Türk mason araştırıcı ve yazar Murat Özgen Ayfer, "Masonluk Nedir ve Nasıldır?" adlı kitabının Masonluğa Benzer Kuruluşlar başlığı altında, ayrıntılara girmeden önce ilginç bir giriş yapmış.
Sanırım konuyu anlatmak bakımından yararlı. Buraya bir kopyasını çıkarıyorum.
Masonluk tarihte “türünün teki” değildi. Günümüzde de değildir.
Tarihte yeryüzünde Masonluğa benzer birtakım kurum ve örgütler görülmüştür. Günümüzde de vardır.
Ancak bu bağlamda söz konusu olan, elbette Operatif Masonluk değil, sadece Spekülâtif Masonluktur.
Herhangi bir kurum ya da örgütün Masonluk ile benzerliğinin bulunduğundan söz edilebilmesi için, önce onun “ezoterik sistem”e uygun bir çalışma tarzının olması gerekir.
Amaç ve benimsediği ilkeler bakımından Masonluğa pek yakın, hatta hemen hemen aynı kurum ve örgütler bulunabilir. Bunlardan ezoterik sisteme uyarak çalışmayanlar, “Masonluğa benzer” olarak nitelenemez.
Ancak, ezoterik sisteme uyarak çalışan her kurum ve örgüt de “Masonluğa benzer” değildir. Öyle nitelenebilmesi için, örgütlenme sistemi ve çalışma yöntemi bakımından da Masonluk ile benzerlikler göstermesi gerekir.
Ezoterik nitelikli bir kurum ya da örgütün elbette kendine özgü bir öğretimi olacaktır. Bu, Masonluğun öğretimine hiçbir bakımdan benzemeyebilir. Bir felsefe, bir inanç ya da bir doktrin niteliği taşıyabilir. Bu bağlamdaki fark, ilgili kurum ya da örgütün Masonluk ile benzerliğinin gösterilmesine engel değildir. Çünkü bir başka ezoterik kurumun öğretimi de Masonluk ile aynı ise, o zaten Masonluk ile özdeşleşmiş demektir.
Tanımı böyle olunca; çağımızda “Masonluğa benzer” bir nitelik taşıyan pek az sayıda kurum ve örgütten söz edilebilmektedir. Masonlukta bunlar, genel olarak “paramasonik” olarak anılır.
Masonluktaki bölünmüşlüğün bir sonucu olarak sadece kendilerinin uyguladığı tarzı “asıl ve tek Masonluk” sayarak, diğer mason örgütlerini âdeta dışlamakta olan mason kuruluşlarının indinde, kendilerininkine tıpatıp uymayanlar da “paramasonik” sayılır.
Masonluğa benzer bir kurum ya da örgütün “paramasonik” olarak nitelenişi, onun küçümsenmesi ya da hafife alınması demek değildir.
Paramasonik, “tam olarak masonik olmayan” demektir; “Masonluğa benzer” sözünün bir başka biçimde söylenişidir.
Masonluk da başka kuruluşların indinde onlara benzerlik gösterir. Örneğin, konuya bu bölümde sözünü edeceğimiz “Çağdaş Rozkruacılar” açısından bakacak olursak, Masonluk için “pararozkruacı” diye bir sıfat kullanılabilir.
Özellikle yurdumuzda, Lions kulüpleri ile Rotary kulüplerinin, mason locaları ile sıkı sıkıya ilişkisi olduğu sanılır. Hatta zaman zaman bu derneklerin, ya bilmeden ya da art niyetle “Masonluğun yan kuruluşları” olarak nitelendiği görülmüştür. Oysa bu kuruluşların, Masonluk ile herhangi bir benzerlikleri yoktur; “paramasonik” bile sayılmazlar. Çünkü çalışmalarında ezoterik sisteme uymadıkları gibi, örgütlenme ve yönetim tarzları ile çalışma yöntemleri de çok farklıdır. Bu kulüplerin kendilerine özgü öz deyişleri vardır ama hepsi o kadar. Öğretimleri yoktur. Olması da gerekmez. Amaç ve ilkeleri de Masonluğun amaç ve ilkelerinden çok farklıdır. Öyle olması doğaldır; ancak belki kendi aralarında karşılaştırılıp benzeştirilebilirler.
Bunları böyle söylemekle sakın gerek Lions gerekse Rotary Kulüpleri’nin küçümsendiği sanılmasın... Her iki kulüp de saygın birer kurumdur. Her nerede örgütlenmiş ve çalışıyorlarsa, orada bulundukları çevre ile toplumun yararına hizmet üretirler. Birer “sivil toplum örgütü” oldukları için, o bakımından mason kuruluşlarından önce bile gelirler. Onların indinde, herhangi bir mason kuruluşu da “Rotary ya da Lions’a benzer” olarak nitelenemez. Böyle bir benzeştirme, bu kulüplerin üyelerini de rahatsız eder. Böyle benzeştirmeler, ya bilgisizlikten ya da ön yargılı olarak Masonluğun yanı sıra ve şu ya da bu nedenle bu gibi kurumlardan da hoşlanmamaktan kaynaklanır.
Günümüzde Masonluğa benzer kuruluşların pek az oluşu, ezoterik sistemin eskiden olduğu ölçüde çekici bulunmamasından, birçok alanda artık ezoterik çalışmaya gerek kalmamış olmasından ileri gelir. Oysa tarihte birçok kurum ve örgüt, Masonluğa benzer olmasa bile ezoterik sistemde çalışmıştır.
Kimileri, çağdaş Masonluğun genelde doğu ülkelerinde ve özelde Türkiye’de yadırganışını “Hıristiyan batı icadı” oluşuna bağlar. Bunu Lions ve Rotary gibi kulüpler için de söyleyenler de görülür. Bu görüşte bir gerçek payı vardır ama bunun “tek neden” ya da “tek gerekçe” olduğu söylenemez. Kaldı ki, tarihte bugünkü Masonluk ile benzerliği olan kurumlardan söz edildiğinde, ilk sırayı Hıristiyan batı dünyasından önce doğu ülkeleri, özellikle Müslüman ya da Türk toplulukları alır.
Ezoterik sistemde çalışan kurumlar, tarih boyunca kamuoyunda yadırganmıştır. Çağlarca süren bu yadırgamanın asıl nedeni, bu tür kurumların amaç, ilke ya da öğretimleri değil, çalışma sistemleridir. Ezoterikliğin düzeyi ne kadar ağırsa, yadırgama da o kadar çoktur. Bunu da doğrudan toplumun töreleri ya da gerçek değer yargıları değil, halk kitlelerini kendi çıkarlarına göre yönlendirip, onları bağnazlığa sürükleyen çevreler oluşturmuştur.