Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Aydın Kişi ve Mason... 9  (Okunma sayısı 7478 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 03, 2013, 05:20:29 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





Gerek “Aydın” olabilme yolundaki nitelikler, gerek “Bilge”olabilme yolundaki nitelikler dikkate alındığında, ortak payda olarak öncelikle “İyi bir İnsan Olabilme”olgusunun öne çıkması bizleri şaşırtmamalıdır.

Ancak bir benzetme yaparsak; “İnsan Olabilmek” binanın temel taşlarını (temelini) oluştururken, “Aydın-Bilge Olabilmek”, binanın duvarları ve çatısını meydana getiren elemanlar, Masonluk ise, her iki (Duvar; çatı, pencere ve diğer aksesuar vb.) temel yapı elemanını birbirine sıkıca bağlayan, bu yapıyı bir arada tutmaya çalışan ve binanın hayatiyetini ve uzun ömürlü olmasına yardımcı olan, yapıştırıcı harcı oluşturan sevgi (Kardeşlik Sevgisi) hamurudur.


Bireyin Kültürel Evrimi ve Değişim Şeması


Bu bağlamda da, her masonun öncelikle iyi bir insan, sonra da bir aydın ve bilge/kamil insan olması yolunda çaba göstermesi gerektiği olgusu, hepimizce sık sık gündeme taşınan bir düşünce yapısı değil midir?

Yine Burak Özdemir’in, Tanrı ile sohbet şeklinde geçen diyaloglarla oluşturduğu bu yapıtında, “ “bilge” hakkındaki yaklaşımı da ilginçtir:

BEN

Böbreklerin sağlıklıysa, vücudundaki sıvı dengesini sağlamak için diyaliz makinesine bağlanman anlamsızdır. Kendi beynin dururken, başka beyinlerle “düşünce diyalizi” içine girmen de anlamsızdır. Düşünme, devredilemez. Düşünme, düşünürlerin konusu değildir.

Her zihin kendi limitleri içinde, sürekli çalışmak zorundadır. İşte bilge, sana bunları anlatandır. Bilmediklerini sana vererek senin zihnini ateşliyorsa, düşündürüyorsa o bilgedir.

Bir insan hem bilge hem çılgın olabilir mi? İki imaj birbirine hiç oturmuyor bende. Bilge dediğin ağır abidir. Çılgınsa zırzop bir tiptir.

TANRI

Bu durumda bilgenin de imajıyla oynamamız gerekecek. Hadi bilgenin kravatını biraz gevşetelim. Sen bilgeyi aksakallı bir dede zannediyorsun. Kentte değil dağlarda yaşayan, gündelik koşturmacalardan uzakta sessiz sakin bir hayat süren kırsal bir adam... Müslümanlar’ın zihnindeki ideal insan tipi yani mümin de böyledir. Müminlerle ilgili anlatılan hikâyeler hep bu yüzden köylerde geçer.

Doğu toplumlarını ideal insan tipi birbirinin kopyasıdır. İçe dönük, hayattan beklentisi düşük, kendi halinde insan tiplerinin idealize edilmesi, dünyayı değiştiren insanların çoğunlukla Batılı olması sonucunu doğurmuştur. Batı, maneviyatı silik, buna karşın saldırgan ve girişimci insanları idealize eder.

Felsefe olarak Doğu’nun çok gerisinde olan Batı’nın dünyaya yön vermesinin altındaki neden de budur. Gerçek bilge, bir Doğulu kadar derin, bir Batılı kadar girişkendir.

Bundan önce sen hiç kitap okuyan değildin ve onu sağ elinle de yazmıyordun. Böyle olsaydı, batılda olanlar kuşkuya kapılırlardı.    Kur’an-ı Kerim Ankebut Suresi 48. Ayet

Bilgiden fikir üretmeyen kişi entelektüel değildir. İnsanları fikirle değil, bilgiyle etkileme çabasıdır bu. Müslüman entelektüellerin arasında da bu tipte pek çok insan vardır. Kur’an-ı ezbere bilirler. Bir ayet aktaracakları zaman, söze aksanlı Arapçalarıyla başlarlar. Herkesin Türkçe konuştuğu bir ortamda, insanların bilmediği bir dili, Arapça’ya bu ani gidişin bir amacı vardır. Karşısındaki zâten Arapça bilmiyordur. Kur’an-ı ezbere de bilmiyordur.

Hâttâ belki hayatında Kur’an-ı Kerim’i hiç okumamıştır. Aradaki bu tezat, Kur’an’ı ezbere bileni bir anda entelektüel makamına oturtur.

Onlardan her şeyi bilmelerini beklemek de yanlıştır, onların takındıkları “Tanrı’nın ilim denizinde baştan sona yüzmüş edası” da yanlıştır. Kur’an, bilmekle ilgili değildir. Kur’an, öğrenmekle ilgilidir. Kur’an varmak da değildir. Kur’an, yol almaktır.

“Bilemiyorum” demek bir erdemdir. Erdemsizlik olan “Asla bilemeyiz. Kimse de bilemez” demektir. Bu sadece insan aklını kısıtlamak değildir. Bu, Rabbın ilmini de kısıtlamaktır.

Emin olmanı istediğim şey, hakikat ile şüphenin mücadelesinde hakikatin her zaman galip geleceğidir. Bilge, her şeye şüpheyle yaklaşan, şüphesinden kazançla çıkan kişidir. Şüphe bu yüzden iyidir.

Bilgeler, Tanrı’nın mevcut düzeni devam ettirmek için ayet indirmediğini bilirler. Ayetlerin tek görevi, değişimlerin, devrimlerin, dönüşümlerin kıvılcımını yakmaktır. İnsanların tümü tekâmül ettiğinde, yeryüzünde hayat da sona erecektir. Bugün dünyada hayat devam ediyorsa, bunun nedeni daha öğrenecek ve değiştirecek şeylerin olmasıdır.


Şimdi bunun üzerine çok şey söyleyen, belki karşı çıkan olacaktır. Eh, bir masonun değerlendirmeleri böyle... Bir diğerinin ve elbette mason olmayanın görüş ve derlendirmeleri farklı olabilir.  Burada belirtilenleri yabana atmayıp, yararlanmaya bakmak gerek...   




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 03, 2013, 08:11:35 ös
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam  güzel bir alıntı yazı yazmış ve sonrada sormuş itiraz eden yada farklı düşünen çıkacaktır diye.

Ben itiraz kısmından çok farklı düşünen bölümünden bakayım ve hakikaten anlayamadığım bir konu ile alakalı sorayım.

Bilgeler, Tanrı’nın mevcut düzeni devam ettirmek için ayet indirmediğini bilirler. Ayetlerin tek görevi, değişimlerin, devrimlerin, dönüşümlerin kıvılcımını yakmaktır. İnsanların tümü tekâmül ettiğinde, yeryüzünde hayat da sona erecektir. Bugün dünyada hayat devam ediyorsa, bunun nedeni daha öğrenecek ve değiştirecek şeylerin olmasıdır.


Böyle diyor alıntı yazının sahibi,

İnanan biri için ayetleri tanrının indirmediği konusu benim için hem ilginç bir varsayım hemde anlatım.
Şimdi bir yaratıcının olduğunua hemfikiriz peki herşeyin sahibi ve yaratıcısı tüm kurduğu düzeni öyle kendi haline bırakırmı
Tamam benden bu kadar ne haltınız varsa görün size herşeyi verdim kıymetini bilin,işte inançlı yada inanan birinin asla ikna olamayacağı bir sunum bu.


Bilgeler, Tanrı’nın mevcut düzeni devam ettirmek için ayet indirmediğini bilirler
peki bilgeler bunu hangi bilimsel teknikle ulaşmışlar bu sonuca terside sorunun kapsamındadır?

Bu anlatıma göre o zaman şu sonucu çıkarabiliriz;
Masonlar bir yaratıcının varlığına inanırlar ama yaratım bittikten sonra ise tanrı ortada görükmez sıvışmıştır adeta yarattıklarındaki gelişimi merak bile etmez.

Ben gerçekten merak ediyorum yaratıcı bu anlatıma göre hakikaten nerededir?herşeyi biz insanlara teslimmi etmiştir?
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 04, 2013, 07:36:54 öö
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Karahan bu başlık altındaki son sorgulaması ile (aslında sorusu retorik bile olsa) dinsel inanç bakımından şu kavramların anımsanmasına işaret ediyor: TEİZM VE DEİZM.

Bunların her ikisine de uymayan dinsel inançlar da var elbette ama tek tanrıcılık bakımından en önemli, en başta gelir ikisi bunlar.

Burada bunları yeniden tanımlamaya girişmeyeceğim. Forum da dahil olmak üzere çok yerde tanımı var bu iki uyuşmaz dinsel inanç türünün.

Deizmi benimseyen bir kişi teizmi kolay anlar. Teizmi benimseyen bir kişi için ise deizmi anlamak zordur çünkü onu olmaz, olamaz olarak görür. Bunun temelindeki neden ise, deizmi benimseyen kişi “din”in insan icadı olduğunun farkındadır; teizmi benimseyen kişi ise her türlü dinsel öğenin insana Tanrı tarafından gönderildiği inanır. (Böylesine inandırılmış olduğunu söylesek daha doğru.)

Bir de “Ateizm” var biliyoruz yani teizmin karşıtı… Hiç “Adeizm” diye bir şey olmadığına dikkat ettiniz mi? Yoktur çünkü deizm uyumludur; doğrunun bulunması için kendisine bir diyalektik karşıt oluşturmaz.

Doğaya ve yaşama teist nitelikli bir gözlük takıp bakılınca, başka hiçbir türlüsünün söz konusu olamayacağını savunmak, beklenmedik bir sonuç değildir.


 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 04, 2013, 10:48:15 öö
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bilgeler, Tanrı’nın mevcut düzeni devam ettirmek için ayet indirmediğini bilirler


sn.adam

Sabah sabah yazmaya çok alışkın değilim o yüzden sanırım kalın kafalılığım tuttu galiba yine soracağım.

Ben bu bilgelerin bunu nasıl anladığını merak ediyorum hala verdiğiniz cevabın içinde ya göremedim yada anlayamadım.

Siz bir tasarımcı olsanız mühendis olduğunuzu biliyorum yaptığınız bir makina yada icad ettiğiniz bir aletin işlevselliğini merak etmezmiswiniz yaptım bitti deyip bir daha yüzünemi bakmazsınız.Biz insanlar bile hayatta en yeteneksiz olanların bile bir tasarımı vardır en basidi evlatlarıdır,kasıla kasıla yürürüz yanlarında cem yılmaz vari bak bunu ben yaptım nasıl olmuş harika değilmi pozlarında,Nasıl olurda allahın yarattığına inandığımız bir düzeni başıboş bırakacağına inanabiliriz.

Ben buradaki farkı hala anlayamıyorum cevapta alabildiğime ikna olmadım.

Ben bilginlerin inmediğine inandığı ayetleri ise yarattığı sisteme arada bir müdahale ettiği şeklinde yorumluyorum siz ne dersiniz?

sevgi ve saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 04, 2013, 10:59:45 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sanırım burada olan şu: Kimileri elbette ve başka türlü olamayacağı için insanca yani insan zihni ve yeteneği  uyarınca düşünürken, Tanrı'nın da kendileri gibi düşündüğünü varsayıyor.

Ben olsam nasıl yapardım?... Şöyle.... Demek ki Tanrı da öyle yapıyor. Başka türlü yapsa Tanrı olmaz.

Dönüştrme: Ben yarattıklarımın ne yapıp ettiğini merak ederim. Demek ki Tanrı da merak eder ve işler ters giderse onları dilediğince yönlendirir. Teizm böyle.   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 04, 2013, 08:26:15 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1807
  • Cinsiyet: Bay

       Alıntı yapmasını bilmediğimden tırnak içinde yazıyorum. "Ben bilginlerin inmediğine inandığı ayetleri ise yarattığı sisteme arada bir müdahale ettiği şeklinde yorumluyorum siz ne dersiniz?" diye sormuş sayın karahan. Ben de şunu anlayamadım, hangi sisteme , ne zaman ve ne şekikde bir müdahale  olmuştur?
      Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 05, 2013, 12:48:22 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3250
  • Cinsiyet: Bay

Tanrı İnsanmı ki yaptığının noksan olup olmadığını KONTROL ETME ihtiyacı hissetsin . O  zaman  ihtiyaç hissettiği takdirde TANRI olamazdı ...


Alıntı
Siz bir tasarımcı olsanız mühendis olduğunuzu biliyorum yaptığınız bir makina yada icad ettiğiniz bir aletin işlevselliğini merak etmezmiswiniz yaptım bitti deyip bir daha yüzünemi bakmazsınız


İnanç çerçevesinde Tanrı' da NOKSANLIK OLAMAZ . Bazı sakat doğan çocuklarda da bilemediğimiz hikmetler mevcuttur . Bence Tanrıyı ZAMANSIZLIK  kavramıyla irdelemekte fayda var kanaatimce ...


Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Şubat 05, 2013, 11:30:41 öö
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Yeniden aynı yere geldik.

Tanrının ayetler indirdiğini söyleyen de insandır;yalancı olmayabilir/olabilir de,şizofren olabilir/olmayabilir de...

Ayetleri indiren,Cebrail olabilir/olmayabilir de...

Birşeylerin inmesi için,yukarıda olması gerekir;yukarıda olan kim veya ne dir ?

Sonuçta,kutsal kitapları yazan da,dinleri oluşturan da insandır.

Akıl ve vicdan onaylıyorsa doğrudur,onaylamıyorsa safsatadır.

Nitekim,yerleşik inanca göre aklın da,vicdanın da sahibi Tanrı'dır.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Şubat 05, 2013, 04:21:03 ös
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu "indirme" terimi, internette olduğu gibi elektronik ortamda indirme (İngilizcesi: download) anlamında kullanılıyor belki de...
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
4673 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2013, 06:38:23 ös
Gönderen: ruzber
0 Yanıt
4065 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2013, 03:45:14 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
7281 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2013, 07:08:55 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
4982 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2013, 02:20:29 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
3664 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 06:02:18 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
4400 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2013, 01:40:54 öö
Gönderen: dogudan
0 Yanıt
4272 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 26, 2013, 04:50:55 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
4936 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 31, 2013, 01:52:28 öö
Gönderen: peacewings
5 Yanıt
5993 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 04:01:06 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
4833 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2013, 11:20:35 öö
Gönderen: ruzber