Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ÜÇLÜ BİRLİK KAVRAMI  (Okunma sayısı 3067 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 26, 2008, 08:46:15 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Bir içinde Üç ve Üç içinde Bir,

İkisi de aynı olan Kişiye yakararak,

Bugün kendimi,

Üçlü Birliğin güçlü adına bağlıyorum.

ST. PATRICK

Kutsal Kitap’ın en iyi bilinen bildirilerinden birisi de En Büyük Buyruk’tur:

 

Tanrı’nız RAB’bi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz. (Yasanın Tekrarı 6:5)

 

İsa bu buyruk hakkında şöyle demişti,

 

İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ (Matta 22:38-39)

 

İsa, En Büyük Buyruk için “ilk” buyruk derken, zaman açısından ilk buyruk olduğunu belirtmiyordu. En Büyük Buyruk açıklanmadan önce, Tanrı tarafından verilmiş birçok buyruk vardı. İsa “ilk” sözcüğüyle, açık bir şekilde, önem sırasını belirtiyordu. Bu buyruk, diğer tüm yasaların özetlendiği ve Kutsal Yasa’nın içindekiler ile Peygamberlerin dayandığı yasaydı.

Tanrı’yı bütün yüreğimizle, bütün canımızla ve bütün gücümüzle sevmeye başlamadan önce, sevmemiz gereken bu Tanrı kavramına biraz olsun sahip olmamız gerekir. En Büyük Buyruk’un ilk defa verildiği bir ortam ve koşul vardı. Yahudiler arasında bu ortama Şema denilir. Şema, Eski Antlaşma’da Yahudiler’in tapınmalarının özünü oluşturuyordu. Yahudi tapınmalarında sürekli olarak ezbere söyleniyordu ve gençliğinden beri İsa’nın bunu iyi bildiği ortadaydı. Şema, En Büyük Buyruk’u şu sözlerle tanıtır ve şöyle giriş yapar:

 

Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB’dir. (Yasanın Tekrarı 6:4)

 

Rab tek Rab’dir! Bu inanç bildirisi, İsrail’in kesinlikle tektanrıcılığa bağlı bir ulus olduğunu gösterir. Tektanrıcılık, yalnız ve yalnız bir tek Tanrı’ya inanmak demektir. Bu durum, Eski Antlaşma’daki dinsel inancı diğer tüm çoktanrılı inançlardan belirgin bir şekilde ayırmaktadır. İsrail’in geçmişteki komşularının çoğu, çoktanrılı inanç sürdürüyorlardı. Ana bir tanrıya inanmış olsalar bile, birçok tanrı ve tanrıçalara tapınıyorlardı. Savaş, bereket, aşk, doğa ve benzeri şeyler için ayrı tanrılara sahiplerdi.

Bunun yanında, İsrail’in kaidesi ise Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın birliğine bağlı kalmak idi. On Emir’in İlk Buyruğu bu kaideyi pekiştiriyordu:

 

Benden başka tanrın olmayacak. (Mısırdan Çıkış 20:3).

 

Bu yasa, Yahve’den, yani gerçek Tanrı’dan başka herhangi bir tanrı veya tanrıçaya tapınmayı yasaklıyordu. Bu ayetin İngilizcesi’nde Benim önümde ifadesi de yer almaktadır. Bunun anlamı, öncelik olarak benim önümde değildir. Yani, On Emir’in İlk Buyruğu, öncelik veya önem sırasına göre Yahve’nin önüne koymadıkları sürece Yahudiler’in başka tanrılara tapınmasına ve hizmet etmesine izin vardır düşüncesini içermiyordu.

Tersine, “Benim önümde”nin ifadesi, “Benim huzurumda” anlamına geliyordu. Tanrı’nın burada söylemekte olduğu şey, herhangi bir yerde veya herhangi bir zamanda başka tanrılara tapınma münasebetsizliğini hoş görmeyeceğiydi. Yahve’nin dışında bir kişiye veya nesneye tapınmak, putperestlik seviyesine yozlaşmak ve bu yüzden Tanrı’nın öfkesine maruz kalmak idi.

Üçlü Birlik kavramının bu kadar çok şaşkınlık yaratmasını sağlayan şey, Eski Antlaşma’daki, tektanrıcılık üzerine olan bu hararetli buyruktur. Eğer Tanrı tekse, nasıl oluyor da biz üç kişiye – Baba, Oğul ve Kutsal Ruh – tapınmayı doğru kabul edebiliyoruz?

Üçlü Birlik kavramı bu soruyu yanıtlamayı amaçlamaktadır. Üçlü Birlik formülü şudur: “Tanrı öz olarak bir, kişilik olarak üçtür.”

Bu formül, Hıristiyanlığı, iki cephede yapılan ciddi bir savaştan korumaya çalışır. Bir taraftan kilise, tektanrıcılık inancına olan sıkı bağlılığını sürdürmek istemektedir. Formülün ilk kısmı bunu dile getirir, “Tanrı öz olarak bir”dir. Bu kısaca, Tanrı diye adlandırdığımız tek bir Varlık olduğu anlamına gelir.

Diğer taraftan kilise, Mesih’in ve Kutsal Ruh’un tanrılığına dair Kutsal Kitap’ın bulunduğu açık beyana sadık kalmaya çalışmaktadır. Bu yüzden kilise, Tanrı’nın üçlü kişiliğindeki üç kişiliği birbirinden ayırır – Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Bu da, formülün ikinci kısmını oluşturur, yani Tanrı “kişilik olarak üçtür.”

Bunun ne anlama geldiği üzerinde derinlemesine düşünmeye başlamadan önce, üçlü birlik formülüne karşı yöneltilen bazı genel itirazlara değinmemiz, bize yardımcı olabilir.



Şubat 26, 2008, 08:48:53 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Bu konudaki itirazlara verilen cavapları http://www.hristiyan.net/mysteryoftheholyspirit/3.htm adresinden takip edebilirsiniz.


Şubat 27, 2008, 12:00:15 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Paganizmin Hıristiyanlık üzerine etkisidir. Tamamen Pagan dini etkileri vardır üçleme üzerinde...


Şubat 27, 2008, 01:42:19 öö
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Paganizm tanımlaması biraz fazla ilkel ve geniş. Dan Brown'un fikriydi bu sanırım fakat daha daraltmanız mümkün olabilir mi sayın blossom? Hangi paganizm? Druidik, Yunan, Mısır vs. Pek çok pantheon var, hangisini teslis inancına yakın görüyorsunuz?
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Şubat 27, 2008, 02:10:53 öö
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Paganizm tanımlaması biraz fazla ilkel ve geniş. Dan Brown'un fikriydi bu sanırım fakat daha daraltmanız mümkün olabilir mi sayın blossom? Hangi paganizm? Druidik, Yunan, Mısır vs. Pek çok pantheon var, hangisini teslis inancına yakın görüyorsunuz?
Konstantine tarafından inanılan Paganizm. Bu Dan Brown' un ileri attığı bir sav değil ki. Ben pantheonları bilmiyorum, sadece bu düşüncenin Hıristiyanlığa empoze edildiğini ve hatta İslam da da bunların izine raslandığını biliyorum. Mesela İslam' daki ölü ardından yapılan mevlüt kimden geliyor biliyor musunuz?


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3949 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2007, 02:46:03 ös
Gönderen: Genius Loci
9 Yanıt
5173 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 02, 2013, 12:45:20 öö
Gönderen: DehereLo
2 Yanıt
2715 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2014, 01:05:13 ös
Gönderen: Kajmeran