Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tolerans Üzerine Düşünceler… 2  (Okunma sayısı 4997 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 05, 2012, 03:43:14 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Toleransın şöyle tanımları var:

-   Özellikle din alanında aykırı kanılara ses çıkarmama.

-   Başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma…Kişinin, kendi görüşüne ya da çoğunluğun görüş biçimine aykırı görüşlere sabırla ve yan tutmadan katlanması.

-   Başkasına katlanma ve onu kendi haline bırakma.

-   Bir arada ortaya çıkan çeşitli anlayışlara katlanma. Politik ve dinsel nitelikli farklı görüşlere göz yumma.

Görüldüğü üzere hep bir dayanma, bir katlanma var. Ancak hoş görme yok.

Nedense bu tanımların hepsi empatiden nasibini alamamış. Hep kişinin salt kendi açısından bir değerlendirme yapmasını öngörmüş.

Ancak şuna da dikkat etmek gerek: Bu tanımların hiçbirinde hoşgörü ile bağlantılı bir sezdirme bile yok. Oysa bizde kimilerimiz hoşgörü sözcüğünün toleransın Türkçesi olduğunu ileri sürüyor. Oysa öyle olmadığı bu tanımlardan belli.

Yoksa bizim insanımızın toleransı hoşgörülü de Batılılarınki hoşgörüsüz mü?!

Batılıların tolerans kavramına hayli özdekçi (materyalist) bir yaklaşımı olduğundan kuşku yok. Üstelik iyi insan ilişkilerinde toleransın kaçınılmazlığını bile bile pek de hoşlanmadıkları anlaşılıyor. Nitekim bakın 20. yüzyılın Alman düşünürlerinden Julius Ebbinghaus toleransı nasıl tanımlıyor:

 “Tolerans, herhangi bir kimsenin kendi hoşuna gitmeyen bir harekete engel çıkarmamaya her zaman hazır olmasıdır.”

Karl Marx ise, tolerans kavramının geçici olduğunu belirtmiş ve  «İnsanların bilimsel bir anlayışta birleştiği gün,  toleransa gereksinme kalmayacaktır.» demiş.

Bu deyişin üzerinde az düşünün. Yanlış mı?

Şöyle bir tanım üzerinde uzlaşma sağlayabilir miyiz acaba:

“Tolerans, başkalarının yanlış bulduğumuz ya da olması gerekene aykırı saydığımız inanç, duygu, düşünce, görüş ve benimseyiş, eğilim, tutum ve davranışlarını hemen ya da ön yargılı olarak yadsımayıp, kendilerine göre doğru ya da haklı olabileceğini, aradaki farkların toplumsal yaşamda sorunlar yaratmayacağını öngörmek, ayrıca farklı inanç ya da din, cinsiyet, ırk ya da soy, milliyet ya da etnik köken, bilgi ya da varlık düzeyi gibi çeşitli görünümlerin toplumsal yaşam açısından sorun olmadığını ön yargısız ve art niyetsiz olarak içtenlikle kabullenmek olgusudur.”

Ne dersiniz?
 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 05, 2012, 06:03:38 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Selamlar,

sayin ADAM, sizin benden cok daha iyi bildiginiz bir konu varki orada sizin yukardaki taniminizin nasil isleyecegini yine size sormak istiyorum.
Biliyorsunuzki icinde yasadigimiz ekonomik sistemde bazi uzlasmaz celiskiler veya uzlasmaz siniflar var ve bu celiskilerin  veya siniflarin oldugu bir sistemde tolerans veya hosgörü nereyekadar ise yarar.
Zaten yukarda saydiginiz farkliliklarin coguda bu sinfli toplumun diger bir deyimle birinin ötekini daha rahat yönetebilmek icin ortaya attigi veya sunni olarak yarattigi farkliliklardan olusmaktadirki ancak bu sinifli toplumun ortadan kalkmasiyla mümkün olacaktir.
Yaaaniiii birazda Karl Marx"in sözüne geliyoruz.

Nedersiniz??????

Saygilarimla


Mart 06, 2012, 08:02:54 öö
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Tanımı biraz aşırıya kaçırdığımın farkındayım. Toleransın tanımını öyle yaparsak, dünya yüzünde tolerans diye bir şey hiç olmamış ve olamaz diyebiliriz belki. Ancak şurasından burasından toleransı yakalayabilenler olmuştur. Bu arada elbette Marx'ın tanımı da kavramın diyalektik yönünü ortaya koymaktadır ama eksik kalmaktadır çünkü insanların toleranssızlığını her açıdan ele alıp buna karşılık toleransın daha bir bütüne yaklaşık tanımını vermekten geri durmaktadır.  O geri duruşun elbette doktrinel bir gerekçesi vardır. Belki Sayın Tij, bu başlık altında oraya girmemizi diler ama kusura bakmasın, bir doktrinin çerçevesinde toleransın yaşayabileceği görüşünde değilim. Nitekim gerçek yaşam deneyimimimde bununla karşı karşıya gelmiştim birkaç kez.

İnsanlar tolerans sahibi olamıyor ama masonlar onların öyle olmasını istiyor. Nitekim ortaya koymuş olduğum tolerans tanımını Batı üslkelerindeki masonlar olmasa da özellikle bizim ülkemizdeki masonların benimsemeye daha yakın olacaklarını düşünürüm. Şayet insanlar böyle bir nitelikle, böyle bir erdtemle donanmış olsaydı, Masonluk toleransı kendisine ilke erdinmezdi çünkü buna gerek kalmazdı.

Konumuz bitmemiştir. Bu kadarla bitemez ki... Bu bölümü tartışmayı sürdürebiliriz ama izleyecek bölümlerimiz de olacak.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2752 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2011, 04:08:03 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4632 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 12, 2011, 11:43:13 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3658 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2011, 02:12:08 ös
Gönderen: ADAM
11 Yanıt
9350 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 26, 2011, 09:56:11 öö
Gönderen: ADAM
16 Yanıt
22160 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2012, 09:08:05 ös
Gönderen: NOSAM33
7 Yanıt
7220 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2014, 09:22:04 ös
Gönderen: ruzber
1 Yanıt
4564 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2012, 05:37:00 ös
Gönderen: enelsır
6 Yanıt
6364 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 08, 2012, 08:42:05 ös
Gönderen: Tij
5 Yanıt
5230 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2012, 06:10:14 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
6313 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 17, 2013, 10:21:55 öö
Gönderen: gnothi