Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: “Kişi”nin Locası  (Okunma sayısı 6495 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 14, 2010, 11:39:13 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Masonluk ile ilgili araştırma ve incelemelerime başlamadan çok önce, kimileriyle yaptığım söyleşiler sırasında masonlardan söz edildiği olurdu. Bu söyleşilerde kimi bildik ya da tanıdık kişilerin “mason” olduğuna değinilmesi de söz konusuydu.

İşte bu söyleşilerden birinde, görüşmekte olduğum kişi bana bir başka “mason” olan kişiden söz etmiş ve onun Masonluk ile bağlantısını şöyle yüceltmişti:

«O, öyle büyük bir masondur ki…. Kendine ait bir locası bile var?»

O tarihte bunun üzerinde durmamıştım. Demek masonlardan kimilerinin kendine ait locası olabiliyordu.

Sonraları, pek sonraları, Masonluk ile bağlantılı ayrıntılı bilgiler edinmeye başladığımda, bu deyişin aslında pek yanlış, yetersiz bir bilgiye dayanarak söylenmiş olduğunu fark ettim. Hiçbir yerde hiçbir kimsenin kendine ait bir locası olduğundan söz edilmiyordu. Üstelik bir masonun tek başına bir locaya sahip olabilmesi, Masonluğun dünyanın her yerindeki genel geçerli örgütlenme tarzına aykırıydı.

Peki, yanlış söylenmiş bile olsa, adı belirtilmiş olan o “kişi”nin niçin kendine ait bir locası olduğundan söz edilebilirdi?

Belki o kişi bir “büyük üstat” idi. Bu nedenle, o üstün görevinden ötürü locanın (büyük loca ve loca arasında ayırım yapmaksızın) ona ait olduğu söyleniyordu.

Bu söyleşinin geçtiği yer Ankara. Türkiye’deki Masonluğun tarihinden bildiğimiz üzere, Ankara’daki masonik çalışmalar uzun süre tek bir loca çatısı altında yapılmış. O locanın üye sayısı 300’ü geçmiş ama her nedense ikinci bir loca kurulmamış.

Yanıt bu olabilir miydi?

Hayır çünkü bu söyleşi çok daha sonraki bir tarihte Ankara’da artık birçok locanın bulunması gereken bir dönemde yapılmıştı.

O halde?

Bu konunun yanıtı ancak bir yorum olabiliyor. Bir locadan “falanca kişinin locası” diye ancak şöyle bir durumda söz edilmekte olabilir:

O kişi zaten bulunduğu mason kuruluşunda üst düzeyde bulunan, tanınan, güçlü, etkili bir masondur. Sonra yeni bir loca kurulur. O kişi bu yeni locanın kuruluşunda yer alır hatta önderliğini yürütür. Kim bilir belki bir süre locanın üstad-ı muhteremliğini yapmıştır; üstelik bu görevin süresi kısıtlanmış olsa bile, kısa bir aradan sonra yine üstad-ı muhterem olmuştur. O locanın girdisi çıktısı ondan sorulur. Loca, kurallarına uygun olarak kendi içinde demokratik bir tarzda işlemekte olsa bile, ona olağanüstü düzeyde saygı ve sevgi gösterilmekte, öncelikle onun dediği gönüllüce yapılmakta, loca öncelikle onun yönlendirdiği tarzda çalışmaktadır.

Localarda böyle masonlar görülmüştür ve günümüzde de görülmekte olmaması için bir neden yoktur. Buna karşın hiçbir loca tek bir kişiye ait değildir ve ne kadar üst düzeyde bir kişi olursa olsun o da locanın sadece bir üyesi olup, kararlarına uymakla yükümlüdür.

Bütün bunları niçin yazdım?

Şayet bu satırlarımı okuyanlar herhangi bir yerde böyle bir söz edildiğini duyacak olursa, aslında bunun yanlış olduğunu, asıl neden söz edilmek istendiğini bilsin diye.

Masonluğun tarihinde hiçbir yerde tek bir kişinin gerçekten de sahip olduğu loca yok muydu? Böyle bir durum hiç olmamış mıdır?

Vardır. Olmuştur. Nitekim olduğunu 1980’li yılların başlarında İtalya’da patlak vermiş olan P2 (Propaganda Due) adlı loca skandalından biliyoruz. O dünyayı sarsan bir skandaldı. Masonluk ile bağlantısı ise aslında pek zayıftı; sadece kuruluşunda. Buna benzer bir diğer loca olmuşsa, o da mutlaka ilgili büyük locanın indinde büyük bir baş ağrısı yaratmıştır.

Çünkü Masonlukta monarşinin yeri yoktur.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 14, 2010, 12:33:50 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM'ın bu yazısını okurken,biryandan da kendime "Neden olmasın"diye soruyordum.

Tabi ki benim "Kişi locası"ndan kasdımın bilinen Masonlukla alakası yok.Kendi kendini geliştirme gayreti içerisinde olanların somut bir mekanları olmasa da bir localarının olduğu düşünülebilir.

Bu loca bir mekanla sınırlı olabileceği gibi,belirli bir zamanla veya ruh haliyle imgelenebilir.

Böyle düşününce,sanırım benim tek üyeli birden fazla locam var.


Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Kasım 05, 2010, 08:51:00 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 439
  • Cinsiyet: Bay

sn ADAM

gerçekten çok yüce bir sözcükle onurlandırılmış olduğunu düşünüyorum "o" kişinin.

Fakat kafama takılan bir şey oldu yada ben mi yanlış anladım. Eğer Loca öncelikle kişilerin yönlendirdiği tarzda çalışırsa bu kurallara uygun olurmu. Bana diyeceksiniz ki onuda belirttim loca kurallarına uygun demişssiniz evet gördüm. Ama öncelikle dediğiniz için bu durum karşısında ikileme düştüm sanırım

saygılarımla


Kasım 06, 2010, 07:48:45 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu başlık altındaki konuya ben başlamış olduğum için de Sayın Lucifer bana bir soru yöneltmiş.

Peki.

Ancak ben soruyu tam olarak anlayamadım. Tam olarak anlayamayınca da eksik ya da yanlış yanıt veririm diye çekiniyorum.

Biraz daha açık, berrak sorulursa yanıtlanmaması için neden olmaz.

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 08, 2010, 09:31:38 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 439
  • Cinsiyet: Bay

Sn ADAM

belirtmek istediğim şudur. Loca öncelikle kişilerin yönlendirdiği tarzda çalışmaya yönlendirilirse kurallara nasıl uygun olabilirki. belirtmişssiniz kurallara uygun olacağını fakat öncelikle kişinin kuralları dediğiniz için bir karışıklık yaşadım.
saygılarımla,



Kasım 08, 2010, 11:15:10 öö
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Kuşkusuz bu konu "Kişinin Locası" başlığının biraz dışxında kalıyor ama olsun.

"Kişinin Locası" kavramının ne olduğunu anladık. O, tek bir kişinin sahip olup dileğince yönlendirdiği bir loca. Geçmişte pek ender örnekleri görülmüş. Günümüzde bildiğimizce pek yok. Ancak bir bakarsınız, sonradan biryerde olduğu ortaya çıkıverir.

Tarihte bir de "bağımsız loca" kavramı vardı. Bu da günümüzde pek ender görülenr bir olgu. Genellikle benimsenen yöntem, önceleri bir bağımsız loca olsa da sonradan bunun yanı sıra ya da bundan doğm başka locaların da oluşması ve hepsinin bir obediyans (genellikle büyük loca ama öyle olması zorunlu değil) çatısı altında birleşmesi.

Konu bağımsız loca olunca, elbette bunun çalışma yöntemi, stratejisi, kuralları o loca üyelerince belirlenir.

Ancak konu bir obediyansa bağlı bir loca olunca, önce obediyansın koymuş olduğu çalışma yöntemi, strateji ve kurallmar geçerlidir. Loca, bunlara bağlı olarak kendi içinde özgürdür. Buna belki sınırlı özerklik demek daha doğru.

Bu localardan kimileri de kendilerini belirli yöntem, strateji ve kurallara bağlar; dediğim üzere obediyansın yöntem, strateji ve kurallarına aykırı düşmemek koşuluyla. Bir tür kendi kendini bağlama olgusurdur bu ama buna zaten o loca kendi içinde karar vermiş olduğu için, isterse sonradan değiştirebilir de...

Bu bakımdan bir de toplantılarda uygulanan ritüeller konusu var... Bu açıdan ise iki ayrı uygulama görülüyor. Biri "büyük loca" tarzındaki obediyanslarda, öteki "büyük doğu" (grand orient) tarzında olanlarda.

Büyük loca tarzındaki obediyanslarda ritüelleri büyük loca belirler ve her loca bunlara uyar. Ancak bunun yer yer istisnaları da görülür ki, İngiltere Birleşik Büyük Locası da bunlardan biridir. Bazı localarda bir başka ritüelin uygulanmasına izin verilir.

Büyük doğu tarzındaki obediyanslarda ise, her loca ritüelini kendisi belirler. Bu demek değildir ki oturup kendi başına yeni bir ritüel yazar. İsterse onu da yapabilir ama çoğu kez daha önce uygulanmakta olan bir başka ritüeli benimser. Böylece ortaya bir ritüel karmkaşası çıktığı düşünülebilirse de, aslında bunların arasındaki farklar ayrıntıdadır. Bu ritüel obediyansın bilgisine sunulur; onay gerektirmez. Ancak obediyüans ritüeli kendi ilke, yöntem ve kurallarına çok aykırı bulacak olursa reddeder. Bunun anlamı da aslında o locayı reddetmek ve obediyans dışına çıkarmak demektir.

Bilmem bu anlattıklarım konuya yeterince açıklık getirdi mi?

Sevgiler.

     




 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 08, 2010, 11:26:50 öö
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 439
  • Cinsiyet: Bay

SN ADAM

bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. anlattıklarınız konuyu daha iyi anlamamı sağlamıştır.

saygılarımla,


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
70550 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
“Türk Mitolojisi”

Başlatan bugfree Mitoloji

7 Yanıt
6560 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 27, 2011, 03:50:33 ös
Gönderen: agnusdei
20 Yanıt
16861 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 14, 2014, 11:48:38 ös
Gönderen: asimov
8 Yanıt
6348 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 23, 2016, 09:26:57 öö
Gönderen: Ares
0 Yanıt
3639 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2010, 03:33:51 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3393 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2010, 06:27:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2511 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 08, 2010, 05:35:44 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
9963 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 14, 2012, 01:07:31 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4146 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2012, 02:15:57 ös
Gönderen: oasis
1 Yanıt
4635 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2017, 02:16:11 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak