Bu soruya forumdaki masonların bir yanıt getirmesi beklenmemeli. Çünkü getirecekleri yanıtlar, Sayın Sirius’un yazdığından pek farklı olmayacak.
Hem olaya Batı ülkelerinin açısından değil, Türkiye kapsamında bakmalı. Çünkü Sayın Barbaros bu soruyu ortaya atarken, öngördüğü kampsam da öyle.
Masonlar, aralarına giderek daha genç yaşta yeni üyeler almak, örgütlerini olabildiğince gençleştirmek istiyor. Bu bağlamda yazılanlarda ve söylenenlerde bir kaypaklık falan yok. Bu içtenlikli bir dilek.
Ancak olmuyor; olamıyor… Günümüzde bile çoğu masonların masonluğa kırklı yaşlarda girdiği görülüyor. Otuzlu yaşlarda giren daha az, yirmili yaşlarda giren parmakla gösterilebilir.
Bu bakımdan günümüzde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın En Muhterem büyük Üstadı’nın kırk yaşında oluşu, âdeta bir devrim niteliği bile taşıyabilir.
Keşke yaşı hayli ilerlemiş masonlar kendilerine şöyle bir bakmayı becerse de, artık bir kenara çekilmeyi başarabilseler… Keşke Türk Masonluğu’ndaki genel yaş ortalaması bugün olduğu düzeyden çok daha aşağıya inebilse…
Belki bunun Masonluğa daha genç yaştaki kimselerin alınmasına katkısı da olur.
Bu olamayan gençleştirmenin olamayışının önemli birtakım nedenleri var.
Bir neden şu: Çoğu ileri yaştaki masonlar, Masonluğa girmesi söz konusu adaylarda ister istemez bir “olgunluk” arıyor. Zaten kendileri de Masonluğa ancak öyle yaşlarda girdiklerinden, adayların kendileri gibi olmasını istiyor.
Oysa bu bağlamda unuttukları ya da göz ardı ettikleri çok önemli bir olgu var: Bir taş alıyor ve ona “hamtaş” diyorlar. Bunun elbette çok yorumu var ama özetle olgunlaşamamış bir insanı simgelediği benimseniyor. Bunun masonik ortamda simgesel deyişle “yontulacağı” ve bir “küptaş” olmaya yönelmesinin Masonluktaki bireysel amaç olarak benimsendiği dile getiriliyor. Peki o zaman niçin aralarına alacakları adayların yontulmuş olmasını öngörüyorlar ki?... Öngörmeleri gereken yontulmuş olması değil, yontulmaya elverişli olmasıdır. Unuttukları ve belki de göz ardı ettikleri işte bu…
Bir kişi masonlarca bu kuruma girmesi için öneri alsa da, kendi dileğiyle girmeye istekli olduğunu belirtse de değişen bir şey yok.
İkinci neden ise ekonomik… Masonluğa girişte alınan bir “giriş ödentisi” var, onu düzenli olarak verilmesi gereken “yıllık ödenti” izliyor. Bunlar öyle birtakım üst düzey kulüp ya da derneklerde görürlüğü gibi büyük ve başa çıkılamaz rakamlar değil. Ancak yirmili hatta belki otuzlu yaşlardaki genç birisi için önemli bir tutar. Bir üniversite öğrencisinin hatta yaşama yeni atılmış olan bir gencin bir satında ve hiç sıkıntı çekmeden verebileceği bir tutarın üzerinde…
Taksite bağlanamaz mı? Olabilir belki ama değişen ne olur ki; sonunda ödenecek.
Gençleri için bu bağlamda bir ayrıcalık düşünülemez mi? Hatta bırakın gençleri, devlet memurları, özellikle öğretmenler için farklı bir statü getirilemez mi? Örneğin ilgili dernekler tüzüklerine şöyle bir madde yerleştirse: “Otuz yaşının altındaki adaylar ve üyeler, saptanmış olan ödentinin yarısını verir.” Olmaz mı? Neden olmasın? Türkiye’deki mason örgütlerinin başına bir bakıma dert olan TC Dernekler Yasası bile buna hiçbir engel getirmez. Ancak ben bugüne dek böyle bir işlem yapılmış olduğunu, buna girişildiğini duymadım.
Dolayısıyla genç bir kişi Masonluğa ancak ailesinden bir parasal desteği varsa ya da yaşı genç bile olsa işini daha o yaşta yoluna koymuş ve rahat geçinebileceği bir gelir elde edebilmişse girebiliyor. Bunlar da elbette istisna sayılır.
Yurdumuzdaki mason örgütleri kuşkusuz bu konuyu pek çok kez kendi aralarında dile getirmiş ve gerçekleştirilebilmesi için çözüm yolları aramıştır. Ancak anlaşılan o ki, bugüne dek bulamamışlar. Umarım bundan sonra bu konuyu daha ciddi, daha kararlı olarak ele alır ve çözümünü bulurlar.
Bu bağlamda şu sıralarda zaten bir çalışma, bir girişim varsa ne iyi ve ne güzel, bakın ben onu bilmiyorum.