Bu bölümde,İslam kültüründe kabul gören hadis ve sünnet kavramlarından söz etmek isterim.
Rivayet edilen,1-1.5 milyon civarında hadis mevcut.Bunun mümkün olabilmesi için,resul Muhammed'in günde ortalama 200 e yakın söz söylemesi gerekiyor.
Bu mümkün mü?
Çok zor...
Bu hadisleri kim kaleme almış?
Bilen yok.
Kim ezberlemiş?
Onu da bilen yok.
Bu konuda araştırma yapanların ortaklaşa anlaşabildiği hadis sayısı ise 50 yi geçmiyor;ama,50 den milyonlara nasıl çıktığını tahmin edebiliriz."Zırva"terimi,burada tam da yerine oturuyor.Önemli olan bukadar hadisin uydurulması değil,neden uydurulmaya gerek duyulduğu...
Kuran'ın verdiği ezoterik mesajı anlayamayanların çokluğu,İslam coğrafyasında cahil,fırsatçı,yobaz bir ruhban sınıfının oluşmasına neden olmuştur.Kuran'ı kendilerine göre yorumlayan ve hurafelerle süsleyen bu ruhban sınıfının zırvalarını destekleyecek bir referans kaynağı ihtiyacı oluşunca,bu uyduruk hadisler rivayet edilmiş,asırlarca iyi niyetli dindarlar bu şekilde kandırılmıştır.Halen de aynı istismar devam etmektedir.
Sünnet konusuna gelince:
kabuk dinciler,İslam'ı gelenekselleştirmek adına ortaya koydukları şekilsel,içi boş kuralları sünnet kavramıyla desteklemeyi tercih etmişler;resul Muhammed'in yaşam şeklini,davranışlarını,hatta kılık kıyafetini İslam'ın gereği diye dayatarak,ortaya neyi niçin yaptığını sorgulamadan uygulayan bir topluluk çıkmasına sebep olmuşlardır.Bu topluluğa da ümmet ismini takmışlardır.
Ben inanıyorum ki,resul Muhammed günümüzde yaşasaydı,takım elbise giyer,günlük tıraşını olur,belkide tek eşlilikle yetinirdi.Bugün uygulanan ibadet uygulamasında da,sünnet olgusundan faydalanmışlardır,ancak o konuya başka bir başlık altında değinmeyi düşünüyorum.
Şimdilik bu kadar...
Saygılarımla.