Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Temel Analiz, Teknik Analiz ve Sentiment (Duygu) Analizi  (Okunma sayısı 1878 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 06, 2018, 09:24:38 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 76
  • Cinsiyet: Bay

Maddi birikimimiz ister büyük olsun ister küçük, yatırımları ya miyop ya da stratejik olarak değerlendiririz. "Miyop yatırımcı" sözcükleri bir yatırım yaparken daha çok bilgisiz ve bilinçsiz hareket eden yatırımcıları tarif ederken, "stratejik yatırımcı" kıyasla ayakları daha yere basan, belirli bir sebep-sonuç ilişkisine göre hareket eden yatırımcıları tarif etmektedir. Dolayısıyla miyop yatırımcıların kazanma olasılıkları talihlerine bağlıyken stratejik yatırımcıların kazanma olasılıkları "eğitilmiş tahminlerinin" gelecekte piyasayla uyuşup uyuşmamasına bağlıdır. Buradaki en önemli mesele de aslında miyop olsun, stratejik olsun, tüm yatırımcıların bir belirsizlik ortamında karar vermek zorunda olduklarını unutmamak gerekliliğidir.

Stratejik yatırımcılar yatırımlarını üç sac ayağının üzerine oturturlar. Bunlardan ilki olan temel analiz, basit anlamda yatırımlarını etkileyen paydaşların davranışlarından haberdar olma ve bu haberleri kendi çıkarları doğrultusunda doğru yorumlama kabiliyetine dayanmaktadır. Örneğin, bir pay senedi (hisse senedi) satın alındığında pratikte ortağı olduğunuz kuruluşun bilançoları, tüketicilerinin tavrı, bulunduğu ve ticaret yaptığı ülkelerin finansal durumları ve hatta yaptıkları üretimin doğasına göre hava durumu bile farklı ağırlıklarda yatırımınızın iyiye mi kötüye mi gittiğini işaret edebilecek bilgileri barındırırlar. Daha derli toplu bir tanımlama yapmak gerekirse temel analiz bahsi geçen bu etmenleri kullanmak ve çalışmak suretiyle gelecekte oluşacak parasal değeri öngörmek gayreti olarak tarif edilebilir. Her yatırımcı gördüğü haberi, bilançoyu vs. farklı yorumlayabileceğinden aynı veri kaynaklarına sahip iki yatırımcı analizleri sonucunda farklı ufuklar (zaman kısıtları) için farklı sonuçlara ulaşabilir.

Öte yandan, teknik analiz ise matematiksel formüllerle geçmiş verilerin incelenmesiyle ilgilidir. Teknik analizin temel varsayımlarından biri insanın kendini tekrar eden doğası, bir diğeri ise kendini doğrulayan kehanet olarak gösterilebilir. Yapılan teknik (matematik) hesaplamalar bir para çiftinin veya bir pay senedinin geçmişte yaptığı hareketleri benzer koşullar altında yineleyeceği ve bu beklentiyle pozisyon alan yatırımcıların bu hareketi doğrulayarak gerçekleşmesine yardımcı olacağı fikrine dayanır. Örneğin, kimi pay senetlerinin geçmişte aşmakta zorlandığı fiyat seviyeleri gelecekte de o hissenin belirli bir zaman aralığında alabileceği en yüksek değer olarak yorumlanabilmektedir. Bu seviyelere direnç/destek seviyeleri denir. Genel inanışın aksine bahsi geçen bu seviyeler "tam olarak" bir fiyattan ziyade bir fiyat aralığını temsil etmektedirler. Bunun yanı sıra, yine matematik hesaplarından türetilmiş çeşitli teknik göstergeler vardır ve pek çok yatırımcı bu göstergelerin bir kaçını bir arada kullanarak baş etmek zorunda oldukları belirsizliği asgariye indirmeyi hedefler. (En yaygın kullanılan teknik göstergeler hakkında bir sonraki yazıda özet bilgiler vermeyi ümit ediyorum)

Üçüncü analiz ise "sentiment analysis" yani duygu (veya his) analizi olarak bilinir. Bu analiz türü daha çok üzerine yatırım yapılan pay senedi veya döviz çiftinin yatırımcılarının genel halet-i ruhiyesini anlamaya yöneliktir. Temel analiz ve teknik analiz ne gösterirse göstersin, son tahlilde fiyatı belirleyen temel unsur, yatırımcıların aldıkları pozisyonlardır. Bir başka deyişle, hem teknik analiz, hem de temel analizin sonucunda bir pay senedinin veya dövizin değerleneceği kanısına ulaşmış olabilirsiniz. Ne var ki fiyatı oluşturan diğer yatırımcılar sizle aynı fikirde olmak zorunda değildirler ve bu durum diğer yatırımcıların kehanetlerinin kendini doğrulamasıyla sonuçlanmaya aday bir durumdur. Yatırımcıların genel beklentilerini sezmek, daha açık bir ifadeyle bir pay senediyle ilgili havayı koklamak önemlidir. Bu analiz türü için de bazı teknik göstergeler bulunduğundan bazı kişiler bu analiz türünün aslında teknik analizin bir parçası olduğunu savunurken, bir yandan da iyimserlik/kötümserlik içerdiği için bu analizin aslında bir temel analiz olduğu görüşünde olan yatırımcılar da bulunmaktadır. Genel kanı yine de bu analizin kendine has bir analiz olduğudur.

Pekiyi, bu analizlerden hangisi daha önemli veya daha güvenilirdir? Bu sorunun cevabı tamamen yatırımcının kendi başına vermesi gereken bir cevaptır. Bazı yatırımcılar temel analizi esas alırken bazıları teknik analizi tercih etmektedirler. Bu iki ekolün de temsilcileri arasında iyi ve kötü örnekler vardır. Benim fikrim, fiyatları tekniğin belirlediği, temel analizin tekniğin çalışması için senaryolar sunduğu yönünde olsa da bu tam tersini düşünen birini daha haklı veya daha haksız yapmaz. Kısacası her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır.

Unutmamak gerekir ki; bankalardaki vadeli mevduat yerine ister borsa ister kaldıraçlı piyasalara yatırım yapan kişiler daha yüksek riski satın almış olurlar. Bu risk karşılığında da beklenen bazı ödüller vardır. Stratejisini doğru kurgulayan yatırımcıların orta ve uzun vadede piyasa ortalamasının üstünde kar ettikleri doğru olsa da yüksek riskli piyasalarda bir hata daha düşük riskli yatırım araçlarından çok daha fazla kayıplara, bazı durumlarda bütün birikimin kaybolmasına neden olabilir.

Saygılar.

Not: yatırım tavsiyesi içermez


Eylül 06, 2018, 09:42:40 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Güzel ve Akıllıca bir paylaşım...
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Eylül 06, 2018, 09:46:01 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Pekiyi, bu analizlerden hangisi daha önemli veya daha güvenilirdir? Bu sorunun cevabı tamamen yatırımcının kendi başına vermesi gereken bir cevaptır. Bazı yatırımcılar temel analizi esas alırken bazıları teknik analizi tercih etmektedirler. Bu iki ekolün de temsilcileri arasında iyi ve kötü örnekler vardır. Benim fikrim, fiyatları tekniğin belirlediği, temel analizin tekniğin çalışması için senaryolar sunduğu yönünde olsa da bu tam tersini düşünen birini daha haklı veya daha haksız yapmaz. Kısacası her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır.



Bence Temel analiz yatırım yapılacak firmanın karnesini çıkarır , Teknik sonradan daha doğrusu TOPLAMA İŞLEMİ bittikten sonra HAREKETLİ ORTALAMA lar devreye girer .
YTD  8)
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Eylül 06, 2018, 10:45:07 ös
Yanıtla #3


 Çok değerli bir paylaşım.

Sevgiler

-----------

 Bahsi geçen konu başlığına ek olarak, daha kapsamlı bir şekile tanımlanan, alıntıladığım derlemeyi paylaşmak isterim:



TEKNİK ANALİZ

Teknik analiz, gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin edebilmek için, fiyat grafiklerinin yardımıyla piyasa hareketlerinin incelenmesidir. Burada kullanılan "piyasa hareketi" ve "fiyat hareketi" sözcükleri, teknik analizci için gerekli olan iki önemli bilgi kaynağını (fiyat ve işlem hacmini) kapsar.

TEKNİK ANALİZİN FELSEFESİ

-Teknik analiz 3 ön kabule dayanır.
-Piyasa her şeyi hesaba katar (değerlendirir).
-Fiyatlar trendlerle hareket eder.
-Geçmiş, kendini tekrarlar.
-Yukarıdaki ön kabulleri şimdi tek tek inceleyelim.

Piyasa her şeyi Hesaba Katar

"Piyasa her şeyi hesaba katar" ifadesi, teknik analizin köşe taşını oluşturur. Bu varsayım, tamamen anlaşılmadıkça ve kabul edilmedikçe ileride yapılacak çıkarımlar fazla anlamlı gelmeyecektir.

Teknik analiz, hisse senedinin fiyatına etki yapabilecek her şeyin (temel veriler, politik etkiler, psikolojik durum vs.) hisse senedinin fiyatına yansıdığını kabul eder. Dolayısıyla, fiyat hareketlerinin incelenmesi gerekli olan tek şeydir. Bu bir ön kabul gibi görünse de, eğer bu varsayımın anlamı üzerinde biraz düşünülürse kabul etmemek güç olur.

Bütün teknik analizciler, arz ve talepteki değişikliklerin fiyat hareketlerine yansıdığını öne sürerler. Eğer talep arzdan fazla olursa fiyatlar yükselir; eğer arz talepten fazla olursa fiyatlar düşer. Teknik analizci bundan sonra, bu ifadeden yola çıkarak, "Eğer fiyatlar yükseliyorsa, özel nedenler ne olursa olsun, talep mutlaka arzın üzerine çıkmıştır ve dolayısıyla da temel ekonomik veriler olumlu olmalıdır. Eğer fiyatlar düşüyprsa, özel nedenler ne olursa olsun, arz mutlaka talebin üzerine çıkmıştır ve dolayısıyla da temel ekonomik veriler olumsuz olmalıdır." sonucuna ulaşır.

Böylece teknik analizci, dolaylı olarak temel verileri incelemiş olur. Teknik analizciler şunu kabul ederler: arz ve talep güçlerinin belirleyici etkisi, hisse senedinin ekonomik temel verileri "boğa (yükselen)" ve "ayı (düşen)" piyasalarını ortaya çıkarır. Piyasanın aşağı ya da yukarı hareket etmesinin nedeni, grafiklerin kendileri değildir. Grafikler yalnızca, piyasa psikolojisinin (düşüncesinin) "boğa piyasası" ya da "ayı piyasası" olduğunu yansıtırlar.

Bir kural olarak, teknik analizciler, fiyatların düşmesinin ya da yükselmesinin nedenleriyle ilgilenmezler. Çoğu zaman fiyat trendlerinin çok erken aşamalarında ya da kritik dönüş noktalarında, hiç kimse piyasanın neden belli, kesin bir yönde hareket ettiğini bilemez. Teknik yaklaşım iddialarında bir dönem, fazlasıyla indirgeyici görünebilir. Birinci varsayımın arkasındaki mantık, daha çok piyasa deneyimi kazanıldıkça daha anlaşılır hale gelir.

Dolayısıyla, eğer piyasa fiyatını etkileyen her şey nihai olarak piyasa fiyatına yansıyorsa, gerekli olan tek şey, piyasa fiyatının incelenmesidir. Teknik analizci, fiyat grafikleri ve teknik göstergelerin yardımıyla, piyasanın muhtemelen hangi yöne gideceğini görmeye çalışır. Teknik analizci piyasanın aşağıya ya da yukarıya doğru hareket etmesinin nedenleri olduğunu bilir ancak geleceği tahmin edebilmek için o nedenleri bilmesi gerektiğine inanmaz.

Fiyatlar Trendlerle Hareket Eder

Teknik yaklaşımda, trend kavramının çok önemli bir yeri vardır. Fiyat hareketlerini grafiğe dökmenin ana amacı, trend yönünde işlem yapabilmek için, trendi erken safhalarında yakalayabilmektir. Böylece, teknik analizcilerin yaklaşımı "trend-takipçisi" bir yapıdadır. Bu da demektir ki; teknik analizcinin amacı varolan trendi belirlemek ve takip etmektir.

Devam eden bir trend, yönünü tersine çevirmekten çok, aynı yönünü sürdürme eğilimindedir. Bu, gerçekte, Newton'un hareket kanunlarının birincisinin bir adaptasyonudur. Bu anlatım şöyle de söylenebilir: "devam eden bir trend sona erinceye kadar varolan yönünü sürdürür". Trend takipçisi sistem, trendin dönüş sinyalleri alınana kadar varolan trend yönünde hareket eder.

Geçmiş Kendini Tekrarlar

Teknik analizin ve piyasa hareketinin insan psikolojisiyle yakın ilişkisi vardır. Örneğin, bir yüzyıldan bu yana incelenen fiyat grafikleri, grafikler üzerinde belli görüntülerin ortaya çıktığını gösterirler. Bu görüntüler, piyasanın "ayı" ya da "boğa" psikolojisini ortaya koyarlar. Bu modeller, geçmişte iyi sonuçlar verdikleri için, gelecekte de iyi sonuçlar verecekleri kabul edilir. Bu modeller, hiç değişmeme eğiliminde olan insan psikolojisine dayanır. Başka bir şekilde söylemek gerekirse, geleceğin anlaşılmasının anahtarı geçmişi incelemekle elde edilebilir ya da gelecek geçmişin yalnızca bir tekrarıdır.

TEKNİK ANALİZ ve TEMEL ANALİZ

Teknik analiz, piyasa hareketinin incelenmesi üzerinde yoğunlaşırken, temel analiz, fiyatların aşağı ya da yukarı gitmesi ya da aynı kalmasına yol açan arz ve talebin ekonomik gücünün incelenmesi üzerinde odaklaşır.

Temel analiz, bir hisse senedinin gerçek değerini belirleyebilmek için, o hisse senedinin fiyatını etkileyen bütün etkenleri inceler. "Gerçek değer" ile temel analizciler, bir hisse senedinin arz ve talep kanununa göre ortaya çıkan o günkü değerine işaret ederler. Eğer, bir hisse senedinin gerçek değeri, o andaki piyasa fiyatının altında ise o zaman hisse senedi gerçek değerinin üzerine çıkmış demektir ve satış yapılmalıdır. Eğer, bir hisse senedinin gerçek değeri o andaki piyasa fiyatının üzerinde ise o zaman hisse senedi gerçek değerinin altına inmiş demektir ve alım yapılmalıdır.

Teknik ve temel analiz yaklaşımlarının her ikisi de aynı sorunu çözmeye; fiyatların gidecekleri muhtemel yönü belirlemeye çalışırlar. Her iki yaklaşım da soruna değişik yönlerden yaklaşırlar. Temel analizci, piyasa hareketinin nedenlerini incelerken, teknik analizci, piyasa hareketinin sonuçlarını inceler.

Teknik analizci, bilmesi gerekenlerin yalnızca sonuçlar olduğuna inanır ve bu sonuçları ortaya çıkaran nedenleri bilmesinin gereksiz olduğuna inanır. Temel analizci ise her zaman nedenleri bilmek zorundadır. Hisse senedi işlemi yapanların tamamına yakını, kendilerini ya teknik analizci ya da temel analizci sınıfına sokar. Gerçekte, bu sınıflandırma çok dürüst olarak yapılmış bir sınıflandırma değildir. Temel analiz yapanların büyük çoğunluğu, grafik analizinin temel yararlarını uygulayabilme bilgisine sahiptir. Teknik analiz yapanların büyük çoğunluğu da, temel verilerden en azından haberdardır.

Sorun şudur ki, grafikler ve temel veriler genellikle birbirleriyle çelişir. Çoğu zaman, önemli piyasa hareketlerinin başlangıç dönemlerinde, temel analizciler piyasanın ne yapmak istediğini açıklayamazlar. Her iki yaklaşımın en çok ayrılır göründüğü aşama da, trendin bu kritik dönemidir. Her iki yaklaşım, daha sonra genellikle belli bir noktada uzlaşır fakat işlem yapabilmek için çoğu zaman çok geç kalınmış olur.

Yukarıdaki farklılığın bir açıklaması şudur: Piyasa fiyatı, bilinen temel verilerin önünden yürüme eğilimindedir. Bunu bir başka şekilde şöyle söyleyebiliriz: Piyasa fiyatı, temel verilerin ya da o günün sıradan düşüncesinin bir öncü göstergesi gibi rol oynar. Bilinen temel veriler, çok önceden "piyasaya girmiş" ve primini çok önceden yapmış olduğu sırada, piyasa şimdi bilinmeyen temel verilere doğru yol almaya başlar.

Geçmişte görülmüş olan çok önemli bazı "ayı" ve "boğa" piyasaları, temel verilerdeki çok küçük ya da hiç görülemeyen değişiklerle başlamışlardı. O değişiklikler bilinir hale geldiği zaman da yeni trend su altından epeyce yol almıştı.

Teknik analizci bir süre sonra, grafikleri okuyabilme yeteneği konusunda artan bir güven geliştirir. Teknik analizci, piyasanın hareketinin "ortak düşünceyle uyuşmadığı durumlarda "uyumlu" olmayı öğrenir, yavaş yavaş "azınlıkta" olmayı sevmeye başlar. Teknik analizci bilir ki, piyasanın hareketinin nedenleri en sonunda "herkesin bildiği bilgi" haline gelecektir. İşte öyledir ki, teknik analizci, bu ek bilgiyi beklemek niyetinde değildir.

Teknik analizin çıkarımları içinde, teknik analizcilerin kendi yaklaşımlarını temel analizin yaklaşımına neden üstün gördükleri anlaşılabilir. İki yaklaşımdan yalnızca birini kullanmak şeklinde bir seçim olsa, seçim mantıki olarak teknik analiz olmak zorundadır; çünkü, tanımdan hareket edersek, teknik analizin yaklaşımı temel analizi de kapsar.

Temel veriler piyasa fiyatına yansıyorsa, temel verilerin ayrıca incelenmesi gereksiz hale gelir. Grafik okuma, temel analizin kestirme yolu olur. Bunun tersi ise doğru değildir. Temel analiz fiyat hareketinin incelenmesini kapsamaz. Yalnızca teknik yaklaşımı kullanarak işlem yapabilmek mümkündür. Piyasanın teknik yönü konusunda bir düşünceye sahip olmadan, yalnızca temel verilere bakılarak işlem yapılabileceği ise çok kuşkuludur.

ANALİZ ve ZAMANLAMA

Düşünce oluşturma sürecimiz içinde eğer konuyu analiz ve zamanlama şeklinde iki ayrı bölüme parçalarsak, yukarıda en son tartışılan konu daha anlaşılır hale gelir. Başarılı bir işlem için zamanlamanın önemi büyüktür. Kısa vadeli işlem yapmak isteyen bir yatırımcı, piyasanın doğru ana trendi yönünde hareket etse bile, piyasanın o dönemdeki trendi içinde kendini "yanlış tarafta" bulabilir. Yatırımcı bu durumda, ilerideki bir tarihte satın aldığı noktaya tekrar geleceği umuduyla elindeki hisse senedini bekletmeye karar verir ve bir "yatırımcı" ya dönüşür. Dolayısıyla, temel analize dayanılarak alınmış olan yatırım kararlarında bile, spesifik işlem noktalarını belirleyebilmenin zamanlama sorunu tamamıyla ve yalnızca teknik bir sorundur ve teknik ilkelerin doğru uygulaması, sürecin bazı aşamalarında vazgeçilmez hale gelir.

TEKNİK ANALİZİN ESNEKLİĞİ ve UYGULANABİLİRLİĞİ

Teknik analizin büyük güçlerinden biri de, herhangi bir piyasada, herhangi bir zaman aralığında uygulanabilme özelliğidir. Çeşitli piyasalarda teknik analiz ilkelerinin uygulanamadığı alan yoktur. Örneğin ürün piyasalarında, teknik analizci istediği sayıda piyasayı kolaylıkla takip edebilir.

Bir temel analizci için ise aynı durum genel olarak doğru değildir. Temel analizciler, son derece büyük miktarda veri ile karşı karşıya oldukları için, pek çoğu bir ürün grubu ya da bir ürün üzerinde yoğunlaşır.

Piyasalar, aktif ya da hareketsiz (trend kazanmış ya da trendsiz) dönemler geçirirler. Teknik analizci, kaynaklarını ve dikkatini, trend kazanma eğiliminde olan piyasalar üzerinde yoğunlaştırır, diğerlerini ise ihmal eder. Bunun bir sonucu olarak teknik analizci, piyasaların rotasyonel yapısından avantaj sağlayabilmek için, sermayesini ve dikkatini piyasalar arasında dolaştırabilir. Belli zamanlar, bazı piyasalar hareketlenir ve önemli bir trend kazanırlar.

Genellikle, bu tür güçlü bir trend içindeki dönemlerin ardından, hareketsiz ve nispeten trendsiz günler gelirken, bir diğer piyasa ya da piyasa grubu hareketlenmeye başlar. Teknik analizci, bu piyasalardan hangisini seçeceği ve hangi piyasaya gireceği konusunda özgürdür. Oysa, bir grup piyasa üzerinde yoğunlaşmaya eğilimli olan temel analizcide ise teknik analizcinin sahip olduğu böyle bir esneklik yoktur.

Her iki analizci türü, inceledikleri piyasa gruplarını bir an için değiştirecek olsalar, yeni piyasasını inceleyebilmek için temel analizci için gerekli olan zaman, teknik analizcinin kendi yeni piyasasını incelemesi için gerekli olan zamandan daha çok olacaktır.

Teknik analizcinin bir diğer avantajı da, çok geniş bir görüş açısına sahip olmasıdır. Teknik analizci bütün piyasaları takip etmekle, piyasaların hangisinin genel olarak ne durumda olduğunu bilir ve yalnızca bir grup piyasayı takip etmenin getireceği dar bir görüş açısından korunmuş olur.

TEKNİK ANALİZİN ÇEŞİTLİ ZAMAN ARALIKLARINA UYARLANIŞI

Teknik analizin önemli güçlerinden bir diğeri de, değişik zaman dönemlerinde kullanılabilme özelliğidir. Teknik analiz yöntemini kullanan bir kişi, ister orta vadeli olarak işlem yapıyor olsun, isterse gün içinde işlem yapıyor olsun, her iki dönem için de aynı ilkeler geçerlidir. Bazı çevrelerin iddiası olan, teknik analizin yalnızca kısa dönemlerde yararlı olduğu şeklindeki düşünce ise tamamen doğru değildir.

Yine bazıları, uzun dönemlere ilişkin olarak yapılacak tahminlerde temel analizin kullanılması gerektiğini, teknik analizin ise kısa dönemli zamanlamalarla sınırlı olduğunu ileri sürerler. Oysa gerçek şudur ki, aylık ve haftalık grafikler kullanılarak uzun dönemler için yapılan tahminler, teknik analizin son derece yararlı bir uygulama olduğunu ortaya çıkarmıştır.

TEKNİK ANALİZ YAKLAŞIMINA KARŞI BAZI ELEŞTİRİLER

Teknik yaklaşım konusundaki hemen tüm tartışmalarda, genellikle birkaç soru ortaya atılır. Bunlardan bir tanesi, teknik analizin "kendinden menkul bir kehanet" olup olmadığıdır. Bir diğeri de, geçmişteki fiyatların, gelecekteki fiyatların yönünü tahmin etmede gerçekten kullanılıp kullanılamayacağıdır.

Eleştiriyi yöneltenler, şuna benzer bir şey söylerler; "Grafikler bize piyasanın nerede olduğunu söylerler, fakat piyasanın nereye gideceğini söyleyemezler". Biz şu an için, "eğer onlar okumayı bilmiyorlarsa, grafiklerin onlara hiçbir şey söyleyemeyeceği" şeklindeki açık yanıtı bir yana bırakacağız.

Rastlantısal Yürüyüş Kuramı (Random Walk Theory), fiyatların trendinin olup olmadığını sorgular ve şu ya da bu tahmin tekniğinin basit bir "al ve elde tut" stratejisine zarar verebileceği kuşkusunu duyar. Bu soruların yanıtlanması gerekir.

Kendinden Menkul Kehanet

Ortada, kendinden menkul bir kehanet olup olmadığı sorusu, çok sık ortaya atıldığı için çoğu kişiyi meşgul eder. Bu elbette ki haklı bir sorudur fakat çoğu kişinin sandığından daha az önemlidir. Bu sorunun yanıtlanmasına girişmenin belki de en iyi yolu, grafik modellerini kullanmanın bazı dezavantajlarını tartışan bir metinden alıntı yapmaktır.

"Grafik modelleri kullanmak son yıllarda son derece yaygınlaştı. Piyasalarda işlem yapan pek çok kişi bu modelleri az da olsa bilmektedir ve bunları uyumlu bir şekilde kullanmaktadır. Bütün bunlar, boğa ve ayı modellerine karşılık olarak alım ve satım dalgalarının ortaya çıkardığı bir ‘kendinden menkul kehanet’ oluşturur..."

"Grafik modelleri hemen tamamıyla özneldir. Grafik modellerinden birini matematiksel olarak kanıtlayabilecek hiçbir çalışma bugüne kadar ortaya çıkarılabilmiş değildir. Grafik modelleri bütünüyle kullanıcılarının kafalarının içinde olan bir şeydir..." (The Commodity Futures Game, McGraw Hill, 1977, s.176).

Bu iki eleştiri, birbirleriyle çelişiyor ve aslında ikinci eleştiri birinci eleştiriyi ortadan kaldırıyor. Eğer grafik modelleri "tamamıyla öznel" ve "kullanıcılarının kafalarının içinde olan bir şey" ise o zaman, kendinden menkul kehanetin temeli olan, herkesin aynı anda aynı şeyi gördüğünü düşünebilmek güç olur.

Grafiklerin eleştirisi iki yollu olamaz. Eleştiriler, bir yandan grafiklerin herkesin aynı yönde ve aynı zamanda birlikte davranacakları kadar açık olduklarını (dolayısıyla fiyat modellerinin kendinden menkul olduklarını) söylerken diğer yandan grafiklerin aynı zamanda çok öznel olduklarını savunamaz.

Konunun gerçeği, grafiklerin çok fazla öznel olmalarıdır. Grafik okuma, bir sanattır (belki "beceri" sözcüğü bu noktada daha uygun düşebilir.) Deneyimli grafikçilerin bile, yorumlanışlarında her zaman aynı düşüncede oldukları grafik modellerine ender rastlanır. Her zaman bir kuşku ve anlaşmazlık noktası vardır. Bu kitabın da gösterdiği gibi, teknik analize yaklaşım konusunda sık sık bir diğeriyle anlaşamayan çeşitli yaklaşımlar vardır.

Bir piyasanın geleceği üzerinde bütün teknik analizciler anlaşmış olsalar bile, onların hepsi piyasaya aynı zamanda ve aynı biçimde girmeyeceklerdir. Teknik analizcilerden bazıları, grafikteki sinyali başlangıcında değerlendirecek ve piyasaya erkenden girecek, diğer bazıları, bir modelden ya da göstergeden "kopuş" noktasında pozisyon açacaklardır. Yine diğer bazıları, pozisyon açmak için kopuştan sonraki geri çekilmeyi bekleyeceklerdir.

Bazı işlemciler agresif, bazıları ise konservatiftir. Bazıları uzun dönemli işlem yaparken, diğer bazıları günlük işlem yaparlar. Dolayısıyla, bütün teknik analizcilerin aynı zamanda ve aynı biçimde davranmaları ihtimali oldukça uzaktır.

Kendinden menkul kehanet ile bir ilişki söz konusu olsa bile, bu muhtemelen "kendini düzelten" bir yapıda olacaktır. Diğer bir anlatımla, işlem yapanlar, onların birlik içindeki hareketleri piyasayı etkilemeye ya da bozmaya başlayana kadar büyük oranda grafiklere dayanacaklardır. İşlem yapanlar, piyasayı etkilemeye ya da bozmaya başladıklarını anlayınca ya grafik kullanımına son verecekler ya da işlem taktiklerini yeni duruma uyarlayacaklardır.

Örneğin grafik kullananlar, ya çoğunluktan önce davranmaya çalışacaklar ya da piyasanın uzun dönemli yapısının onaylanmasını bekleyeceklerdir. Dolayısıyla, kendinden menkul kehanet, kısa dönem için bir sorun haline gelse bile kendini düzeltme eğilimi taşır.

Boğa ve ayı piyasalarının ancak arz ve talep yasalarıyla doğrulandıkları zaman ortaya çıktıkları ve kendilerini sürdürebildikleri akıldan çıkarılmamalıdır. Teknik analizciler, yalnızca alım ve satım güçleriyle bir ana piyasa hareketinin nedeni olamazlar. Durum böyle olsaydı, teknik analizcilerin tümü çok hızlı bir şekilde zengin olurdu.

Kendinden menkul kehanet, genellikle grafiklere karşı bir eleştiri olarak değerlendirilir. Kendinden menkul kehaneti bir övgü olarak değerlendirmek belki daha uygun olacaktır ve her şeyin ötesinde, olayları etkileyebilecek kadar yaygınlaşmış olan herhangi bir tahmin tekniği oldukça güzel bir şey olmalıdır.

Geçmiş Geleceği Tahmin Edebilmekte Kullanılabilir mi?

Ortaya atılan bir diğer soru da, geçmiş fiyat verilerinin geleceğin tahmininde kullanılmasının geçerli olup olmadığıdır. Teknik yaklaşıma olan eleştirilerin çok sık bir şekilde bu noktaya geliyor oluşu şaşırtıcıdır çünkü hava tahmininden temel analize kadar bilinen bütün tahmin yöntemleri tamamıyla geçmiş verilerin incelenmesine dayanır. Bu konuda ne tür bir başka veri kullanılabilirdi ki?

İstatistik, betimleyici istatistik ve tümevarımcı istatistiği birbirinden ayırır. Betimleyici istatistik, standart bir çubuk grafik üzerindeki fiyat verilerinde olduğu gibi, verilerin grafiksel anlatımına başvurur. Tümevarımcı istatistik, verilerden elde edilmiş olan sonuçları genelleştirir, onların tahminini yapar ya da genel bir sonuca ulaşır. Dolayısıyla, fiyat grafiğinin kendisi betimleyiciyken, o fiyat verileriyle uğraşan teknik analiz, tümevarım alanına girer.

Grafik analizleri, geçmişin incelenmesine dayanan zaman serisi analizlerinin bütün biçimlerinde yapılanlarla tamamıyla aynı olan, yalnızca başka bir cins zaman serisi analizidir. Elde edilmesi gereken veri cinsi, yalnızca geçmişin verileridir. Geleceği ancak geçmiş deneyimleri geleceğe taşıyarak tahmin edebiliriz.

İstatistik üzerine yazılmış olan bir metinde şunlar yer alıyor; "Nüfus tahminleri, endüstri tahminleri vb. geniş şekilde geçmişte ne olduğuna dayanır. Günlük yaşamda olduğu gibi bilimde ve iş yaşamında da, belirsiz olan gelecekte ne olabileceğini tahmin edebilmek için geçmişteki deneyimlerimizden yararlanırız". (Modern Business Statistics, sayfa 383.)

Görülüyor ki, teknik analizde geleceğin tahmininin yapılabilmesi için geçmiş verilerin kullanılması, sağlam istatistiki verilere dayanıyor. Eğer bir kişi teknik tahminin bu yönünü ciddi şekilde sorgulamaya kalkarsa, o kişi aynı zamanda bütün temel ve ekonomik analizleri de kapsayan, tarihi veriye dayanan tahminlerin bütün diğer biçimlerinin de geçerli olup olmadıklarını sorgulamalıdır.

RASTLANTISAL YÜRÜYÜŞ KURAMI (RANDOM WALK THEORY)

Akademisyenlerce geliştirilmiş olan Rastlantısal Yürüyüş Kuramı, fiyat değişikliklerinin "seri olarak bağımsız" olduğunu ve fiyatın tarihinin gelecekteki fiyatın yönü için güvenilir bir gösterge olmadığını savunur. Diğer bir deyişle, fiyat hareketi rastlantısaldır ve önceden tahmini yapılamaz.

Bu kuramın yayılmasını sağlayan kitabın ismi "The Random Character of Stock Market Prices" (Paul H. Cootner,1964)’dır. Rastlantısal Yürüyüş Kuramı, fiyatların kendi gerçek değerleri etrafında rastlantısal olarak salındığını savunan "etkili piyasa hipotezi"ne dayanır. Kuram aynı zamanda, "piyasayı bozabilecek" herhangi bir girişime karşı takip edilebilecek en iyi piyasa stratejisinin "al ve elde tut" olduğunu savunur.

Bütün piyasalarda belli ölçüde bir rastlantısallık ya da "saçmalık" olduğundan kuşku duyulmasa da, fiyat hareketinin tamamının rastlantısal olduğuna inanmak tamamen hayalciliktir. Bu, kullanıcının kafasının içindeki herhangi bir şeyi kanıtlayabilecek ya da kanıtlayamayacak olan, sofistike tekniklerden daha kullanışlı ampirik gözlemin alanlarından birisi olabilir.

Rastlantısallığın, yalnızca fiyat hareketleri içindeki sistematik modelleri kavramaktan yoksunluk olarak olumsuz anlamda tanımlanabileceğini unutmamak yararlı olacaktır. Pek çok akademisyenin bu fiyat modellerinin varlığını henüz keşfedememiş oluşları, bu modellerin var olmadığını kanıtlamaz. (Bkz. Şekil. 1.2.)



Şekil 1.2 Bir "rastlantısal yürüyüşçü" birilerini, trendlerin gerçekte var olmadığı konusunda inandırabilmek için bolca vakit bulabilir.

Piyasaların trendinin olup olmadığının akademik tartışması, piyasaların trendinin açıkça görülebilir olduğu gerçek dünyanın içinde olan ortalama piyasa analizcisini çok az ilgilendirir. Eğer fiyatlar, seri olarak bağımsızsa, "rastlantısal yürüyüşçüler" bu trendlerin sürekliliğini nasıl açıklayabileceklerdir? Dün ya da bir önceki haftada olan şeylerin bugün ya da yarın olacak şeyler üzerinde hiçbir etkisi yok mudur?

İstatistiksel kanıtların Rastlantısal Yürüyüş Kuramı’nı her zaman bütünüyle kanıtlayabilmesi ya da çürütebilmesi kuşkulu görünüyor. Ancak, piyasaların rastlantısal olduğu düşüncesi teknikçiler tarafından tümüyle reddedilir. Eğer piyasalar bütünüyle rastlantısal olsaydı, hiçbir tahmin tekniği işe yaramayacaktı.

Etkili Piyasa Hipotezi, teknik yaklaşımın geçerliliğini çürütmek bir yana, piyasaların her şeyi hesaba kattığını öne süren teknik yaklaşıma çok yakındır. Ancak akademisyenler, piyasalar çok hızlı şekilde bütün bilgileri değerlendirdiği için bu avantajın yakalanamayacağı inancına kapılırlar. Yukarıda değinmiş olduğumuz tekniksel tahminin temelleri, önemli piyasa bilgisinin herkesçe bilinir hale gelmesinden çok önce piyasada değerlendirildiğine dayanır.

Son olarak, sürecin işlemesinin altında yatan kuralları anlayamayanlar için, herhangi bir sürecin rastlantısal ve tahmin edilemez olarak göründüğü açıkça fark edilebilir. Örneğin bir elektro kardiyogram grafiği sıradan bir insana çok fazla "rastlantısal saçmalık" olarak görünebilir. Fakat o konuda eğitimli bir hekim için bütün o parlak noktaların çok fazla anlamı vardır ve elbette ki "rastlantısal" değildirler.

Sermaye piyasalarının incelenmesi, piyasanın davranışlarının kuralları üzerine çalışma yapmaya hiç zaman ayırmamış olanlara rastlantısal olarak görünebilir. Grafik okumadaki beceri geliştikçe rastlantısallığın aldatıcı görüntüsü yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlar.

TEKNİK GÖSTERGELER

Trend, teknik analiz için en önemli kavramdır. Bir trend piyasa hareketinin genel yönünü belirler. Trendleri tanımlamak önemlidir, böylece trende karşı hareket etmektense trende göre hareket edebilirsiniz.
Trend Türleri
Bir trend şu şekillerde olabilir:

    Yukarı Yönlü – buna Ralli adı verilir; piyasa trendi yukarı yönlüdür
    Aşağı Yönlü – buna Düşüş Trendi adı verilir; piyasa trendi aşağı yönlüdür
    Yatay – buna aynı zamanda “düz piyasa” veya “trendsiz piyasa” da denir; piyasanın bir trend yönü yoktur

Trend Uzunlukları
Herhangi bir yöndeki trend, uzunluğuna göre sınıflandırılabilir

    Kısa vadeli Trend; genellikle üç haftadan uzun sürmez
    Orta Vadeli Trend; genellikle 3 haftadan birkaç aya kadar sürebilir
    Uzun Vadeli veya Majör Trend; bu trendin genellikle bir yıl veya daha uzun sürdüğü düşünülür Genellikle Majör Trend’in aksi yönünde hareket eden orta vadeli trendlerin birleşiminden oluşur

Trend Çizgileri
Bir trend çizgisi, belirgin en yüksek noktaları (tepe) ve belirgin en düşük noktaları (dip) birleştirerek çizilmiş basit bir grafik oluşturma tekniğidir. Bu çizgiler trendi açıkça göstermek için kullanılır ve ayrıca trend dönüşlerinin belirlenmesine de yardımcı olur.
Bir trend çizgisi şu şekillerde sınıflandırılabilir:

    Yükseliş Trendi Çizgisi
    Düşüş Trendi Çizgisi
    Yatay Trend Çizgisi

Örnek:
Aşağıdaki grafikte yer alan yükseliş trendi çizgisi ile EURUSD’deki uzun vadeli yükseliş trendinin bir görüntüsünü görebilirsiniz.
Kanallar
Bir fiyat kanalı, güçlü destek ve direnç bölgeleri olarak davrandığı iki parelel trend çizgisinin eklenmesidir. Bir trend çizgisi bir dizi en yüksek (tepe) noktayı birleştirirken diğeri de en düşük (dip) noktaların bir dizisini birleştirir. Bir kanal yukarı yönlü, aşağı yönlü bir eğime sahip olabilir veya yatay seyredebilir. Yatırımcılar, işlem yaptıkları yatırım aracının veya para biriminin, bu iki destek ve direnç seviyesinin kırılmasına kadar, bu destek ve direnç seviyeleri arasında işlem görmesini beklerler. Yatırımcılar kanal çizgilerini, “kâr al emrini” ve “Zarar Durdur Emrini” nereye koyacaklarını belirlemek için kullanırlar.
Aşağıdaki grafikte S&P 500 için yukarı yönlü bir kanal görebilirsiniz.




GRAFİKLER

Bir fiyat grafiği, belirli bir zaman diliminde fiyatların birbirinin ardı sıra dizilmiş görünümüdür. Grafik üzerinde dikey eksen fiyat ölçeğini temsil ederken yatay eksen de zamanı temsil eder.
Grafik özellikleri
Bir grafiğe baktığınızda, sağlanan bilgileri etkileyen pek çok faktörün var olduğunu aklınızda bulundurmalısınız. Bu faktörlerin arasında, kullanılan zaman dilimi ve fiyat ölçeği bulunuyor.

    Zaman dilimi Grafik üzerinde bulunan her çubuk, mum veya nokta, tanımlanmış bir zaman aralığıyla ilgili bilgiler içerir. Bu zaman aralığı grafik aralığıdır.
    Hangi grafik aralığını kullanmayı tercih edeceğiniz işlem yapma stilinize ve yatırım odağınıza bağlıdır. Günlük işlem yapan yatırımcılar 1 dakikalık grafik dilimleri gibi en kısa zaman dilimlerini kullanırken, orta vadeli yatırımcılar (işlemlerini birkaç günden iki haftaya kadar sürdüren yatırımcılar) birkaç saatlik grafiklerden günlük grafiklere kadar değişen aralıkları kullanırlar.
    Fiyat Ölçeği Fiyat ölçeğini y-ekseni üzerinde göstermenin iki farklı yöntemi vardır: aritmetik ve logaritmik.
    Aritmetik ölçekte her fiyat noktası, fiyat seviyesine bakılmaksızın aynı dikey aralık ile birbirinden ayrılır. Ölçümün her birimi tüm ölçek boyunca aynıdır. Bir hisse senedi 6 aylık bir zaman dilimi içersinde 10’dan 100’e yükselirse 10’dan 20’ye kadar olan hareket (+%100 varyasyon) ile 90’dan 100’e kadar olan hareketin (+%11 varyasyon) mesafesi aynı görünecektir. Bu hareket esasen aynı gibi görünse de yüzde oran olarak bakıldığında aynı değildir.
    Bir logaritmik ölçekte her fiyat noktası yüzde olarak birbirine eşit olan dikey bir aralık ile birbirinden ayrılır. 10’dan 20’ye yaşanan bir yükseliş %100’lük bir yükselişi temsil eder. 20’den 40’a kadar olan bir yükseliş, 40’tan 80’e kadar olan bir yükseliş gibi %100’lük bir yükseliştir. Bu yükselişlerin üçünün de logaritmik ölçekte aynı dikey aralığa karşılık geldiği görülür.

Grafik Türleri
Yatırımcıların aradıkları bilgilere ve yetenek seviyelerine göre kullandıkları üç ana grafik türü bulunur. Bu grafik türleri: Çizgi grafiği, çubuk grafiği ve mum grafiğidir.

    Çizgi Grafiği
    GRAFİK OKUMA: Çizgi grafiği en temel grafik türüdür. Grafik üzerinde gösterilen çizgi, seçili bir zaman diliminde birbirinden bağımsız fiyatları birleştirir. En popüler çizgi grafiği günlük çizgi grafiğidir. Her nokta grafiğe yansıtılmış olsa da pek çok yatırımcı en önemli noktalar olarak gördükleri kapanış fiyatlarına odaklanır. Ancak bu durum hemen bir soruna yol açacaktır; yatırımcı, günlük çizgi grafikleri üzerinde gün boyunca yaşanan fiyat hareketlerini göremez.
    YARARI: Bir çizgi grafiği yatırımcıya, bir hissenin verilen zaman dilimi içerisinde hangi noktalara taşındığıyla ilgili oldukça iyi bir fikir verir.
    Çubuk Grafiği
    GRAFİK OKUMA: Her dikey çubuk, seçili bir zaman dilimi üzerindeki bir zaman diliminin fiyat hareketini temsil eder. Bu zaman dilimi gün içi grafikler için 1 dakikalık bir zaman dilimi olabilirken, tarihsel grafikler için pek çok yıllık zaman dilimleri olabilir. Bir günlük grafik üzerinde dikey çubuk şu bilgileri içeren bir günlük işlemleri temsil eder:
    + çubuğun en üst noktası piyasanın en yüksek fiyatını temsil eder
    + çubuğun en alt noktası en düşük fiyatı temsil eder
    + çubuk üzerindeki sol yan çizgi açılış fiyatını belirtir.
    + çubuk üzerindeki sağ yan çizgi kapanış fiyatını belirtir.
    YARARI: Açılış, en yüksek, en düşük ve kapanış bilgilerini içeren çubuk grafikleri standart çizgi grafiklerine göre daha ayrıntılı analiz yapma olanağı tanır.
    Mum Grafiği
     
    GRAFİK OKUMA: Mum grafiği de dört ana fiyatı temsil ettiği için çubuk grafiğiyle oldukça benzerlik gösterir: en yüksek, en düşük, açılış, kapanış. Her mum seçtiğiniz bir zaman dilimini gösterir. Çeşitli grafik yazılımlarında sunulan zaman dilimleri aşağıdaki gibidir: 1 dakika, 15 dakika, 30 dakika, 2 saat, 4 saat, 8 saat, günlük, haftalık ve aylık.
    Bir günlük grafikte her mum bir günlük işlem aralığını temsil eder ve “açık” veya “kapalı” olarak görünür:
    + Açık mum, kapanış fiyatının açılış fiyatından daha yüksek olduğu mumdur ve mavi renkle gösterilir.
    + Kapalı mum, açılış fiyatının kapanış fiyatından daha yüksek olduğu mumdur ve kırmızı renkle gösterilir.
    Her mum iki bileşenden oluşur, esas gövde ve gölgeler:
    + Esas gövde, mumun açılış ve kapanışını temsil eden kalın gövdesidir.
    + Esas gövdenin altında ve üstünde bulunan ince çizgiler, seansın fiyat uç noktalarını temsil eder. Üst gölge (esas gövdenin üzerinde) bir seansın en yüksek fiyatını gösterir ve alt gölge (esas gövdenin altında) bir seansın en düşük fiyatını gösterir.
    YARARI: Mum grafiği, teknik analiz için en çok kullanılan grafiktir. Pek çok işlem stratejisi, mum grafiği formasyonları temel alınarak oluşturulur.


DESTEK VE DİRENÇ


Destek ve Direnç, alıcılar (boğalar) ve satıcılar (ayılar) arasındaki süregelen mücadeleyi gözler önüne seren çizgilerdir.

    Destek çizgileri yatırımcıların çoğunluğunun fiyatların yukarıya doğru hareket edeceğini düşündükleri fiyat seviyesini gösterir. Fiyatlar destek seviyesine doğru düştüğünde yani daha ucuz hale geldiğinde alıcıların alış yapma istekleri artarken satıcıların satış yapma istekleri azalır.
    Direnç çizgileri yatırımcıların çoğunluğunun fiyatların aşağıya doğru hareket edeceğini düşündükleri fiyat seviyesini gösterir. Fiyatlar direnç seviyesine doğru yükseldiğinde yani daha pahalı hale geldiğinde satıcıların satış yapma istekleri artarken alıcıların alış yapma istekleri azalır.

Aşağıda EUR/JPY paritesindeki destek ve direnç seviyelerini gösteren bir grafik yer alıyor.
Bir finansal varlığın fiyatı destek ve direnç seviyeleri arasında gidip geldikçe var olan trendin devam etmesi muhtemeldir. Bir destek ya da direnç seviyesinin kırılması şunların işareti olabilir:

    Bir trendin hızlanması
    Trend yönünde değişim

Bir direnç seviyesi kırıldığında, rolü değişir ve destek seviyesine dönüşür. Benzer biçimde, bir destek seviyesi kırıldığında direnç seviyesi haline gelir.
Aşağıda AUD/JPY paritesindeki trendde hızlanmayı ve direncin desteğe dönüşmesini gösteren bir grafik yer alıyor.

Destek ve direnç analizleri, teknik analizi benimseyen yatırımcılar tarafından bir trend hızlandığında ya da yön değiştirdiğinde işlemler hakkında kararlar vermek amacıyla kullanılır. Önemli seviyelerin farkında olmak işlem yapma biçiminizi etkiler ve performansınızın önemli ölçüde artmasına yardıımcı olur.


FORMASYONLAR

Devam formasyonları trendde bir duraklamaya işaret ederken belirli bir süre sonra trendin aynı yönde devam edeceğini gösterir. Aşağıdaki formasyonları inceleyeceğiz: Fiyat kanalları, simetrik üçgenler, bayraklar ve flamalar.
Fiyat Kanalları
Bir fiyat kanalı, trend çizgisi ve geri dönüş çizgisi arasında oluşan bir devam formasyonudur. Fiyat kanalının eğimi yukarı doğru (yükselen formasyon), aşağı doğru (alçalan formasyon) olabilirken, kanal düz de olabilir (dikdörtgen formasyonu). Kanalın eğimine bağlı olarak, iki çizgiden biri destek ya da direnç çizgisi olacaktır.
+ Yükselen bir fiyat kanalı boğa (yükseliş) piyasası olarak ele alınır. Yatırımcılar, fiyatlar trend çizgisi desteğine eriştiğinde alış işlemi yaparlar ve fiyatlar geri dönüş direnç çizgisine eriştiğinde kârlarını realize ederler.

+ Alçalan fiyat kanalı ayı (düşüş) piyasası olarak ele alınır. Yatırımcılar, fiyatlar trend çizgisi direncine eriştiğinde satış işlemi yaparlar ve fiyatlar geri dönüş destek çizgisine eriştiğinde kârlarını realize ederler.

+ Dikdörtgen formasyonu ne boğa ne de ayı piyasasına işaret eder, sadece trendde bir duraklamayı gösterir.

Bir yükselen fiyat kanalı çizmek için en azından iki yükselen dip, iki alçalan zirve ve iki paralel çizgi gerekir. Tersi olarak, bir düşen fiyat kanalı çizmek için iki alçalan zirve iki yükselen dip ve iki paralel çizgi gerekldir.
Kanallar genellikle devam formasyonları olarak görülse de trend dönüşümlerinin gerçekleştiği istisnalar da görülür. Böyle durumlarda fiyatlar genellikle geri dönüş çizgisine erişmeyi başaramaz, bu da yaklaşan bir trend dönüşümünün erken bir işareti olabilir.
Kanalların niceliksel rolleri de söz konsudur. Fiyat hareketi kanal çizgisinin dışına kırıldığında fiyat genellikle en az kanal boyu kadar hareket eder.
Teknik analiz bir bilim olduğu kadar aynı zamanda bir sanat olduğu için her zaman belirli bir esneklik payı vardır. Trend çizgisine tam olarak temas etmesi ideal olsa da hem ana trend çizgisinin hem de kanal çizgisinin yerleştirilmesi yatırımcının kişisel yargısına da bağlıdır. Aynı şekilde ana trend çizgisine tam olarak paralel bir kanal çizgisi idealdir.
Simetrik Üçgen
Simetrik üçgen belirli bir yön göstermeyen piyasalarda oluşan bir devam formasyonudur. Bu formasyon için en azından iki alçalan zirvenin ve iki yükselen dipin biraraya gelmesi gerekir. Bu noktaları birleştiren çizgiler uzatıldığında bu çizgiler birleşir ve simetrik bir üçgen oluşur.
Simetrik üçgenin hem ölçüme hem de zamanlamaya ilişkin belirtileri vardır. Formasyon tamamlandığında, fiyatlar keskin bir şekilde üçgenin sınırları dışına kırılmadan önce, hem fiyat hem de işlem hacminde bir düşme olur. Kırılma gerçekleştiğinde, fiyatlar üçgenin tabanı kadar ya da daha uzun bir mesafe kat eder (aşağıdaki örneğe bakın). Zamanlama açısından bakıldığında, bir üçgenin kırılması üçgenin tabanından tepe noktasına olan mesafenin yani üçgenin yüksekliğinin yarısı ile üçte ikisi arasında gerçekleşmelidir.
Kırılma üçgenin her iki tarafına doğru da olabilir. Yükselen piyasaya ilişkin simetrik üçgen söz konusu olduğunda, kırılma daha önceki yükseliş trendi ile aynı yönde gerçekleşir. Düşen piyasaya ilişkin simetrik üçgen söz konusu olduğunda, kırılma daha önceki düşüş trendi ile aynı yönde gerçekleşir.
Yükselen piyasaya ilişkin bir simetrik üçgen örneği

Bayraklar ve Flamalar
Birbirine benzer bu iki devam formasyonu genellikle büyük bir fiyat hareketinin orta noktasında gerçekleşir ve dinamik bir piyasada kısa bir duraklamaya işaret eder. Tanınmaları ve birbirinden ayırd edilmeleri gövdelerinin şekli ile olur. Trende doğru hafif eğimli olan bir dikdörtgen bayrak iken bir üçgen ise flamadır.
Bayraklar ve flamalar hem şekilleri hem de yorumlanmaları açısından birbirlerine benzer. Her ikisi de fiyat hareketinde bir konsolidasyona işaret eder ancak devam formasyonları olarak değerlendirilebilmeleri için önceki trend konusunda güçlü belirtiler olmalıdır.
Bayraklar ve flamalardan önce genellikle trend yönünde keskin yükseliş ya da düşüşler olur bu da grafikteki bayrak direğine karşılık gelir. Formasyondan kırılma en az bayrak direğinin uzunluğu kadar olmalıdır.


Yükselen Piyasaya İlişkin Bayrak Örneği: Bir kırılma gerçekleştiğinde, minimal fiyat hareketi bayrak direğinin uzunluğu kadardır.

HAREKETLİ ORTALAMALAR

Matematiksel ticaret metotları, fiyat hareketlerinin objektif olarak değerlendirilmesini sağlar. Fiyat yönü ve zamanlaması hakkında görüş oluşturmanıza, endişeyi en aza indirmenize ve sahip olduğunuz sermayeden fazla kaynak gerektiren işlere girmenizi önlemeye yardımcı olur. Ayrıca, bu metotlar pazarda oluşmadan önce fiyat hareketleri hakkında uyarı verme eğilimindedirler.
Matematiksel ticari yöntemler tarafından kullanılan araçlar, hareketli ortalamalar ve osilatörlerdir. (Osilatörler, bir para biriminin aşırı miktarda alınması ve satılması durumunda gösterge sunan ticari araçlardır). Her ne kadar sayısız miktarda matematiksel göstergeler bulunsa da, burada sadece en önemlilerinden bahsedeceğiz.

    Basit ve Üssel Hareketli Ortalamalar (SMA - EMA)
    Hareketli Ortalamaların Uyumluluğu-Uyumsuzluğu (MACD)
    Bollinger Bantları
    Parabolik Zaman/Fiyat Sistemi (Parabolik SAR) (SAR)
    RSI (Göreceli Güç Endeksi)

Hareketli Ortalama
Hareketli ortalama, değişken bir miktar fiyatın belirli bir gün sayısı boyunca hesaplanmasından elde edilen ortalamadır. Hareketli ortalama, günlük istatistiki parazitleri ortadan kaldırdığından (veya en aza indirgediğinden) pazardaki eğilimlerin görselleştirilmesini kolaylaştırır. Teknik analizde genel yaygın kullanılan bir araçtır ve tek başına ya da bir osilatör olarak kullanılabilir.
Çeşitli hareketli ortalama türleri mevcuttur ancak biz bunlardan sadece iki tanesini ele alacağız: basit hareketli ortalama (SMA) ve üssel hareketli ortalama (EMA).

    Basit Hareketli Ortalama (SMA)
        Tanım Basit hareketli ortalama, fiyat verilerinin aritmetik ortalamasıdır. Her bir zaman aralığı fiyatının toplanıp, hareketli ortalamanın kapsadığı zaman aralığı sayısına bölünmesiyle hesaplanır. Örneğin; bir senedin son 25 günlük kapanış fiyatları toplanıp, daha sonra 25'e bölündüğünde, 25 günlük hareketli ortalama elde edilir.
        Her ne kadar basit hareketli ortalamaların hesaplanmasında günlük kapanış fiyatları çok yaygın olarak kullanılsa da, ortalama hesabında ayrıca, orta vade seviyesi veya en yüksek, en düşük ve günlük kapanış fiyatları da baz alınabilir.
        Avantajlar Hareketli ortalama, pazarın temel eğilimlerini gösteren bir düzeltme aracıdır.
        Uzun vadeli eğilimlerin şiddetini ayarlamanın en iyi yollarından biridir ve ters de çevrilebilir. Hareketli ortalama yukarı doğru bir çıkış gösterdiğinde, fiyat bu değerin üstündedir ve tahvil yükseliştedir. Tersi durumda, aşağı seviyelerde fiyat ortalamalı düşüş gösteren bir hareketli ortalama düşüş göstergesi olarak kullanılabilir.
        Dezavantajlar Öncü olmaktan ziyade daha çok bir takipçi özelliği taşır. Uyarıları, önceden değil, yeni hareket, olay veya eğilim başladığında ortaya çıkar. Bu nedenle alım satım işlemlerine biraz geç girmenize yol açar.
        Her bir zaman aralığına eşit ağırlık vermesiyle eleştirilir. Bazı analistler, daha yakın zamandaki fiyat hareketlerine daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğine inanmaktadır.
        Örnek Aşağıdaki tabloda iki basit hareketli ortalama örneği görebilirsiniz - 5 günlük (Kırmızı), 20 günlük (mavi).

    Üssel Hareketli Ortalama (EMA) Üssel hareketli ortalama (EMA), yakın zamandaki veri noktasına daha fazla ağırlık veren, ağırlıklı fiyat verisi ortalamasıdır.
        Özellikler Hareketli ortalamanın spesifik dönemine bağlı olarak en yakın zamanlı fiyatlara ağırlık verilir. EMA dönemi ne kadar kısa ise, en yakın zamanlı fiyatlara o kadar fazla ağırlık verilir.
        Bir EMA iki şekilde belirtilebilir: yüzde bazlı EMA'da analist son dönem fiyatlarının yüzdelik ağırlığını belirler veya dönem bazlı EMA'da analist EMA'nın müddetini belirtir ve her bir dönemin ağırlığı formülle hesaplanır. İkincisi daha yaygın olarak kullanılır.
        SMA'ya Kıyasla Başlıca Avantajları En son gözlemlere daha fazla ağırlık verdiğinden, EMA teknik borsa simsarlarının son fiyat değişimlerine daha hızlı reaksiyon vermelerini sağlar.
        Basit Hareketli Ortalamanın aksine, veri kümesindeki tüm önceki fiyatlar EMA hesaplanmasında kullanılır. Daha eski veri noktalarının etkisi zamanla azaldığından, hiçbir zaman tamamen ortadan kaybolmaz. Bu, EMA'nın belirtilen dönemine bakmaksızın geçerlidir. Kısa EMA'larda daha eski verilerin etkileri daha uzun EMA'lardan daha hızlı azalırlar, ancak yine de tamamen ortadan kaybolmazlar.
        Örnek Aşağıdaki tabloda, 20 günlük süre zarfından hesaplanan SMA (Mavi) ve EMA (Yeşil) arasındaki farkı görebilirsiniz.

MACD (Hareketli Ortalamaların Uyumluluğu-Uyumsuzluğu)
Hareketli Ortalamaların Uyumluluğu-Uyumsuzluğu (MACD) momentumlardaki eğilimlerin belirlenmesinde kullanılır.

    Hesaplama Daha uzun üssel hareketli ortalama (EMA)'nın daha kısa üssel hareketli ortalama'dan çıkarılmasıyla hesaplanır. MACD hesaplanmasında kullanılan en yaygın değerler, 12-günlük ve 26 günlük üssel hareketli ortalamalardır.
    Bu fark dikkate alınarak, 9 dönemin hareketli ortalaması hesaplanır ve "işaret hattı" olarak adlandırılır.
    MACD = [12-günlük hareketli ortalama – 26-günlük hareketli ortalama] > ÜSSEL AĞIRLIKLI GÖSTERGE
    İŞARET HATTI = HAREKETLİ ORTALAMA (MACD) > ORTALAMA AĞIRLIKLI GÖSTERGE
    Yorumlama Üssel yumuşatmadan dolayı, MACD göstergesi son fiyat değişikliklerini takip etmede işaret hattından daha hızlı olacaktır. Bu nedenle,
    MACD, İŞARET HATTI'nı geçtiğinde: daha hızlı hareketli ortalama (12-günlük), daha yavaş hareketli ortalamanın (26-günlük) değişim oranından daha yüksektir. Buna tipik boğa piyasası işareti denir ve fiyatın olası yukarı doğru momentum tecrübesi yaşayacağı izlenimi verir.
    Tersi durumda, yani MACD, İŞARET HATTI'nın altında olduğunda: fiyatların aşağı doğru düşüş eğimi olur, muhtemelen askıda bir değişim tahmin edilir.
    Bir MACD Örneği Aşağıdaki tabloda bir MACD örneği görebilirsiniz. MACD göstergesi yeşil renkle, İşaret Hattı ise mavi renkle gösterilmiştir.

Bollinger Bantları
Bollinger Bantları, John Bollinger tarafından 1980'lerde geliştirilmiştir. Fiyatlardaki aşırı yüksek veya düşük değerleri tespit etmek için kullanılırlar. Bollinger, aralığı fiyatlardaki dalgalanmalara göre değişiklik gösteren dinamik uyarlanabilen ticari bantlara ihtiyaç olduğunu fark etmiştir. Yüksek dalgalanma dönemi boyunca, Bollinger bantları daha çok hoşgörülüdür. Dalgalanmanın az olduğu dönemlerde, fiyatları tutmak için daralırlar.

    Hesaplama Bollinger Bantları fiyatlara bağlı çizilen üç eğri kümesinden oluşur:
    Orta bant, ara termin eğilimlerini yansıtır. 20 günlük - basit hareketli ortalama (SMA) genellikle bu amaca hizmet eder.
    Yukarı bant da aynen orta bant gibidir, ancak, iki standart sapma ve dalgalanmayı ölçen bir formülle yükseltilmiştir ve fiyatın gerçek değerinden nasıl farklılık gösterdiğini belirtir.
    Alt bant da aynen orta bant gibidir, ancak pazar dalgalanmasına uyum sağlamak için iki standart sapma ile düşürülmüştür.
    Bollinger Bantları, bant genişliklerinin nispi ölçüsünden oluşan Bant genişliği ve bantlara ilişkin son fiyatın bulunduğu ölçüsü kurar.

    Alt Bollinger Bantı = SMA - 2 standart sapma
    Üst Bollinger Bantı = SMA + 2 standart sapma
    Orta Bolinger Bandı = 20 günlük - basit hareketli ortalama (SMA)
    Yorumlama Bant genişliği daraldığında fiyatlardaki ani patlama olasılığı artar.
    Fiyatların sürekli üst Bollinger Bandına yaklaşması durumunda, fiyatların aşırı alım söz konusudur; satış uyarısını tetikler.
    Tam tersi durumda, yani fiyatların sürekli alt banda yaklaşması halinde aşırı satış söz konusudur, alım uyarısını tetikler.
    Bollinger Bantları Örneği Aşağıdaki tabloda, S&P 500 Endeksinin Bolinger Bantlarını yeşil renkli görebilirsiniz.

Parabolik Zaman/Fiyat Sistemi (Parabolik SAR) (SAR)
Parabolik Zaman/Fiyat Sistemi (Parabolik SAR), J. Welles Wilder tarafından diğer eğilim-takibi sistemlerinin hatalarını gidermek için geliştirilmiş etkili bir yatırımcı aracıdır.

    Tanım Parabolik Zaman/Fiyat Sistemi (Parabolik SAR), eğilim pazarında "zarar durdurma satışlarını (stop-loss)" hesaplamada kullanılan bir ticari sistemdir. Bu noktaların tablosu, parabolik bir yol izleme eğilimi gösteren noktalı hatlar şeklindeki fiyat hareketlerini izler.
    Yorumlama Parabolanın fiyat altında seyretmesi durumunda, alım uyarısı verir.
    Parabolanın fiyat yukarısında seyretmesi durumunda ise, satış veya açık pozisyon alma uyarısı verir.
    “Zarar durdurma satış” noktaları, pozisyon için önerilen zarar durdurma emir seviyelerini ayarlar. Boğa piyasasında, fiyatlar stop seviyesine düşen fiyatla harekete geçinceye kadar her gün yükselen zarar durdurma emriyle birlikte uzun vadeli bir pozisyon alınır. Piyasanın düşüş eğiliminde, fiyatlar stop seviyesine düşen fiyatla harekete geçinceye kadar her gün düşen zarar durdurma emriyle birlikte kısa vadeli bir pozisyon alınır.
    Parabolik sistemin, eğilim dönemlerinde daha iyi çalıştığı gözlemlenmiştir. Borsa simsarlarının yeni eğilimleri oldukça erken yakalamalarına yardımcı olur. Yeni eğilimin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, parabola fiyatın bir yönünden diğer yönüne değişir, ve böylece borsa simsarının pozisyonunu ne zaman kapatacağını veya bu değişiklik oluştuğunda ne zaman karşı pozisyon açacağını gösteren kapat ve ters yönde pozisyon aç (stop and reverse) uyarısı, oluşturur.
    Bir Parabolik SAR çalışması örneği Aşağıdaki tabloda USDJPY para birimi çiftine uygulanan ve yeşil renkte gösterilen bir Parabolik Sistem görebilirsiniz.

Göreceli Güç Endeksi (RSI)
RSI, J. Welles Wilder tarafından değişken pazarda gerçek alım ve satım uyarıları vermesi için geliştirilmiş bir sistemdir.

    Tanım RSI, yükseliş günlerindeki kapanış fiyatının ortalaması ile düşüş günlerindeki kapanış fiyatının ortalaması arasında 14 gün boyunca gözlemlenen farka dayalıdır. Bu bilgi daha sonra 0 ile 100 arasında değişen bir değere dönüştürülür.
    Ortalama karın ortalama zarardan büyük olması durumunda RSI artış gösterir, ortalama zararın ortalama kardan büyük olması durumunda ise RSI düşer.
    Yorumlama RSI, genellikle mevcut eğilimi doğrulamak için kullanılır. RSI'nin 50'nin üzerinde olması durumunda bir eğilim artışı, altında olması durumunda ise bir eğilim düşüşü doğrulanır.
    Gelen ani ter yönde hareketleri uyaran spesifik seviyelerin (genellikle "30" ve "70") izlenmesiyle pazarda aşırı alım veya aşırı satışların bulunduğu durumları da gösterir.
    Aşırı alım (RSI'nin 70 üzerinde çıkması), pazarda hemen hemen hiç alıcı kalmadığı anlamına gelir ve bu nedenle daha önceden alım yapanlar artık satış yaparak karlarını alacaklarından fiyatlar büyük ihtimalle düşüş yönünde eğilim gösterirler.
    Aşırı satış ((RSI'nin 30 altında çıkması),) bunun tam tersidir.
    RSI Örneği Aşağıdaki tabloda, kırmızı renkte, GBPUSD para birimi çiftinin Göreceli Güç Endeksi'ni görebilirsiniz.



FİBONACCİ ANALİZİ VE ELLİOTT DALGA TEORİSİ

Elliott Dalga Teorisi (EWT)
Ralph Nelson Elliott kendi terosinde fiyat hareketlerine yönelik üç ana özelliğe değinmiştir: patern, oran ve zaman. Patern formasyonlara ve dalga paternine işaret ederken oran da (rakamlar arasındaki ilişki özellikle Fibonacci serisi rakamları) dalgaların ölçümü için faydalıdır . Bu teoriyi günlük işlemlerde kullanmak için, yatırımcı önce ana dalgayı belirler daha sonra paternin durumuna göre fiyat dönüşümünün olabileceği yerleri saptayarak alış ya da satış pozisyonu açar.

    5 Dalga Paterni Elliott Dalga Teorisi temel olarak, piyasa hareketlerinin ana trend yönünde 5 dalga ve bunu izleyen 3 düzeltme dalgası (bir "5-3" hareketi) şeklinde tekrar eden yapıda bir ritme uyduğunu söyler.
    İleri yönlü dalgalar 1-2-3-4-5 ve düzeltme dalgaları a-b-c olarak gösterlmiştir. İleri yönlü dalgalarda 1, 3, ve 5 "itki dalgaları"dır ve trend yönünde hareket ederler. 2 ve 4 nolu dalgalar ise "düzeltme dalgaları"dır. Beş ileri dalga tamamlandığında a, b, c olarak gösterilen 3 düzeltme dalgası başlar. Düzeltme dalgaları fazında a ve c dalgaları geri çekilme yönündeyken b dalgası ters yöndedir.

    Not: Buradaki grafikte yukarı yönlü bir trend söz konusudur bu yüzden ileri yönlü dalgalar yukarı yönlüdür. Aşağı yönlü bir trendde alçalan dalgalar 1-2-3-4-5 olarak ele alınırken yükselen dalgalar a-b-c olarak işaretlenir.
    Dalga döngüleri Üç dalgalık geri çekilme tamamlandığında, ileri yönlü yeni beş dalga başlar böylece bir geri dönüş gerçekleşmiş olur. Bu durumda, ileri yönlü beş dalga tek bir ileri yönlü dalga olarak görülebilir.. Benzer şekilde, daha geniş bir perspektiften bakıldığında her bir dalga daha küçük dalgalara ayrıştırılabilir.
    Elliot Dalga Teorisi dalgaları döngüsel uzunluklarına göre sınıflandırır. Ana süper döngüler onlarca yıl devam edebilirken küçük bir döngü birkaç saat sürebilir. Ancak sekiz dalgalık döngü sabit kalır.

    Not: En büyük iki dalga, buradaki 1 ve 2 daha küçük sekiz dalgaya hatta daha sonra da daha küçük 34 dalgaya bölünebilir. Yalnızca en büyük iki dalga olan 1 ve 2, beş ilerleme dalgasına ayrıştırılabilir. Daha yüksek derecenin 3. dalgası başlamak üzeredir. 34 dalga bir döngüyü oluşturur ve bu da daha küçük bir derecede 144 dalgaya ayrıştırılabilir.

Fibonacci Analizleri
Fibonacci sayıları Elliott Dalga Teorisi’nin matematiksel temelini oluşturur. Fibonacci oranları birçok teknik gösterge tarafından uyarlanmasına karşın en çok düzeltme dalgalarının ölçümünde kullanılırlar.

    Fibonacci Serisinin Özellikleri Fibonacci sayıları 1’den başlar ve Fibonacci serisindeki her sayı kendisinden önce gelen iki sayının toplanmasıyla elde edilir:
    0+1=1, 1+1=2, 2+1=3, 3+2=5, 5+3=8, 8+5=13, 13+8=21, 21+13=34, 34+21=55, 55+34=89,…
    Bu sayıların birçok ilginç özelliği vardır:
    + İlk dört sayıdan sonra, serideki her sayının bir sonraki sayıya oranı 0,618 yani %61,8’dir (altın oran). Örneğin: 34/55 = 0,618
    + Her saynın kendisinden iki sonra gelen sayıya oranı 0,382 yani %38,2’dir. Örneğin: 34/89 = 0,382
    + Her sayının kendisinden 3 sonra gelen sayıya oranı 0,236 yani %23,6’dır. Örneğin: 21/89 = 0,236
    Sayılar arasındaki bu ilişkiler fiyat hareketlerindeki geri çekilmelerin ve uzamaların oranlarına ilişkin temelleri oluşturur.
    Fibonacci Fiyat Geri Çekilmeleri Bir geri çekilme, fiyatın, daha önceki hareket ile ilgili bir oranla ters yöne hareket etmesidir. Genellikle bir finansal varlık 3 tipik Fibonacci seviyesi oranında geri çekilme gösterir - %38,2, %50 ve %61,8. Fibonacci fiyat geri çekilmeleri, bir dipten zirveye olan salınım hareketinde, zirve noktası görüldükten sonra piyasanın dipten geri çekilirken karşılaşacağı olası direnç seviyelerini bulmak için kullanılır.
    Bir zirveden dibe olan salınım hareketinde, dip noktası görüldükten sonra aynı oranlar kullanılarak muhtemel direnç seviyeleri de bulunabilir.
    Fibonacci Fiyat Uzamaları Fibonacci fiyat uzamaları, yatırımcılar tarafından yukarı ve aşağı trendin bir sonraki bacağında kârlarını realize edecekleri bölgeleri saptamak için kullanılır. Yüzde uzama seviyeleri daha önceki trend hareketinin üzerine ya da altına yatay çizgiler olarak çizilir. En popüler uzama seviyeleri %61,8, %100,0, %138,2 ve % 161,8’dir.
    Tavsiye Uygulamada Elliot dalga paternini tespit etmek her zaman kolay olmaz. Ayrıca fiyatlar da her zaman bu paterne göre hareket etmez. Bu yüzden bir yatırımcının yalınca Fibonacci oranlarına güvenerek işlemler yapması yerine bu oranları diğer teknik araçlarla birlikte kullanması tavsiye edilir.

http://pariteanaliz.blogspot.com/p/teknik-analiz-notlar.html
Sen Özelsin


Eylül 06, 2018, 10:55:12 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 76
  • Cinsiyet: Bay

Takdir yorumları için teşekkür ederim. Sn. Tık-Tik-Tak etraflıca bir yazı paylaşmış. Yazmak istediğim bir sonraki yazıda aktaracaklarımın önemli bir bölümünü de içeren bir yazı hatta. Zaman bulunca bildiğim ve dilimin döndüğü kadarıyla bir de ben anlatmaya çalışacağım bazı teknik göstergelereli. Hem konudaki hem de yorumdaki bilgilerin her büyüklükteki birikim sahibine faydalı olacağını temenni ederim.
Saygılarımla.