Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Günahlar nasıl affedilir… ve nasıl para kazanılır  (Okunma sayısı 13457 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 10, 2009, 03:09:52 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Günahlar nasıl affedilir… ve nasıl para kazanılır

Kilisenin tarihi, kendi ilk fikirlerinin, inançlarının ve geleneklerinin tam ve mutlak bir inkârıdır. Ortaçağ ve Rönesans Papalık tarihi –emsalsiz bir rezillik ve suç tarihi– üzerine sayısız ciltler yazılmıştır. Burada, gerçek durumu özetleyen ve bununla ikiyüzlü mitler arasındaki uçurumu gösteren bir örnekle yetineceğiz.
1517 yılında, Papa X. Leo, kişinin ruhunu makul bir para karşılığında kurtarabilmesi için Taxa Camerae’yi başlattı. Bu basit tedbirle, ne kadar kötü olursa olsun bağışlanamayacak suç yoktu. 35 madde arasından şunları okuyoruz:

“1. İster rahibelerle, ister kendi kuzenleriyle, yeğenleriyle ya da kızlarıyla (aynen böyle!), yani bir şekilde herhangi bir kadınla cinsel günah işleyen bir rahip, 67 pound 12 şilin ödemesi karşılığında bağışlanacaktır.

2. Eğer rahip, zina günahıyla birlikte doğaya ya da hayvanlara karşı işlenmiş günahlarının da bağışlanmasını istiyorsa, 219 pound 15 şilin ödemek zorundadır. Fakat kadınlarla değil de sadece oğlanlarla ve hayvanlarla doğal olmayan günahlar işlemişse, 131 pound 15 şilin ödemelidir.

3. Bir bakirenin kızlığını bozan rahip, 2 pound 8 şilin ödemelidir

4. İster kaldığı manastırda ister dışarıda, aynı anda veya art arda bir ya da birden çok erkeğe kendini veren rahibe, baş rahibenin saygısını kazanmak istiyorsa 131 pound 15 şilin ödemelidir.

7. Tüm davalardan azade tutulmak ve yasak ilişkilerini sürdürmek için geniş bir muafiyet elde etmek isteyen zinacı bir kadın, Papaya 87 pound 3 şilin ödeyecektir. Aynı şekilde, koca da aynı miktarı ödeyecektir, eğer koca kendi çocuklarıyla ensest ilişkiye girmişse, ek olarak 6 poundluk bir vicdani ödeme yapacaktır.

8. Tecavüz, soygun veya kundakçılık suçları için eziyet yapılmaması ve bağışlanması, suçluya 131 pound 7 şiline mal olur.

9. Ruhban kesime ait olmayan birinin şahsında gerçekleşen adi cinayetin bağışlanma bedeli 15 pound 3 penstir.

10. Eğer katil aynı gün iki veya daha fazla kişinin ölmesine neden olmuşsa, bir kişiyi öldürmüş gibi ödeme yapar.

11. Karısına kötü davranan koca, kilise kasasına 3 pound 4 şilin öder; eğer karısını öldürmüşse 17 pound 15 şilin, eğer karısını başka biri ile evlenmek için öldürmüşse ekstra olarak 32 pound 9 şilin öder. Kocaya suç işlerken yardım edenler adam başı 2 poundla bağışlanır.

12. Çocuğunu boğarak öldüren baba 17 pound 15 şilin ödemelidir [yani bir yabancıyı öldürmekten 2 pound daha fazla], baba bunu annenin izni ile yapmışsa bağışlanması için 27 pound 1 şilin ödemelidir.

Kürtaj da kolayca bağışlanabilmekteydi:

13. Kendi çocuğunu rahminden çıkararak yok eden annenin ve suça katkıda bulunan kocanın, her ikisi birden 17 pound 15 şilin ödemelidir. Kendisinin olmayan bir çocuğun kürtajını kolaylaştıranlar 1 pound eksik öderler.

14. Kardeş, kız kardeş, anne ya da babasını öldüren 17 pound 5 şilin ödemelidir.

Bununla birlikte, hiyerarşinin yüksek kademelerindeki piskopos veya baş keşiş öldürülürse, ödenecek miktar çok ağır biçimde artıyordu; ilk saldırı için 131 pound 14 şilin, geri kalanlar için yarı miktarı. (15). Üstelik katil “çeşitli zamanlarda birçok rahibi öldürürse, ilk cinayet için 137 pound 6 şilin ve geri kalanlar için de bunun yarısını ödemek zorundaydı.” (16)

Fakat cinayet, tecavüz veya çocuk öldürmekten çok daha ağırı, menfur dinsel sapkınlık suçuydu; yani resmi Kilisenin fikirlerinden farklı fikirlere sahip olmak. Kadın ya da erkek bir sapkın, fikirlerinden dönmüş olsa bile toplam 269 pound ödemek zorundayken, “yakılmış, asılmış ya da herhangi bir şekilde idam edilmiş bir sapkının oğlunun itibarı 218 pound 16 şilin 9 penslik ödeme yapmadığı sürece iade edilemez”di. (19)

Liste, sahtekârlık, kaçakçılık, borçların ödenmemesi, kutsal günlerde et yeme, papazlık rütbesi almak isteyen rahiplerin gayri meşru çocukları ve hatta rahip olmak isteyen hadımlarla (33. maddeye göre en az 310 pound 16 şilin ödemeliydiler) devam ediyor.

Bu çıkarcı rezillik listesine rağmen, Papa X. Leo, Katolik tarihçiler tarafından “Kilise tarihinde papalık makamının en parlak ve belki de en tehlikeli döneminin” baş kişisi olarak tanımlanır. (Bakınız: P. Rodríguez, (1997). Mentiras fundamentales de la Iglesia católica. Barcelona: Ediciones B., Anexo, s.397-400.)

Günümüzde Kilise

“Günlük hayatınızın her dakikası teorinizi yalanlamıyor mu? Aldatıldığınızda mahkemeye başvurmayı yanlış mı buluyorsunuz? Ama havari bunun yanlış olduğunu yazıyor. Sol yanağınıza tokat atıldığında sağ yanağınızı mı uzatıyorsunuz, saldırı girişimlerinde mi bulunuyorsunuz? Ama İncil bunu yasaklıyor […] Açtığınız davaların ve medeni yasaların büyük bölümü mülkle ilgili değil mi? Ama size hazinenizin bu dünyaya ait olmadığı söylendi.” (Marx ve Engels, Din Üzerine, “Kölnische Zeitung’un 179. Sayısının Başyazısı”.)

Modern toplumda Kilisenin etkinlikleri, Marx’ın yukarıdaki alıntıda işaret ettiği gibi, çarpıcı çelişkilere ve ikiyüzlülüğe dayanır. İlk Hıristiyanlığın devrimci geleneklerinin şu anki durumla kesinlikle ilgisi yoktur. M.S. 4. yüzyılda Hıristiyanlık hareketi devlet tarafından gasp edildiğinden ve ezenlerin bir aracına dönüştürüldüğünden beri, Hıristiyan Kilisesi yoksulların karşısında zenginlerin ve güçlülerin tarafında yer almıştır. Bugün belli başlı kiliseler, hem Müslüman hem de Hıristiyan ülkelerde, büyük sermayeye sıkıca bağlı, devletten muazzam paralar alan zengin kurumlardır.

İspanya’da devlet, son zamanlara kadar, Katolik Kilisesine, toprak, emlâk ve banka hesaplarından oluşan muazzam servetine ek olarak, dindar olsun ya da olmasın tüm vatandaşların ödediği vergilerden düzenli bir şekilde para yardımı yapıyordu ve İspanyol halkına bu vergi hakkında hiçbir açıklama yapılmıyordu. Bu durum Kilisenin devletle olan ilişkisinde ayrıcalıklı ve kazançlı bir konum elde ettiği diğer ülkeler için de geçerlidir. Kişi din hakkında ne düşünürse düşünsün, bu durum demokrasinin açıkça kabul edilemez bir ihlalidir. Artık her ne kadar İspanyol vergi mükelleflerine Kiliseye bağış yapıp yapmama konusunda seçme hakkı verilse de, Kiliseye halen kamu fonlarını kullanmada ayrıcalıklı bir konum verilmektedir.

Ortaçağda, Katolik Kilisesi tefeciliğin (faizle borç para vermek) ölümcül bir günah olduğunu açıklarken, şimdi Vatikan’ın büyük bir bankası bulunuyor ve muazzam bir servete ve güce sahip. İngiliz Kilisesi, sayısız ticari çıkarları bir yana, Britanya’daki en büyük emlâk sahiplerinden biridir. Aynı durumun her yerde var olduğunu göstermek çok kolaydır. Bu olgu sadece Hıristiyan diniyle de sınırlı değildir. Kuran da tefeciliği yasaklar, ama tüm sözde İslami ülkelerde büyük bankaların sahipleri Müslümanlardır. Bu gerçeği saklamak için her türlü numaraya başvurdukları doğrudur, ama hâlâ insanlardan aynı şekilde faiz sızdırılmaktadır.

Kiliseler politik olarak gericiliği sistematik biçimde desteklemişlerdir. 1930’larda Katolik piskoposlar, İspanyol işçileri ve köylüleri ezme seferberliğinde Franco’nun ordularını kutsamıştı. Faşist İspanyol basını, sık sık faşist selamı veren baş keşişlerin resimlerini basıyordu. Papa XII. Pius, Hitler’i ve Mussolini’yi destekledi. Papa, milyonlarca insanın Nazi ölüm kamplarında yok edilmesi karşısında sessiz kalmış ve, resmi olarak Vatikan’ın İkinci Dünya Savaşında tarafsız kaldığı varsayılsa da, gerçekte Nazi yanlılığı açıkça belgelenmiştir. G. Lewy şöyle yazıyor:

“Hitler egemenliğinin başından sonuna kadar, piskoposlar, inananlara, Hitler hükümetini itaat edilmesi gereken meşru bir otorite olarak kabul etmeyi öğütlemekten asla bıkmadılar […] 8 Kasım 1939’da, Münih’te Hitler’e düzenlenen başarısız suikasttan sonra, Kardinal Bertram Alman piskoposluğu adına ve Kardinal Faulhaber Bavyera piskoposları adına Hitler’e kutlama telgrafları göndermişlerdi. Almanya’daki tüm Katolik basın, Reichspresskammer’den gelen talimat doğrultusunda, bunun Führer’i koruyan mucizevi bir ilahi takdir olduğundan bahsediyordu.” (G. Lewy, The Catholic Church and Nazi Germany, NY, 1965, s.310-11)

“Alman dokümanları iki önemli noktada birbirini etkileyici bir şekilde tutmaktadır”, diyor Saul Freidhandler ve ekliyor, “Birincisi, görünüşe göre Bağımsız Papalık, Nazi rejiminin niteliği nedeniyle azalmış görünmeyen ve 1944’e kadar da yalanlanmamış bir biçimde Almanya’dan yana bir tercih yaptı; ikincisi, XII. Pius hiçbir şeyden korkmadığı kadar Avrupa’nın Bolşevikleşmesinden korkuyordu ve göründüğü kadarıyla, sonunda Batılı Müttefiklerle uzlaşsaydı Hitler Almanya’sının Sovyetler Birliği’nin Batıya doğru ilerlemesinin önünde başlıca duvar olacağını umuyordu.” (Saul Friedhandler, Pius XII and the Third Reich, A Documentation, NY, 1958, s.236, vurgu benim, AW.)

Düşünce tarihinde, Kilise daima en gerici türden bir rol üstlenmiştir. Galileo Galilei Kutsal Engizisyonun işkence tehdidi altında fikirlerinden dönmeye zorlandı. Giordano Bruno kazıkta yakıldı.

Toplumsal yasama alanında ve özellikle kadın haklarında, Roma Katolik Kilisesi daima gerici bir rol oynamıştır. Hâlâ boşanma, gebelikten korunma hakkını yasaklayarak kadınların kendi vücutları üzerinde söz sahibi olma hakkını reddetmektedir. Mevcut Papa Karol Wojtyla bu konuda açık sözlü biri. Yapay yollarla gebelikten korunmaya Kilisenin gösterdiği ısrarlı muhalefetin sonuçları, özellikle AIDS bakımından feci olmuştur.
alıntı
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 14, 2011, 09:28:01 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Affedilebilmenin tek yolu,insanın kendisini affedebilmesiyle gerçekleşir.

Bu yol un çok kolay görünmesi, uygulamasının meşakatli olmasındandır.

Öncelikle,hatalarını ve suçlarını kabul edeceksin.Bunları,önce kendine sonra 3.bir şahsa yüksek sesle itiraf edeceksin.

En sonunda da,yaptıklarından zarar görenlerden birebir af dileyeceksin.

Oldu,bitti...İşte bukadar,affedildin.

Uygulayabilene AŞK olsun!...

Ben"O"yum,"O"ben değil...


Temmuz 08, 2014, 08:12:25 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

İnanç türü ne olursa olsun din her zaman kazandırır.


Temmuz 08, 2014, 11:02:04 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Öyle oluyor zaten...

Günümüzde onaylanmış dinliler ve dinli görünenler para ya da parasal karşılığı ol.an maddi değerler kazanıyor.

Onaylanmış dinli olmayanlar sadece başka şeyler kazanabiliyor.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 08, 2014, 12:19:31 ös
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

En kolay para kazanma yöntemlerinden birisidir. 'DİN'. Hemen hemen hepsinde aynı. Bunu dilencilerin kullandığı para isteme şeklinden de bir nebze anlamak mümkündür. Ya da cami çıkışlarında veyahut ellerinde kağıtlarla gelen uzun sakallı abilerden. Ve sayın karahan'ın bahsettiği olay da diğer din'den verilen örnekler de olduğu gibi.


Saygılar.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Temmuz 08, 2014, 03:24:23 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

İnsanoğlu menfeatçidir,menfeatine uygun yaşar.Başta din olmak üzere hiçbir yazılı kurala uymak gibi bir yükümlülüğe girmeyi,kısıtlanmayı istemez.Çıkarları için hertür kuralı ,söylemi ve sistemi bozabilir.Fransız ihtilali olduğu esnada fransa topraklarının %10 u kilisenin ve fransa halkınında ödediği vergilerin büyük bölümü yine kiliseye gidiyormuş.Bu günlerde ramazan dolayısı ile televizyonlarda program yapan anlı şanlı hocalar profösörler var 80 bin tl ye kadar ücretler aldıkları söyleniyor,halbuki bu dini öğreten peygamber bu işten ticari bir edinim sağlamıyordu.İnsanların bu kadar geri olduğu hemen her toplumda din hertürlü materyali kolaylıkla ticari bir gelire kavuşturacak önemli bir olgudur,hali hazırda bu kadar kolay inanmaya programlı ,sorgulamayan insanlar olduğu müddetçe karşıdada elbette fırsatçılar olacaktır.Burada bence ana problem şudur buna din müsade edermi?dinde yeri varmı?dinilerimi suçlamak lazım? işte din böyledir sözü bence hem ucuz hemde basitcilik olur ve özü yine kaçırırız.Din öğretisinin başına gelen bu olay mason'lukta yokmu sanki? masonlarda bu konu ile uğraşmıyorlarmı? bu sorun daha çok insana dair bence.

karahan
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 08, 2014, 05:25:32 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Aslında bana daha ilginç gelen bir kanalda dini program yspıp 20 bin euro değerinde saat takıp program başına 15 bin dolar alırken insanlara azla yetinin çok hırslı olmayın mütavazı yaşayın demeleri çok ilginç gelir


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
43 Yanıt
51204 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 04, 2019, 11:30:56 ös
Gönderen: NOSAM33
29 Yanıt
38661 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 04, 2011, 07:59:10 ös
Gönderen: Waldow
Nasıl Kanser Olunur?

Başlatan blossom « 1 2 » Saglik

13 Yanıt
23394 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2011, 10:26:06 ös
Gönderen: Waldow
Deccal nasıl tanınır?

Başlatan blossom « 1 2 » Islam

15 Yanıt
11284 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2008, 11:56:17 öö
Gönderen: ahu
37 Yanıt
17644 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2013, 10:50:32 ös
Gönderen: Alşah
2 Yanıt
25985 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 30, 2008, 01:03:44 ös
Gönderen: Genius Loci
9 Yanıt
11423 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 16, 2010, 10:19:32 ös
Gönderen: AKTUĞ
2 Yanıt
11647 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2010, 06:51:37 ös
Gönderen: popperist
0 Yanıt
4309 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2014, 11:58:51 ös
Gönderen: MysticMind
6 Yanıt
5547 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 01:20:56 öö
Gönderen: ragnarr