Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Karaağaç Kesilirken Kudüs’te Olanlar  (Okunma sayısı 4988 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 22, 2011, 04:22:59 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Normandiya’daki o görkemli karaağaç 1188 yılının Temmuz ayında kesilmişti.

Bu başlık altındaki yazımıza ise daha önceki bir tarihten başlamalıyız ki anlamlı olsun.


Salâhaddin Eyyubî, 1174 yılından başlayarak Musul, Şam, Halep, Antakya ve sonda da Akdeniz doğusundaki birçok önemli merkezi ele geçirmişti. Güneye sarkıp Filistin’e doğru yürümeye başladı.

Gerek Kudüs’ü gerekse Akdeniz’in doğu kıyılarını Müslümanlara karşı koruyup savunmakla görevli Tapınak Şövalyeleri, Eyyubîleri durdurmayı başaramıyordu. Üstelik bu bölgedeki Hıristiyanlar da kendi aralarında doğru dürüst bir birlik ve bütünlük içinde değildi. Bir benlik kavgasıdır tutturmuş, çekişip duruyorlardı.

Kudüs’ün 1099 yılında Hıristiyanlarca ele geçirilmesinden bu yana kral bir seçici kurul tarafından belirlenirdi. Kudüs Kralı 1. Amalric 1174 yılında son nefesini verirken, yerine 13 yaşındaki oğlunun getirilmesi dileğinde bulunmuştu. Ancak oğlu cüzzamlıydı. Kral Amalric «Oğlumun pek az ömrü kaldı. Nasıl olsa ülkeyi yönetirsiniz. Bırakın, o da kral olarak ölsün. Sonra uygun birini seçersiniz.» demişti.

Bu vasiyetin tutulması üzerine 4. Baudouin adını alarak Kudüs kralı olan Amalric’in oğlu, hayret bir şekilde 11 yıl daha yaşadı. Ölümünün yaklaştığını sezdiğinde, o da Kudüs’te benimsenmiş geleneği çiğnedi ve yerine Trablus Kontu 3. Raymond’un getirilmesini vasiyet etti.

Ancak, Trablus Kontu ile o tarihte Tapınak Şövalyelerinin büyük üstadı olan Gérard de Ridefort’un arası açıktı. Tapınak Şövalyelerinin ise kralın seçimlinde büyük ağırlığı vardı.

Bu geçimsizliğin gerekçesine de bakmalıyız.

Tapınak Şövalyeleri’nin tüm tarihi boyunca gelmiş geçmiş en tutarsız, üstelik en hırslı ve geçimsiz büyük üstadı, hiç kuşkusuz Gérard de Ridefort idi. Bir zamanlar hem serüven hem de kendisine sağlam bir gelecek arayan sıradan bir şövalye idi Gérard de Ridefort. Sırf bu amaçla kendi başına kalkıp Orta Doğu’ya gitmişti. Hem Kudüs Kralı 1. Amalric hem Trablus Kontu 3. Raymond ile yakın dostluk kurma olanağını elde etmişti. Daha henüz Tapınak Şövalyeliğine alınmış değildi.

Raymond, bir gün Gérard’a çok güzel bir kız göstermişti. Yakın akrabasıydı. Gérard kıza vurulmuştu. Raymond da ona ikisini en kısa süre içinde baş göz edeceğine söz vermişti.
Tam Raymond onları evlendirmeye hazırlanıyordu ki, çok zengin bir İtalyan tüccar kız için Raymond’a ağırlığınca altın teklif etmişti. Raymond elbette Gérard’a vermiş olduğu sözü göz ardı edivermişti. İtalyan tüccar, kızı kapıp ülkesine götürmüştü.

Buna çok içerleyen Gérard, Trablus’u terk ederek Kudüs’e gitmiş, bir gün Raymond’dan bunun öcünü alacağına yemin etmişti.

Gérard sonra da Tapınak Şövalyesi oldu. bu tarikatın kuralları uyarınca artık kadınlarla ilgisi olamazdı ama Raymond’dan öç alacağını da unutmadı. Gösterdiği yararlıklarla hızla tarikatın üst düzeyine doğru ilerledi. Büyük üstat olmayı kafasına takmıştı.

1184 yılında Tapınak Şövalyelerinin büyük üstadı Arnold de Toroga ölünce, yerine Gérard de Ridefort seçildi. Budan iki yıl kadar sonra da, Kudüs Kralı 4. Baudouin ölünce onun yerine en güçlü aday olan Raymond’un seçilmesini engelledi.

Böylece ondan öcünü almış oldu ama Kudüs kralı adayı önerdiği eniştesi Guy de Lusignan da aslında kral olabilecek biri değildi. Üstelik kralı seçecek şövalyelerden çoğu da ondan hiç hoşlanmıyordu.

Çevrilen bir dizi entrikanın sonucunda, Gérard’ın istediği oldu. Guy de Lusignan yeni Kudüs kralı olarak seçildi ama bu çekişmelerden yararlanmayı bilen Salâhaddin Eyyubî de Filistin dolaylarındaki birçok kenti apar topar ele geçirmişti. 1187 yılında Kudüs’ü de aldı.


Salâhaddin Eyyubî’nin Kudüs’ü alışı pek ilginç bir olaydır. Tarihe “Hattin Savaşı” adıyla geçmiştir. Onu da ayrıca anlatmak isterdim ama burada konu dışına çıkmamak niyetindeyim. Eğer ilgin duyan varsa o konuda ayrı bir başlık açarım.


Kudüs’ün elden çıktığı Avrupa’da duyulur duyulmaz, Papa 8. Gregorius Üçüncü Haçlı Seferi’nin yapılması için çağrıda bulundu. Ancak haçlı ordularının hazır duruma getirilebilmesi iki yıl aldı.

Bu sefere iki ayrı grup katılıyordu. Bunlardan birinde, İngiltere Kralı 2. Henry öldükten sonra tahta çıkmış olan Richard (Aslan Yürekli Rişar) ile Fransa Kralı 2. Philippe yer alıyordu. Böylece Normandiya’daki o görkemli karaağaç boşuna kesilmiş oluyordu. Diğer grup ise, Kutsal Roma İmparatoru Friedrich Barbarossa’nın ordusuydu. Papa ile hiç de iyi geçinemeyen Friedrich’in ise bu seferle bağlantılı art niyetleri vardı; kendi hesabına bir pay çıkarmayı öngörüyordu.

İşte tam bu sırada sahneye bir kişinin daha çıktığını görüyoruz: Gisors Kontu Jean. Tüm bu olaylarda öyle pek önemli bir rolü yok gibi ama sonrasında durum başkalaşıyor.

Jean de Gisors, Richard’a haçlı seferine katılmak istiyorsa katılmasını fakat Fransa kralı ile zinhar iş birliği etmemesini önermişti. Richard ise bu öneriye kulak asmayarak sefere bir tapınak Şövalyesi üniforması giyerek çıkmıştı.

Birçok kaynakta belirtildiği üzere, daha Birinci Haçlı Seferi’ne çıkılmazdan önce (1090 yılında), Fransa’nın kuzeyinde, Paris’in doğusundaki Champagne bölgesinde bir gizli örgüt oluşturulmuştu. Buna Prieuré de Sion (Siyon Örgütü) adı verilmişti. Örgütün o tarihteki amacı Kudüs’ü, özellikle Siyon Tepesi’ni ele geçirmekti. Nitekim bu gerçekleştiğinde, Kudüs fatihi olarak nitelenen ama bir bakıma piyon gibi kullanılmış olan Gofroi de Bouillon, Kudüs’teki ordugâhını o tepenin üzerinde kurmuştu. Nitekim Tapınak Şövalyeleri’nin ilk büyük üstadı Hugues de Payen de 9 yıl boyunca oraya yerleşmişti. Onun arkasında ise Champagne Kontu Hugues vardı.

Bu durum, Tapınak Şövalyeleri’nin daha ilk örgütlenişinden beri arkalarında adı bilinmeyen birtakım başka kimselerin bulunduğunu gösteriyor. Nitekim bundan ötürüdür ki tarikatın Hugues de Payen’den sonra gelen büyük üstatlarını 13 kişiden oluşan bir kurulun seçmesi kurallaştırılmıştı. Bu seçici kurulun üyelerinin sayısının sınırlı tutulması, sonra da seçilen büyük üstadın tartışılmaz yetkilerle donanması, belki de bundan ileri geliyordu.

O tarihlerde bilinmeyen ve bilinmemişliği yüzyıllarca korunmuş olan birtakım sırlar ancak 20. yüzyıl ortalarında açığa çıktı. Prieuré de Sion adlı örgütün tarih boyunca kimin tarafından yönetilmiş ya da yönlendirilmiş olduğuna ilişkin belgeler elde edildi. İşte bu belgelerde örgütün ilk büyük üstadının Jean de Gisors olduğu belirtiliyor. Bu da, karaağacın kesilmesi olayı ile birlikte Prieuré de Sion ile Tapınak Şövalyeleri arasındaki bağlantının koptuğunu gösteriyor.

Ancak 1188 yılı öncesinde Prieuré de Sion’un büyük üstatlarının kim olduğuna ilişkin bir bilgi yok. Kimileri Tapınak Şövalyeleri Tarikatı ile bu örgütün büyük üstatlarının aynı kişi olduğunu ileri sürmüş ama bu pek kuşkulu. Öyle olursa, Gérerd de Ridefort’un serüveni pek anlamsız kalır.

Kimi tarihçi ve araştırmacıların ise bu konudaki görüşü şöyle: İlk haçlı seferinden önce Prieuré de Sion adlı bir gizli örgüt oluşturulmuş bulunsa bile, Gofroi de Bouillon’un kardeşi ve Kudüs’ün ikinci kralı 1. Baudouin dönemindi bu eriyip gitmiş. Nitekim bu yüzden Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nın oluşturulup eyleme geçirilmesi planlanmış. Ancak bu tarikat da yozlaşmaya yüz tutunca, hele Kudüs elden çıkınca, bu kez o örgütün Avrupa’daki emellerinin gerçekleştirilebilmesi bakımından yeniden etkinliğe geçmesi gerekmiş. (Bu bir görüş, çünkü doğruluğunu destekleyici nitelikli herhangi bir belge yok.)


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
14150 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2009, 12:09:02 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2376 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 01:02:30 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3057 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 07:39:19 öö
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
9237 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2009, 08:31:36 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4451 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2010, 07:30:19 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
6486 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 02, 2016, 09:30:18 öö
Gönderen: Birisi
1 Yanıt
5095 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2011, 01:25:51 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
3194 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 03, 2012, 11:20:36 öö
Gönderen: yazbenide
KUDÜS PRENSİ

Başlatan kudüs prensi Benim Siirlerim

3 Yanıt
3600 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 30, 2015, 11:00:53 ös
Gönderen: Frenzyfire
26 Yanıt
12882 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2015, 05:20:58 ös
Gönderen: Risus