gece yolcusu:
"Marduk" yada "Nibiru" olarak isimlendirilen ve 12. Gezegen olarak ünlü araştırmacı Zecheria Sitchin tarafından dünyaya duyurulan gezegen NASA tarafından da onaylanmış olup , 10. Gezegen olarak nitelendirilmiştir.
ÖN AÇIKLAMA :Biraz sonra işleyeceğimiz konuda geçen ;ŞEM : Sümer dilinde "Uzay Aracı" anlamına gelen bir sözcüktür.MARDUK ( NİBİRU ) : Sümerlerde "Geçiş Gezegeni" anlamına gelir.NEFİLİMLER : Dünya Dışı Kökenli olup Sümer piktoğrafik metinlerinde "Marduk", yine Sümer Mitolojisin de "Nibiru" olarak geçen gezegenin halkıdır.
Konumuza geçmeden önce ünlü araştırmacı Zecheria Sitchin den biraz bahsetmek istiyorum.Zecheria Sitchin , Yakın Doğu Tarihi ve Arkeoloji uzmanıdır. Eski Ahit ( Tevrat ve Zebur ) , Sami ve Avrupa dilleri , modern ve eski İbrani dili konularında eğitim almış ve Londra İktisadi ve Siyasal Bilimler Okulunda öğrenim gördükten sonra Londra Üniversitesin den mezun olmuştur. Uzun yıllar gazetecilik ve yazarlıkta yapmıştır. SÜMER dilini anlayan ve okuyan nadir bilginlerden biridir. Yeni çalışmaları Yakın Doğudaki Eski Uygarlıklar tarafından yazılan kil tablet metinlerle ilgilidir. ,Bu alanda aradığı Eski Uygarlıklardır.Sitchin'in "Dünya Kronolojisi" adlı kitap serisi Mitolojinin kökeni olarak kabul edilebilir. BİR HAYAL ÜRÜNÜ DEĞİLDİR , ÇÜNKÜ GEÇERLİ VE SAĞLAM KAYNAKLARA DAYANMAKTADIR. Yazar bunlara "Antik Anılar" demektedir.( Bu konuya daha sonra deyineceğim )Sitchin antik bilginin dünyaya (ANNUNNAKİ Göklerden Dünyaya Gelen )Tarafından getirildiğini öne sürerken , Modern Bilimin Antik bilgiyle uyum sağlamaya başladığını ve devamı olduğunu belirtmektedir. İlk kitabı olan "12. Gezegen" de Güney sistemindeki kayıp Gezegen olasılığından söz eder ve bu gezegenden dünyaya yarım milyon yıl önce gelen halkın kutsal kitaplarda anlatılan olaylara neden olduğunu belirtmektedir. Örneğin Tevrat'ın "Genesis" bölümünün 6. bölümünde adları geçen ve Tufan dan önce insan oğullarının kızlarıyla evlenen "NEFİLİMLER" in 12.ci Gezegenden geldiği yazar. "NEFİLİM" sözcüğünün özgün anlamı "Tanrı'nın Oğulları veya Göklerden Gelen Devlerdir." Bizler geçmişte devlerin yaşadıklarını düşünüyor ve araştırıyoruz.
( Bu devlerle ilgili bu konunun haricinde işleyeceğim başka bir konuda bahsedeceğim.) Sitchin'e göre tarihsel bilgiler KUTSAL kitapların içinde saklıdırlar.
İbranice deki "NAFAL" sözcüğü de "NEFİLİM" yorumunu destekler gibidir ve "DÜŞÜŞ , DÜŞENLER" anlamındadır.Bunları biraz açarak konumuza Egzobiyoloğ Prof. Carl SAGAN'ın bir sözüyle devam edelim."Evrende zeki hayatın izlerini , uzayın derinliklerinden önce ,Dünya'da aramak daha akıllıca bir tutumdur."Mezopotamya yazıtlarına göre :
"O günlerde ve hem de ondan sonra Yeryüzünde Nefilimler vardı.İlahların oğulları insan kızlarına Vardıkları ve bu kızlar onlara Çocuk doğurdukları zamandı..Onlar Olam'dan olan Kudretlilerdi Ve Şem halkıydı."
ŞEM sözcüğünün ne anlama geldiğini yukarda yazmıştım. Kadim Dünya'nın dinsel inançlarının ve hatta astronomisinin belkemiğini oluşturan Marduk'un piktoğrafik işareti bir haç'tı. Sitchinin kitabında 12. Gezegen olarak geçer. Kadim Dünyanın tüm halkları, Marduk'un Dünya'ya periyodik olarak belirli dönemlerde yaklaşmasını ; "alt üst oluşların , büyük değişimlerin ve Yeni Çağların " göksel bir işareti olarak görmekteydi. Mezopotamya metinleri Marduk'un periyodik yaklaşımını beklenen ve gözlenen bir olay olarak anlatır;
"Büyük Gezegen;Ortaya çıktığında koyu kırmızı Göğü yarıdan böler ve Nibiru olarak durur."
Yukarda da belirttiğim gibi Nibiru "geçiş gezegeni" anlamına gelen sözcüktür. Sümer Mitolojisinde Marduk yerine Nibiru kullanılmıştır. Yazıtlarda bu gezegen hakkında bir çok bilgi vardır. Dünyamıza yaklaşırken çok güçlü kütle çekimi etkilerinin yağmurlara ve sellere yol açtığı söylenmektedir.
"Gök Tanrı'nın gezegeni Dahada parlaklaşınca Seller ve yağmurlar olacak Nibiru hadid noktasına vardığında,Tanrılar huzur verecek Belalar ortadan kalkacak,Karışıklıklar çözülecek,Yağmurlar ve seller gelecek."
Hadid "Güneşe yakın nokta anlamındadır. Nippur'da bulunan silindir bir mühürde , göklerde gözle görülebilen , Nefilimler'in anavatanları olan Marduk Gezegenine huşu içinde bakan bir grup saban ile tarla süren insanlar resmedilmiştir. Yine yazıtlarda Marduk Gezegeninin çizdiği yörünge ve Dünyamıza yaklaşma rotasıda yazılıdır.
"Tek başına gökleri geren odur ve en yüksek Orion'a ve Sirius'a ve Güneş'in Burç evlerine varan odur..""Yüzü Boğa ve Koç'a gülümser, Boğa'dan Yaya gider.."
Buradan da anlaşıldığı üzere Marduk Gezegeni Dünyamıza dönemsel bir biçimde Güneş sisteminin dışından yaklaşan bir Gezegendir. Marduk Gezegeni yörüngesi itibariyle Nefilimler'e gözlem evi görevi de yapmıştır. Bu gözlem ve bilgi birikimiyle Nefilimler Dünya Gezegenine indiklerinde beraberlerinde astronomi ve göksel matematik ve daha birçok bilgiyle birlikte gelmişlerdir. Bu bilgileri Dünya insanına da öğrettiler. Bu nedenle en eski ve kaba yontularda bile yıldızların ve gezegenlerin göksel simgelerinin bulunması kadar doğal bir şey yoktur .Nefilimler Dünyamıza Güneş sistemimizin dışından gelen bir gezegen olarak (çizdiği yörünge öyledir.) Dünyamızı 7. Gezegen olarak tanımlamışlardır. Sistemimizdeki gezegenleri dıştan içe yani Güneşe göre sayarsak ;
1: Plüton , 2: Neptün , 3: Uranüs , 4: Satürn , 5: Jüpiter , 6: Mars , (7: DÜNYA ),8: Venüs , 9: Merkür ve Güneş
Nefilimlerin Dünyaya ya yaptıkları ziyaret sadece insanların elindeki belgelerle sınırlı değildir. Dünya insanına Marduk'un uzaydaki yerini ve Dünya ya olan rotasını gösteren doğrudan doğruya Nefilimler tarafından hazırlanmış bir plaka da bulunmaktadır. "Nefilimler tarafından hazırlanmış olan bu kil tablet , NİNOVA'daki Kraliyet Kütüphanesi'nin harabeleri arasından bulunmuştur."Buna benzer belgelerden de anlaşıldığı üzere Nefilimler Dünyamıza bir keşif gezisi düzenlemiş ve 2. bir ev olarak Gezegenimizi seçmişlerdir. Nefilimler Dünyamıza geldiklerinde Dünya buzul çağının ortalarındaydı. Dünyamızın 1/3 buzlarla kaplı idi. Dünya üzerinde koloni kurmak için en uygun bölgeler olarak Nil , İndus ve Dicle-Fırat bölgelerini uygun görmüş olmalılar.
Bu Nehir havzalarının herbiri zaman geçtikçe Uygarlığın merkezi durumuna gelmiştir. Tevrat'da "Tanrı'nın Dünyada ki evini ( yani ADEN'i ) ılıman iklimli , ılık ama esintili bir yer olarak tanımlar. Bazı araştırmacılar Aden'i iki nehir ve daha küçük iki kolun doğduğu Kuzey Mezopotamya'ya yakıştırırlar. Bir başka grup araştırmacılar ise E.A.Speiser'in "The Rivers of Paradise" adlı eserinde dediği gibi , Aden'in Güney Mezopotamya'da olduğunu ileri sürerler.Aden sözcüğü Mezopotamya kökenli olup düzlük anlamına gelen Akadça "edinu" sözcüğünden türemiştir. Birde "Tanrılar'ın Mekanı"nı anlatan ve Sümerce bir isim olan "edin" ise "Dürüst Olanların Evi" anlamında bir sözcüktür.Nefilimler ilk yerleşim yerlerini bataklıkların tam kenarına kurdular ve oraya "Eridu" ( Çok Uzakta Olan Ev ) ismini verdiler. O zamanlarda Buzul çağının ortasında olan Dünyamız da kurdukları bu şehir , "NEFİLİMLER 'in" ilk yerleşim birimleriydi.
Daha sonraları yapılan Akadça çeviriler tarafından da doğrulanan Sümer metinleri , Nefilimleri'in diğer yerleşim şehirlerini kurduklarını sırayla sayarlar ve yerleşim birimlerinin herbirinin başına hangi Tanrı'nın getirildiğini bile belirtirler. Akadça Tufan tabletlerinin orjinalleri olduğuna inanılan Sümer metinleri , ilk yedi şehrin beşiyle ilgili olarak şunları anlatır.Karanlık göklerden aşağı indikten sonra ,Ululanmış taç , krallığın tahtı Göklerden indirildikten sonra ,O işlemleri kusursuzlaştırdı ,İlahi kuralları......Beş şehir kurdu saf yerlerde Onlara ad verdi , onları merkez etti. Bu şehirlerin ilki Eridu idi , Lidere , Nidimmud'a verdi. İkinciyi , Bad Tibira'yı Nugig'e verdi. Üçüncü olan Larak'ı Pabilsag'a verdi.Dördüncüsü Sippar'ı kahraman Utu'ya verdi.Beşincisi Şuruppak'ı Sud'a verdi.
Aşağıda kimliği bilinmeyen bir Sümer ozanının İnanna'ya övgüsü ;
İNANNA'YA ÖVGÜ
Kutsal bir varlık , berrak gökte yapayalnız,Bütün insanlar ona yönelik,Taylı bir merakla , göklerin merkezinden bakıyor,İnsanlar Kutsal İnanna'dan önce gösteriş yapıyordu,Akşamın kutsal kadını , yükseklerdeki İnanna,İnanna ,sana yaraşır övgüler sunuyorum,Akşamın kutsal kadını , ufkun ötelerinde,Gün batarken en parlak yıldız , ışığı göğü dolduruyor,Akşamın kutsal kadını ,cesaretle göklerden geliyor,Kutsal öküz boyunduruğunda onun için böğürüyor,Canavarlar , bozkırlarda yaşayan tüm yaratıklar,Şehvetli meyveli bahçeler,yeşil kamışlar ve ağaçlar,Derinliklerin balıkları ve göklerin kuşları,İnanna hepsine uyku getiriyor,Yaşayan yaratıklar ve insanlar önünde diz çöküyor,Seçilenler onun için zengin yiyecekler ve içecekler hazırlıyor,İnanna kendisini , toprakta yeniliyor,İnsanlar kutluyor,Onun sevgilisi genç adam aşk yapıyor,Tatlı bir merakla , göklerin merkezinden bakıyor,İnsanlar Kutsal İnanna'dan önce gösteriş yapıyordu,Akşamın kutsal kadını , yükseklerdeki İnanna ,İnanna, sana yaraşır övgüler sunuyorum,Akşamın kutsal kadını , ufkun ötelerinde,
TANRIÇA INANNA
Konumuza bir kaynaktan aldığım Sitchin'le yapılan bir röpörtajtan ( bu çok uzun bir röpörtaj ) bölümlerle devam ediyorum."Sitchin" "Mezopotamya Yaradılış Miti, Tevrat'taki Yaradılış bölümünün ilk satırlarıyla aynı anlamdadır ve burada Anunnaki ile ilgili tüm ayrıntıları bulabilirsiniz. Onun ve diğer liderlerin kendi gezegenlerinden dünyaya yaptıkları yolculuk ve iniş açıkça belirtilmiştir. Her şey çok açıktır , Sümerliler astronomik açıdan büyük bir bilgiye sahiptiler. 6.000 yıl öncesinde Uranüs ve Neptün'ü biliyorlar ve Plüton'u tanımlıyorlardı, oysa bizler Plüton'u 1930'larda keşfettik , matematik alanında ki bilgileri bazı yönlerden günümüzün ötesindeydi ve "Bildiğimiz her şey bize Anunnaki tarafından öğretildi" diyorlardı. Nibiru farklı bir olaydır ,yüzyılımızda astronomlar tarafından "Planet X" adıyla tanımlanmıştır ve Nibiru ( Marduk ) 'un varlığı doğaldır. Güneş sisteminde olması gereken bir objedir. Ama Sümerlerin daha büyük iddiaları Nibiru ( Marduk ) kavramının yok olmadığını ve Anunnaki'nin geri geleceğini Güneş sistemimize belirli periyotlarda girip çıktığını bu girip çıkmaların 3.600 yılda olduğuydu. Öyleyse biz yalnız değiliz ve Güneş sistemimizde bizden çok çok ileri bir Uygarlık vardır. Deliller kanıtlar bunu göstermektedir ." diyor.Yine röportajın ilerleyen bölümlerinde ;"Sitchin" "Elimizdeki bilginin Sümerliler'e ait olduğu kanıtlanmıştır ve 6.000 yıllık olduğu kesindir. Hiç merak etmiyormu bu insanlar bu günün buluşlarının orada yer aldığını? Genetik mühendislik Enki mitinde açıkca anlatılır. Enki'nin simgesi olan birbirine dolanmış 2 yılan ,günümüzün tıbbının da simgesidir ve aynı zamanda DNA'yı simgeler yani DNA'nın çift sarmalını. Teleskopları ve Voyeger uzay aracı olmadan , Neptün'ün bir su gezegeni olduğunu nereden biliyorlardı? Demek ki dünya Dışı bir bağ var bunu kimse inkar edemez. Ayrıca kitaplarımın hiçbir yerinde kullandığım metinlerin veya tabletlerin gerçek olmadığını bulamazsınız. Her şeyi gittim ve bizzat yerinde gördüm ve inceledim. Orada duruyorlar ve varlar. Enki diye birisi Nibiru ( Marduk) dan gelmiş ve dünyamıza inmiş , metinlerde aynen böyle yazmaktadır. Size verdiğim tüm bilgiler tüm kaynaklar akademik ve bilimseldir ,kabul edilmiş bilimsel kaynaklardır. Ben kaynaklarımı asla uydurmadım hepsi gerçek ve varlar.Bizzat yerinde gördüğüm araştırdığım kaynakların birinde Enki'nin Dünya'ya nasıl geldiğini okuyorsunuz ,bir diğerinde aynı öykü "Enki ve Dünya Miti" olarak karşınıza çıkıyor. Başka bir metinde Enlil bir Mit olarak karşınız da ve bunların tümünün adı Mitolojidir. Ben diyorum ki , Mit olmayan nedir ? Bunun tarifi var mı ki?Mitler gerçeği anlatıyorlar. Benim akla yakın , makul ve mantıklı bir senaryom var , bu şekilde bir çok bulmaca ve gizem açıklanabilir yani bilinmeyen tarih öğrenilebilir. Hatta Piramitlerin kimin tarafından nasıl yapıldığı da kesin olarak bilmek bu yöntemle olur." diyor.
Şimdi de konumuza başka bir kaynaktan yapmış olduğum UNUTULMUŞ TARİHİN KRONOLOJİSİ ile devam ediyor ve sonun da konuyu bağlıyorum. Yorum her zamanki gibi siz okuyucuların.
UNUTULMUŞ TARİHİN KRONOLOJİSİ
1 : TUFAN ÖNCESİ OLAYLAR :
450.000 YIL ÖNCE : Güneş Sistemimize uzak bir gezegen olan Nibiru ( Marduk ) gezegeninin atmosferinin bozulması nedeniyle yaşam sönmeye başlar , Gezegen de Anunnakiler ( Nefilimler ) yaşamaktadır. Hükümdar Alalu , Annu tarafından tahtından indirilir. Alalu , Uzay gemisinden kaçar ve Dünyada sığınacak bir yer bulur. Dünyanın içine sahip olmuştur ve Nibiru'nun atmosferini korumak için altın gerektiğini keşfeder ama altın Nibiru'da yoktur.
445.000 YIL ÖNCE : Annu'nun oğlu Enki öncülük yapar. Böylece Basra Körfezi sularından altın çıkarmak için Dünya üzerinde bir istasyon kurar.
416.000 YIL ÖNCE : Altın üretimi azaldığında Annu yakın mirasçısı Enlil ile beraber Dünyaya iner. Yaşam için gerekli olan altını Güney Afrika dan çıkarmaya karar verilir. Enlil Dünya görevinin komutanıdır. Enki , Afrika ya gönderilir ve Anu , Alalu'nun erkek torunu tarafından düelloya davet edilir.
400.000 YIL ÖNCE : Güney Mezopotamya'da görevli 7 yerleşim merkezi vardır ; metalurji merkezi ( Shuruppak ) , görev kontrol merkezi ( Nippur )ve bir roket alanı Dlan ( Sippar ) bunların önemlileridir. Toplanan saf maden Igigi tarafından yönetilen yörüngecilere yani yukarıya gönderilir. Orada da Nibiru'dan belirli zamanlarda gelen uzay gemilerine nakledilir.
380.000 YIL ÖNCE : Alalu'nun erkek torunu , Igigi'nin desteğini kazanır ve Dünyayı ele geçirmeye çalışır.
300.000 YIL ÖNCE : İşler altın kazıcılarının ayaklanmaları ile karışır. Maymun kadınlar kullanılarak Enki ve Ninhursag ilk işçileri yaratırlar. Sonra bu işçiler idareyi ele alırlar. Enlil , bir baskın yapar , bazı işçileri kaçırır ve Mezopotamya'daki Edin'e verir. Onlara üreme yeteneği verilir ve insan çoğalmaya başlar.
200.000 YIL ÖNCE : Yeni Buz Çağı döneminde dünyadaki yaşam azalır.
100.000 YIL ÖNCE : Atmosfer tekrar ısınır. Anunnakiler ( Nefilimler ) insan kızları ile evlenirler.
100.000 YIL ÖNCE : Atmosfer tekrar ısınır. Anunnakiler ( Nefilimler ) insan kızları ile evlenirler.
75.000 YIL ÖNCE : Yeni bir Buz Çağı başlar. Gerileyen insan türleri , Dünya ya dağılır. Cro-Magnon ( tarihten önce Fransada yaşayan bir ırk ) insanlar yaşar.
49.000 YIL ÖNCE : Enki ve Ninhursag , Anunnaki soyunun insanları Shuruppak'da yönetmek için geliştirilirler. Enlil onları kızdırır.
13.000 YIL ÖNCE : Nibiru yolculuğu hatırlanır , bir nedenle Enlil insanları yok etmeye karar verir. Büyük Tufanı başlatacak olan Enlil , insanlığı tehtit eden felaketin sırrını koruyacağına dair Anunnaki'de yaşayanlara yemin ettirir.
2 : TUFANDAN SONRAKİ OLAYLAR :
MÖ. 11.000 : Enki yeminine ihanet eder ve su altında kalabilen bir gemi yapması için Ziusudra / Nuh'a yol gösterir. Tufan Dünyayı silip süpürür. Anunnaki insanları , kendi yörüngelerinde dönen uzay gemisinden tüm yıkıma tanık olurlar. Sonra Enlil , dağlık merkezlerde tarımı başlatır. Enki ise hayvanları evcilleştirir.
MÖ. 10.500 : Nuh'un torunları 3 bölgeyi bölüşür. Enlil'in ilk oğlu Ninurta , Mezopotamya'ya yerleşir bir yer yapmak için nehirleri çeker ve dağlarla kapatır; Enki Nil Vadisini ister. Sina Yarımadası , Tufandan sonra hala hayatta kalan roket alanlarında Anunnaki insanları bir kontrol merkezini Moriah Dağı üzerine kurarlar (Gelecekte Kudüs )
MÖ. 9780 : Enki oğulları Ra / Marduk , Osiris ve Seth arasında Mısır'ın yönetimini bölüştürür.
MÖ. 9330 : Seth , Osiris'i yakalar ve parçalar. Nil Vadisinin tek hakimi olur.
MÖ. 8970 : Horus , İlk Pramit savaşının başlamasıyla babası Osiris'den intikam alır. Seth , Asya'ya kaçar ama Sina ve Filistin elindedir.
MÖ. 8670 : Enki'nin torunlarının kontrol ettiği tüm evren araçlarına karşı, Enlilliler 2. Pramit savaşını başlatırlar. Galip Ninurta , Büyük Pramidin içindeki aygıtları boşaltır. Enki ve Enlil'in üvey kız kardeşleri Ninhursag , barış kongresini toplar. Dünya yeni baştan bölüştürülür. Mısır'ın kontrolü Ra / Marduk hanedanından Thoth'a devredilir. Heliopolis'de , bedel olarak bir fener şehri kurulur.
MÖ. 8500 : Karakol mevkileri kurulur.
MÖ. 7400 : Barış Çağının devam etmesiyle Anunnaki insanlarıyeniden ilerlemeye başlarlar. İkinci taş devri başlar. Ve yarı ilah-yarı insan varlıklar Mısır'ı yönetirler.
MÖ. 3800 : Eridu ve Nippur'la başlayan Anunnaki'nin tekrar kurduğu eski şehirlerin bulunduğu yerde yani Sümer'de bir uygarlık başlar. Anu ziyaret için dünyaya gelir. Yeni kent Uruk (Erech ) onun onuruna inşa edilir. Tapınağı sevgili kız torunu İnanna / Ishtar için yapar.
3 : DÜNYA KRALLIKLARI :
MÖ. 3760 : İnsanlık , krallıkları kabul eder. Kish , Ninurta'nın himayesi altındaki ilk başkenttir. Takvim , Nippur'da başlar. Medeniyet Sümer'de ( ilk bölge ) meyvesini verir.
MÖ. 3450 : Yönetim Sümer'den Nannar / Sin'e geçer. Marduk , Babil imparatorluğunu ilan eder.
MÖ. 3100 : 350 yıllık kaosun ardından Mısır'da firavunluk kurulur ve ilk firavun Memfis'te tahta oturur.
MÖ. 2900 : Sümer Krallığı Erech'e göçer ; İnanna Üçüncü Bölgenin özgürlüğünü verir ; burası Hindistan'daki İndüs Vadisi uygarlığıdır.
MÖ. 2650 : Sümerler de büyük karışıklıklar. Enlil, isyanlar karşısında sabrını yitirir.
MÖ. 2371 : İnanna , Sharru-Kin'e ( Sargon ) aşık olur. Sharru-Kin yeni bir baş kent kurar ; Agede'de Akadlar , bir imparatorluk başlatırlar.
MÖ. 2316 : Dört bölgeye hükmetmeyi amaçlayan Sargon , Babil İmparatorluğundan kutsal toprak getirir. Marduk İnanna çatışması tekrar alevlenir. Çatışma , Marduk'un kardeşi Nergal'in Marduk'u Mezopotamya'yı terketmeye ikna etmesiyle sona erer.
MÖ. 2291 : İnanna'nın emriyle Narram-Sin , Sina Yarımadası'na giderek Mısır'a saldırır.
MÖ. 2255 : İnanna Mezopotamya'ya el koyar.Naram Sin-Nippur'a meydan okur. Büyük Anunnaki Agade'yi yok eder. İnanna kaçar. Akad ve Sümer ülkeleri , Enlil ve Ninurta'ya sadık yabancı askerler tarafından işgal edilir.
MÖ. 2220 : Sümer uygarlığı , Lagash'da yükselir. Thoth , Ninurta adına bir zigurat tapınak inşa edilmesi için Kral Gudea'ya yardım eder.
MÖ. 2193 : Bir papaz ve bir kraldan gelen aileden Peygamber İbrahim'in babası Terah , Nippur'da doğar.
MÖ. 2180 : Mısır bölünür. Ra / Marduk yandaşları güneyi ele geçirirler. Firavunlar , Aşağı Mısır'da kalarak Ra / Marduk'a karşı çıkar.
MÖ. 2130 : Enli ve Ninurta yandaşlarının sayısı artınca Mezopotamya'daki merkezi otorite bozulur. İnanna'nın krallığı tekrar ele geçirme çabaları başarısızlıkla son bulur.
KAÇINILMAZ YÜZYIL :
MÖ. 2123 : Peygamber İbrahim Nippur'da doğar.
MÖ. 2113 : Ur , yeni imparatorluğunun başkenti ilan edilir. Ur-Nammu kral ve Nippur'un vekili olur. İbrahim'in babası Nippur'lu papaz Terrah sarayda görev almak için Ur'a gelir.
MÖ. 2096 : Ur-Nammu savaşta ölür. Halk , onun zamansız ölümünü , Anu ile Enlil'nin ihaneti olarak düşünür. Terah , Harran'a gtmek için ailesiyle yola çıkar.
MÖ. 2095 : Shulgi , Ur'da krallığını ilan eder ama İnanna'nın çekiciliğine kapılarak onun aşığı olur. Larsa'yı Elaniteler'e verir.
MÖ. 2080 : Ra / Marduk'a sadık Theban prensleri kuzeyi yani Aşağı Mısır'ı sıkıştırırlar.
MÖ. 2055 : Nannar'ın emriyle Shulgi , Elamite alayını Canaanite kentlerindeki karkaşayı bastırmak için gönderir. Elamiteler , Sina Yarımadasına ve buradaki roket alanına açılan geçite ulaşır.
MÖ. 2048 : Shulgi ölür. Marduk Hititler ülkesine girer. İbrahim seçkin süvarilerinin başında Güney Canaan'ı emir altına alır.
MÖ. 2047 : Amar-Sin ( Kutsal Kitaba ait Amraphel ) Ur'un kralı olur. İbrahim Mısır'a döner. Yedi yıl kalır ve daha çok askerle geri döner.
MÖ. 2041 : İnanna'nın rehberliğiyle Amar-Sin , Doğu Krallığı koalisyonunu oluşturur ve ardından Sina ve Canaan'a askeri sefer başlatır. İbrahim , roket alanına giden geçitteki ilerlemeyi keser.
MÖ. 2024 : Marduk yandaşlarını toplayarak Sümerliler'in üzerine yürür ve Babil'de tahta çıkar ve sonra savaşarak Mezopotamya'ya yayılır. Nippur'un tapınağını yıkar ve Enlil'in cezalandırılmasını ister. Enki karşı çıkar fakat oğlu Nergal , Enlil'i desteklemektedir. Nabu , roket alanını kuşatınca , Büyük Anunnaki nükleer silahların kullanılmasını onaylar. Nergelve Ninurta , roket alanını ve asi Canaanite kentlerini nükleer güçle yok ederler.
MÖ. 2023 : Rüzgarlar , radyoaktif bulutları Sümerlerin üzerlerine taşır , İnsanlar ve hayvanlar korkunç ölümlerle ölürler. Sular zehirlenir ve toprak verimsiz hale gelir ve Büyük Sümer Uygarlığı sona erer.
Alıntıdır