Büyülerde çeşitli evren yasaları kullanılır. İki tanesi üzerinden çalışma mantığını açıklayacağım. Öncelikle büyünün gerçekleşmesini sağlayan yegane şey inançtır. Tek başına kabaca inanmak bir şeyleri oluşturmak için yetersizdir. Sayın Aleister Crowley, büyünün (majinin - ki tam olarak aynı şey değiller ama maji büyüyü kapsar-) olacak olan oları değiştirmek ve olay yaratmak bilimi ve sanatı olduğunu söylemesinden çıkarımla bu işin bilimsel yönüne ulaşabiliriz. Thelema ekolü kurucusu olan Crowley, evren yasalarından en çok yukarıda olan aşağıda da vardır ve aşağıdaki ile yukarıdaki etkileşim halindedir yasasını kullanır. Bunu biraz açmak gerekirse, bir farenin beynini incelerken büyütebildiğimiz kadar büyüttüğümüzde ve evreni olabilecek en geniş açıdan çektiğimizde aynı görüntüye ulaşmamız iç içe evrenler teorisi ve bunların etkileşiminden faydalanır. Eski büyülerde - bunun bağlandığı gibi bağlansın, bunun yandığı gibi yansın, erisin - sözleri gibi sözlerle aşağıda yani ellerimizle yapıp yaktığımız şeylerle üst evrende çeşitli dalgalanmalar oluşturarak aradaki bağlantı ile bir şeylere ulaşmayı hedefleriz. Lucifer deme sebebimiz neo-satanik bir ritüel olması. Büyülerde kullanılan sözlere spell denir. Şimdiki zaman veya geniş zamanla yazılır çünkü evrenin dili gelecek zamanı ne kadar erteleyeceğini bilmez, bu sebeple olur oluyor benzeri kalıplar kullanılır. Kafiyeler ve tekrarlar enerjiyi uyandırmak için. Bir şiirin yarattığı duygular bazı enerjileri uyandırır ve yönlendirilirse etki olur ve etki de büyüdür. Büyülendim (etkilendim) şeklinde bakarsak basitçe büyü etkidir. Maji biraz daha derin bir konudur ki bu konuyla ilgili yine kendi yazılarımı yer yer paylaşmayı düşünüyorum. Büyülerde genelde yukarıda olan aşağıda da vardır, benzer benzeri çeker değiştirir gibi evren yasaları kullanılır. Bunları hayatta da görmek mümkündür. Diğer örnek üzerinden gidersek, ortak noktaları olan insanlar tanışır ve etkileşim haline geçerler. Birbirlerini etkiledikçe az veya çok birbirlerini değiştirirler. Evren yasaları her yerdeler. Görmek için farkındalık yeterlidir. Sadece neo-satanik büyüler paylaşmayacağım. Bir sonraki paylaşımımı Goetia ve Demon Şefler üzerine yazmayı düşünüyorum. Olaya farklı şekilde yaklaşmaya çalışacağım. Sözlerin önemli olduğu gibi malzemelerin de önemli olduğunu söyleyebilirim. Malzemeler için herbalizm ve ezoterizm bilgisi az miktarda da olsa varolmalı. Yoksa deneme yanılma yoluna gitmek gerekir. Mitolojilerin görünenin dışında görünmeyen anlamları vardır. Tavlanında öyle. Bir zarın alt yüzü ve üst yüzü toplamı 7, bir taraftaki çizgi toplamı 12, pulların toplamı 30, taşın bulunabileceği 4 bölge var. 4 mevsim, 12 ay, 30 gün, 7 - bir haftayı temsil ediyor - . Toplam bir oyun, bir yıl. Oyun bir yılda oluşturuldu. Ezoterizm her yerde.. Şimdilik bu kadar yazabiliyorum fakat fırsat buldukça yazılarımı paylaşmayı düşünüyorum. Her türlü eleştiriye açığım, farklı bakış açılarına her anlamda saygı duyuyorum. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İyi forumlar..
Sayın Gökçehan Özteke;
Yazınızdan anladığım kadarı ile,geçmiş ve gelecek zaten yaşanmıştır; bizler sadece gelecekten yansıyan kırıntıları sezgi yolu ile takip ediyoruz.
Anlattığınız bu sanatlar, zaten yaşanmış ve yaşanıyor olan geleceğin bize yansıyan kırıntı kapılarını daha cok genişletmenin bir yolu mu?Bu durumda belli yöntemler ile bu katı kanunların yasaları esnetile bildiği sonucuna varılıyor; öyle mi?
Zeka, bilinen evren'nin micro başlangıcına sadece geçmişten bağlı iken...Sezgi ise, gelecekten yansıyan ve zaten yaşanan macro bilgileri kırıntı şeklinde alabiliyor.
Kısaca:5 duyumuzun ötesinde sezgi ile kavrana bilen "Küçük ve büyük; zaman ve mekan" gibi kavramları aşan bir bağ mevcut.
Bu durumda:
Küçük ve büyük; zaman ve mekan gibi kavramları 5.duyumuz ve bu duyularımızın icat ettiği aletlerlerin gücü yettiği kadar ölçe biliyoruz.Bu durumda, belli yöntemler ile bu katı kanunları aşa bilenler; kişilerin-mekanların vs. geçmişlerine etki edebiliyor; doğru mudur?
Matematk bu şartlarda gereklilik oluyor.Bu durumda matematik bu konuların nerelerinde rol oynar ?
Not: Alınmazsanız bir ricam olucak.Yazılarınızı paragraflara böler iseniz okunması/anlaşılması daha net ve acık olucaktır; zira gözleri biraz yoruyor.
--- --- ---
Sayın
@Fatma;
Kur-an bir ahlak kitabıdır; bırakınız öyle kalsın.Ahlak haricinde bağdaştırıldığı her mevzu sadece kur-an'ı zedeler.
Sevgiler-Saygılar