5- Siciliniz temiz olmak zorundadir. (Suc kayitlariniz ve sicilleriniz kusursuz olmak zorundadir. Herhangi bir nedenle hapis yatmis, suc islemis yada hukum giymis kisiler asla topluluga alinmazlar.)
6- Etrafiniz tarafindan iyi taninmaniz gereklidir. (Etrafinizdaki kisilerin sizi Erdem, Karakteri oturmus, Kulturlu, Ahlakli ve Egitimli birisi olarak gormeleri gerekir. Etrafi tarafindan sevilmeyen, cok dusmani olan kisiler Mason olduklarindada onu sevmeyen ve ona dusman olan kisileri kendileri ile birlikte getireceklerdir. Bu Masonlugun gururu ve birliginin zedelemesine risk yaratabilir.)
Edit: Konuyla ilgili bazı açıklamaları okudum. Daha önce bir şekilde cevap verilen soruları görmezden gelebilirsiniz. Mesajı değiştirmeden ilk haliyle bırakıyorum. Soruyu, "iyi" olmak ve "iyi bilinmek" minvalinde ele alabilirsiniz. Sevgiler...
Benim sorum bu iki maddeyle ilgili. Eğer daha önce sorulmuş ise cevabın linkini vermeniz yeterlidir.
Şimdi "iyi olmak" ile "iyi bilinmek" arasında fark var.
Çok iyi bir insan olabilirsiniz ama toplumda çok kötü bilinebilirsiniz.
Örneğin tarihteki en sevdiğim filozoflardan biri olan değerli filozof ve optikçi Benedictus de Spinoza fikirleri yüzünden o zamanki Seferad (tam olarak hatırlayamıyorum, ama Portekiz göçmeni olduğu için Seferad olması gerek, Aşekenazi de olabilir, yanlışsam düzeltiniz) Yahudi cemaatinden afaroz edildi ve bütün bir şehre Spinoza'nın berbat ve şeytanı bir insan olduğunun propagandası yapıldı. İşini gücünü, baba mesleği olan ticareti bırakıp Amsterdam'da mercek yontmaya başladı. Siyasi olarak o zamanın yasalarına pek de uyumlu değildi. Yani dinsel olarak kendi öz toplumundan afaroz edilmişti. Berbat bir insan olarak görülüyordu ve siyasi olarak da fikirleri o zamana göre son derece radikaldi. Dolayısıyla devlet tarafından ancak bir kaç prens vasıtasıyla korunuyordu. Yani böyle bir zemin olmasa tutuklanma ihtimali de çok fazlaydı. Şimdi biz etrafında kötü bilinen, Leibniz gibi bir filozoflar tarafından aynı radikallikle suçlanan bir insanın, yani Spinoza'nın Mason olamayacağını mı söyleyeceğiz? Spinoza baktığınız zaman tek bir insanın kılına dahi zarar vermeyen, kendi halinde bir filozoftur, dengelidir, bilgedir, aydındır ve çağının çok ilerisindedir. Şimdi biz Spinoza'yı Descartes ve Leibniz ile birlikte Rasyonalist felsefenin babalarından biri olarak görüyoruz. Mesela aynı dönemde Leibniz iyi bir katolikti ve yasalarla da arası iyiydi, kurnazdı, politikacıydı, iş bitiriciydi, tarihsel verilere göre de Spinoza'nın yüzüne gülüp arkasından işler çeviriyordu. Bir aydın olarak Spinoza'ya destek çıkması gerekirken bir şamar da Leibniz vuruyordu. Ama toplumda daha makbul bir insandı.
Şimdi Masonluk bir tercih yapmak zorunda olsa Leibnizları mı tercih eder yoksa Spinozaları mı?
Bu sadece bir örnekti. Bir tür beyin fırtınası diyelim. Tarihte bunun gibi bir sürü insan görebiliriz. Hala da görmekteyiz. Şimdiki zamanda da böyle insanlar olablir. Olamaz mı? Bizim ülkemizde yasal prosedürler çok mu güvenilir? Ya da feci derecede ön yargılı olan bir toplumda, nefret edilen aydınlar Mason olamaz mı? Geçmişte birçok insan fikirleri yüzünden cezaevine girip çıkıyordu. Bu aydınlardan bazılarının ismini sayabilirim ama yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için uygun görmüyorum.
Bir bilim adamı ya da düşünür ortaya bir sav attı diyelim. Bu sav aslında bir hakikati ifşa ediyor ve aslında bazı sorunların çözümünde çok kullanışlı diyelim. Doğa Bilimsel de olabilir ya da toplum bilimsel de olabilir. Fakat bu sav, teori, ya da fikir, toplumun önyargıları için çok tehlikeli diyelim. Dolayısıyla bu insan toplumda iyi bilinmiyor, düşmanı çok. Bu sav, tez ya da teori yasalara da aykırı olabilir. Kaldı ki yasalara aykırı bir sürü ilerici teori söz konusu olabilir. Bu bize komik gelebilir, ama şu anki Türkiye'de hiç kimse bunların yaşanmayacağının garantisini veremez. Hem "iyi bilinmek" hem de "yasalara riayet etmek" gibi şeyler git gide anlamını yitiriyor. Bu şeyler sırasıyla daha çok toplumun önyargıları ve devletin yasalarının gelişmişlik düzeyi ile ilgili gibi . Özellikle 5. ve 6. maddelerde, objektif olarak "iyi" yi tanımlamaktan ziyade, daha çok verili bir topluma uyarlanmış görececi bir "iyi bilinmek" anlayışı sezdim. Şimdi bu insanın bütün nitelikleri taşımasına rağmen tek bir sebep yüzünden yani "iyi bilinmemek" ya da "yasalara ters fikir işçiliğinde bulunmak" gibi şeyler yüzünden Mason olmayacaksa, bu durumda Masonluğun şartları arasında ahengi, iç bütünlüğü rahatsız eden bir gerilim olmaz mı? Bunu anlayamadım.
Yani Masonluk'un
www.mason.org.tr'den okuduğum kadarıyla "aydın" insan vurgusu ile "toplumda iyi bilinmek" vurgusu arasında bir tür bulanıklık sezdim. Aynı şey aslında "iyi bilinmek" veya "iyi olmak" arasında da var. Önemli bir fark. Gayet iyi olan bir insan "iyi" bilinmeyebilir. Ve gayet "iyi bilinen" bir insan kötü olabilir. Bence daha objektif ve açık kriterler gerekli bunu anlamak için. "İYİ OLMAK" zorunlu olarak "iyi bilinmeyi" gerektirmez. Ya da "iyi bilinmek" zorunlu olarak "iyi" olmayı gerektirmez.
Bu durumda "iyi" olmayı objektif kriterler ile açıklamak,yani ahlaki realizme vurgu yapmak daha iyi gibi duruyor. Yani, "bizim için x, y, z ve t gibi yüklemlere sahip olan insan iyidir" gibi bir nesnel bir önerme durumu daha iyi açıklayacak gibi duruyor. "iyi bilinmek" , ya da "yasalara harfiyen uymak" gibi unsurkar aslında toplumun fikir üreten kesmi için çoğu zaman geçerli olmayabiliyor.
Saygılarımla,