Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: GÜLMEK  (Okunma sayısı 2840 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 22, 2015, 11:51:21 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Muhakkak yeri geldiğinde ciddiyetimizi, yeri geldiğinde ise mutluluğumuzu yüzümüze yansıtıp, duygularımızı dışarı taşırız.Tabi bunu yaparken de duyguları sel yapıp taşırmamaya özen göstermeliyiz. Yani ölçülü olmak gerektiğini de unutmamalıyız. Bizler birçok kez ciddi durmaya çalışan robotlar olmaya çalışsak da; inceden duygularımız kendilerini olur olmaz yerlerde açığa çıkarır; rahatlar. Ve bizleri ele verir. 
Bir de kişi, gülerken de somurturken de onun izlerinin bizde ve çevremizde oluşturduğu manyetik alanın oluşmasına engel olamaz.   
Yani duyguların yüzünü,dünyasını, havasını kendi eliyle dış dünyaya/çevreye sunar.
Şimdi bakalım, Ayhan Çetiner, gülmek konusunda oluşan bu tesiri nasıl anlatmış. -Belki daha sonra bir vesile ile, somurtmak üzerine de birkaç şey söyleyebiliriz- :

'''Araştırmacıların bulgularına göre gülmek vücudu rahatlatır, beyni sakinleştirir, insanlara zevk ve umut verir, insanların sorunlarını ve acılarını unutturur. Gülmek zevktir, vücut ve ruh için sağlıklıdır.Bir atasözüyle “en iyi ilaç gülmektir”. Bir Alman atasözüyle de: “gülmek hayatın şekeridir”
Bir öneri: ömrünü ikiye katlamak istiyorsan, yediğinin yarısı kadar ye, uyuduğunun iki katı uyu, üç kat daha fazla su iç ve dört kat daha fazla gül... Uzmanlara göre gülme, her insanda doğuşta var olan bir özelliktir; bir deyişle de  “vücudun ötüşüdür.”

Gülmenin faydaları: Bağışıklık ve sindirim sistemini çalıştırır. Sinirleri ve vücudun üst kısmındaki kasları gevşetip aerobik yaptırır. Kendine güveni sağlar, iletişim aracıdır

Bir kahkaha bir kilo pirzolanın yanı sıra, bir kutu ilaca da bedel... Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Hizmetler Bölüm Başkanı Prof.Dr.Musa Gürsel, iletişim ve başarı için gülümsemek gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Sevgi ve saygının, kendine güvenin, sempatik olmanın, korkuyu azaltmanın, kolay iletişim kurmanın yolu gülümsemekten geçer. Öfkeli insanlar hem çevreye, hem de kendilerine zarar verir. Kendine güvenemeyen insan kolay iletişim kuramaz. Gergin ortam aynı zamanda başarıyı azaltır."
İletişimde en önemli unsurun güven olduğunu, güvenin ise insana gülümsemekle başlayacağını kaydeden Prof. Dr. Gürsel, "Kuşku insanları birbirinden uzaklaştırır. Yanlış anlamalar başlar. İnsanlara gülümsemek için kişinin kendine güvenmesi gerekir. Güvenle rahatlama sağlanır. Rahat insan daha kolay iletişim kurar" dedi.
Stresi yenmenin en iyi yolunun gülmek olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Gürsel, yaşama ve insanlara gülümsemeyi önerirken gülmenin faydalarını da şöyle sıraladı:

Vücudun doğal mutluluk hapı olan endorfin hormonu salgılanmasını sağlar.
Sinirleri gevşetir.
Sindirim sistemini çalıştırır.
Vücuda 'aerobik' yaptırır. Vücudun üst kısmındaki tüm kasların, sinirlerin ve organların egzersiz yapmasını sağlar.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Pozitif duyguları öne çıkarır.
Başarıyı olumlu yönde etkiler.
Çevreye ve kendine güven artırır.
Kolay iletişim kurulmasını sağlar.
Öfke, gerginlik ve korku gibi duyguları azaltır.'''




« Son Düzenleme: Şubat 22, 2015, 11:59:42 ös Gönderen: İNSAN »


Şubat 23, 2015, 12:00:39 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Sayın İNSAN güzel bir konu açtı. Ancak merak ediyorum, yazdıklarının dayanağı nedir? Gülmenin faydalarını hangi araştırmacılar, hangi bilim insanları söylüyor? Biraz da onlardan konuşsak. ( Yabancı kaynaklı )

Saygılar...
« Son Düzenleme: Şubat 23, 2015, 12:02:50 öö Gönderen: Risus »
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Şubat 23, 2015, 12:11:41 öö
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Yazıda verilen faydaların kim tarafından söylendiği zaten yazılı. Selçuk Üniversitesi hocası  Prof Dr. Musa Gürsel. Fikrimce bu şahıs da bir bilim insanı.

Onun dışında yine birçok psikolog gülmenin bu ve benzer faydalarından fırsat bulduklarında bahsediyorlar. İsim gerekiyorsa,mesela bunlardan biri ; Uzm. Psikolog Işıl Yıldız.

Gülerken kaslarımızın daha az çalıştığı, mutluluk hormonu salgıladığı, bizleri uyumlu bireyler yaptığı da zaten yadsınamaz bir gerçek olarak duruyor karşımızda.

Ama 'gülmek' konusunda yapılmış yeni-taze diyebileceğiniz araştırmalar varsa, katkı olarak siz söyleyebilirsiniz Sayın Risus.

Saygılar.
« Son Düzenleme: Şubat 23, 2015, 12:14:59 öö Gönderen: İNSAN »


Şubat 23, 2015, 12:14:17 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Yazıda verilen faydaların kim tarafından söylendiği zaten yazılı. Selçuk Üniversitesi hocası  Prof Dr. Musa Gürsel. Fikrimce bu şahıs da bir bilim insanı.

Onun dışında yine birçok psikolog gülmenin bu ve benzer faydalarından fırsat bulduklarında dile getiriyorlar. İsim gerekiyorsa,mesela ; Uzm. Psikolog Işıl Yıldız.

Gülerken kaslarımızın daha az çalıştığı, mutluluk hormonu salgıladığı, bizleri uyumlu bireyler yaptığı da zaten yadsınamaz bir gerçek olarak duruyor karşımızda.

Ama 'gülmek' konusunda yapılmış yeni-taze diyebileceğiniz araştırmalar varsa, katkı olarak siz söyleyebilirsiniz Sayın Risus.

Saygılar.

Elbette, daha fazla kaynak ve yabancı kaynak isteme sebebim, konunun daha da zenginleşmesidir. Gülmek hakkında daha fazla kaynak ve makaleleri bu başlık altında toplayalım.

Saygılar...
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Şubat 23, 2015, 12:31:44 öö
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Çok iyi bir fikir Sayın Risus,neden olmasın. Bal gibi de olur. Böylelikle hem konuyu açarız, hem zihinlerimizi. Hatta işe şurdan başlayabiliriz mesela. Konudan haberdar olan bir üyemiz, bu konuya ilişkin detaylı araştırmalar, isimler getirebilir. Biz de etrafında çember yapıp bir şeyler atıştırabiliriz. 
Şimdilik 'gülmek' konusunda benim getireceğim erzak bu kadar. Ama siz varsınız.Sizler de getirebilirsiniz.  Şayet daha sonra konunun renklendiğine şahit olursam, daha da derinleşmekten boğulma pahasına da olsa çekinmem.
Biliyorsunuz ; bilgi bir deniz.
Bizler de alalım oltaları, açılalım denize.
Ne tutarsak getirelim, indirelim ortaya.
Ama unutmayalım eli boş dönsek de somurtmak yok.



« Son Düzenleme: Şubat 23, 2015, 12:35:14 öö Gönderen: İNSAN »


Şubat 23, 2015, 12:37:54 öö
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Vücudun doğal mutluluk hapı olan endorfin hormonu salgılanmasını sağlar.
Sinirleri gevşetir.
Sindirim sistemini çalıştırır.
Vücuda 'aerobik' yaptırır. Vücudun üst kısmındaki tüm kasların, sinirlerin ve organların egzersiz yapmasını sağlar.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Pozitif duyguları öne çıkarır.
Başarıyı olumlu yönde etkiler.
Çevreye ve kendine güven artırır.
Kolay iletişim kurulmasını sağlar.
Öfke, gerginlik ve korku gibi duyguları azaltır.'''


Mesela bu yazdığınız başlıkları tek tek değerlendirebiliriz. Örneğin endorfinle başlayalım.





Mutluluk hormonu da olarak adlandırılan endorfin vücudun acı, ağrı gibi durumlarla baş edebilmesi için salgılanan bir hormondur. Salgılandığında acı iletimini yavaşlatır ya da tamamen durdurabilir.

Endorfin hormonu beyinden salgılanır. En çok salgılandığı durumlar aşırı acıya sebep olacak yaralanmalar, aşırı stres ya da heyecan yaşanan anlardır. Kimyasal yapısı morfin ile benzerdir. Ancak endorfin sadece beyinde üretilir ve kimyasal olarak sentezlenerek vücuda enjekte edilen morfinden daha güçlüdür.

Ayrıca endorfin

Nörotransmitterler sinir hücreleri arasında elektrik sinyallerini taşımakla görevli hormonlardır. Elektrik sinyalleri formunda gelen mesajları bir sinir hücresinden diğerine kimyasal olarak aktarırlar (resimdeki parlak noktalar). Nörotransmitter olarak adlandırılan bu yapılar beynin işleyişinde hayati role sahiptirler. Bilim şu ana kadar 200’ün üzerinde nörotransmitter tespit etmiştir. Endorfin de bunların en önemlilerindendir.

Endorfin genelde hazla ilişkilendirilse de, endorfinin birincil tetikleyicileri stres ve acıdır. Hipotalamus olarak bilinen beyin bölgesi cinsel fonksiyonlar, nefes alma, açlık ve duygular gibi birçok fonksiyondan sorumludur. Hipotalamus duygu durumları ile yakından ilişkili limbik sistemin bir parçasıdır. Eğer endorfin bu bölgeye erişirse, haz ve mutluluk hissi ortaya çıkar. Bununla birlikte, çok fazla endorfin salgısı öfkeye, çok nadir olmakla birlikte obsesif-kompulsif bozukluğa sebep olur. Uyarı verdiğiniz tepki beynin salgıladığı endorfine bağlıdır.

Endorfini Artırmanın Doğal Yolları


Acı
yumrukİster sıkı bir yumruk yemiş olun ya da bir çocuk doğurun, endorfin kurtarıcı olarak gelir. Acı nörotransmiterlerin salgılanmasının yaygın bir nedenidir. Amaçları hissettiğiniz acının algısını değiştirmektir. Doğum sırasında kadınlar bunu hissetmiyor gibi görünse de, bu kimyasal mesaj taşıyıcıları olmadan acı çok daha artardı. En güzel tarafı da endorfinden dilediğinizce yararlanırken, bunun kötü bir bağımlılığa dönüşmemesi.

Cinsel İlişki
Cinsel ilişki endorfinin diğer doğal bir kaynağıdır. Başlangıçtan bitişe kadar, cinsel aktivite bu nörotransmiterlerin salgılanmasında önemli bir rol oynar. Devam eden fiziksel temas sürecin bir parçası olsa da, asıl bağlantı orgazmda yatar. Sadece endorfin salgılanmaz, oksitosin hormonu da salgılanır. İkisi birlikte öfori (yoğun şekilde mutluluk ve iyi hissetme hali) aşamasına ulaştırır.

Egzersiz
Egzersizin endorfin salgısını artırdığı birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. Maraton koşucularının yarışın sonlarına doğru hissettikleri öfori hâli de buna delil olarak sunulmaktadır. Özellikle yürümek, koşmak, yüzmek gibi aeorobik egzersizler endorfin düzeyini yükseltmektedir.

Yiyecekler
Bazı yiyecekler endorfini de beraberinde getirir. Yediklerinizin parçalanmasıyla vücudunuz endorfin salgılamaya başlar. Endorfin düzeyini yüksek tutmak istiyorsanız, B ve C vitaminleri ile demir ve çinkoyu bol olmasına dikkat edin. Öforik yiyeceklerden bazıları: çilek, dondurma, üzüm, makarna, muz ve çikolatadır. Eğer baharatları şekere tercih ederseniz, kırmızı biber işinize yarayabilir. Çünkü vücudunuz biberin sebep olduğu yanma hissini tatmin etmek için endorfin salgılamaya başlayacaktır.


Kaynaklar:

http://multiyasam.com/
http://www.magazinmedya.com/
http://tr.wikipedia.org/
http://rehber.uzmantv.com/
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Şubat 23, 2015, 12:47:21 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Evet, çok güzel bir katkı sağladınız Sayın Risus. Yazıda, gülmek ile endorfin hormonu arasında ilişki olduğundan bahsedilmişti ve siz de konunun zenginleşmesi açısından endorfin hormonu hakkında bilgi getirerek/taşıyarak konuya güzel bir viraj getirmiş oldunuz.
Bakalım diğer değerli üyelerimiz arasından da, merak edip konuya farklı virajlar kazandırmak isteyen çıkacak mı ?
Ki bu kıvrımlar kazandırılırsa ;konunun tadına asıl o zaman varmış oluruz.

Sevgiler,saygılar.


Şubat 23, 2015, 12:49:14 öö
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar


Evet, çok güzel bir katkı sağladınız Sayın Risus. Yazıda, gülmek ile endorfin hormonu arasında ilişki olduğundan bahsedilmişti ve siz de konunun zenginleşmesi açısından endorfin hormonu hakkında bilgi vererek konuya güzel bir viraj getirmiş oldunuz.
Bakalım diğer değerli üyelerimiz arasından da, merak edip konuya farklı virajlar kazandırmak isteyen çıkacak mı ?
Ki bu kıvrımlar kazandırılırsa ;konunun tadına asıl o zaman varmış oluruz.

Sevgiler,saygılar.

Elbette, gülmenin faydaları, fayda sağladığı konuların detayları, imaj olarak çevreye yarattığı etkisi, gülmek hakkında yazılan kitaplar ve içerikleri ve dahası hakkında konuşarak, konuyu, bilgi birikimi bakımından daha zengin hale getirebiliriz. Bakalım diğer üyelerimiz katılacak mı konuya?

Saygılar...
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Şubat 23, 2015, 10:29:27 ös
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

'Gülmek' konusu henüz buralarda iken ve fazla uzaklaşmamışken, bir ilginç ek daha yapalım.
Bebeklik (0-2) döneminde çocukların birçoğu sesleri birbirinden ayırt edemez. Yani biri ağladığında kendisi ağlıyormuş gibi sanabilir. Karşısında bir başkası ağlayınca kendisi de başlar ağlamaya. Bu durumu pedagoglar 'ses bulaşması' olarak tanımlıyor.

Çok doğaldır ki ; aynı şey 'gülmek' için de geçerlidir. Bebeğin karşısında birileri katıla katıla güler ve bebek hiçbir şey anlamıyor olmasına rağmen gülmeye başlar.. Karşısındaki susunca da kendisi de susar. Tabi ebeveynler için bu şaşırtıcı olabilir.Böyle bir tepki ile karşı karşıya kaldıklarında ise bu durumu sevecenlikle karşılar ve sonuçta tuhaf bir tatlılık saçılır ortalığa.

Demek ki, çocuklarımızı güler yüzlü yapmakta ailenin de önemli bir payı vardır. Henüz o bebekken, etrafında sürekli gülücükler saçılan çocuklar ileri yaşlarda güler yüzlü olurken, somurtan bir çevrede büyüdüğünde ise, aynı şekilde ileri yaşlarda kaşını çatan bir birey haline gelir.
« Son Düzenleme: Şubat 23, 2015, 10:55:53 ös Gönderen: İNSAN »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3217 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 06:29:32 ös
Gönderen: Anzagot