Onceki yazimi 1775 yilinda durdurmustum. Simdiye kadar bu baslik altinda yazdiklarim, Masonlugun Amerika'daki gelisimine zemin hazirlayan olaylardir. 1775 yilindan gunumuze kadar gecen surede ise Amerika'da Masonluk adina buyuk gelismeler olmustur.
Peki nedir bu Amerikan devrimi? ve Masonluk ile neden bu kadar ic ice?
Amerikan devriminin ne oldugunu, nasil ortaya ciktigini, nasil sonlandigini uzun uzun anlatmayacagim. Hem konudan sapmis oluruz hemde okuyucular bunalirlar. Ancak kisaca aciklik getirmek gerekirse; Amerikan devrimi, kolonilerin Buyuk Britanya'ya bas kaldirisi, Monarsi yerine cumhuriyet ile yonetilen bagimsiz bir devlet kurma seruvenidir. Bu seruvende her iki tarafta kan kaybetmistir.
Simdi gelelim bu seruvendeki Masonlarin yerine...
Devrimde bircok Mason cok onemli rollerde bulunmuslardir. Suphesiz ki bunlardan bir tanesi de St. Andrew Locasina mensub olan Paul Revere'dir. Revere, "French-Indian" savasinda tegmen rutbesi ile savasmis, 1773 yilindaki "Boston Tea Party" de gorev almis, 1776 yilinda Britanya'lilarin Boston'i terk etmesinin akabinde topcu birligine katilip sehri korumustur. Ancak bunlarin hepsinden baska cok onemli baska bir sey yapip Amerikan devrimini duymamis olan insanlarin bile hafizasina kazinan bir olaya imza atmistir. Revere, 1775 yilinda atiyla Boston'dan Lexinton'a tarihi bir yolculuk yapmistir. Lexington'a vardiginda herkesin cok iyi bildigi bir cumle ile halki alarma gecirmistir. Peki bu cumle ne midir? Sizi fazla meraklandirmadan soyleyeyim:
"Kirmizi ceketliler geliyor!"
Evet! Herkesin cok iyi bildigi, cizgi filmlere bile konu olan o meshur atli, Paul Revere'in takendisidir.
Tabi birde aynanin oteki yuzu vardir. Sanilanin aksine, butun Masonlar birlik olup devrim icin Ingilizlere karsi savasmamislardir. Bilakis, azimsanamayacak bir cogunluk (yaklasik 100 adet yerel Loca) uykuya yatip faaliyetlerini durdurmuslardir. Bu Localarin buyuk cogunlugu Kanada'ya goc etmislerdir. Devrim destekcisi olan Localar ise aktif kalmislardir.
Cesitli Amerikan kolonileri, Lexington ve Concord savaslarindan sonra, 1776 yilinda Philadelphia'da toplanan kontinantal kongre'ye delegeler gonderip bagimsizlik bildirgesinin imzalanmasini saglamislardir. Bu bildirgenin altindaki 56 imzanin 9 u Masonlara aittir. Bazi Masonik kaynaklar bu sayinin daha yuksek oldugunu savunsada ispatlanabilen rakam 9 dur. Bu 9 kisinin arasinda John Hancock, Richard Stockton, ve George Walton da vardir.
Gelelim bagimsizlik savasina...
Herkesin cok iyi tanidigi, sonrasinda A.B.D. nin ilk baskani secilen George Washington bu savas sirasinda kontinantal ordunun komutasini ustlenmisti. Washington'in karsilastigi en buyuk sorun, farkli kolonilerden gelen, degisik meslek gruplarina ve gecmislere sahip askerleri birlestirmek idi. Masonluk, George Washington'in bu sorunun ustesinden gelmesinde buyuk paya sahiptir.
Ayni Britanya'lilarin yaptigi gibi Amerika'lilar da "Askeri Loca"lar kurmus ve bu Localarda Masonik faaliyetlere devam etmislerdir. Bu askeri Localar sayesinde evinden uzakta olan Masonlar, Loca faailyetlerine devam edebilme firsatini yakalamislardir. Bu askeri Localarin en populeri "American Union Lodge" tir. Kurulus belgesini Massachusetts Bolgesel Buyuk Locasindan almis olan bu Locasavas boyunca aktif kalmistir. American Union Lodge in yoneticileri, farkli kolonilerden askerleri ve Masonlari davet ederek sosyallesmis ve yabancilarla tanismislardir. Masonik kardeslik ve vatanseverlik bir araya gelince moral ve motivasyonu cok yuksek bir ordu olusmustur. Mason olmak orduda cabuk rutbe atlamaya vesile oldugundan bu Localarin uye sayilari da bir hayli kabariktir. Savasin sonuna gelindiginde 78 generalin en az 33 u Masondur. Bu istatistik bize ordudaki Masonlarin sayisi hakkinda gercekci bir fikir verir.
George Washington orduyu yonetirken, Benjamin Franklin, Paul Revere, ve Prince Hall devrime katkida bulunmanin kendilerince farkli yollarini bulmuslardir. Franklin, Paris'e Fransiz'lari devrime yardim etkem icin iknaya gitmistir. Fransa'daki yillarinda Masonluga ilgisini tekrar kazanip "Neufs Soeurs" Locasina katilmistir. Bu Locanin Ustad-i Muhteremi iken, dunyaca meshur olan Voltaire'i 1778 yilinda inisiye etmistir.
Franklin, sadece Fransizlarin devrim icin destegini kazanmakla kalmamis, ayni zamanda genc bir Mason olan Marquis de Lafayette ile tanisip 1780 yilinda Amerika'ya gelmesine vesile olmustur.
Paul Revere Massachusetts'te kalip kontinantal ordu icin barut ve top yapmistir. Prince Hall ise bando icin deri davullar uretmistir.
Zaferin faturasi Masonluga agir cikmistir. Savas galibiyetinden sonra bagimsizlik icin savasmis olan gizli cemiyetler kendilerini ifsa etmis ve halkin arasina karismislardir. Masonluk ise dogal olarak gizli kalmaya devam etmistir. Bu davranis ilk zamanlar halk arasinda sadece tedirginlik uyandirmaktan oteye gecmemistir. Ancak 178o'lere gelindiginde Fransiz devrimindeki Masonlarin rolu, Amerikan Masonlarinin gizli kalmasina eklenince halkin tepkileri artmis ve anti-Masonlik tabiri caiz ise "tavan yapmistir". 1820'lere kadar cok buyuk sikintilar ceken Amerikan Masonlugu ilerleyen tarihlerde bu buhrandan zor da olsa cikabilmistir.
Amerikan devrimini daha derinlemesine incelemek isteyen okurlara iki adet kitap onerebilirim:
1) The American Revolution: A History, by Gordon S. Wood.
2) The American Revolution Volume I, by Sir George Otto Trevelyan
Kisaca bir de anafikir cikartmak isterim...
Masonlugun Amerikan devrimine etkisi neredeyse yok denecek kadar azdir. Asil onemli rolu Masonlar oynamistir.
Ufak bir detayi da tekrar vurgulamak isterim...
Yazimda gecen Benjamin Franklin'in Fransa yolculugu ve oradaki Mason Locasina Kardes olarak buyur edilmesi, evrensel Masonluga cok somut bir ornektir.
Saygilar,
-Potentate
Referanslar:
[1]. Tabbert, Mark A., American Freemasons: Three Centuries of Building Communities, National Heritage Museum, New York University Press, London and New York, 2005, pg39-42.
[2]. William R. Denslow, 10000 Famous Freemasons, Richman, VA, 1958.