında patlayan bir tokattır!
Michail Bakunin


Mayıs 06, 2012, 12:29:24 öö
Yanıtla #6

türk solu için geçerli değil. malesef son yıllarda  kimliksizleşmiş, proleter sorunlara bütünüyle sırtını dönüp ülke içi hesaplaşmalara girişen tuhaf bir sol anlayışı duruyor karşımızda. bakın tkp denen komunist görünüşlü militarist partinin ergenekon örgütüyle bağlantıları deşifre edildi. dsip deseniz tayyipçi solcu gibi yeni bir sol ekolü yaratma peşinde..  ben türk solunun aşırı derecede kimliksizleştiğini, özünden koparıldığını ve devlet tarafından kontrol edilir hale geldiğini düşünüyorum. 12 işçinin yanarak ölmesini doğal bir gündelik hadise olarak yorumlayıp bir iki haber başlığı dışında herhangi bir tepki ortaya koymayan adamlar, tiyatroların özelleştirileceğini duyunca sokaklara dökülüyorlar. bu mudur proleter ahlak? lütfen bana söyleyin postal yalayan komunist olur mu? bir elinde deniz gezmiş'in bir elinde atatürk'ün fotoğrafını taşıyan insanlara komunist denilebilir mi?

halaycı komunist bunlar.. devletin resmi müzik grupları eşliğinde halay çekiyorlar. piknikleri, büroları, sosyal ortamları var.. başlarındaki adamların çoğu devlet tarafından atanmış. bir nevi atanmış komunistler. türkiye'de sol öldü dostlar ruhuna el fatiha..

Öncelikle aramıza hoşgeldiniz. Belli ki bazı kriterler sizi Türkiyedeki solculuğun öldüğü fikrine getirmiş. Hele ki Atatürk ile Komünizmi bir arada asla olamayacağını söylemeniz bana pek mantıklı gelmedi. Tabi bu konu üzerine daha bilgili arkadaşlarımız çıkacak ve bizi aydınlatacaklardır. Tiyatronun özelleştirilmesi vahim ve sanıldığından daha tehlikeli bir durumdur. Bence üzerinde hassasiyetle durulması gerekir. Siz her ne kadar beğenmeseniz de o beğenmediniz TKP'liler bu seneki 1 Mayıs'ta Ankara'da geçen senenin 6 katı katılım sergilediler. Onların bu başarılı örgütlenmeleri karşısında şaşmamak ve alkışlamamak elde değil. Foruma başvururken polemiklerden kaçınacağımı belirtmiştim. Belirttiğim üzere sözümün arkasında durmak isterim. Bu yüzden daha fazla yazmak istemiyorum. Tekrar aramıza hoşgeldiniz.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
14 Yanıt
11391 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2007, 04:35:37 ös
Gönderen: klmtrs
7 Yanıt
5058 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2007, 07:03:10 ös
Gönderen: shemuel
13 Yanıt
6084 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 03, 2009, 12:50:10 öö
Gönderen: Morcut
1 Yanıt
3439 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 28, 2012, 12:25:23 öö
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2737 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2010, 04:58:56 ös
Gönderen: Mozart
14 Yanıt
9831 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2010, 10:44:20 ös
Gönderen: shaGrot
4 Yanıt
9492 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 02, 2010, 01:57:58 öö
Gönderen: sundance
2 Yanıt
3386 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 18, 2011, 11:11:02 öö
Gönderen: oya
1 Yanıt
4129 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2013, 06:48:09 öö
Gönderen: ceycet
6 Yanıt
24981 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 04:07:09 ös
Gönderen: ayilmaz92