Cami imamları: Müslüman terörist olamaz
Müslüman'ın terörist olamayacağını defaatle dile getiren New York ve New Jersey'deki cami görevlileri ve Türkiye New York Başkonsolosluğu Din Ataşesi Dr. Gazi Erdem, İslam dünyasının terörü kesin bir dille reddetmesi gerektiğini söyledi. Dr. Gazi Erdem, İslam dininin öldürme gibi bir emri bulunmadığına işaret ederek, "Kalp kazanmaya, insan kazanmaya yönelik bir tavrı vardır." dedi. Müslümanların terör faaliyetlerini kesin bir dille reddetmesini isteyen Dr. Erdem, bunun için ortak bir ses oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. "Terör faaliyetlerinin İslam'ın imajıymış gibi sunulması ise ciddi bir yanlış." diyen Erdem, bazı Müslümanların bu tür eylemlere katılarak gösterilmeye çalışılan olumsuz imgeye katkıda bulunduğunu söyledi. Dr. Erdem, İslam dinini samimi olarak yaşayan bir Müslüman'ın terörist faaliyetin içinde olmayacağını vurguladı.Türkiye New York Başkonsolosluğu Din Ataşesi Dr. Gazi Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiçbir yerde duydunuz mu, Peygamberimiz birine suikast düzenlemiştir? Bir yere bomba koymuştur? Kendisine eziyet edenlere dahi sevgi göstermiş bir dinin peygamberini takip eden insanlar bu tarz organizasyonların içinde olmamalı. Bizim dinimiz bir insanı öldürmekle tüm insanlığı öldürmeyi bir birine eşit sayan bir dindir. Terörist faaliyetlerin içinde yer alan ve Müslüman denilen insanların nasıl yaşadıklarını sonradan öğreniyoruz." Terör olaylarına karıştığı iddia edilen kimselerin geçmişlerinin iyi araştırılmasını isteyen Dr. Erdem, sarhoş, uyuşturucu kullanan ve çevresinde sevilmeyen kimselerin bu tür eylemlere karıştıklarını iddia etti. Erdem, "Soruyorum sizlere, böyle kimselerin Müslümanlıkla nasıl bir alakası olabilir?" diye konuştu. Erdem sözlerini şöyle tamamladı: "Biz camilerimizde verdiğimiz hutbelerde 'Müslüman terörist olamaz' mesajını anlatıyoruz. Dinimizin gülen çehresi ile insanlığı kucaklamamız gerektiğini belirtiyoruz. Terör gibi asla tasvip edilmeyecek cahiliye dönemi bir anlayışın ancak önüne eğitim ile geçilebilir. Bu nedenledir ki, dinimizi en iyi şekilde öğrenmek ve öğretmek zorundayız. Tek çaremiz budur."
Bronx Islam Culture Center'ın Ganalı İmamı Abdullah
Pew şirketinin yaptığı kamuoyu yoklamasında ortaya çıkardığı sonuçlar ve terörizm üzerine konuşmayacağını belirten İmam Abdullah, kendisinin görevi olarak yalnızca camide Allah'ın ismini zikredip, O'nun dinini anlatmak olarak tanımladı. Cami içinde sağlanabilecek barış ve huzurun sokaklara da yansıyacağını kaydeden Abdullah, gençlere özellikle Hak dininin iyi anlatılması gerektiğine vurgu yaptı. Kur'an-ı Kerim'in birçok suresinde insan hayatına verilen değere dair ifadelerin olduğuna değinen Abdullah, "Hz. Adem'den Peygamber Efendimize kadar Allah'ın kullarına her seslenişinde, insan canına verdiği değeri vurgulanmıştır." dedi. Allah'ın yarattığı kullarına değer vermesinde herhangi bir millet ya da din ayrımı yapmadığını ifade eden Abdullah, bu nedenle özellikle Müslümanların hem farklı mezheplere hem de gayri Müslimlere karşı hoşgörü içinde olmaları gerektiğini söyledi. "Allah'ın yarattığı kullara saygı göstermelidir ki bir mümin, kulluk görevini yapabilsin" diyen Abdullah, kalbinde insan sevgisi olmayanın dinen bütün olduğunu söylemenin zor olduğunu savundu. Her gün beş vakit camiye gelen Müslümanların yaptığı ibadete Allah'ın kendisinin ihtiyaç duymadığını belirten Abdullah şöyle devam etti: "Bu namazlara bizlerin ihtiyacı var. Allah bizlere her gün beş vakit camiye, mescide gelin diyerek aslında toplumsal bir barışın olmasına zemin sağlıyor. Camiye gelenler zamanla birbirlerini tanıyıp aralarında yakınlık kurulacaktır. Bu yakınlık ferdi çıkışların önüne geçip toplumsal dayanışmayı artıracaktır. İşte insanların kalplerine, vicdanlarına polis dikme budur."
İslam'ın kelime olarak da barışı ifade ettiğinin altını çizen Abdullah, bunun da öncelikle camilerde sağlanabileceğine inandığını söyledi. Cami içindeki cemaat arasında barış ortamının sağlanamaması durumunda dışarıda bunun asla mümkün olmadığı fikrinde olan Abdullah, "Allah'ın evini her türlü dünyevi çıkar ve ihtiraslardan uzak tutmalıyız. Camiler insanların huzur bulacağı, sığınacağı yerler olmalıdır. Yalnızca Müslüman'ın değil gayri Müslimlerin de sığınacağı kutsal mekanlardır camiler." Şeklinde konuştu.
Ulu Cami İmamı Aydın Yığman
Sözlerine, Mevlana Celaleddin Rumi'nin, ‘Alemin özü insandır' tanımlamasıyla başlayan İmam Yığman, Kuran'da insana verilen değerin Mevlana tarafından ifade edildiğini dile getirdi. Ulu Cami İmamı Yığman, sevgi dininin terörle, canlı bombayla birlikte anılmasını ise korkunç bir cehalet örneği olarak yorumladı. Yığman şöyle devam etti: "Bizim dinimiz insan hayatına öyle ehemmiyet veriyor ki bakın bunu hem Efendimizin hayatında hem de Kur'an'da görüyoruz. Efendimiz, düşmanına karşı bile nezaketi elden asla bırakmamıştır. İki Cihan Güneşi'nin insanlara karşı bu kadar nezaket sahibi olması şüphesiz ki Allah'ın arzu ettiğidir." İslam dininin sevgi ve merhamet dolu olduğuna işaret eden Yığman, yolda bulunan bir taşı kenar a itmenin dahi büyük sevap oluşuyla İslam'da nezaketin, inceliğin ne boyutta olduğunun altını çizdi. "Hayvanlara dahi kötü davranmayı men eden yüce dinimizdir." diyen Yığman, insanın birbirine ve diğer canlılara gösterdiği merhametin İslam'a göre sadaka yerine geçtiğini dile getirdi. Her Müslüman'ın Hz. Muhammed'in (sav) hayatını iyi anlaması gerektiğini belirten Yığman, yaratılmışların en şereflisi olan Efendimizin dahi ferdi karar yerine istişareye büyük önem verdiğini söyledi. Cihat diyerek canlı bomba olup kadın-çocuk demeden cana kıyanları İslam ile bağdaştırmanın mümkün olamayacağını aktaran Yığman, karınca hayatına değer veren sevgi dininin bazı art niyetli kimseler tarafından farklı gösterilmeye çalışıldığını savundu. Yığman sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Allah için katliam olabilir mi? Böyle bir şeye insan Allah dini için göz yumabilir mi? Peygamber Efendimiz münafığa bile münafık olduğunu söylememiştir bildiği halde ve cenaze namazının kılınmasına izin vermiştir. Görüldüğü gibi bırakın katliamı, münafığa bile yaklaşımda bir büyüklük, bir edep var. Efendimizin hayatını bilen bir kimse Müslüman'ın da terörist olmayacağını ve olamayacağını da bilir."
Ortadoğu'da canlı bomba olaylarını İslam dinine bağlamanın yanlış olduğuna dikkat çeken Yığman, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde görev yaptığını ve orada yaşadıklarını dile getirdi. Yığman, "Kundaktaki çocuğun katledildiğini biliyorum. Bunu insan olan kimse yapamaz ama radikal ideolojilere saplanmış kimseleri bir inançla, bir milletle bağdaştırmak doğru olmaz." derken radikallik ve aşırılığın cehaletin birer meyvesi olduğunu söyledi. İmam Yığman, Amerika'da yaşayan Müslümanların bu topluma adapte olmasının önemine değinerek, "Müslüman'ın hakkı ne ise gayri Müslimin de hakkı aynıdır." şeklinde konuştu.
Amerikalı Darry (Davud) Burtan (41)
10 yıl önce İslam dinine geçtiğini belirten Burtan, terör ve canlı intihar bombalarının hak arayışında asla doğru bir yöntem olmadığı fikrinde. İslam'ın kelime anlamı olarak barışı, huzuru ifade ettiğine vurgu yapan Burtan, "Bu din benim için tek hak dinidir. Teröre bulaşmış kimselerin dini kullanması bunların iyi niyetli olmadıklarını ifade ediyor. Zira İslam dinini kurtarmak böyle insanlara mı kalmış?" dedi. Terörü destekleyen ve içerisinde bulunan kimseleri "kandırılmış Müslümanlar" diye tarif eden Burtan, El-Kaide gibi örgütlerin kimi güç odakları tarafından kullanıldığını ileri sürdü. Terör olayından güç ve para elde edenlerin dışında herkese zarar verdiği görüşünü savunan Burkan, Amerika'nın Ortadoğu'da savaşmasını da eleştiriyor. Özgürlükleri savunan bir ülkenin terörü körükleyecek eylemlerden uzak durması gerektiğini aktaran Burtan, "Terör ile savaşta eğer samimi ise dünya liderleri ve ABD Başkanı ayrım yapmadan fakir insanlara yiyecek ve eğitim yardımında bulunsun. Silaha ayırdıkları paranın üçte birini yardıma ayırmış olsalardı bugün dünyada hem açlık sorunu olmaz hem de terör diye bir şey kalmazdı." diyor.
Gineli Mamadou Jellou Diallo (37)
Fotoğrafının çekilmesine müsaade etmeyen Gineli Mamadou, İslam dünyasına karşı yapılan haksızlığı kabullenemediğini dile getiriyor. Allah'ın kendisi dışında hiçbir kuluna başka insanın canını alma yetkisi vermediğini belirten Mamadou, Filistin'de yaşananlara duyarsız kalan dünyanın terörizmi körüklediği düşüncesinde. Batı'nın İsrail tarafında yer almasının Filistin'de yaşanan sorunun çözümüne engel olduğunu savunan Mamadou, Filistinli canlı intihar bombası olan kimselere başka seçenek tanınmadığı düşüncesinde. Filistinlilere bugün İsrail'in tankla, topla saldırdığını dile getiren Mamadou, "Bu Müslüman insanlar yıllardır bunlara taş ile sapan ile karşı koymaya çalıştı. Her gün İsrail askerlerinin silahından çıkan kurşunlarla Filistinliler ölüyor. Bu kadar haksızlığa nasıl göz yumulur?" dedi. Yahudilerin II Dünya Savaşı'nda soykırıma uğradıklarını hatırlatan Mamadou, "Bugün bu insanlar aynısını Filistinli masumlara yapıyor. Soykırıma uğramış Yahudilere bütün dünya kucak açtı o dönem ama bugün katledilen Filistinlilere herkes yalnızca seyirci." dedi.
Sezai Kalacı - Zaman