İstediğiniz sistemi getirin. Şayet getirdiğiniz sistemde kuvvetler ayrılığı ilkesi yoksa, sistem laf-u güzaftır. Bakın; bu gün yaşadığımız olaylar, ne ANAYASADAN, ne de CEZA YASALARINDAN kaynaklanmaktadır. Aslında en büyük sorun; Hakimler ve Savcılar Kanunundan kaynaklanmaktadır. Şu meşhum 80 darbesiyle kaldırılan 61 Anayasasındaki hakim teminatı sağlanabilse bu gün yaşananların hemen hemen hiç birine tanık olmayacaktık . 61 Anayasasında, Yüksek Hakimler Kurulu diye bir kurul vardı. Bu kurul tamamen hakimlerin kendi aralarında yapılan seçimler sonucu oluşur, siyasi hiç bir unsur kurul teşekkülüne giremediği gibi hiç bir güç bu kurula tavsiye veya öneride bulunamazdı. Yani yargıçlar, tamamen kanunların emrettiği ve vicdanlarında oluşan kanaatlere göre kararlar verirlerdi. Hakimlik tavassut veya iltimasla atanılan bir makam değildi. Bir hakimin tayini, şartları oluşmadığı veya kendi istemediği takdirde mümkün değildi. Bakan veya müsteşar kurulun oluşumuna asla müdahale edemezdi. Pekiyi ne oldu da yargı bu günkü durumuna geldi.
Her şey lanet olası o 80' darbesi ile oldu. Darbeyi yapanlar "61 Anayasasının bu millete bol geldiğini söylediler" ve bol gelen husus ise en başta Yüksek Hakimler Kurulu ve onun oluşumunu sağlayan yasa idi. İlk işleri o yasayı yeniden düzenleme maskesi altında 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununu çıkardılar ve bu yasaya göre de kurulun yani Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun başına başkan olarak siyasi bir kimlik olan Bakanı, kurul üyeliğine de müsteşarı getirdiler. Bundan sonrası zaten fasaryadan mektuplar. Bakan ayrı liste, hakimlerin bir kısmı ayrı liste ile kurul savaşları başladı. Siyasi erki elinde bulunduran taraf her zamanki gibi seçimleri kazandı. Ondan sonra gelsin kıyım. O hakim senden, bu hakim benden, onu oraya atama, bunu görevden al vs. vs.
Manzara böyle oluştu. Şimdi soruyorum , hanginizin yargıya güveni var ? Oysa "ADALET MÜLKÜN (yani Devletin) TEMELİ değil midir ?
Peki güvenmediğiniz halde bu temel nasıl ayakta duracaktır?.
Yıllar önce ilimizde 40 yıl görev yapmış çok saygı duyulan bir bayan hakimle sohbetimiz sırasında bana " ben gerek stajım ve gerekse görevim sırasında cezaevlerini gezip kontrol ederim. Benim verdiği veya vereceğim kararlarla insanlar hürriyetlerinden yoksun kalacaklar. Bir insanın hürriyetinden yoksun kalmasının ne demek olduğunu ben çok iyi bilirim. Hakim görevinde tarafsız olamıyorsa o hakim hakim değildir. Zira hakimler Tanrı'nın yer yüzündeki temsilcileridir" demiştir.
Şimdi size soruyorum ; bu gün bu anlayışla görev yapabilen hakim olduğuna inanıyor musunuz?
Onun içindir ki; hangi sistemi getirirseniz getirin eğer yargınız bağımsız değil ise hangi konuda olursa olsun yapacağınız bütün değişiklikler hiç bir anlam taşımayacaktır.
Bu nedenle sistemden önce yargının bağımsızlığı sağlanmalıdır.
Bir gün bunun sağlandığını görme dileğimle ;
Saygılar-sevgiler.