Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: IDF’ye (İsrael Defense Force / İsrail Savunma Kuvvetleri)  (Okunma sayısı 2080 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 16, 2017, 11:45:52 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Yüksek Teknoloji Birimi ‘Talpiot’

İsrail, tüm dünya ülkeleri arasında en fazla savunma ve savaş gücüne ihtiyaç duyan ülkelerin başında gelir. Liseden yüksek notlarla mezun olan binlerce genç, IDF’ye (İsrael Defense Force / İsrail Savunma Kuvvetleri) katılmak için zorlu sınavlardan geçer. Bu gençlerin bir kısmı hava kuvvetlerine aday olur; bir kısmı Sayeret Matkal gibi komando birimlerine girmeyi hedefler. Ancak 1979’dan itibaren gençlerin gözdesi olan bir bölüm daha var: Talpiot adlı birimde gençler savaşmaya gitmiyor; bilâkis öğrenmeye gidiyorlar.

 Yüksek Teknoloji Birimi ‘Talpiot’
Talpiot birimindeki öğretmenler, matematik, fizik, bilgisayar bilimi gibi alanlarda dünyadaki en seçkinleri sayılabilir. Burada ordunun, bahriyenin ve hava kuvvetlerinin en yüksek düzeydeki strateji liderleri de yer alır. Nihaî amaç, güçlü bir askeri ve bilimsel altyapısı olan ve dünyada hiç kimse gibi düşünmeyen askerler yaratmaktır.

Bu askerler, IDF’ye diğerleri gibi üç yıl veya 20 ay için kaydolmaz; tam on yıllık bir süre için kaydedilirler. Program çok yoğun olduğundan, seçilen parlak adayların her dördünden biri programın sonuna kadar devam edemez.

Bu bölümden mezun olan askerler, yüksek bilgi birikimi ile, İsrail’in caydırıcılık kalkanlarına ve istihbarat servislerine katkıda bulunmak; orduyu, deniz ve hava kuvvetlerini herhangi bir savaşta daha da güçlü kılmakla yükümlüdür. Diğer bir deyişle bu küçük elit grup, İsrail savaşını yönlendirmekle mükelleftir.

Bu birim, IDF’nin bir birimi olduğu tarihten beri, İsrail’in savunma ilkeleri ve silahlarının tekâmülü ve nasıl kullanıldığı hususlarında diğer hiçbir askerî örgüt bu denli etkili olmadı. Bu askerlerin hizmetleri, askerlik süreçlerinin bitimiyle nihayete erer. Bu birimden ayrılanlar, genellikle aldıkları bu eğitimi İsrail ekonomisine uygulayarak ve yüz milyonlarca dolarlık ulusal varlık ve on binlerce kişilik bir istihdam yarattılar.

Yom Kipur Savaşının sonuçları

Ekim 1973’te İsrail’in haber alma teşkilatı, Arap komşuları bir savaş olasılığının çok yüksek olduğunu bildirdi. Lâkin Başbakan Golda Meir başkanlığında İsrail yönetimi uyarıyı ciddiye almadı. ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’in de ikaz ettiği gibi, İsrail savaşı başlatan taraf olmak istemiyordu. Ancak 6 Ekim 1973’te Yom Kipur günü Mısır ve Suriye saldırıya geçti. Daha önce gözlemlenen etkinlikler manevra değildi. Mısır güçleri Süveyş’i geçti, Bar-Lev hattı çöktü ve nöbetteki tüm İsrailli askerler öldürüldü. İsrail gafil avlanmıştı ve ülkede büyük bir kaos yaşanmaya başladı. Yedekler hemen silah altına alındı. Araplar, Sovyetlerden aldıkları modern silahlar ve savaş taktikleriyle 1967 yılındaki ‘6 Gün Savaşı’nın başarısının rehavetini yaşayan İsrail’e zor saatler yaşattılar: İsrail muhakkak ‘yenilmez’ değildi! Savaş, son anda İsrail’in lehine sonuçlandı.

Savaşın nihayetinde 2656 İsrail askeri öldü, 9 bini de yaralandı. Birçok İsrail savaş uçağı ve tankı devre dışı kaldı Bu travma İsrail’i yeni bir strateji geliştirmeye sevk etti; aksi halde yeni bir savaş İsrail’in sonu olacaktı. İsrail sadece yeni silahlarla değil, düşmanı aşacak yeni yöntemler keşfedecek genç dimağların eğitimi ile kendini savunabilecekti. 1973’teki savaşın fiyaskosunu soruşturan komisyonun raporu Ocak 1975’te yayınlandı. Golda Meir’in yanı sıra birçok yüksek rütbeli subay ve yardımcıları görevden alındı; yeni bir yönetim işbaşına geldi. Genelkurmay başkanlığına ise Suriye birliklerinin taarruzunu durdurabilen Refail Eitan getirildi. 1978 yılında ise uzun süredir yeni savunma stratejileri üzerinde çalışmalar yapan İbrani Üniversitesi profesörlerinden Dothan ve Yatziv, projelerini sunmak için Eitan’ın huzuruna çağrıldı. Deneyimli Havacı Albay Benjamin Maches’le birlikte iki profesörün projelerini dinledi. Sunumun ardından profesörlere projelerinin kabul edildiği ve bir an önce çalışmaya başlamaları bildirdi. Bu arada Savunma Bakanı olan Ariel Şaron da, projenin süratlendirilmesini emretti. Albay Maches’in ve profesörlerin ilk icraatı, projeyi isimlendirmek oldu: ‘Talpiot’, güçlü istihkâmlar veya yüksek kuleler…

Talpiot’un standartları saptandı

Dothan ve Yatziv, öğrenci temin etmek için Haifa, Tel Aviv ve İbrani Üniversiteleri ile temasa geçti. Fakat üniversiteler kampüslerinde asker istemiyordu. Asker kafalı generaller de Talpiot’un orduda tepe noktada yer almasını hazmedemiyordu. Ancak Talpiot’un ilk komutanı Dan Sharon, Prof. Dothan’ın arkadaşıydı ve ona destek oldu. Profesörler ve Maches, Talpiot’un standartlarını saptadılar: Zeka seviyesi yüksek, yaratıcı, odaklanabilen, sempatik kişiler istihdam edilecek; bunlar, Savunma Bakanlığı’nın Ar-Ge bölümü ile irtibatlı, vatansever ve istekli asker sıfatı alacak kişiler olacaklardı.

Talpiot için yüzlerce genç müracaat etmeye başladı. Bu kişilere başta MAFAT (Savunma Bakanlığı Ar-Ge Bölümü) yetkilileri olmak üzere yüksek rütbeli askerlerden oluşan heyetler testler ve sözlü görüşmeler uyguladılar. Sorularla, zekaları ve stres altında sorulara pratik cevaplar üretebilmeleri gözlemleniyordu. Zamanla bu görüşmelere Talpiot mezunları da nezaret etmeye başladı. MAFAT ise, 1980’lerde Savunma Bakanı Ariel Şaron tarafından İsrail savunma sanayisine bir tür şemsiye olarak oluşturulmuştu ve bünyesindeki Dış İlişkiler Birimi, yurtdışında silah alım ve satımıyla da görevliydi. MAFAT, Talpiot öğrencilerini eğitim aşamalarının her kademesinde izlemeyi de üstlendi. Ayrıca örgütte mevcut bir yönlendirme komitesi eğitim programında saptamalar yapmak için yılda birkaç toplantı yapabilirdi. Talpiot’un komutanı ile İbrani Üniversitesinden bir yetkili de komisyona dâhildir; komisyona savunma sanayii temsilcileri ve kara, hava ve deniz komutanlıklarındaki yüksek rütbeli subaylar da davet edilebilir. Burada ana amaç, İsrail’e sürekli olarak çok iyi eğitilmiş, yüksek motivasyonlu gençler sağlayıp, bunların bu ülkeye daha iyi ve modern bir savunma gücü temin etmek oldu.

Talpiot programının başarılı olmasının birçok nedenlerinden biri de, onu yöneten subayların aydın görüşüdür. İsrail’de yoğun olan bürokrasinin bu birimde zararlı olmaması için gereken esneklikler sağlanmakta. O kadar ki program altıncı yılını doldurduğunda, öğrencilerin bazı konularda yöneticilerden daha çözümcü oldukları saptandı. Eski mezunlardan Ophir Shoham yönetime atandı. Kendisi, mezuniyetten sonra İsrail iletişim sistemlerinde çalışmış ve başarılı olmuştu. Shoham, askeriyede kalmak ve Talpiot programını daha da geliştirmek istiyordu. Bu arada 1984’te Talpiot’a kadınlar da alınmaya başlamıştı. Katılan kadınlar, orduda 10 yıllık bir programdan yılmayanlardı.

Askeri teknolojide Talpiot’un katkısı

1990’larda İsrail’in askeri teknolojisi dev adımlar ile ilerlemeyi sürdürüyordu ve askeri bir sır olan, duyurulmayan Talpiot Programı öğrencilerinin ve mezunlarının bunda katkısı büyüktü. Yeni lider Yarbay Avi Poleg, katılımcıların araştırmacı karakterinin, teknolojik gelişmelerde sağlanan büyük başarının nedeni olduğunu belirtti. Bu açıdan Talpiot’un başkanının, bu makamı fazla işgal etmemesi kararlaştırıldı. 2003’te yeni fikirler üretecek Amir Schlachet, Talpiot’un komutanı oldu. Bu dönemde Talpiot’un üzerindeki gizem örtüsü kalkmaya başlamıştı. Fizik, matematik gibi bilimler ile ilgilenen, bu alanlarda yüksek bir statü sahibi olmak isteyen ve ABD’de Harvard, MİT, Princeton, Yale gibi üniversitelere gitmek isteyen gençler Talpiot’a adaydı. 17 yaşında Talpiot’a katılan Schlachet de bunlardan birisiydi. İbrani Üniversitesinde üç yıl fizik okuduktan sonra Talpiot’a havadan havaya, havadan yere ve radarla iletişim hakkında elektronik konulu bir projeye katıldı. Daha sonra ticaret hayatına katılmak isteyen yetenekli Schlachet ikna edildi ve Talpiot’ta kaldı. Getirdiği yenilik, Talpiot öğrencilerinin projelerinde birbiriyle rekabet etmesi fakat asla kavga etmemesi olgusunun yerleştirilmesi ve mezunların doğru konumda istihdam edilmesiydi. Bu aşamada hâlâ gözlemci bulunan Savunma Bakanlığı yetkilileri artık Talpiot’un kendi kendini geliştirir duruma geldiğini bildirdiler…

Günümüzde Talpiot’un 37 yılını tamamlaması ile birlikte kurum çok seçkin bir konuma geldi. Liselerin fen bölümlerindeki önde gelen 50 öğrenci programa kabul ediliyor. Esasında da İsrail’in liselerinin çoğu, öğrencilerini elit teknolojiye ve Talpiot gibi düşünme birimlerine göre hazırlamaktalar. Talpiot’un felsefesi ise, özgün düşünce tarzı, merak ve motivasyon. Sorumluluğun büyük bir kısmı öğrencilere bırakılır. Onlar icabında başarısızlıkla kendilerini terbiye edecektirler. Talpiot’a aday temin eden ilk liselerden birisi de ‘Handassa’dır. Bu kelime, İbranice’de mühendislik ve geometri anlamına gelir.

 

Üstün zekâlı öğrencilere kapı açık

Diğer bir üstün zekâlı lise öğrencisi de, Ophir Kra-Oz idi. Bu genç, daha 1988’de lâfı bile edilmez iken ‘Silicon Valley’ projesini tahayyül etmişti. Bu dönemde geldiği okulda öğrenciler bilgisayar bilimi üzerinde o denli bilgiliydiler ki, onların öğretmenlerinin yerine geçip sınıfa ders verdikleri zamanlar oluyordu. Bu arada ilginç bir gelişme oldu. Bu yıllarda Rusya’dan gelen göçmenler arasında çok gelişmiş eğitim düzeyleri nedeniyle İsrail’de iş bulamayan kişiler vardı. Bunlar Handassa okullarında öğretmen oldular. Günümüzde Tel Aviv’in kuzeyindeki Herzliya’ya taşınmış olan bu eğitim kuruluşları; bilgisayar mühendisliği, teknoloji, tıp bilimi, robotik, uydular, uzay bilimi ve bio-teknoloji gibi dallarda proje üretmiş öğrenciler ile Talpiot’a kaliteli gençler sağlamakta.

Keza Hayfa’da Teknion Üniversitesi dolaylarındaki Leo Baek Okulunda kuzey İsrail’den gelen 1000 kadar genç, 150 öğretmen tarafından yetiştirilmekte. 2005’te bu okul Talpiot’a beş mezun gönderdi. Bunların arasında bulunan Marina Gandlin, daha sonra kısa menzilli füzelere karşı savunma ve ‘Demir Kubbe’ konularında öncülük etti. Ayrıca İbrani Üniversitesi yakınlarında bulunan Lyada adlı bir lise de, robotik, nanoteknoloji, biyomedikal mühendislik, uzay bilimi ve bilgisayar bilimi alanlarında alt yapı oluşturmuş gençleri Talpiot’un görüşlerine sunmakta. Devlet, liselere maddi destek fonları sağlıyor. Zira mezunları, görüldüğü gibi İsrail’in güvenliğine ve ekonomisine uzun vadede çok etkili oluyorlar. Örneğin 1992’de Talpiot Programı’nın 14. sınıfında yetişen Barak Ben Eliezer, bu sınıf mensuplarıyla depolama şirketi XIV’ü kurmuş ve bunu IBM’ye 300 milyon dolara satmıştı. Mobileye adlı bir İsrailli şirkete algoritmalar üreten Uri Rokni, araba kazalarını önleyen high-tech sistemler geliştirmişti. Nasdaq Borsasına dâhil bu şirketin kâğıdı büyük yükselişler göstererek, Wall Street’in yıldızı olmuştu…

Talpiot’un programı

   Talpiot’un üç yıllık programı ise şöyle gelişmektedir:

Birinci yıl: 12 hafta temel eğitim. 34 haftaya sarkabilecek eğitim fasılaları. 5-6 hafta askeri oryantasyon ve çeşitli İsrail ordu birimlerini gezme. Bir subay eğitim kursunu ikmal etme.

İkinci yıl: Matematik, fizik ve bilgisayar biliminde yüksek bir kabiliyet sağlama. 36 hafta eğitim. Üç ay ordu birimlerini ziyaret ve oradaki sorunlarla çözümler üretme. Sıkı paraşütçü eğitimi.

Üçüncü yıl: Liderlik ve akademik eğitimin arttırılması; bu, bilimlerde, elektronikte, aerodinamikte ve askerî teknolojide bilinçlenmedir. Sosyal bilim sınıflarına (tarih, felsefe, Yahudi düşünce tarzı, Arapça, vs.) katılma.

 

Kaynakça: “Israel’s Edge”, Jason Gewirtz, Gefen Publishing House, 2016, S, 1-64.
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Şubat 28, 2018, 03:54:11 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 56
  • Cinsiyet: Bay



Şubat 28, 2018, 10:29:29 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Rica ederim, değer verip okuduğun için .Ben teşekkür ederim ...
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Şubat 28, 2018, 12:21:45 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 101
  • Cinsiyet: Bay

Çok açık ve anlaşılır bir yazı idi emeğiniz için teşekkür ederim
Saygılarımla ...
Whom united with virtue, death shall not seperate.


Mart 10, 2018, 11:07:43 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Gerçekten güzel bir yazı. Okumayanlar okusun !. Bu arada bazıları da anlasın artık neyin ne olduğunu. Her şey davulla-zurnayla söylenmez ki !.
       Saygılar-sevgiler
"Vur ama dinle beni"


Mart 11, 2018, 10:36:11 ös
Yanıtla #5
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 5
  • Cinsiyet: Bay

İsrael dünya gücü bir devlettir. üstün silah ve savunma sistemi için
gelişmek  kendini korumak zorundadır.
Son 10 yıldır tüm devletler yatırımının büyük çoğunu silah ve savunma
Sistemlerine yatırmaya başlamıştır.
Kimi devlet amatörce kimi ise İsrael gibi profosyonel şekilde silahlanmaktadır.
Ayrıca yazı için teşekkürler NOSAM33
« Son Düzenleme: Mart 11, 2018, 10:45:16 ös Gönderen: Z A z a »


Ekim 20, 2018, 03:26:31 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 312
  • Cinsiyet: Bay

İsrail şu anda yakın koruma sektörünü elde tutuyor. Bunun en büyük sebebi ise ordusunu donattığı ve ortaya çıkardığı ölümcül/sert Krav Maga dövüş stilini, sporunu yada sanatı artık nasıl değerlendirilirse ordusuna öğretiyor. Askeri tıp konusunda İsrail vatandaşları dışında görevli kabul etmiyor. Yakın koruma eğitimlerinde silahlı bireyi vurup yere düşürse bile emin olma amacıyla bireye yerde olduğu halde güvenlik için sırtına ateş ederek zararsız bile olsa o kişiyi öldürüyor. Sert prosedürler, sert kurallar. Toprağı küçük fakat gücü büyük, düşmanıyla müttefiği belli olmayan fazlasıyla tehlike yaşayan bir ülkenin ayakta durması sanırım bunlara borçlu ve düşman edinme sebebi de bunlar.