Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Freddie Mercury  (Okunma sayısı 3064 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 06, 2007, 03:46:38 ös

Freddie Mercury (gerçek adı: Farrokh Bulsara) (d. 5 Eylül 1946, Zanzibar – ö. 24 Kasım 1991, Londra). Queen grubunun efsanevi solisti.

Güçlü vokal yeteneği ve canlı sahne performanslarındaki karizması ile anılır. "Bohemian Rhapsody", "Somebody to Love", "We Are the Champions" ve "Crazy Little Thing Called Love" gibi pek çok uluslararası hit parçanın yazarıdır. AIDS'in getirdiği komplikasyonlar sonucu yaşamını yitirmiş ve ölümü, bu hastalık hakkında toplum bilincinin artmasını sağlamıştır.

Çocukluk yılları 

Farsi kökenli Hindistan'lı bir ailenin (Bomi ve Jer Bulsara) çocuğu olarak, zamanın İngiliz kolonisi olan Zanzibar adasında (şimdiki Tanzanya'nın bir parçası) doğmuştur. Kashmira adında bir kızkardeşi vardır.

Mercury, Bombay'daki (Hindistan) St. Peter yatılı okuluna geri gönderildi. Bu okulda piyano çalmayı öğrendi ve ilk grubu The Hectics'e katıldı. Çocukluğunun büyük kısmını Hindistan'da büyük annesi ve teyzesi ile geçirdi. Zanzibar'a dönmeden önce St. Mary's Lisesi'nde eğitimini tamamladı. Zanzibar'daki 1964 devrimiyle birlikte, 17 yaşında iken ailesi ile birlikte İngiltere'ye taşındılar. İngiltere'de Sanat ve Grafik Tasarım alanında diploma aldı (Ealing Art College).

Şarkıcı ve yorumcu 

Freddie Mercury, geniş kitlelerce rock müziğin en büyük vokalistlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Freddie Mercury çok özel bir sese sahipti. Normal konuşma sesi bariton aralığında olmasına karşın şarkı söylerkenki sesi tenor idi. Kaydedilmiş vokal aralığı yaklaşık dört oktav idi (falsetto dahil). Vokal aralığa ilaveten Mercury teknik olarak zor şarkıları da çok güçlü bir şekilde söylemiştir. Ancak, ses tellerindeki nodüllerden rahatsız olması nedeniyle (ameliyat olmayı reddetmiştir) pek çok konserinde yüksek notaları düşürmüştür.Mercury hiç formal vokal eğitimi almadığını söylemiştir.

Şarkı yazımı 

Freddie Mercury, Queen'in "Greatest Hits" albümündeki 17 şarkının 10'unun yazarıdır. Bunlar arasında: "Killer Queen", "Bohemian Rhapsody", "Somebody to Love", "We Are the Champions" ve "Don't Stop Me Now" sayılabilir. 1980'lerde grubun dört üyesi de şarkı yazıyordu. Ancak Mercury'nin şarkılarında dikkati çeken en büyük özellik, rock, heavy metal ve disco gibi farklı tarzları kullanabilmesiydi. Popüler şarkı yazarlarının besteleriyle karşılaştırıldığında Freddie Mercury'nin eserlerinin müzikalite açısından kompleks olduğu görülmekteydi. Örneğin, "Bohemian Rhapsody" nin çevrimsiz bir yapısı vardır ve yaklaşık 60 akor içerir. Buna karşın, "Crazy Little Thing Called Love" şarkısında sadece birkaç akor vardır. Mercury oldukça karmaşık harmoniler yazmış olmasına rağmen, çok az nota bilgisi bildiğini söylemiştir.

Queen topluluğunun dört üyesi de şarkı yazarı olmasına rağmen, ilk albümlerinin yapımında Queen ile birlikte stüdyo çalışmalarına katılan yapımcı Gary Langan: "Freddie, diğerlerinin şarkı yazmalarına her zaman destek vermiştir. Oysa çalıştığım diğer gruplarda durum hiç de böyle değildi; belli bir kişi şarkı yazardı, başka yazan olursa da şarkısını kabul ettirmek için epeyce uğraşması gerekirdi." demiştir. Mercury şarkılarının çoğunu piyanoda yazmış ve genellikle grup arkadaşları ve gitarist Brian May için teknik olarak zor notalar seçmiştir. Gitar yeteneği oldukça düşük seviyede olmasına karşın, gitar için de "Bohemain Rhapsody" de duyulanlar dahil olmak üzere pek çok melodi ve riff yazmıştır. "Crazy Little Thing Called Love" şarkısını da gitarda yazmıştır.

Solo çalışmaları

Queen ile yaptıkları çalışmalara ilaveten Mercury iki de solo albüm çıkarmıştır: "Mr. Bad Guy" (1985) ve "Barcelona" (1988). İlki daha çok pop ağırlıklı olup disko ve dans müziği tarzındadır. "Barcelona" ise Mercury'nin hayranı olduğu opera sanatçısı Montserrat Caballé ile birlikte kaydedilmiştir.

İngiltere'de albüm listelerinde 23 hafta kalmasına rağmen, Queen'in diğer albümlerine göre "Mr. Bad Guy" ın ticari anlamda pek de başarılı olmadığı söylenir. Buna karşın, 1993'te "Living On My Own"'un bir remiksi (aynı albümden bir şarkı) İngiltere listelerinde birinci sıraya yükselmiş, 13 hafta listede kalmış ve Mercury'ye ölümünden sonra Ivor Novello Ödülünü kazandırmıştır. Müzik eleştirmeni David Prato, "Mr. Bad Guy"ı "baştan sona seçkin" olarak nitelemiş ve Mercury'nin "bilinmeyen bir bölgeye uzanarak saygın bir iş yaptığını" söylemiştir. Albümde ağırlıklı olarak sintisayzır kullanılmıştı ve bu durum önceki Queen albümlerinin karakterinden çok farklıydı.

"Barcelona", opera şarkıcısı Montserrat Caballé ile kaydedilmiş olup pop müzik ile operanın elementlerini içeriyordu. Caballé, albümün, kendi kariyerindeki en büyük başarılarından biri olduğunu söylemiş ve Mercury için: "O sadece bir pop şarkıcısı değil, bir müzisyen idi, piyanonun başına geçer ve beste yapmaya başlardı. Farklı müzik stillerini bir araya getirmenin yeni bir yolunu keşfetmişti. O bu işi yapan ilk ve tek kişidir." şeklinde konuşmuştur. Eylül 2006'da, İngiltere'de Freddie Mercury'nin 60. doğum günü şerefine, onun solo çalışmasını da içeren bir derleme albüm piyasaya çıkmıştır. Albüm İngiltere listelerine ilk 10'dan giriş yapmıştır.

Yıllar geçtikçe, Freddie Mercury'nin nadir bulunan solo albümleri daha da değer kazanmıştır. Örneğin, Barcelona albümündeki "Guide Me Home" şarkısının şu anki değeri yaklaşık £1,000 ($1,800) dır. Bir diğer değerli parça da, 1969'daki Beach Boys şarkısının 1973'teki tekrarı olan I Can Hear Music olup Larry Lurex sahne adı altında kaydedilmiştir. Yaygın bir şekilde korsanı yapılan bu eserin orijinali çok değerli bir koleksiyon parçasıdır.

Mercury, Michael Jackson ile, "There Must Be More To Life Than This" ve "State of Shock" gibi resmen yayımlanmayan birkaç şarkıda birlikte çalışmıştır. Mercury'nin, Michael Jackson ile birlikte kaydettiği "Victory" adlı parça henüz piyasaya çıkmamıştır.[17] İkinci şarkı, 1984'de yayımlanan Victory albümünde olup, sonunda Mick Jagger ve The Jacksons tarafından okunmuştur. Mercury, aslında Thriller albümünde de görünecekti.

Kişisel yaşamı 

Uzun yıllar boyunca Mary Austin adında çok yakın olduğu bir kız arkadaşı olmasına rağmen, Freddie Mercury seks yaşamı hakkında oldukça açıksözlü olmuştur. 70'li yılların sonunda verdiği bir röportajda gazeteciye: "Bir nergis kadar gay'im" demiştir.1970'lerin sonlarından itibaren Mercury'nin erkeklerle olan aşk maceraları başlamış ve Austin ile ilişkisi sonlanmıştır. Ancak ikili gene de yakın arkadaş olarak kalmış ve Mercury, Austin'i gerçek arkadaşı olarak tanımlamıştır. 1985'teki bir röportajda Mercury, Austin hakkında: "Bütün aşıklarım niye Austin'in yerini alamadıklarını soruyorlar. Çünkü bu imkansız. Tek arkadaşım Mary ve ben başka birini istemiyorum. O benim yasal eşim. Bu benim için evlilik gibi. Birbirimize inanıyoruz ve bu bana yeter. Bir erkeğe, Mary'e aşık olduğum gibi olamazdım." demiştir.

Mercury 1983'te Jim Hutton adında yeni bir aşık bulmuştur. Hutton, Mercury'nin yaşamının son altı yılında onunla birlikte olmuş, hastalığı sırasında ona bakmış ve öldüğünde de yatağının yanıbaşında olmuştur. Hutton'a göre, Mercury ondan kocası olarak bahsetmekteydi ve öldüğünde de Hutton'ın ona verdiği evlilik kurdelasını takıyordu.

Freddie Mercury'nin, uzun yıllar boyunca düzelttirmek istediği, göze çarpan dişlek bir çene yapısı vardı. Meslek yaşamının ilk yıllarında dişlerini düzelttirmek istediğini belirtmiş fakat vakit bulamadığından dolayı pişman olduğunu söylemiştir. Böyle bir ameliyatın sesine de zarar verebileceğinden korktuğunu da belirtmiştir. Gülümserken, dişlekliği görünmesin diye genellikle eliyle ağzını kapatırdı.

Cat Fancy dergisinin Ocak 2004 sayısındaki habere göre, Mercury kedileri çok severdi ve hatta hayatının bir döneminde 10 kadar kedisi vardı. Mercury'nin kişisel yardımcısı Peter Freestone, patronunun kedilere "en az insanlar kadar değer verdiğini" yazmıştır. Nitekim, Mr. Bad Guy albümü ve "Delilah" şarkısı kedilere ithaf edilmiştir. Mercury, video ve albüm kapaklarında bir kediyi canlandıran giysiler giymiştir.

Mercury, Hint kökenli olduğunu pek çok hayranından gizlemiş ve röportajlarda soykütüğünden nadiren bahsetmiştir. Bazen kendinin bir Farsi olduğunu ima edecek şekilde, bir Pers olduğunu söylemiştir. Pek çok arkadaşı, Mercury'nin etnik kökeninden utandığını ve uzun yıllar Hintli göçmenlere karşı şiddet ve ırkçı isyan hareketlerine sahne olmuş bir ülkede ırkçı bir tepkiden korktuğunu açıklamışlardır. Öte yandan gruptaki arkadaşı Roger Taylor, Mercury'nin etnik kökenini, sadece rock müzisyeni kimliğine uymadığı için geri plana ittiğini ileri sürmüştür

Ölümü

Mercury'ye 1987 ilkbaharında AIDS teşhisi kondu. Oysa o yıl yayımlanan bir röportajında Mercury, test sonuçlarının negatif çıktığını söylemiş ve AIDS olduğunu inkar etmişti. İngiliz basını, bu inkarlara rağmen Mercury'nin sağlığı ile ilgili olarak yayılan dedikoduların peşini bırakmıyordu.Yaşamının son yıllarında, "These Are the Days of Our Lives" filmindeki sıska görünüşü de bu dedikoduların yayılmasını körüklüyor ve ciddi bir rahatsızlığı olduğunu belli ediyordu.

22 Kasım 1991'de Mercury, Queen'in menajeri Jim Beach'i Kensington'daki evine çağırdı ve bir basın açıklaması hazırladılar. Ertesi gün, aşağıdaki açıklama basına verildi:

“ Son iki hafta boyunca basında yapılan yoğun varsayımlar üzerine, testlerimin HIV pozitif çıktığını ve AIDS taşıdığımı onaylıyorum. Bu bilgiyi bugüne dek gizli tutmamın, yanımdakilerin mahremiyetini korumak adına doğru olacağını düşünmüştüm. Fakat artık, dostlarımın ve dünya çapındaki hayranlarımın gerçeği bilme vakti gelmiştir ve umarım herkes bu korkunç hastalıkla mücadelede doktorlarıma katılacaktır. Mahremiyetim benim için her zaman önemli olmuştur ve fazla röportaj vermememle ünlüyümdür. Bu tutumum bundan sonra da böyle devam edecektir, lütfen anlayışla karşılayın. ”
 

Freddie Mercury, bu açıklamadan 24 saat kadar sonra, evinde, yakın arkadaşlarının kollarında, 45 yaşında öldü. Resmi ölüm nedeni, AIDS den kaynaklanan bronşiyal zatürree idi. Yıllardır dinsel törenlere katılmamasına rağmen, cenaze töreni zoroastriyen bir papaz tarafından yönetildi. Kensal Green mezarlığında yakıldı. Küllerine ne olduğu bilinmemekle birlikte, Cenova Gölüne serpildiği, ailesine verildiği gibi çeşitli rivayetler vardır. Queen'in geride kalan üyeleri The Mercury Phoenix Trust'ı kurdular ve The Freddie Mercury Tribute Konseri düzenlediler. Şefine 500.000 £, kişisel yardımcısına 500.000 £, şöförüne 100.000 £, ve eşi Jim Hutton'a 500.000 £, eski yaşam boyu arkadaşı Mary Austin'e ise malikanesini bırakmıştır.

Etkilendikleri

Freddie Mercury'nin ailesi, onun çocukluğunda hep Hint müziği dinlerdi ve onun ilk etkilendiği kişi de bir Bollywood playback şarkıcısı olan Lata Mangeshkar idi. Record Collector dergisine göre, İngiltere'ye taşındıktan sonra, Mercury büyük bir Jimi Hendrix, The Beatles ve Led Zeppelin hayranı oldu. Hendrix için: "Jimi Hendrix çok önemlidir. O benim idolümdür. Sahndedeki duruşu ile bir rock yıldızı için tam bir örnek teşkil eder. Onu birisiyle karşılaştırmanıza imkan yoktur. Sihiriniz ya vardır ya da yoktur. Geliştirilecek bir şey değildir bu. Onun yerini kimse dolduramaz." demiştir. Mercury’nin hayran olduğu bir diğer kişi de, şarkıcı ve oyuncu Liza Minnelli idi. 1975 yılında verdiği bir röportajda Minnelli için: "Liza'nın her tarafından yetenek akıyor. Üstün bir enerjiye ve güce sahip. Kendini dinleyicisine aktarması ise çok etkileyici. Ondan öğrenilecek çok şey var. şeklinde konuşmuştur.

O'ndan geriye kalanlar 

Son anketlere göre Mercury İngiltere'de hala popülerliğini koruyor. Örneğin, 600.000 İngilizin katıldığı 1999 Binyıl anketinde bir müzisyen ve şarkı yazarı olarak sırasıyla 14. ve 15. sıraları aldı.

2002'de BBC tarafından desteklenen ve halkın oylarıyla oluşturulan, "En büyük 100 İngiliz" listesinde 58. olmuştur.
Mercury'nin iki şarkısı; "Bohemian Rhapsody" ve "We Are The Champions", farklı anketlerde dünyanın en sevdiği şarkılar olarak seçildi. En son olarak, 66 ayrı ülkede 600.000 kişiyle yapılan ankette, "We Are The Champions" dünyanın en popüler şarkısı seçildi. Bu sonuç, "Bohemian Rhapsody" şarkısını son 50 yılın en beğenilen şarkısı ilan eden bir başka büyük anketin bulgusuyla tezat içindedir.

DigitalDreamDoor'daki çevrimiçi müzik topluluğu, Freddie Mercury'yi "En büyük 100 rock vokalisti" listesinde sürekli olarak 1 numarada tutmaktadır.
BBC radyo'sunun düzenlediği "20. yüzyılın en büyük şarkıcıları" listesinde Mercury, en yüksek puan alan hard rock vokalisti idi ve 10. sırada yer almıştı. MTV'nin, "Son 25 yılın en büyük şarkıcıları" listesinde 2. sırayı almıştır.

Dünyanın ilk Farsi kökenli Hintli rock yıldızı

Freddie Mercury'nin kökeni Farsi idi. Hindistan'da büyümüş ve 17 yaşındayken de ailesi ile birlikte İngiltere'ye göç etmişlerdi. Dolayısıyla dünyanın ilk Hintli rock yıldızı olduğu tartışmalıdır. Farsi kökeninden dolayı dünyanın ilk Farsi rock yıldızı olması da tartışmalıdır. Bazılarınca Zanzibar'ın en meşhur müzisyeni olarak da tanımlanır.

Binyıl pulu

Kraliyet posta servisi Freddie Mercury'nin anısına "Binyıl pulu" çıkarmıştır. Pulun arka planında Queen'in davulcusu Roger Taylor'ın görünmesi tartışmalara yol açmıştır. O zamanlar, pullarda sadece İngiliz kraliyet ailesinin resimleri basılabilirdi fakat bu politika daha sonra değiştirilmiştir. Aslında bu gelenek, onlarca yıl önce 1967'de, dünyanın çevresini yelkenlisi ile tek başına dolaşan Sir Francis Chichester için çıkarılan pul ile bozulmuştu(1967).

60. doğum günü kutlamalarını saran tartışmalar

25 Ağustos 2006'da İslamik Seferberlik ve Çoğalma (UAMSHO) adlı bir örgüt, Zanzibar hükümetinin kültür bakanlığına çağrıda bulunarak, Freddie Mercury'nin 60. doğum günü kutlamalarının engellenmesini talep etmiştir.

UAMSHO'nun planlanan kutlamalara ilişkin şikayetleri arasında: Mercury'nin müslüman olmayışı, homoseksüel bir yaşam sürmesi, gerçek bir Zanzibar'lı olmayışı, ve "Mercury'yi Zanzibar'la ilişkilendirmekle, bir İslam adası olan Zanzibar'ın itibarının zedelenecek olması" vardı. Ve planlanan kutlamalar iptal edildi.


Freddie Mercury hakkında söylenenler 

Queen ile birlikte "Under Pressure" şarkısını kaydeden ve The Freddie Mercury Tribute Konserinde sahne alan rock yıldızı David Bowie, Mercury hakkında: "Tüm tiyatrosal rock yıldızları içinde Freddie bu işi en ileri götürendir. Tayt giyen bir adama her zaman hayranlık duymuşumdur. Bir kez onun konserini izledim ve gerçekten de dedikleri gibi seyirciyi avuçlarının içine almasını gayet iyi biliyor. Bir klişeyi kendi avantajına dönüştürebiliyor." demiştir.

Barcelona albümünde Mercury ile birlikte çalışan, opera sanatçısı Montserrat Caballé: "Freddie ile hemen hemen tüm diğer rock yıldızları arasındaki fark, onun sesini satmasını bilmesiydi." şeklinde konuşmuştur.

Queen'in geride kalan iki üyesi (Brian May ve Roger Taylor) ile sahne alan pop yıldızı Robbie Williams: "Freddie, eğer oradaysan ve çalışmanı kanalize etmek için bir sanatçı seçmek istiyorsan, lütfen bana bir albüm ya da en azından ortadaki sekizi ver." demiştir.

Wayne's World (film) adlı filmi ile "Bohemian Rhapsody" yi genç nesillere duyuran komedyen Mike Myers, Mercury için: "Tiyatrosallığı vardı, hayattan daha büyüktü, yeni, taze, ve süperdi. İnsan kılığında dolaşan bir tanrıydı." demiştir.

Rock şarkıcısı Rob Halford: "Freddie'nin öldüğünü duyduğumda çok üzüldüm. Dünya büyük bir yorumcuyu, harika bir sesi, usta bir müzisyeni kaybetti. Tanrıya şükür, sonsuza dek dinleyebileceğimiz müziği var." demiştir.

"Onu seyrettim, öldüğünü gördüm, ve benim için çok acı vericiydi, çünkü onu gerçekten çok seviyordum, sesi ile uyumlu yaşadı ve öldü." Dave Mustaine (Megadeth).

Gay aktivistlerce sürekli eleştirilen Axl Rose da sadık bir Freddie Mercury hayranı idi ve: "Çocukken Mercury'nin şarkı sözlerine tutunmasaydım, nerede olurdum bilemem. Müziğin tüm formlarını onlardan öğrendim. Tüm yaşamım boyunca daha büyük bir öğretmenim olmadı." dediği bilinir." Rose, The Freddie Mercury Tribute Konserinde, "We Will Rock You" ve "Bohemian Rhapsody" şarkılarında Elton John'a eşlik etmiştir.

Kurt Cobain, intihar ettiğinde (1994) bıraktığı iddia edilen notta şunlar yazılıdır: "Okurken veya yazarken müzik dinleme veya müzik oluşturma zevkini yıllardır hissetmedim. Bu konuda hissettiğim suçluluk duygusunu tarif etmeye kelimeler yetmez. Örneğin, sahne arkasında iken ve ışıklar sönüp de kalabalığın çılgınca haykırışları başladığında, bu beni Freddie'yi etkilediği gibi etkilemiyordu. Freddie bundan hoşlanıyordu, kalabalıktan gelen sevgi ve hayranlıktan tat alıyordu, ki buna hep saygı duymuş ve kıskanmışımdır.

Bir radyo röportajında şarkıcı Tori Amos, 1999'daki şarkısını (Sugar ) yazabilmek için Freddie Mercury'nin ruhunu çağırdığını söylemiştir: "Banyodaydım. Kafamın içindeki ses Freddie'ninki idi, akorlarla oynuyordum ve bu şarkıyı yazmama neden olan bu şeyleri düşünüyordum ve birden onun: "Şeker, o bana şeker getiriyor" dediğini duydum. ve dedim ki: "Teşekkürler Freddie..."
KAYNAK: wikipedia

O HİKAYESİ SÜREKLİ ANLATILACAK BİR EFSANE...




 



 






« Son Düzenleme: Temmuz 06, 2007, 03:49:44 ös Gönderen: nietzsche »
ars longa, vita brevis...


Ağustos 18, 2011, 03:27:24 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 83
  • Cinsiyet: Bay

Birkaç şarkısını paylaşmak istedim, duygulandım (:

Queen - I Was Born To Love You (2004 video)


Queen - 'We Will Rock You'


Queen | The Show Must Go On | Music Video


Queen - Bohemian Rhapsody [ High Definition ]


Tori Amos'un da dediği gibi; '' Teşekkürler Freddie ''.