Bölüm.2
Zaman : 06:00
mekan : 3 odalı eski bir apartman dairesi/küçük oda
ortam : pencereden sızan ışık masa lambasının etkisini azaltmış
Not : oturduğu yerde sızmış Zafer irkilerek uyanır
Bir esinti gelir yarım açık kalmış pencereden ve Zafer uyanır.
Zafer-Ne kadar zamandır uyuyorum, aslında ne fark ederki. Bugünün dünden farkı yoksa yaşamın nasıl bir anlamı olabilir. Belkide deliriyorum bu hizbe yerde.
(Bu sırada ayağa kalkar ve pencere kenarına gidip perdeyi aralar ve ıssız sokağa bakar.)
Zafer- Delilik dediğimiz şey bir perdeden ibaret değilmi?. Ya onun önünde akıllı durursun yada arkasında bir deli. Kimin o perdenin neresinde olduğunu kimse bilemez bazen kişinin kendisi bile. Kendini akıllı zannedenler korkar o perdeyi aralamayı, hayat onun için zaten öyle yada böyle geçiyordur. Gerek duymaz yersiz heyecana, bir gün doğduğu gibi ölecektir zaten ama ben böyle yaşayamam. Deli olanın ise kendi hayal dünyası vardır, o dünya sadece ona aittir kimse anlamaz onu aynı şimdi beni kimsenin anlayamadığı gibi. Hangimizin içinde biraz da olsa delilik yok ki, bazen uçmak isteriz bazen de ölümüne keşfetmek bazen ise çığlık atmak. Ama ya ben, benim dışımdakiler ne der diye yaşıyorum, sadece ben mi hayır, herkes bu şekilde yaşıyor. Hissettiklerimi anlatamıyorum. Neyse bunları düşünmekle elime bir şey geçmeyecek belli.
(Mutfağa geçer ve buzdolabının kapağını açar ve hafif buruk bir şekilde buzdolabının kapağını kapatır)
Zafer- yine her zamanki gibi yiyecek bir şey kalmamış. En iyisi dışarıya çıkayım belki açık bir yer bulabilirim.
(paltosunu giyer ve dışarı çıkar, sokak bomboştur ve hafanın soğuk olduğu bellidir)
Zafer- Ben hayatın neresindeyim, neden var oldum, yaşamımın amacı ne? Ruhumun aydınlığa ihtiyacı var. İçimde bir ışık var hissediyorum ama anlatamıyorum. Kelimeler kifayetsiz kalıyor yaşadıklarımı anlatmaya. Ama kimle nasıl paylaşabilirim ? Bir yolu olmalı bunun.
...........................................
Benim aklıma gelen 2. bölüm bu şekilde, paylaşmak istedim
3.bölüm ellerinizden öper