BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın açıkladığı Diyanet’te ‘mele’ dönemi projesinin detayları netleşmeye başladı. Diyanet, bölgede etkin olan Nakşibendi, Kadiri ve Kürt kökenli Nurcu grupların dini önderleri arasında yer alan bazı isimlere öncelikli olarak kadro verecek. Diyanet, Hizbullah’a yakın isimlerin ise sızma yapmaması için önlem arıyor. Diyanet’in bölgedeki yaklaşık 2 bin camisinde kadrosu bulunmuyor. Kadrosuz camilerin büyük çoğunluğunda din hizmetleri Hizbullah’a yakın din adamlarınca yürütülüyor. Hizbullah dışındaki cemaatlerin ise etkin oldukları kadrosuz cami sayısının 800 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Caferilerden şartlı destek
Türkiye Caferileri manevi lideri Selahattin Özgündüz’den de projeye “Asimilasyon kaygımız giderilmeli” şartı geldi. Özgündüz, “50-60 caferi imamının kadroya alınması kabul edilemez. ‘Ya hep ya hiç’ anlayışındayız. Iğdır ve Ardahan’dan daha fazla din adamımız İstanbul, Ege ve Ankara’da. 70 milyonluk Türkiye’de 100 bin kadrosu varsa Diyanet’in 3 milyonluk Caferilerin de 5 bin kadrosu olmalı” dedi. Iğdır Ehlibeyt Mektebi Başkanı ve Hüseyin Camisi İmamı Hüseyin Yeşil: Biz Diyanet’in memuru, sözleşmeli, sözleşmesiz çalışanı olmak istemiyoruz. Şia (Caferi) din adamları bugüne kadar yıllardır böyle yaşamıştır. Çünkü memur olursa hocalık özelliğini kaybeder. Onun için bu konunun iyi düşünülmesi lazım. 1998 yılından bu yana sürekli karşımıza çıkıyor. Biz bunu bir psikolojik baskı olarak değerlendiriyoruz. Böyle bir talebimiz yok. Lütfen bizi rahat bıraksınlar.
Mustazaf-Der Genel Başkanı Avukat Hüseyin Yılmaz: Diyanet İşleri’nin ve imamların bağımsız olmasını istiyoruz. Özerk bir yapı olması lazım. Medrese çıkışlı melelerin ekonomik sıkıntıları var. Diyanet İşleri kadrosuna alınmasına olumlu bakıyoruz. Ancak, kendisine yakın gördükleri meleleri mi yoksa bağımsız olanlar mı alınacak? Gerçekten okumuş eğitim almış, birçok imam hatipliden daha İslami eğitimi olduğu gerekçesiyle değerlendirilmek amacıyla alınıyorsa destekleriz. Ancak, resmi ideolojiyi halka dayatmak amacıyla böyle bir proje varsa karşı çıkarız. Bu nedenle kuşkuyla yaklaşıyoruz. Bu hamur daha çok su çeker. Önümüzdeki günlerde belli olur.
ESKİ müftü ve CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, “mele” projesine tepki göstererek, “İslam tarihinin en büyük yanlışlarından biri olur. AKP, Allah’tan korksun. Dinin, diyanetin ve siyasetin genetiğiyle oynamaktır, atılmak istenen adım” dedi. Özkes, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Açıklanan 1000 kadro projesi, eğitimli İmam Hatip ve İlahiyat Fakültesi mezunlarının by-pass edilmesidir. AKP’nin bölgedeki oy stratejisinin bir taktiğidir. AKP iktidarı Diyanet’i açılımlar koordinatörü olarak görüyor” diye konuştu.
Kars’taki Caferilerin dini lideri Seyit Ahmet Erdem: Diyanet diyor ki, ‘Seni ben kabul ettim ama bana benzeyeceksin.’ Bunun manası budur. Türkiye’de camilerimizi biz kendimiz yaptırmışız. Devletin hiçbir katkısı olmamıştır. Bizim camilerimiz bağımsızdır, bağımsız olmaya da devam edeceğiz. Böyle bir çerçevede biz böyle bir kadroya girmeyi kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Her şeyden önce bize Caferilik eğitiminin sunulması gerekiyor. Ondan sonra Caferi fakültelerinden mezun olduktan sonra yasalar düzenlenir. Ve orada Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Caferilik adı altında bir daire tahsis edilir. O açıdan onların altyapısı yapılmadan böyle bir kadroya karşıyız. Bazıları girebilir ama onlar da girdiği zaman bizden kopmuş olacaklar. Kardeşçe yaşamışız, kardeşçe yaşamaya devam etmek istiyoruz. Bu önerinin bu dokuyu bozacağı yönünde şüphemiz vardır.
IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......