Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine-13  (Okunma sayısı 1027 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 06, 2016, 05:17:46 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay


Ne var ki en önemli mesele her zaman insanın fikirlerini sezgisel kavrayışların öncelemesine izin vermek olmalıdır ve ne yazık ki genellikle durum bu merkezde olduğu üzere, tersi değil; ki bu ayaklarından dünyaya gelen bir çocuğa ya da kafiyesi yazılarak başlanan bir şiire benzetilebilir.

Alışılmış usül, kendilerine ait birkaç özel gözlemde bile bulunmalarına fırsat verilmeden çocukların zihnine kavramları ve kanaatleri, kelimenin tam anlamında, önyargıları kazımaktır. Böylelikle fikirlerinin, olması gerektiği gibi, kendi hayat tecrübesinden oluşmasına izin vermek yerine, kendisine hazır verilmiş olan fikirler aracılığıyla dünyaya bakmaya ve tecrübe edinmeye başlar. İnsan kendi başına dünyaya bakarken birçok şey görür; dolayısıyla sezgiyle kavrayış gücüne dayalı bu öğrenim yöntemi her şey hakkında soyut kavramlara başvuran ve aceleci genellemelerde bulunan yöntem kadar yetersiz ya da aceleci değildir. Bu yüzden tecrübenin önyargılı fikirleri düzeltmesi uzun bir zaman alacaktır veya belki de hiçbir zaman bu işi başaramayacaktır. Çünkü bir insanın edindiği önyargılı fikirler eşyanın herhangi bir boyutuyla ne zaman çelişiyor görünse, peşinen onun sunduğu kanıtı tek yanlı ya da kısmi olduğu gerekçesiyle reddedecek, hatta ona gözlerini büsbütün kapayacak ve önyargılı fikirleriyle herhangi bir çelişki içerisinde bulunma ihtimalini toptan inkâr edecektir.

Böylelikle onları daha önce nasılsa o haliyle muhafaza edebilecektir. Dolayısıyla öyle olur ki, çoğu insan bir yanlış fikirler yumağını --kuruntuları, hevesleri, önyargıları, garip merakları, tuhaf tutkuları bütün hayatı boyunca bir yük olarak omuzlarında taşıyıp durur, ki en sonunda bunlar birer fikri sabite haline gelir.

Gerçekten o temel fikirlerini kendi gözlemlerinden ve tecrübelerinden çıkarmayı asla denememiştir. Çünkü her şeyi başka insanlardan hazır yapılı olarak almıştır ve onu bu kadar sığ ve yüzeysel yapan şey de işte tam olarak budur. Bu yüzden böyle bir eğitim yöntemi yerine çocukların eğitiminde tabii yollara bağlı kalmaya özel bir özen gösterilmelidir. Sezgisel kavrayış yoluyla kendi kendine görüp anladığının veya her halde kendi gözlemleriyle doğrulayacaklarının dışında,  hiçbir fikir telkin edilmemelidir ve bunun neticesi çocuğun fikirlerinin, az olsun çok olsun önemli değil, temellerinin sağlam ve doğru olması olacaktır.



BİR SONRAKİ BÖLÜMDE SEÇKİNLİK VE SIRADANLIĞIN İNSAN ÇEHRESİNDEKİ BELİRTİLERİ VAR. YALNIZ BUNUN YANINDA BİR DE KÜÇÜK SORUNUMUZ VAR. ÇALIŞMA ON BEŞ BÖLÜM OLARAK PLANLANMIŞ VE KISA KISA BÖLÜMLER HALİNDE SUNUMUN YAPILMASI KARARLAŞTIRILMIŞTI.ANCAK ANLATILACAK BAZI NOKTALARIN ÖNEMLİ OLMASI VE ONLARA DA DETAYLI YER VERİLMEK İSTENMESİ ÇALIŞMAYI BİRKAÇ BÖLÜM  UZATABİLİR.

ŞİMDİ GEÇELİM SON AŞAMAYA.YANİ SEÇKİNLİK VE SIRADANLIĞIN İNSAN ÇEVRESİNDEKİ BELİRTİLERİNE...