Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: poyraz06 - Haziran 09, 2008, 12:30:43 ös

Başlık: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: poyraz06 - Haziran 09, 2008, 12:30:43 ös
Bunu bir yazida okumustum, gazetede yaziyordu. Papaligin 18.yy da masonlugu aforoz ettiginden bahsediyordu. Bu dogrumudur? Yaziyi eger bulursam ileriki bir zamanda aktaracagim..
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: poyraz06 - Haziran 09, 2008, 12:34:58 ös
Yazi asagidaki gibidir;

Müslüman'ın Mason olması kabul edilebilir mi? İslam bir arada yaşamayı, koruyuculuk üstlenmeyi görev kabul etmiştir. Yandaşları, zamanla, bütün insanları ırk ve din farkı gözetmeden eşit sayan bir anlayışı benimsemeye yönelmişlerdir. Bu çabayı insanlığa aktaran kurum ve akımlardan biri de Masonluktur. Gizliliği ilke edinerek çalışmayı tercih etmesi ise, tartışılır hale gelmesinin başlıca sebebidir. 18. yüzyılın başında kuralları kesinleşen Masonluk, Müslümanlar'ı hiç ilgilendirmemesine karşılık, Protestan kökenli olmasının etkisiyle, Katolik ve Ortodoks Kiliseleri gibi Museviler'den de tepki gördü. Bu ortamda İslam'ın girişime küçümseyerek bakması doğaldı, zira Hıristiyanlar arası çekişmelerde Osmanlı Devleti'nin hakemlik rolü üstlendiği bilinir. Papalığın çıkardığı Masonları Aforoz emrini 18. yüzyılın ortalarında Osmanlı'daki Rum ve Ermeni kiliseleri kendi dillerine çevirip örgütlerine dağıtmışlardı. Buna karşılık o dönemlerde Bektaşi hatta Mevlevi tekkelerinde Masonlar'la sohbetler düzenlendiği hakkında bilgiler var. 18. yüzyılın sonunda Osmanlı, geri kalmışlığını aşmak için batı modelinden yararlanmaya başlayınca durum değişti. Gavur damgalamalarının yanı sıra Masonluk özentisi iddiaları da gündeme getirilmeye başlandı. Tabii olumsuz anlamda. 1860'lara gelindiğinde İslam dünyasının yönetici ve düşünürleri arasında kuruma katılanlara rastlanıyordu. Tanzimat'ın iki ünlü devlet adamı Mustafa Reşit ve Fuat Paşalarla Mısır Hıdivliği'nde iddialı Prens Halim Paşa Masondular. Hatta son ikisi Büyük Üstatlığa bile getirilmişlerdi. Cezayir'de bağımsızlık mücadelesi veren Emir Abdülkadir'in de Mason olduğu biliniyor. Pan İslamcı akımın baş savunucusu Afgani başvurusunda "Kutsal Mason derneği üyelerinden, derneğe katılmama izin vermelerini ve şerefli kürsüye dahil olmamı onaylamalarını rica ederim" diye yazmıştı.
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: Genius Loci - Haziran 09, 2008, 02:32:47 ös
sn. poyraz06;

bahsettiğiniz üzere 18. yy. da tam olarak 1738 tarihinde başlayan ve ara sıra yenilenerek 20 yy. a değin süren bir Katolik kilisesi afarozu söz konusudur.

Papalığın (Katolik Kilisesinin) Masonluğu afaroz edişindeki temel sebep, uzun zaman boyunca sürdürdüğü kurulu otoritesinin sasılması olarak söylenebilir. 1738 yılında XII. Clement "masonluğun her dinden ve mezhepten kişiyi -ayrım gütmeksizin- kabul etmesi"ni yadırgayarak masonik çalışmaların kapalı tutulmasını, kutsal kitap üzerine yemin edilmesini, masonların sır yükümlülüğünü ve bu ağız sıkılıklarını gerekçe göstererek devlet huzuruna karşı bir örgütlenme olarak yaftalamış ve Katolik roma kilisesi bu durumu günah çıkarmayı olanaksızlaştırdığını söyleyerek afaroz kararı vermiştir.

1751!de 14. Benoit afaroz ssebebi olarak yine her dn ve mezhepten kişiyle toplantı yapmayı göstermiştir.

1821'de 7. Pius kralların güç ve otoritesine karşı direnç göstermek ve halkı krallara karşı kışkışrtmayı neden göstermiştir. bu tarihlerde krallıkların yıkılarak yerine cumhuriyet düzeninin kurulmaya başlandığını anımsayalım.

1825'te 12. Leo adları ve varlıkları bilinsin ya da bilinmesin ve hatta ileride kurulacak olan tüm gizli örgütlerin sonsuza dek yasaklandığını belirtiyordu.  "sır saklama" üzerine edilen yeminlerin geçersiz olduğunu söylüyordu. 12. Leo bir pişmanlık süresi de tanımış ve toplantı yerlerini ve üyelerin isimlerini bildirenlerin bağışlanacağını söylemiştir.

1832'de 16. Gregorius yenilik susamışlığı ve devrimi yerleştirme amacını ve özgürlüğü teşvik etmeyi afaroz sebebi olarak belirtmiştir.

1846 ve 1865'te iki ayrı afaroz buyruğu yayınlayan 9. Pius, sadece katoliklik açısından değil tüm hristiyan alemi için düşman olduğu savında bulunmuştur. Pius'un bildirgesinde "Ağızlarını sadece Tanrıya küfür etmek için açarlar. Her türlü reklam yolunu kullanarak dinimizin kutsal öğretisinin insan uydurması olduğunu, katolik kilisesinin öğretilerinin toplumun yararına aykırı olduğunu ileri sürmektedirler" der.

1884'te 13. Leo, yalnız masonları değil o dönemdeki pek çok örgütü ve akımı da kötülemiştir. 13. Leo bu bildirgesinde demokrasi, insan hakları, dinsel hoşgörü, laiklik, sanat ve düşünce özgürlüğü gibi bir çok konuyu dogmatik anlayış çerçevesinde kötülemiştir. bu bildirgede en çok fransada gelişmekte olan laiklik atılımını hedef almıştır.

12. clement'le başlayan afaroz furyası 13. leo ile sona ermiştir. en azından 1884'ten sonra papa olan hiç kimse masonlarla ilgili bir afaroz yayınlamamıştır. hatta Roma Kilisesi, afarozu resmen kaldırmamakla birlikte, Masonluğa girmek isteyen katolik rahiplere karışmamaya başladı.

Sevgi ve Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: MASON - Haziran 09, 2008, 02:42:47 ös
Sayin poyraz06,

Soyledikleriniz dogru. Roman Katoliklerinin ve evengelic Hiristiyanlarin Mason olmasi ilk olarak XII. Papa Clement tarafindan Nisan 28, 1738 de yasaklanmisti. 1917 de cikan yeni kurala gorede ayni hiristiyanlarin Masonluga sicak bakan kitaplari dahi okumasi yasaklanmisti. 1983 de ise oldukca yumusatilan bu kurallar gunumuzde halen yururluktedir.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: MASON - Haziran 09, 2008, 02:45:57 ös
Sayin skullG`nin aciklamalarini onayliyorum. Ancak gunumuzde halen devam eden bu kurallarin icinde "afaroz edilmek" bulunmasada Mason olmanin oldukca buyuk bir gunah oldugu ve o kisinin kilise tarafindan kutsanmayacagi aciklanmistir.
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: poyraz06 - Haziran 09, 2008, 07:25:51 ös
Vermis oldugunuz bilgiler icin tesekkur ederim Sn. skullG ve Sn. Mason. Gercekten yararli oldu :)
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: dogudan - Haziran 09, 2008, 11:20:53 ös
Bilgilendirme için twşkkür ederim. Tarihi süreçle ilgili bilgileri okuyunca aklıma şu soruda gelmiyor değil ;

Dün afaroz eden katolik klise,  gizlenen masonluktu. Bugün  afaroz edemesede ilk fırsatta (güçlü duruma gelmesi durumunda) masonluğu aforaz etmeye hazır değilmi? Hatta imkanları olsa yoketmezlermi? Sizce katolik klise  boyunmu eğdi yoksa takiye içindemi?

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: poyraz06 - Haziran 10, 2008, 12:11:07 öö
Ancak gunumuzde halen devam eden bu kurallarin icinde "afaroz edilmek" bulunmasada Mason olmanin oldukca buyuk bir gunah oldugu ve o kisinin kilise tarafindan kutsanmayacagi aciklanmistir.

Buradan da anlasilacagi gibi hala imkanlari olsa ellerinden geleni ardlarina koymazlar Sn. dogudan
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: de_hund - Haziran 12, 2008, 04:51:17 ös
papalık 2 kutuptan biridir. bağnazlıkla birlikte birgün yok olacaklardır elbette.
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: Y. Altun - Temmuz 04, 2008, 04:41:53 ös
Sayın Mason,

Öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, ancak bu bilgileri kendi bildiklerimle karşılaştırdığım zaman farklılıklar olduğunu görüyorum. Şöyle ki;

"Masonların ataları Tapınak Şövalyeleri'dir!" iddialarının da büyük etkisiyle Papa XII. Clemant tarafından, Roma'da Engizisyon Mahkemeleri'nden sorumlu kardinalin de katılımıyla kurulan mahkeme heyeti 25 Haziran 1737 yılında toplanmıştı ve Masonları ve Masonluğu sahte tarikatçılıktan mahkum etmişti. "In Eminenti Apostolatus Specula" adindaki karar metnine göre Hristiyan cemaatine mensup kişilerin Masonlukla herhangi bir ilişkiye girmesi yasaklanmıştı. Fakat uygulamayı yürürlüğe koyması gereken devlet yetkililerinin çoğunun Mason olmaları, bu kararın hiçbir zaman tam olarak uygulanabilmesine izin vermemiştir.  1751 yılında Papa XIV. Benoit, "Providas" adındaki kararnameyle Masonluğu suçlayarak halkın inançlarını tahrip eden faaliyetlerin yasaklandığını bildirmişti. Masonlar ise, faaliyetlerinin insan inançlarını tahrip edici bir özelliklerinin bulunmadığını, tüzüklerinde iyi Hristiyan olma gereğinin var olduğunu öne sürerek kendilerini savunmuşlardı. Ondan sonra da Papalık Masonluğun hata yapması için fırsat kollamaya başlamıştı. 8 Ocak 1847 Fransa'nın Besançon kentinde faaliyette olan "Sincerite Parfaite Union Et Constante Amite" (Samimiyet, tam birlik ve devamlı arkadaşlık) Locasında, materyalist-komünist bir filozof olan Joseph Pierre Prudhon'un tekris töreninde, "İnsanın Tanrı'ya karşı görevi nedir?" sorusuna, "Onu yok etmektir!" cevabını vermesine karşın yapılan son oylamanın lehine sonuçlanması, Fransız Masonluğunu parçalanmaya kadar götürecekti. 1877'deki genel kurulda yapılan oylamayla, Masonluğun her türlü dogmadan arındırılması gerektiği kararı alındıktan sonra, "Evrenin Ulu Mimarı" sembolizması Fransız Büyük Locası tarafından kaldırılmıştı ve ardından İngilizler ve aynı görüşteki diğer ülkelerin büyük locaları Fransız Büyük Doğusu'nu tanımadıklarını ilan etmişlerdi.  Bu olaydan sonra Kilise de bu parçalanmadan çıkar sağlamak amacı güdüp Papalığın yaptığı bir deklarasyonla Masonluğu tarikatçılığın yanı sıra ateizmle de suçlamıştı...

Bilgilerimdeki olası yanlışlıklardan dolayı özür diliyorum...
Başlık: Ynt: Papa 18.yy da Masonlugu Aforoz Etti mi?
Gönderen: NOSAM33 - Mart 15, 2013, 01:51:52 ös
Alıntı
8 Ocak 1847 Fransa'nın Besançon kentinde faaliyette olan "Sincerite Parfaite Union Et Constante Amite" (Samimiyet, tam birlik ve devamlı arkadaşlık) Locasında, materyalist-komünist bir filozof olan Joseph Pierre Prudhon'un tekris töreninde,
"İnsanın Tanrı'ya karşı görevi nedir?"
sorusuna,
"Onu yok etmektir!"
cevabını vermesine karşın yapılan son oylamanın lehine sonuçlanması, Fransız Masonluğunu parçalanmaya kadar götürecekti. [/size]


Yukarıdaki alıntıda dürüstçe cevap veriş dikkati çekti; konu 2008 yılında tartışılmış nacizane olarak bu kişinin dik duruşundan dolayı ilgimi  çekti .   İzninizle kısa bir alıntı ile hayatını incelemek istedim.

Saygılarımla



Pierre Joseph Proudhon Kimdir?

(15 Ocak 1809 - 19 Ocak 1865)

Fransız ekonomist ve düşünür. Kendini "anarşist" olarak adlandıran ilk kişidir ve ilk "anarşist düşünür olarak nitelenir.

Fransada bir köyde doğan ve çocukluğu çobanlıkla geçen Proudhon daha sonra kendini eğitime vermiştir.

Proudhon'un Hayatı

1809 Fransa doğumlu Pierre Joseph Proudhon yoksul bir ailenin oğludur ve yaşamı boyunca geçim sıkıntısı çekmiş, doymak bilmez bir öğrenme isteği içinde yaşamıştır. Anarşizm kuramcılarının arasında ayrı bir yeri vardır. Hayatın kendisinden, yaşama deneylerinden, pratikten çok şey öğrenmiş, anarşizm kendini bir eylem öğretisi olarak kabul ettirmek isteyince Proudhon'un yolundan gitmiştir. Bu öğretinin pratik yanına önem veren en önemli anarşist kuramcı Proudhon'dur.

Başkaldırma onu hiçbir zaman nihilizme itmemiştir. Tersine, halkın eski törelerini, çağdaş toplumun bozmaya çalıştığı değerlerini savunmak için başkaldırır. Böylece öğretisinin hem devrimci, hem de gelenekçi olan iki özelliği anlaşılmış olur.

Hegel gibi Proudhon da iki akımın doğmasına yol açmıştır: Sağcı Proudhon'culuk; Solcu Proudhon'culuk. Kendisine inananlar arasında tanrıtanımazlar olduğu gibi, hıristiyanlar da vardır; faşistler olduğu gibi sendikacılar da vardır.

Hepsi de Proudhon'u kendilerine göre yorumlamaktadır. Ama onun en belirgin özelliği Fransız halkının kahramanı olmasıdır.

Proudhon, 1840'ta kendisine büyük bir okur kitlesi kazandıran "Mülkiyet Nedir?" adlı broşürünü yazmış ve bu sorusunun yanıtını şöyle vermiştir: "Mülkiyet Hırsızlıktır!".

1844'te Paris'te Alman göçmenleriyle ilişki kuran Proudhon, Karl Marx'la da tanışmış, 1846'da "Sefaletin Felsefesi"ni yayınlamıştır. (Bilindiği gibi Karl Marx da bu kitaba karşı alaylı bir tonda "Felsefenin Sefaleti" adlı eleştirisini yazacaktır.)

1846'da Proudhon yeniden Paris'e yerleşti. 1848 Devrimi'nde orada kaldı ve devrimin temel düşüncelerinin kendi düşünceleriyle uyuşmadığını kavradı. 4 Temmuz 1848'de milletvekili seçildi. Millet Meclisi'nde verdiği bir söylevde halktan "burjuvazinin kurbanı" diye söz edince şimşekleri üstüne çekti.

Prens Başkan'a yönelttiği saldırıdan ötürü de 1849'da üç yıl hapis ve 3,000 Frank para cezasına çarptırıldı. Cezaevinde yattığı sırada "Bir Devrimcinin İtirafları" adlı yapıtını yazdı.

1858'de "Devrimde ve Kilisede Adalet" adlı yapıtında kiliseye çattığı için gene üç yıllık hapis cezasına çarptırıldı; bu yapıtı "dine ve ahlaka hakaret" sayıldı. Proudhon Belçika'ya sığındı. Genel Aftan sonra Paris'e döndü; 1864'te öldü.

KAYNAK

Gelişim Yayınları, Devrimler ve Karşıdevrimler Ansiklopedisi